Bölüm 73: Kandırılmış

avatar
4932 42

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 73: Kandırılmış


 

Gizlenme ve Sezgi birbirlerinin zıddıydı. Hırsızın Kamuflaj etkisi altında olduğu durumlarda, karşı tarafın Sezgisi, Hırsızın Gizlenme statüsünden %50 veya daha yüksekse, Hırsız görülürdü. İki statü eşitse karşı taraf çok çok dikkatli bir biçimde ararsa belki Hırsızı bulabilirdi. Fakat eğer Hırsız yetenekli biriyse, Gizlenmenin karşı tarafın Sezgisini geçtiği durumlarda karşı taraf daha ne olduğunu anlamadan kafasına hançerin kökünü yerdi.

 

Elbette bu durum Hırsız fark edildiği anda saldırıları hiçbir işe yaramaz anlamına gelmiyordu. Neticede Hırsızların doğasında hız vardı. Bu hem hareket hızını hem de saldırı hızını kapsıyordu.

 

Bataklıkta, belirli bir yerde hava akımının düzensizliği bir silueti ortaya çıkarıyordu. Bu siluet, Kamuflajını etkinleştirip önceden saklanmaya geçen Şekerdi. Nie Yan’ın arkasında tekrar ortaya çıkmıştı. Nie Yan’ın başının arkasına yapmaya çalıştığı saldırının hızı muazzamdı.

 

Tek bir Şok Darbesi, Büyücülerin onu direkt olarak mezara göndermesi için gereken süresi düşmana verebilirdi.

 

Lakin Şeker henüz yaklaşamamışken Nie Yan tarafından fark edilmişti. Sezgi statüsündeki 19 puan süs niyetine durmuyordu. Zorlanmadan kenara çekilip Şekerin saldırısını atlattı.

 

Atlattıktan sonra vücudunu döndürüp kendi Şok Darbesi ile Şekerin şakaklarına saldırdı.

 

Ne muhteşem bir saldırı! Şeker hızla geri çekildi. Saldırıyı kıl payı atlatarak Nie Yan’dan uzaklaştı.

 

Bu Hırsız onu nasıl bulmuştu? Acaba Sezgisi ne kadar yüksekti? Tepki hızı çok yüksek ve karşı saldırısı inanılmaz ölümcüldü. Hareketleri bulutların havada süzülüşü veya suyun akışı kadar doğaldı. Eşsiz bir tekniği vardı. Ne kadar güçlü bir Hırsız!

 

Şu anda ortalama oyuncu kalitesi oldukça düşüktü. Fazla saldırı şekli olmamasına karşın yakın dövüş, düşmanın gücünü ve yeteneğini belirlemekte en iyi araçtı.

 

Gerçek bir uzman! Şeker içten içe Nie Yan’ın gücüne ikna olmuştu. Ancak bu onun hevesini kırmamıştı. Aslında sevinmişti. Nie Yan zayıf biri olsa hiç eğlenemeyecekti.

 

Kısa süren çarpışmaları sona erdiğinde Yılan Kertenkele de fırsatı kaçırmamak adına Yan taraftan Nie Yan’a saldırdı. Dev vücudunun yaklaştığı her saniyede ağzı biraz daha açılıyordu. Nie Yan Yan adımla saldırıyı geçiştirdi. Bu sırada az ilerideki ağaca gözünü dikmişti. Sol elini uzatarak İpek Eğirici Yüzükten bir ağ fırlattı.

 

Ağa iyice asılarak kendini karmaşanın ortasından uzağa çekti.

 

Yılan Kertenkelenin saldırısı yine boşa gitmiş ve sonuç olarak iyice öfkelenmişti. Öfkeyle sallandıktan sonra bir kez daha Nie Yan’ın üzerine koşmaya başladı.

 

Nie Yan, yaratığın görüşünden çıktığı kısacık an içerisinde bir Temel Hız Parşömeni etkinleştirerek Ebedi Günahın arkasındaki üç Büyücüye fırlamıştı. Hayatını kurtarmak için Yılan Kertenkeleyi onların üzerine götürmekten başka çaresi yoktu.

 

Ebedi Günah kılıcını sıkı sıkıya kavrayıp yaklaşan düşmanının yolunu kesti. Nie Yan iyice yakınına geldiği anda saldırıya geçmek üzere kendini hazırlamıştı. Hırsızların doğuştan zayıf olan savunması sayesinde birkaç isabetli saldırıyla düşmanın işini bitirebilirdi.

 

Nie Yan yaklaştıkça Ebedi Günahın bakışları arkasından gelen Yılan Kertenkeleye kaydı. Artık bu noktada kertenkele ile çarpışmaktan başka şansları kalmamıştı. Buna rağmen en öncelikli problemleri Nie Yan’dı. Bir an önce onu öldürmeleri gerekiyordu. Aksi takdirde kertenkele ile savaşlarında ortalığı karıştırarak onlara ağır kayıplar verdirebilirdi.

 

Nie Yan’ın Ebedi Günah ve grubuyla herhangi bir düşmanlığı olmasa da üzerlerine çektiği felaketten sonra bütün takımın Nie Yan’dan iliklerine kadar nefret etmesi gayet normaldi.

 

Ancak şöyle bir gerçek vardı ki, burası yaban araziydi. Yaşam ve ölüm burada kişinin kabiliyetleriyle belirlenirdi. Dolayısıyla bütün takım ölse bile yeterince güçlü olmadıkları için ancak kendilerini suçlayabilirlerdi.

 

Yılan Kertenkele Nie Yan’ı yakalamak üzereydi. Nie Yan da Ebedi Günahın saldırı menziline girmek üzereydi.

 

Ebedi Günah kılıcını savurarak Nie Yan’ın yolunu tamamen kapadı. Anlaşılan Yılan Kertenkelenin de gücünü kullanarak Nie Yan’ı kıskaca almayı düşünüyordu.

 

Nie Yan karşı tarafın kendisini öldürmeye çalıştığının tamamen farkındaydı. Önünde bir düşman, arkasında ise kendisini kovalayan başka bir düşman vardı. Dar bir yola doğru ilerlemeye zorlanıyordu. En ufak bir talihsizlikte Yılan Kertenkele üzerine çullanacak, Ebedi Günah da kılıcıyla onu kesmekten geri durmayacaktı.

 

Düşmanı saldırı menziline girince Ebedi Günah kılıcını indirdi. Nie Yan’ın suratına doğru kılıçtan çıkan bir parıltı gönderdi. O esnada Nie Yan sert bir dönüş yaparak yakınındaki çalılığa sıçradı.

 

Kılıç ışığı Nie Yan’ı havada yakaladı. Kanlı saldırıyı birisi Kutsal Ceza, diğeri de yıldırım saldırısı olmak üzere iki saldırı takip etti.

−65
−89
−72

 

Başının üzerinden hasar değerleri fırladı. Neredeyse ölecekti. Canının yalnızca %10’luk kısmı kalmıştı.

 

Yok artık! Oldu olacak ağacın üstüne sıçrasaydı!!

 

Nie Yan çalılıkların arasında gözden kaybolunca Ebedi Günah içinden sövmeye başladı.

 

Oyuncunun ne kadar yükseğe ve ne kadar uzağa sıçrayacağını Güç ve Sıçrama statüleri ve üzerinde taşıdığı ağırlık belirliyordu. Birinin sıçrayabileceği maksimum yükseklik beş metreydi. Güç ve Sıçrama puanları arttıkça sıçrayış daha da güçleniyordu. Öte yandan ağırlık arttıkça sıçrayış mesafesi azalıyordu.

 

Neyse ki Nie Yan’ın fazla yükü yoktu ve fazladan 15 Sıçrama puanı veren Cesaret Bölümünü taşıyordu. Böyle uzun bir sıçrayış yapması olağandışı bir durum değildi.

 

Ebedi Günah Nie Yan’ı durduracağına emindi. Hatta saldırısını da bilerek Yılan Kertenkeleninkiyle eş zamanlı yapmıştı. Her şey planladığı gibi olsaydı düşmanını beş saniyeden daha kısa sürede öldürecekti. Nereden bilebilirdi ki Nie Yan kurbağa gibi sıçrayıp çalıların arasında kaybolsun?

 

Nie Yan kaybolduktan sonra kertenkele de Nie Yan’ın biraz önce bulunduğu yere gelmişti. Hedefini kaybetmişti ama şansına hemen yanında yeni bir hedef belirmişti. Hemen yönünü değiştirip Ebedi Günahın üzerine atladı.

 

Kandırılmıştı! Hala havada olan dev kertenkeleye baktığında geri çekilme imkanı olmadığını biliyordu. Büyük kılıcını sallayarak ileri doğru bir adım attı ve yaratığı karşıladı.

 

Hırsıza dikkat edin! Şeker, hemen Hırsızın peşine düş!” Ebedi Günah emirlerini verdikten sonra tekrar Yılan Kertenkelenin saldırılarını karşılamaya odaklandı. Nie Yan’ın geri gelip arkadaki Büyücülere saldırma ihtimali onu tedirgin ediyordu.

 

Nie Yan Büyücülere saldırabilecek kadar yaklaşırsa işleri biterdi. Becerilerini ve çevikliğini kullanarak Büyücüleri kolaylıkla öldürebilirdi. Özellikle de fazla saldırı gücü olmayan Rahibi.

 

Tamamdır, bana bırak.” Şekerin gözlerine merhametsiz bir bakış yerleşti. Bu herif bayağı yetenekli çıktı.

 

Nie Yan, Yılan Kertenkeleyi başarıyla Ebedi Günahın üzerine bıraktıktan sonra geri dönüp savaşı izlemeye başladı. Ebedi Günah ve Yılan Kertenkelenin birbirleriyle savaşmakta olduğunu görünce omzundaki ağırlığı atmanın verdiği hazla rahatladı. Sonunda kertenkeleden kurtuldum.

 

Dönüp hepsini öldürsem mi, yoksa boşverip gitsem mi? Nie Yan bir süre düşündü. Neyse, bir süre daha izleyeyim.

 

Kamuflaja girerek çevresiyle bütünleşti ve gözden tamamen kayboldu.

 

Arkadaki Büyücüler Nie Yan’ın çalıların arasında kaybolduğunu gördüler. Nie Yan’ın varlığını da hissedemeyince ister istemez içlerine bir ürperti geldi. Etrafları tamamen açık olsa da sırtlarına koca bir dağ binmiş gibi baskı altındaydılar.

 

Şeker de Kamuflaja girip etrafta Nie Yan’ın izlerini aramaya başladı. Ancak Büyücülerden fazla uzaklaşmayı göze alamazdı. Gölgelerde gizlenen bir Hırsız, hafif zırhlı sınıflara karşı muazzam bir tehdit unsuruydu.

 

Bölgedeki tek ses, birbirleriyle savaş halinde olan Ebedi Günah ve Yılan Kertenkeleden geliyordu. Ebedi Günahın savunması yüksek olduğundan şu ana kadar yerini korumayı başarmıştı. Kısa süre sonra Büyücüler de büyülerini hazırlamaya başladılar.

 

Nie Yan can çubuğuna baktı. Yalnızca küçük bir kısım doluydu. Çalıların ardına saklanarak bandajla yenilenmeye başladı.

+20… +20… +20...

 

On saniyenin ardından iki yüz can yenilemişti. Artık Yılan Kertenkele ile karşılaştığı andan itibaren karmaşa içerisinde olan zihni rahatlayabilirdi.

 

Canını yeniledikten sonra savaşı izlemeye devam etti. Ebedi Günah yerinde sarsılmadan dururken Rahip sürekli onu iyileştiriyor, Büyücüler de büyüleriyle ona destek oluyordu. Aralarındaki uyum ve takımın yeteneğini düşününce bu kişileri neden tanımadığını merak etmişti. Takımlarının gücü inanılmazdı! Ancak bir süre sonra merakını giderdi. Öndeki yaşamında sayısı uzman fazla dikkat çekmemeyi ve güçlerini saklı tutmayı tercih ediyordu. Onları tanımıyor olması gayet normaldi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr