Bölüm 94: Tapınak Büyüsü

avatar
4948 46

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 94: Tapınak Büyüsü


 

Yaman Dalgalar Azgın Deniz öne çıkıp Mantikorlardan biri ile temasa geçti. Açılışı Epik Vuruş ile yapıp hemen arkasından Kalkan Darbesi ile devam etti. Yoldaşlarının saldırıya uğradığını göre diğer iki Mantikor da hedef değiştirip üçüncü Mantikora katıldı. Üç Mantikorun amansız saldırısı karşısında Yaman Dalgalar altın kule kalkanının arkasına sığınıp savunmaya geçti.

 

Hareketleri bir Dövüşçüye göre kesin ve çevikti. Ancak bu kadarını da yapamayacak olsaydı Kutsal İmparatorluk loncasının elit takımında ana tank olma görevini ona vermezlerdi.

 

Yaman Dalgalar, Mantikorların amansız saldırılarına direnirken üzerinden hasar değerleri fırlıyordu. Çok geçmeden üzerine düşen ışık, canının büyük kısmını yeniden doldurmuştu.

 

Savaş devam ettikçe canı bir artıp bir azalıyordu. Gerçi Rahiplerin iyileştirme hızı canının azalma hızına yetişemediğinden sürekli olarak can kaybediyordu. Anlaşılan Kutsal İmparatorluk’un en iyi Dövüşçüsü bile şiddetli saldırı altında fazla dayanamayacaktı.

 

Ön safların geri kalanı, ki buraya Miskin Tilki de dahildi, savaşa katılıp Yaman Dalgalar üzerindeki yükü biraz olsun hafifletmeye çalışıyordu.

 

Anti-Felç İksiri kullanmayı unutmayın!

 

Anlaşıldı!

 

Bu sırada arkadaki Büyücülerin asalarında toplanan büyü enerjilerinden parlak ışıklar yayılıyordu. Kimi büyülerini hazırlamayı sürdürürken, kimileri hazırlığı bitirmiş ve büyülerini göndermişlerdi. Büyüler Mantikorların üzerine yağdıktan sonra ilk Mantikor düşmüştü.

 

Nie Yan kalan iki Mantikordan birinin arkasına geçip Şok Darbesi ve ardından Hayati Vuruş ile saldırdı.

−103 
−123

 

Ohaa! O nasıl bir hasar öyle!?” Takımdakiler akıllarını yitirecek gibi oldular. O saldırıları yapan gerçekten bir Hırsız mıydı? Öyleyse neden takımdaki Savaşçılardan daha yüksek bir saldırı değerine sahipti?

 

Herkesçe bilinene göre Savaşçı sınıflarının saldırı gücü yüksek olurken, Hırsızlar bu eksikliklerini yüksek saldırı hızlarıyla kapatırlardı. Yaygın bilgi buydu. O yüzden Nie Yan’ın verdiği hasar karşısında afallamışlardı.

 

Çift hançer taşıyan Nie Yan’ın hem saldırı hızı, hem de saldırı gücü oldukça yüksekti. Bu kombinasyon resmen güç dengelerini alt üst ediyordu!

 

Böylece kalan iki Mantikor da yenilmiş oldu. Takım son derece etkili çalıştığından Nie Yan’ın standartlarıyla değerlendirildiklerinde bile hatasız bir iş ortaya koymuşlardı.

 

İlk üç Mantikor öldükten sonra kalan on üçü de gelmişti.

 

Miskin Tilki’nin de içerisinde bulunduğu altı ön saf oyuncusu Mantikorları karşılamaya hazırlandılar. Hemen arkalarında Şövalyeler yer alıyordu. Şövalyeler plaka zırh giydiklerinden yeri geldiğinde onlar da ön saflarda oynayabilirlerdi. Ekipmanları kaliteli olan bir Şövalyenin savunması Savaşçıdan aşağı kalmazdı.

 

Lanet olsun. Mantikorların saldırı güçleri çok yüksek. Yaman Dalgalar, sen Alfa Mantikoru oyala.” Lonca lideri olarak Yaman Dalgaların durmadan azalan canı onu telaşlandırıyordu. Diğer oyuncuların durumları da Yaman Dalgalar’dan daha iyi sayılmazdı.

 

Mantikorların saldırı güçleri Miskin Tilki’nin tahminlerinin ötesine geçmişti. Üç tanesiyle bile güç bela başa çıkmışlardı. Şimdi ise on üç tanesi birden gelmişti. Neyse ki düzenlerini darboğaza yerleştirmişti. Bu sayede Mantikorlar takımın arkasına geçemiyorlardı. Aksi halde sonuçlar çok ağır olabilirdi.

 

Uzman zorluk derecesindeki zindanı Normal derecedeki tecrübesiyle ele almak muhtemelen kötü bir fikirdi.

 

Soğuk İsfendan, Kavurucu Meteoru hazırla. Yoksa büyüyü kullanamadan öleceğiz.” Miskin Tilki emri verdi. Şifacılar büyük baskı altındaydı. En ufak hataları takımın felaketiyle sonuçlanabilirdi. Daha fazla zaman kaybetmeden elindeki bütün kartları oynamak zorundaydı.

 

Dur bir saniye, ne dedin? Kavurucu Meteor mu? Tapınak Büyüsü mü kullanacaksın?

 

Bekl-!

 

Nie Yan yetişememişti. Soğuk İsfendan isimli Kutsal Büyücü çoktan altın renkli tılsımını çıkarıp büyü sözlerini okumaya başlamıştı.

 

Ahh, ne büyük israf! Böyle bir yerde neden Tapınak Büyüsü kullanırsın ki?! Nie Yan biraz sinirlenmişti. Ellerinde böyle bir büyü olduğundan haberi olsa patrona gelene kadar kullanmalarına engel olurdu. Kral Mantikorun canı kritik değerin altına düştüğünde gücü kat be kat artıyordu. Öyle bir zamanda Kavurucu Meteor büyüsünün ani hasarı mükemmel bir saldırı olabilirdi. Daha az zaman ve güç harcayarak patronu öldürecekleri gibi olası bir ölümün önüne de geçebilirlerdi. Ancak artık çok geçti. Büyü hazırlanmaya başlamıştı. İptal edilse bile kullanılmış gibi bekleme süresi başlayacaktı.

 

Pek çok büyü türünün arasında birkaç tanesi vardı ki en güçlü büyüler olarak anılmayı hak etmişlerdi. İnsan ırkının Tapınak Büyüsü, Devlerin Kasate Büyüsü,  Hayvanadamların Vahşet Büyüsü, Elflerin Ay Ruhu Büyüsü, Şeytanların Kara Büyüsü, Hortlakların Kader Büyüsü vs. şeklinde liste uzayıp gidiyordu. Ayrıca bunların bir tık altında yer alan Elemental Dehliz Büyüsü, Hortlak Tapınak Büyüsü gibi türler de vardı. Her biri kendi kültürüne ve yöresine ait karakteristik özellikler taşıyordu ve ait oldukları taraflarla yakın bağları vardı.

 

Bu büyülerin gücüne şüphe yoktu.

 

Tapınak Büyüsü içerisinde on altı rütbeye ayrılıyordu.

 

Kavurucu Meteor, birinci rütbeye ait en zayıf Tapınak Büyülerinden biriydi. En zayıf Tapınak Büyüsü olması büyünün güçsüz olduğu anlamına gelmiyordu. Aksine, şu anki oyuncu kitlesinin elindeki büyüler arasında en güçlü büyülerden biriydi. Bekleme süresi iki gündü ve hazırlama şartları normal büyülere kıyasla çok daha yüksekti.

 

Büyünün öncelikli şartı önceden çizilmiş ve doldurulmuş haldeki bir Tapınak Tılsımıydı. Kavurucu Meteor gibi bir büyüyü tılsıma çizmek en azından bir saat alırdı. Sonrasında büyü için yeterli enerjiyi sağlamak için tılsımı manayla doldurmak gerekiyordu. Birinci rütbenin en yaygın büyülerini doldurmak için bile en az bin mana puanı şarttı. Soğuk İsfendan’ın tılsımı doldurması için mana çubuğunu üç defa boşaltması gerekmişti.

 

Dahası, Kavurucu Meteor büyüsünü kullandıktan sonra iki gün bekleme süresi vardı. Yani bu büyüyü kullanmadan önce iyice düşünüp taşınmak gerekiyordu.

 

Tapınak Büyülerini elde etmek kolay değildi. Tek bir beceri kitabının fiyatı 1 altından fazlaydı. Ayrıca her parası olan büyüyü alabilecek gibi bir kaide yoktu.

 

Miskin Tilki, Soğuk İsfendan’a büyüyü hazırlamasını emretmişti. Bundaki temel sebep durumun gittikçe kötüye gitmesiyken bu fırsatla Nie Yan’a gücünü ve servetini de göstermek istemişti.

 

Neticede çok az takımda Tapınak Büyüsü gibi güçlü büyüler vardı.

 

Mantikorların ağır saldırıları altındaki Miskin Tilki ve diğer ön saflar, yavaş yavaş geri çekilerek mümkün olduğunca zaman kazanmaya çalışıyorlardı.

 

On saniye… Yirmi saniye… Otuz saniye… Kavurucu Meteorun hazırlığında üç set büyülü söz okunmalıydı. Nihayet Soğuk İsfendan’ın elindeki altın tılsımdan göz alıcı bir ışık yayılmaya başladı. Gökyüzünde devasa büyüklükte alevler içerisinde bir küre belirdi. Küre havada patlayıp alev almış küçük meteorlara ayrıldı.

 

Meteorlar Mantikorların üzerine yağmur gibi düşüyordu.

 

−302, −321, −301, −310, −310…  Hasar değerleri birbirleri ardına fırlıyordu. Her bir meteor patladığında havai fişekleri andıran bir ışık yayıyordu. Sanki havada nilüferler çiçek açıyordu.

 

Üçüncü meteor dalgasından sonra neredeyse bütün Mantikorlar ölmüştü. Geriye yalnızca Alfa Mantikor kalmıştı. Ancak meteorlar düşmeye devam ediyordu. Beşinci dalgayla birlikte Alfa Mantikor da ölümün kıyısına gelmişti.

 

Ön saflar ileri atıldı, Büyücüler arkadan destek verdi. Bir ayağı çukurdan olan Alfa Mantikor kolaylıkla öldürüldü.

 

Kavurucu Meteor olmasaydı Alfa Mantikoru öldürmek bu kadar kolay olmazdı. Belki de bütün takım hayatını kaybedebilirdi.

 

Her yer Mantikor cesetleriyle doluydu. Takımdaki Hırsızlar cesetlere gidip düşen eşyaları topladılar ve türlere göre ayırdılar.

 

Ee, büyü hakkında bir şey söylemedin.” Miskin Tilki mutlu bir halde Nie Yan’a yaklaştı. Sonuçta Nie Yan daha önce bu kadar güçlü bir büyü görmemiş olabilirdi. Bir bakıma Nie Yan’ın ufuklarını genişlettiği söylenebilirdi.

 

Nie Yan zoraki bir gülümsemeyle yanıtladı. “Tapınak Büyüsü’nü neden burada kullandın? Büyünün gücü boşa gitmedi mi sence? Eğer gizli planın buysa sonraki yuvada ne yapacaksın?

 

Nie Yan oyuna yeni girmiş bir çaylak değildi. Onun tecrübeleri Miskin Tilki’nin hayallerinin çok daha ötesine uzanıyordu. O yüzden birinci rütbeden Tapınak Büyüsü Kavurucu Meteor onu ne şaşırtmış ne de etkilemişti.

 

Aslında büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Miskin Tilki’nin burada Tapınak Büyüsü kullanması aşırı güç kullanmaktan başka bir şey değildi. Sonraki yuvaya geçtiklerinde elinde güçlü bir büyü olmayacağı için ilerlemesi de orada duracaktı!

 

Miskin Tilki, Nie Yan’ın sözleri sonucu ufak bir utanç yaşamıştı. Başka seçeneği olsa o da Tapınak Büyüsü kullanmak istemezdi ama o sırada şartlar büyüyü kullanmasını gerektiriyordu. Zaten büyüyü kullanmasındaki en önemli amaç Nie Yan’ı etkilemekti. Ancak Nie Yan büyüyü gördüğü anda Tapınak Büyüsü olduğunu anladığından hiç etkilenmemişti. Üstüne bir de büyüyü kullandığı için eleştirmeye başlamıştı. Bunlar bir yana, Nie Yan’ın oyun bilgisinin kendisininkinden çok daha geniş olduğunu anlamıştı. Nie Yan kimdi de bütün bunları biliyordu?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr