Bölüm 90: Kutsal İmparatorluğun Elit Takımı

avatar
5043 47

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 90: Kutsal İmparatorluğun Elit Takımı


 

Genç Yedi sordu. “Kalkanın kademesi ne?” Aslan Kralın Kalkanından gelen parlaklık tek kelimeyle göz alıcıydı. Eğer bu gerçekten Altın kademeyse, kalkanın müzayede evinde satılacağı fiyatı yalnızca hayal edebilirdi.

 

Altın kademe. Nie Yan’dan satın aldım.

 

Ne kadara?

 

Çok değil. Arkadaş indirimiyle birlikte 20 gümüşe sattı.” Kalkandaki indirim bir yana, Nie Yan’a muhtemelen birkaç iyilik borcu olmuştu.

 

Genç Yedi biraz kıskandı. Kılıç Parıltısı kesinlikle iyi bir indirim almıştı. O kalitedeki bir kalkan pazara düşecek olsa 30 gümüşün altına gitmesine imkan yoktu. Hatta çok daha fazlasına satılabilirdi. Arkadaşlar arasındaki ticaretler pazar fiyatının altında olurdu zaten ama böyle bir indirimi daha önce duymamıştı. Nie Yan’ın cepleri para dolu değilse bu kadar yüksek bir indirim yapması oldukça ilginçti. Ancak şöyle bir düşündüğünde Nie Yan’ın ceplerinin gerçekten de para dolu olduğuna kanaat getirdi. Yoksa kim Altın kademe ekipmanı sakız verir gibi hediye ederdi?

 

Nie Yan’ın hareketlerinden, işleri halletme yöntemlerinden ve arkadaşlarına olan tutumundan yola çıkarak çevresindeki insanlara karşı oldukça cömert olduğu söylenebilirdi.

 

Nie Yan gittikten sonra Genç Yedi ve grubu, Kılıç Parıltısı ile muhabbeti sürdürdü.

 

Siz de benimle kasılmaya gelmek ister misiniz?” Kılıç Parıltısı kardeşlik elini uzattı.

 

Olur, isteriz tabii!

 

…ama öncesinde, eski kalkanını bize satman mümkün mü?

 

Neden olmasın? Zaten artık işime yaramıyor. Nie Yan’ın arkadaşı olduğunuza göre size güzel bir indirim yaparım. Bakalıım… 5 gümüş uygun mu? Bu kalkanı alabilmek için birkaç arkadaşımdan borç almıştım. Onlara da geri ödeme yapmam gerek. Elimden gelenin en iyisi bu.” Kılıç Parıltısı’nın söylediği fiyat, maliyet fiyatıydı. Aslan Kalkanı kesinlikle bundan çok daha fazla ederdi. Yok fiyatına satmasının sebebi Nie Yan’a olan saygısıydı.

 

Anlaştık!” Genç Yedi heyecanlanmıştı. Aslan Kalkanının özelliklerine baktığında oldukça ucuz bir fiyattan aldığını anladı. Bu şekilde gruplarının kaliteli bir kalkanı olmuştu.

 

Nie Yan umuma açık alana vardığında Miskin Tilki ile birlikte sayıları otuzu bulan oyuncu grubunun transfer noktasının önünde toplandığını gördü.

 

Üzerlerindeki ekipmanlar son derece alımlı görünüyordu. Esrarlı Büyücülerin tamamında Kara Kış Seti, Rahiplerde de Parlak Dua Seti vardı. Savaşçı türü oyuncuların ekipmanları da yüksek kalitedeydi. Böylesi bir topluluğun etraftaki oyuncuların dikkatini çekmemesi imkansıza yakındı.

 

Etraftaki oyuncular manzaraya hayretler içerisinde bakarak bu topluluğun kimliğini tahmin etmeye çalışıyordu.

 

Şu takım hangi loncadan?

 

Ne? Nasıl tanımazsın? Onlar Kutsal İmparatorluktan. Gümüş-beyaz zırh giyen kişi de loncanın lideri Miskin Tilki!

 

Kutsal İmparatorluk oyuncuları gururluydu. Etraftaki oyuncuların onlara gıpta dolu bakışları yüzünden biraz da kibirliydi. Her biri loncanın üst basamaklarında yer alan elit oyunculardı. İnanç’tan önceki VRMMOlarda bile hepsi Kutsal İmparatorluk loncasının birer üyesiydi.

 

Miskin Tilki sokaktan içeri akın eden oyuncuları gözleriyle tararken nihayet Nie Yan’ı görebildi.

 

Geldi.” dedi takım arkadaşlarına.

 

İstisnasız hepsi Nie Yan’ın geldiği tarafa bakıyordu. Hiçbiri kaptanları Miskin Tilki’nin bu Hırsıza neden bu kadar değer verdiğini bilmiyordu. Aralarında hangisi seçkin bir oyuncu değildi? Hangisi yeterli oyun tecrübesinden yoksundu? Bu yabancıyı kabul etmek onlara ağır geliyordu.

 

Buradaki çoğu kişi Nie Yan’a yabancıydı. Ancak memnuniyetsizliğini gösterenler de dahil herkesin gözü şu an onun üzerindeydi. Üzerindeki onca rahatsız edici bakışa rağmen Nie Yan istifini bozmadan ilerledi ve Miskin Tilki’nin yanına geldi.

 

Göz teması kurdukları anda Miskin Tilki, Nie Yan’ı başıyla selamladı. Birinin ne kadar kabiliyetli olduğunu duruşuna bakarak anlayabilirdi. Yalnızca kendilerine güvenen insanlar büyük işler başarabilirlerdi.

 

Üstad, hoş geldin!” Taş öne çıkıp Nie Yan’ı karşıladı.

 

Hoş bulduk.” Nie Yan Miskin Tilki’ye döndü. “Yine karşılaştık.

 

Evet.

 

Alacakaranlık da gruba dahil edilmişti. Ent Ormanını beraber temizledikten sonra Nie Yan’la aralarındaki samimiyet gelişmişti. O da Taş gibi öne çıkıp Nie Yan’ı gülümseyerek selamladı.

 

Dördü birbirleriyle muhabbet ederlerken etraftaki oyuncular Kutsal İmparatorluk loncasının lideri olan kaptanlarının yanındaki Nie Yan’ın, kaptanlarından aşağı kalır bir duruş sergilemediğini fark ettiler. Nie Yan yerine göre nazik bir üslupla konuşurken yeri geldiğinde yukarıdan bakmasını biliyordu. Yalnızca bununla da kalmıyor, muhabbetin birçok safhasında öne çıkan taraf oluyordu. Karşılarındaki bu manzara, yabancı Hırsızın onların gözündeki gizemini daha da artırıyordu.

 

Duyduğuma göre daha önce Agmota Çamur Bataklıkları’nı temizlemiş. Yetenekleri de oldukça iyiymiş. Bize rehberlik etmesi için bizzat lider çağırmış.

 

Nasıl olur? Koca oyunda Agmota Çamur Bataklıkları’nı temizleyen takımların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Emin misin?

 

Benim duyduğum bu…” Konuşan kişi bilginin doğruluğundan emin değildi. Bu yüzden biraz geri adım atmak durumunda kaldı.

 

Miskin Tilki’nin arkasındaki oyuncular kendi aralarında sessizce tartışıyorlardı. Ara sıra Nie Yan’ın üzerindeki ekipmanlara bakıp Agmota Çamur Bataklıkları’nı gerçekten temizleyip temizlemediğini anlamaya çalışıyorlardı. Ancak Nie Yan’ın üzerinde o zindana ait hiçbir şey göremeyince hayal kırıklığına uğruyorlardı. Üzerinde o zindandan düşen tek bir ekipman bile yoktu. Elbette bu Nie Yan’ın ekipmanlarının düşük kalitede olduğu anlamına gelmiyordu. Tersine hepsi de yüksek kalitedeydi. Bu konuda hepsi hemfikir olmuştu.

 

Kardeş Nie, zindanda bize sen mi liderlik edeceksin?” Miskin Tilki bakışlarını Nie Yan’a dikti. Yüz ifadesinden düşüncelerini anlamaya, ne tür bir arka plana sahip olduğunu kestirmeye çalışıyordu. Ardından biraz daha aşağılara, Nie Yan’ın belinde asılı olan hançerlerine baktı. Hançerlerin en azından Altın kademe olduklarına emindi.

 

Miskin Tilki’nin sorusu çevredeki oyuncuların dikkatini çekmişti.

 

Bana fark etmez. Sen liderlik etmek istiyorsan sana uyarım. Ama benim rehberliğimi istiyorsanız düşecek Hırsız eşyalarında ilk söz sahibi olmamın dışında Kral Mantikor’dan düşecek olan Belirsiz Işınlanma Parşömenini de alırım.” Nie Yan gayet sakin bir şekilde cevap verdi. Elbette Miskin Tilki’nin kendisini denemeye çalıştığını anlamıştı. Miskin Tilki’nin, kendi takımının liderliğini Nie Yan’a rahatlıkla verebilecek biri olmadığını biliyordu.

 

Bu ne kibir böyle! Miskin Tilki’nin arkasındaki oyuncuların ortak olarak düşündükleri şey buydu. Küçük düşürülmüş gibi hissediyorlardı. Bu herif kendini ne sanıyor?

 

Nie Yan oyunculardan yükselen uğultuyu görmezden geldi. Gözleri Miskin Tilki’nin üzerinde, ondan gelecek cevabı bekliyordu. Miskin Tilki beklediği kararı vermezse takımdan çekilecek ve ileride kendi takımıyla bu zindana tekrar girecekti.

 

Gerçi Bilinmez Işınlanma Parşömeni değerli bir eşya olduğundan mümkün olduğunca erken ele geçirmek istiyordu. Diğer oyunculara göre sıradan bir parşömen olan bu eşya, Nie Yan için inanılmaz değerliydi!

 

Takımın büyük çoğunluğu Nie Yan’ın yeteneklerinden şüphe etse de Alacakaranlık ve Taş’ın ona olan inancı tamdı. İkili hemen arkadaşlarının yanına dönüp onları sakinleştirmişti.

 

Miskin Tilki bu sırada Nie Yan’ın seviyesini yeni görmüştü. Büyük bir şaşkınlık içerisinde Taş’ın ona söylediklerini hatırladı. Taş, Nie Yan’la ilk tanıştığında Nie Yan oyuna yeni başlamıştı ve Seviye 0’dı. O günün üzerinden yalnızca birkaç gün geçmişti ve Nie Yan çoktan Seviye 6’ya ulaşarak kendisine yetişmişti. Bu hızda seviye atlamak mümkün müydü? Nie Yan eski karakterini silip yeni karakter açtığını söylediğinde Miskin Tilki ona inanmamıştı. Ancak gerçek önündeydi. Eğer karakterini silip yeniden başlamadıysa nasıl bu kadar bilgili olabilirdi? Seviye 0’dan Seviye 6’ya nasıl bu kadar kısa sürede ulaşabilirdi?

 

Belki de Nie Yan gerçekten doğru söylüyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr