Nie Yan savaş meydanından kaçmıştı ama bölgeyi henüz terk etmemişti. Etrafta daire çizerek dolaşırken durup etrafını taramaya karar verdi. Çok da uzak olmayan bir yokuş çarptı gözüne. Hızla yokuşa gidip en yüksek noktasına çıktıktan sonra Ebedi Günah ve takımının bulunduğu yere baktı. Mesafenin çokluğundan zar zor görebiliyor olsa da büyülerin sunduğu ışık gösterisi sayesinde savaşın bütün şiddetiyle sürdüğünü tahmin edebilmişti.

İlkin hayatını kurtarabilmek adına Ebedi Günah ve takımının güçlerinden yararlanmayı düşünüyordu. Başka bir düşüncesi yoktu. Fakat onu öldürmeye çalıştıklarında amaçlarına ulaşmalarına izin verecek değildi.

Seviye 7 Alt Elit yaratıktan düşecek olan ekipmanı ele geçirme düşüncesinin cazibesi kolay kolay göz ardı edebileceği bir şey değildi.

Şeker ve diğerleri, Nie Yan’ın bölgeden ayrılmayıp yokuşun üzerinde halen kendilerini izlediğinin doğal olarak farkında değillerdi.

Lanet Hırsızı kovaladıklarına emin olduktan sonra Ebedi Günah ve takımı rahat birer nefes almıştı. Biraz önce gömüldüğü çamur yüzünden panik içerisindeydi. Eğer Rahipleri ölecek olsaydı kendisini bekleyen sonda pek farklı olmayacaktı. Neyse ki Şeker son anda Hırsızı fark etmişti. Bütün takımın sonunu getirecek bir felaketin kıyısından dönmüşlerdi.

「İyi iş çıkardınız! Hepinizin eline sağlık.」Ebedi Günah takım arkadaşlarına teşekkür etti.

「Şansımız yaver gitti. O adam kolay lokma değildi. Gelecekte onunla karşılaşacak olursak dikkatli davranmalıyız.」Şekerin sözleri kutlamayı anında sonlandırdı.

Ebedi Günah Şekerin yeteneklerini bildiğinden karşı tarafın onun üzerinde hiçbir avantajı olmayacağını düşünmüştü. Ancak bu düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu az daha acı bir yenilgiyle öğrenecekti. Karşısındaki Hırsızın akla ziyan yetenekleri vardı.

Nie Yan’ı kovduktan sonra Yılan Kertenkele ile olan savaşları daha rahat geçmeye başlamıştı.

Büyüler Yılan Kertenkelenin üzerinde patladı. Vücudu kavrulmuş, pulları bir bir dökülmüştü. Bombardıman ardından 160 canı gitmiş ve ölümün kıyısına gelmişti. Tek bir saldırıda muhtemelen ölecekti. Kertenkele bu hale düşmüşken bile direnmeye devam etti ve son kozunu da oynadı. Bir anda öncekilerden daha yoğun, kapkara, garip bir gaz püskürttü. Gaz bulutu hızla yayıldı ve 25 metre çapındaki alan içerisindeki herkesin görüşünü engelledi.

Su Yan ve diğer Büyücüler, gaz yayılmaya başladığında hızla geri çekildiler. Gazın merkez konumunda bulunan Ebedi Günah ise saldırısını isabet ettiremedi. Ardından kertenkelenin gölgesinin uzaklaştığını gördü.

Bu ani değişim onu hazırlıksız yakalamıştı. Ne olduğunu anlayana kadar kertenkele kaçışa geçmişti.

「Kertenkele kaçmaya çalışıyor!」

Düşük canla kaçmaya çalışan bir Alt Elit ile ilk defa karşılaşıyorlardı. Tabii, bu böyle bir şeyin yaşandığını ilk defa duyuyorlar anlamına gelmiyordu. Birkaç Elit sınıf arazi patronunun, canları belirli bir seviyenin altına düştüğünde becerilerini kullanarak kaçmaya çalıştıkları duyulmuştu.

「Nerede?」dedi Büyücülerden biri.

Gaz bulutunun içerisinde görüş neredeyse sıfıra indiğinden hedeflerini bulmak onlar için imkansız bir hal alıyordu.

Su Yan ansızın çalıların arasında hareket eden bir gölge gördü. Asasını kaldırıp büyü hazırlığına başlamaya niyetlendi. Henüz büyünün ilk söz dizisini söylemişti ki…

「Sistem: Hedef büyü menzilinin dışında.」

İster istemez büyüsünü iptal etmek zorunda kaldı.

Gaz bulutu dağıldığında Yılan Kertenkeleden eser yoktu. Arkasında iz bile bırakmamıştı!

「Kaçtı...」Su Yan asasını indirdi.

「Ne tarafa?」Yılan Kertenkelenin canını indirmek için insanüstü bir gayret göstermişlerdi. Azıcık canı kalmışken öylece kaçabilmesi bütün çabalarının boşa gittiğini göstermez miydi?

「O tarafa!」

...

Bir süre öncesinde…

Nie Yan yokuşun üzerinde sessizce savaşı izlerken ansızın beliren siyah bulut görüşünü engellemişti. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Aralarından yarıp geçecek! Beklediği gibi gazın içinden bir figür çıkıp güneydoğuya doğru kaçmaya başladı.

Bölgeyi tamamen terk etmemesinin temel nedeni Yılan Kertenkelenin kaçacağını biliyor olmasıydı. Bu yüzden yokuşun üzerine geçip kertenkelenin kaçış yolunu kesmek için beklemeye koyulmuştu.

Canı düşük olan Yılan Kertenkele fazla kaçamayacaktı. En fazla 800 metre kaçmaya muktedirdi. Ebedi Günah ve takımı yetişmeden kertenkeleyi öldürüp düşecek eşyayı ele geçirmek istiyordu.

Bir süre düşündü, en uygun rotayı hesapladı. Ardından yerinden fırlayıp en yakın yola girdi ve Yılan Kertenkelenin yolunu kesmek için koşmaya başladı.

Eskilerden bir mısra aktarılır: “Başkası giysin diye güzel bir elbise diker.” Bu mısranın anlamı göründüğünden daha derindir. Saatlerce, var gücüyle çalıştıktan sonra hiçbir şey elde edemeyen ve de çalışmasıyla başkasına fayda sağlayan kişilerdir anlatılan. Yani şu anki durumda Ebedi Günah ve onun takım arkadaşları.

Nie Yan bir Temel Hız Parşömeni etkinleştirip bataklığı rüzgar gibi kat etmeye başladı.

Bataklığın her yanında Batak Gözlemcileri kol geziyordu. Dolayısıyla çok miktarda Batak Gözlemcisinin yanından geçmiş ve birçoğunu peşine takmıştı. Gerçi hızına ayak uyduramadıkları için çok geçmeden kovalamayı bırakmış ve etrafta gezinmeye devam etmişlerdi.

Bir ara uzaklardan gelen patlama sesleri duydu. Bölgede başkaları da mı var?

Az sonra başka bir gruba ait oyuncularla karşılaştı. Toplamda 6 kişilerdi. Bataklığa kasılmaya gelmiş gibi duruyorlardı.

Nie Yan yavaşlamadı ve kısa süre sonra diğer grupla göz göze geldiler. Hızını kesmeyince karşı taraf teyakkuza geçti.

「Hırsız var! Herkes tetikte olsun.」

「Muhtemelen geçip gider.」dedi grubun lideri. Hırsız onlara saldırmak istiyor olsaydı karşılarına açıkça çıkma gibi bir aptallıkta bulunmazdı.

「Sanırım grubu için yaratıkları topluyor.」

Oyuncular ihtiyatlı davranmayı seçerek saldırıya geçmediler. Gereksiz yere yolunu keserlerse ve Hırsızın gerçekten bir takımı varsa yok yere belaya girmiş olacaklardı.

Nie Yan’ın yapacak çok daha önemli bir işi vardı. Bu kişilerle uğraşarak zaman kaybetme lüksü yoktu. Hem fazla tehdit oluşturmuyorlardı. Yanlarından geçip çalılar arasında gözden kayboldu.

Gruptakiler Nie Yan yanlarından geçip giderken ağızları açık izlemişlerdi. Yalnızca kısacık bir an içinde önce görüşlerine girmiş, ardından gözden kaybolmuştu.

「Bu ne tür bir hız böyle?」

Hırsız inanılmaz bir hıza sahipti. Önünü kesmeye çalışsalar başarısız olmaları bir yana, Hırsızın öfkesini üzerlerine çekecekler ve muhtemelen hepsi ölecekti. Oyuncular felaketin kıyısından döndüklerini düşünüyorlardı.

“Boş verin, biz kasılmaya devam edelim.”

“Yi Wang, fazla sağlık iksirin var mı? Benimki bitti de.”

Hırsızın ortaya çıkışı onlar için çabucak unutulacak bir şeydi. Onlar da öyle yapıp avlanmaya devam ettiler.

Nie Yan bataklıkla ilerlemeyi sürdürürken Yılan Kertenkelenin izlerine rastladı.

Sonunda buldum seni. Bu yönde gitmem gerek! Hızını artırdı. Bölgede çok fazla oyuncu vardı. Yılan Kertenkelenin başkasının eline düşmesini istemiyordu.

30-40 metre koştuktan sonra çalıların arkasında dinlenmekte olan Yılan Kertenkeleyi gördü.

Aynı şekilde Yılan Kertenkele de onu gördü. Kızıl dilini çıkarıp tıslamaya ve Nie Yan’ı dikkatli gözlerle izlemeye başladı. Yağı bitmek üzere olan lamba gibi tükenmişti Yılan Kertenkele. Kaçış esnasında son gücünü harcadığından ayakta durmaya takati kalmamıştı. Artık yerinden kıpırdaması bile imkansız gibiydi.

Nie Yan arbaletini çıkarıp kertenkeleye doğrulttu ve tetiği çekti. üç ok arbaletten kertenkeleye doğru yol alıyordu.

−17
−18
−16

Yılan Kertenkele okların verdiği acıyla inledi.

Nie Yan arbaletini yerine koyup hançerini çıkardı ve son darbeyi indirmek için kertenkeleye yaklaştı.

−51

Kertenkelenin başının üzerinden parlak, kırmızı bir sayı değeri fırladı. Direnmeye çalışsa da çabaları sonuç vermedi ve nihayet yere yığıldı.

“Bu tarafa kaçıyordu!”

“Bakın, yerde ayak izleri var!”

Ebedi Günah ve arkadaşlarının sesleri duyuldu. Ancak çok geç kalmışlardı. Nie Yan eğilerek Yılan Kertenkelenin bedeninden düşen eşyayı aldı. Hmm… beceri kitabı...

Çalılıklardan geçtikten sonra Ebedi Günah ve takımı varlığını hissederek hemen yaklaştılar.

“Az önceki Hırsız!”

“Durdurun şunu!”

Bir büyü gökyüzüne fırlayıp Nie Yan’a yöneldi.

Güle güle. Ebedi Günahı, Şekeri ve diğerlerini gülümseyerek süzdükten sonra çalıların üzerlerinden sıçrayıp gözden kayboldu.

Ebedi Günah ve takımı endişeyle kertenkelenin bedenine koştular. Nie Yan’dan geriye hiçbir iz kalmamıştı. Birbirlerine baktıklarında herkesin yüzünde, kendilerininki gibi ümitsiz ifadeler olduğunu gördüler.

Yılan Kertenkelenin canını düşürmek için insanüstü çaba harcamışlardı. Fakat her nasılsa çabalarının meyvesini yabancı bir Hırsız yemişti. Yoksa bölgeden hiç ayrılmamıştı ve harekete geçmek için başka bir fırsat mı bekliyordu? Eğer öyleyse bu Hırsızda peygamber sabrı var demekti.