Bölüm 89: Aslan Kralın Kalkanının Satışı

avatar
4912 46

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 89: Aslan Kralın Kalkanının Satışı


 

Genç Yedi ve diğerleriyle muhabbet ederlerken Nie Yan bir çağrı aldı.

 

Şehirde misin? 20 gümüşü topladım. Yerini söyle, hemen geliyorum.

 

Arayan kişi Şaşaalı Kılıç Parıltısı’ydı.

 

Müzayede evinin önündeyim.

 

Tamamdır, biraz sonra oradayım.

 

Bir tanıdık. Buraya geliyor.” Nie Yan Genç Yedi ve diğerlerini bilgilendirdi.

 

Sorun değil. Zaten şu anda bir işimiz yok. İşini hallettikten sonra muhabbete devam ederiz.” Genç Yedi, Nie Yan’ın takım kurma niyetini öğrendikten sonra seçeneklerini tartmaya başlamıştı. Kendi planına devam mı etmeliydi, yoksa Nie Yan’ı mı takip etmeliydi? Kendi takımını kurma fikri ona her zaman çekici gelmişti. Ancak yetenekli oyuncuların eksikliğini fark ettiğinde gönülsüz de olsa planını ileri bir tarihe ertelemek zorunda kalmıştı. Buna rağmen başkasının kurduğu bir takıma katılma konusunda pek hevesli olduğu söylenemezdi.

 

Kılıç Parıltısı bölgeye varmıştı ve müzayede evine doğru yürüyordu. Müzayede evine yaklaştığında girişin önünde Nie Yan ve birkaç kişinin muhabbet etmekte olduğunu gördü.

 

İlk olarak Nie Yan’ı selamladı. “Merhaba.

 

Genç Yedi ve diğerleri Kılıç Parıltısı’nı, daha doğrusu ekipmanlarını gördüklerinde içten içe şok yaşadılar. Gümüş renkli zırhı, abartılı altın kalkanı… Gerek zırhı, gerek kalkanı, tasarımlarından ve üzerlerine işlenen kabartmalardan ötürü sıradan ekipmanlar olmadıklarını haykırır gibiydi.

 

Ekipmanların kalitesine bak! Genç Yedi, Yitik ve diğerlerinin zihninde oluşan ilk düşünce buydu.

 

Kılıç Parıltısı keyifsiz görünüyordu. Şu anda pek iyi bir halde olduğu söylenemezdi. Anlaşılan Nie Yan’ın uyarısındaki olaylar gerçekleşmişti. Gururla taşıdığı lonca nişanı şu anda göğsünde değildi.

 

Loncadan mı ayrıldın?

 

Kılıç Parıltısı sinirliydi. “O lonca çöplükten farksızdı. Daha fazla kalsaydım tadım kaçardı.

 

Olaydan sonra muhtemelen Kılıç Parıltısı ve Hei Zhuo’nun arası açılmıştı. Göğsündeki lonca nişanının yokluğundan böyle bir sonuca ulaşmak doğaldı. Sevgilisinin ve en iyi arkadaşının arkasından gizlice fingirdeştiklerini duyan kim olursa olsun sakin kalması mümkün olmazdı. Kılıç Parıltısı da sinirle loncasından ayrılmıştı. Kılıç Parıltısı ve Hei Zhuo’nun birlikte kurdukları Engelsiz loncasının önceki hayatındaki yükselişinin temel nedeni Kılıç Parıltısı’nın şöhretiydi. Yükselişin ardından fazla zaman geçmeden Hei Zhuo’nun devreye soktuğu bazı gizli silahları sayesinde Kılıç Parıltısı’nın loncadaki nüfuzu azalmıştı. Hei Zhuo da loncayı tamamen ele geçirmişti. Bu defa Nie Yan’ın etkisi sayesinde Kılıç Parıltısı loncadan erken ayrılmış ve Engelsiz henüz büyük bir lonca olamadan dağılma aşamasına gelmişti.

 

Altı üstü bir lonca. Kafana taktığına değmez.” Nie Yan teselli etmeye çalışıyordu. Kılıç Parıltısı dışarıdan küstah biri gibi görünse de düzgün bir kişiliğe sahipti. Yoksa Nie Yan zahmete girip de Hei Zhuo konusunda onu uyarmazdı.

 

Haha, kafama takmıyorum! Sandığın kadar kötü etkilenmedim.” Kılıç Parıltısı güçlükle gülümsedi. Dışarıdan umursamıyor havası takındığı halde içi farklı şeyler söylüyordu. Kendisinden başka kimseye ne hissettiğinden bahsetmemişti. Bu mesele insanlara anlatabileceği bir mesele değildi. Nie Yan önünde zaten rezil duruma düşmüş gibi hissediyordu.

 

Bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini anlayınca Nie Yan da fazla uzatmadı.

 

Peki loncadan ayrıldıktan sonra kendine bir takım bulabildin mi?” Önceki hayatında Kılıç Parıltısı oyundaki en iyi üç Dövüşçüden biriydi. Arkasında bir takım olmadan geçmişteki başarısına ulaşması da hayli zor olacaktı.

 

Hayır, henüz aramadım. Hayırdır, takım mı kuruyorsun?

 

Aslında kurmayı düşünüyorum.

 

Sabit bir takım kurarsan seve seve katılırım. Ancak katılmadan önce söyleyeyim. Eğer takım iş yapmazsa ayrılırım.” Kılıç Parıltısı sözünü sakınmadı. Pek hoş sözler etmemişti ama en azından dürüsttü. Arkadaş görünen ikiyüzlülerden çok daha iyiydi.

 

Sorun değil, istediğini yapabilirsin. Eğlencesine kuracağım zaten. Üyelerden tek istediğim zindanlara girileceği zaman herkesin toplanması. Üyelerin özgürlüklerini kısıtlamak gibi bir düşüncem yok.” Nie Yan rahat takılması seviyordu. Takımı yönetme gibi işlerle uğraşmak istemiyordu. Bir takım oyuncularını elinde tutmak istiyorsa ve bu takım zor zindanlarda mücadele etme gayesindeyse üyelerin özgürlüğünü kısıtlaması takımın başarısını çökertirdi. Bunun yerine iyi niyet, sadakat ve çekicilik arasında bir denge kurulmalıydı. Böylece oyuncular takımdan ayrılma fikirlerine kapılmazlardı.

 

Nie Yan’ın amacı öyle bir takım kurmaktı ki, var olan bütün elit takımları geride bıraksın ve en iyi ekipmanları elde etmesine yardım etsin. Sadık bir oyuncu kitlesi topladığında takımını zindanlara götürebilir, bu sırada onlara yardımcı olabilecek bilgiler ve tavsiyeler verebilirdi. Bu sayede takımını da eğitmiş olurdu.

 

Lakin Nie Yan yalnız başına hareket etmeyi tercih ediyordu. Oyun bilgisinde ondan daha üstünü yoktu. Sürekli yalnız takılsa bile muazzam güçlü bir Hırsız olacağına şüphe yoktu.

 

Fena değil. Zindana girileceği zaman bana haber verirsin.

 

O iş için hala biraz erken. Birkaç güne tekrar konuşuruz.

 

Bu sırada Genç Yedi ve diğerleri bu konuşmayı dinlerken sinirleniyorlardı. Eğer Nie Yan böyle usta bir oyuncuyu takımına katabilecek biriyse kendileri de o takıma katılmakta sakınca görmüyorlardı. Oysa kendi arap saçına dönmüş takımlarına iyi bir Dövüşçü bulmak için ne kadar da uğraşmışlardı!

 

Genç Yedi hemen araya girdi. “Hazır olduğunda bize de haber vermeyi unutma.

 

Tamamdır.” Nie Yan’ın takımı şu anda ilk üçe girmiş bir Dövüşçüyü, yedi Başpiskopostan birini ve kendisine yakın yetenekteki bir Hırsızı barındırıyordu. Tang Yao’nun saldırı gücü fena değildi. Onunki kadar yüksek saldırı gücüne sahip birkaç Büyücü daha bulmak Nie Yan için zor olmazdı. Elit oyuncuların bulunduğu elit bir takım kurması için birkaç oyuncu daha bulması yeterliydi.

 

Muhabbetlerine devam ederlerken Nie Yan başka bir çağrı daha aldı. Bu sefer arayan Taş idi.

 

Üstad, bugün işin var mı?

 

Hayırdır? Bir şey mi oldu?

 

Oyun geliştiricileri yarın açılacak Sosil Vadisi adında bir zindan duyurdular. Zindanı ilk temizleyen biz olmak istediğimiz için Agmota Çamur Bataklıkları’nı bugüne çektik.Taş utana sıkıla durumu açıkladı. Nie Yan’la önceki konuşmalarında zindana yarın girecekleri şekilde anlaşmışlardı. Son anda zamanı değiştirmek çok hoş bir davranış değildi.

 

Sorun yok. Bugün de boşum. Hala temizlemeye yetecek kadar vaktimiz var.Yarın Sosil Vadisi açıldığında oyuncuların pazardaki Siyah Fenolü tüketmesini bekleyecekti. Pazarda Siyah Fenol kalmadığında elindekileri yavaş yavaş piyasaya sürecekti. Ancak bu yarının işiydi. Sunucuların kapanmasına fazla zaman kalmamıştı. O yüzden bir an önce zindana girmeliydiler.Şimdi birkaç arkadaşla birlikteyim. Onlarla vedalaşıp yola çıkarım. Sen de bu sırada buluşma yerini haber ver.

 

Beş dakika sonra Kalor transfer noktasında.

 

Anlaşıldı.

 

Taş ile konuşmasını sonlandırdıktan sonra Kılıç Parıltısı, Genç Yedi ve diğerlerine döndü. “Beyler kusura bakmayın. Bir arkadaş aradı. Şimdi onlarla Agmota Çamur Bataklıkları’na gireceğim. Başka bir zaman muhabbetimize devam ederiz.

 

Sorun değil. Ben de zaten kasılmaya gidecektim. Bir an önce ticaretimizi yapalım o zaman.

 

Genç Yedi, Yitik ve diğerleri kıskanç ifadelerle Nie Yan’a baktılar. Henüz sabit bir takım kurmadıklarından en basit zindanlarda bile zorluk yaşıyorlardı. Agmota Çamur Bataklıkları gibi yüksek seviye bir zindan onlara çok uzaktı. Bu bilgi sayesinde Genç Yedi’nin niyeti güçlendi. Nie Yan’ı takip etmek kesinlikle doğru karardı. Başka takımlar Nie Yan’ı zindanlara davet ettiklerine göre onun rehberliğinden çok şey kazanıyor olmalıydılar.

 

Nie Yan Aslan Kralın Kalkanını Kılıç Parıltısına satarak 20 gümüş elde etti. Ardından veda edip transfer noktasına yöneldi.

 

Ticaret tamamlandıktan sonra Kılıç Parıltısı hemen yeni kalkanını kuşandı. Aslan Kral’ın Kalkanı, oldukça stabil bir uzun kalkandı. Kendine has metalik kahverengi bir parıltısı vardı. Ayrıca kalkanı saran büyü enerjisi, dışarı göz alıcı altın renkli bir aura salıyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr