Bölüm 62: Öcü

avatar
5384 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 62: Öcü


 

Nie Yan, Aslan Kralın Kalkanını ticaret penceresine koydu.

 

Bu kalkanın ederi yirmi gümüşten fazladır ama sana bir güzellik yapıp yirmiye bırakırım.

 

Bu… Aslan Kraldan mı düştü?” Kılıç Parıltısı kalkanı incelediğinde küçük dilini yutacak gibi oldu. Aslan Kralın Kalkanının kendi kalkanından bu kadar iyi olmasına inanamıyordu. Aslında karşılaştırmaya gerek yoktu. İki kalkan birbirlerinden tamamen farklı seviyedeydi.

 

Nie Yan’ın kaşları çatıldı. Kılıç Parıltısı onun Aslan Kralı öldürdüğünü nereden biliyordu?

 

Nie Yan’ın tepkisini görünce Kılıç Parıltısı hemen kendini açıkladı. “Özür dilerim, fazla heyecan yaptım. Ama bu bilgi bende kalacak, merak etme.” Ardından konuyu tekrar kalkana çevirdi. “Aslan Kralın Kalkanı gerçekten de 20 gümüşten fazla eder. Pazara düşse muhtemelen 25 gümüşün altına gitmez. Maalesef şu an üzerimde o kadar para yok. Şehre dönüp biraz para kazanacak kadar zaman tanıyabilir misin bana?

 

Tabii, bekleyebilirim.

 

Ha bir de, depomda birkaç parça Hırsız ekipmanım var. Aralarından bazıları gerçekten kaliteli ekipmanlar. Senin de ilgini çekebilir belki. 20 gümüşten biraz düşmek kaydıyla onları da sana verebilirim.

 

İşime yarıyorsa neden olmasın?” Zaten Nie Yan da nasıl kaliteli Hırsız ekipmanı bulacağını düşünüyordu. Kılıç Parıltısı’nın teklifi tam zamanında gelmişti.

 

Tamam o zaman. Parayı toplayınca sana haber veririm. Lütfen o zamana kadar kalkanı satma!” Kalkana baktıkça başkasının elindeymiş gibi hayal edip geriliyordu.

 

Nie Yan biraz düşünüp cevap verdi. “Bir gün bekleyeceğim. Bir günün sonunda hala para hazır değilse başkasına satarım.” Şu ana kadar temasa geçtiği kişiler arasında yalnızca Yu Lan’ın takımındaki Bai Kaishui Dövüşçüydü. Ancak Bai Kaishui’nin 20 gümüş toplayıp bu kalkanı alma ihtimali yok denecek kadar azdı. Nie Yan kalkanı pazara koyma konusunda gönülsüzdü. En azından tanışıklığı olan birine satmak, onun için daha karlıydı. Her halükarda tanıdıklarında daha iyi ekipmanlar bulunmasını, yabancılarda iyi ekipmanlar bulunmasına yeğlerdi.

 

Bir gün yeterli!

 

Kılıç Parıltısı direkt bir insandı. Kalkanın fiyatı konusunda fazla konuşmamıştı. Çünkü yeterince iyi bir indirim aldığını biliyordu. Normalde bu kalkan başka birine satılsa 25 gümüş en alt satış fiyatı olurdu. Hatta 30 gümüşün üzerine çıkma ihtimali bile vardı. Yine de 20 gümüş de az bir miktar değildi. Hah… Anlaşılan borç almam gerekecek.

 

Heyecan ve beklenti dolu Kılıç Parıltısı, para toplamak üzere şehre dönmek için bir Dönüş Parşömeni etkinleştirdi.

 

Başka bir mesele daha var. Hei Zhuo senin arkadaşın mı?” Nie Yan en uygun şeyin Kılıç Parıltısı’nı uyarmak olduğuna karar vermişti. En hoşlanmadığı insan tipi ikiyüzlü, arkadan vuran hainlerdi. Hei Zhuo ve Kılıç Parıltısı arkadaşlardı. Ancak Hei Zhuo arkadaşının sevgilisiyle aşna fişne yapıyordu. Nie Yan’ın böyle bir olaya tahammülü yoktu.

 

Kılıç Parıltısı şaşkınlıkla yanıtladı. “Evet, arkadaşım. Nereden bildin?

 

Ne tip biri olduğuna dair kulağıma bazı söylentiler geldi. Bir arkadaşımla aralarında husumet olmuş. Arkadaşımla Kalor’daki Gece Yarısı Büyüsü’nde tartışmışlar. Yanında Zhi Yan denen bir kadın varmış.” Nie Yan Kılıç Parıltısı’nın yüzüne baktı. Geçmiş hayatında Hei Zhuo ve kız arkadaşı, uygunsuz davranışlarda bulunurken bu barda basılmışlardı. Nie Yan, Hei Zhuo’nun yediği haltları önceden Kılıç Parıltısı’na bildirmekte mahsur görmemişti.

 

Beklediği gibi söylediklerinden sonra Kılıç Parıltısı’nın rengi soldu.

 

Zhi Yan internet üzerinden tanıştığı kız arkadaşıydı. Sonrasında gerçek hayatta da tanışıp birlikte yaşamaya başlamışlardı. Hei Zhuo ile oyun içerisinde uygunsuz işler çeviriyorsa fark edilmesi imkânsıza yakındı.

 

Hei Zhuo ve Zhi Yan en güvendiği iki insandı. Bu sözlerin doğru olduğuna inanmadı. Daha doğrusu inanmak istemedi. Yine de içten içe huzursuz olmaya başlamıştı.

 

Acaba söylediği şeyler…? Hayır… Bu kesinlikle mümkün değil.

 

Hei Zhuo ile karşılaşırsam dost canlısı bir tavrım olmayacak. Tabii, bunun seninle bir alakası yok.” Nie Yan yalnızca nezaketen onu uyarıyordu. Sonuçta aldatılan kendisi değildi. “Bir gün olur da Engelsiz loncasından ayrılmayı düşünürsen beni bul. Yanımda senin gibi bir oyuncu olmasından mutluluk duyarım.” Söyleyeceklerini söyledikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı.

 

Asla Engelsizden ayrılmam.” Nie Yan’ın loncasına adam toplamaya çalışan kurnaz biri olduğunu düşünüyordu.

 

Aslında Nie Yan’ın da onu kendi tarafına çekmek gibi bir amacı vardı. Neticede Kılıç Parıltısı gibi bir oyuncunun yanında olması onun da işine gelirdi. O yüzden Kılıç Parıltısı’nın tepkisini umursamadı. Ani sonuçlar almak gibi bir amacı yoktu. O çoktan amacına ulaşmıştı. Kılıç Parıltısı’nın kalbine şüphe tohumları serpilmişti. Eninde sonunda bu tohumlar çimlenecek ve arkasından çevrilen işlerin kokusu onun da burnuna gelecekti. Ve o anda basiretsizliğinin farkına varıp Nie Yan’ın davetini hatırlayacaktı. Bu kadarı kâfiydi.

 

Nie Yan açıklama yapma girişiminde bulunmadı. Kamuflajı etkinleştirip gözden kayboldu.

 

Kılıç Parıltısı kısa bir süre öylece kalakaldı. Nihayet Dönüş Parşömenini tekrar çıkarıp etkinleştirdi. Işınlanma tamamlandığında her yanı göz alıcı bir ışık doldurmuştu.

 

Nie Yan bu sırada Eflatun Hayal Tepeleri’ni kat ediyordu. Önündeki dağın altında, uzunluğu onlarca metreyi bulan dev bir ağaç vardı. Ağacın gövdesini sarmalamak için en azından yedi yetişkin adam gerekirdi. Dalları güneşi örten dev bir şemsiye gibiydi. Böyle bir işaret Eflatun Hayal Tepeleri’ne yerleştirildiğinde daha azametli bir görünüşe kavuşmuştu.

 

Ağacın etrafında daha küçük ağaçlardan ve bitkilerden oluşan bir orman vardı. Aradığı Öcü Yutucu tam da buradaydı. Seviye 8 Elit sınıf olan bu yaratıkla kafa kafaya çarpışsalar kazanma şansı yoktu. Ancak konu yaratık avlamaksa Nie Yan’ın kafa kafaya çarpışmadan Öcü Yutucu’yu avlamasının birçok yolu vardı.

 

Patron sürekli olarak etrafta gezinirdi. O yüzden nerede bulunacağının kesin bir cevabı yoktu. Şanssız veya dikkatsiz kişiler, ummadıkları bir anda onunla karşılaşabilirlerdi. Aslan Kral Gatonun aksine Öcü Yutucu fazlaca bilinen bir patron değildi. Düşen eşyalar da daha kalitesizdi. Buna bir de geçmesi zor olan kalın derisi ve yüksek canı da eklenince, pek çok oyuncu için büyük lokma haline geliyordu. Ayrıca felç etkisi olan Taşlaştıran Bakış adlı bir becerisi vardı. Normal oyuncular bu patronla karşılaştıklarında uzak durmalıydılar.

 

Nie Yan çayırların arasından geçip devasa ağaca yaklaştı. Gizlenme statüsü düşük değildi. Dolayısıyla Kamuflaj etkin değilken öylece saklansa bile oyuncular veya yaratıklar tarafından kolay kolay bulunamazdı.

 

Dağın altındaki güçlü rüzgâr, beraberinde kan kokusu taşıyordu.

 

Rüzgârda hışırdayan yaprakların seslerinin arasından bir de ayak sesi duyuluyordu. Hemen yakındaki bir çalının ardına saklanıp sesin geldiği yöne baktı. Orada şişko, iki metre uzunluğunda, mavi renkli ve iki başlı bir Öcü vardı.

 

Öcünün elinde dev bir sopa vardı. Hareketleri uyuşuktu ve iki başıyla sürekli etrafı gözlüyordu. Uzun bir süre geçtikten sonra tekrar dolaşmaya başladı.

 

Nie Yan tek bir bakışla bunun Öcü Yutucu değil, normal bir Öcü olduğunu anladı.

 

Böyle küçük lokmaları öldürmekle ilgilenmiyordu. Öcünün etrafından dolaşıp yoluna devam etti. Uzun süre bölgeyi taradıktan sonra ormanın derinlerinden gelip yeri inleten bazı ayak sesleri duydu.

 

Ayak seslerinden Öcüleri birbirlerinden ayırt edebiliyordu. Yaklaşmakta olan kesinlikle normal Öcülerden değildi.

 

Nihayet… Öcü Yutucu geliyor. Nie Yan ormanın sonunda, yaklaşık sekiz metre ötedeki dev ağaca doğru koştu. Büyük ağacın yakınlarında daha küçük olan altı ağaç daha vardı. O ağaçlar da iri, güçlü ağaçlardı. Gövdelerini sarmak için iki yetişkin adam gerekirdi.

 

Öcü avı için yer olarak bu ağaçları seçmişti.

 

Sesin geldiği yöne doğru giderken, ki bu aynı zamanda devasa ağacın bulunduğu yöndü, buraya gelmesine sebep olan olayı hatırladı. Reenkarne olmadan önce oyun açılalı daha iki yıl olmuşken Seviye 5 bir Hırsız, tek başına Seviye 8 Elit sınıf bir yaratık olan Öcü Yutucuyu öldürmüştü. Oyuncuların o anki seviyeleri bu patronla uğraşacak zamanı çoktan geçmiş olsa da olay oyuncu kitlesi içinde büyük bir yankı uyandırmıştı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr