“Başka bir şey kaldı mı?”

“Flütü Einpat’a götüreceğiz.” Nie Yan sonra Bai Kaishui’ye döndü. “Flütü bana ver.”

Flüt görev eşyası olduğundan kendisinde kalamazdı. Yine de Bai Kaishui iç çekerek flütü teslim etti.

Nie Yan ormana göz gezdirirken bir ihtiyarın üzerlerine doğru yürümekte olduğu gördü.

“Kıymetli Büyüğüm, uğursuz karanlık elfleri cezalandırıp flütünüzü geri aldık.”

“Güzel! Evet, bu gerçekten de benim flütüm. Teşekkür ederim cesur maceracılar. Bu karmaşık ormanda çıkışı aramanıza gerek yok. Sizi bizzat ben yönlendireceğim. Bahtınız açık olsun!”

Nie Yan ve diğerleri flütü geri vermeyi reddetseler Einpat’ın öfkesini üzerlerine çekip felakete sebep olabilirlerdi. Ent Ormanı da onların bedenlerine ev sahipliği yapacak mezarları olurdu.

「Sistem: Yan görev “Einpat’ın Kayıp Flütü” tamamlandı. 28.596 tecrübe puanı kazandınız.」

Nie Yan bildirimi aldıktan kısa süre sonra takımı bir sis perdesi kapladı. İhtiyar Einpat da ortalıktan kaybolmuştu. Sis dağılıp, tekrar normal şekilde görebildiklerinde ormanın girişine geri döndüklerini anladılar.

“Kalor’daki komutana giderek başka bir ödül daha alabiliriz!” Nie Yan tecrübe çubuğuna baktı. Takımın geri kalanına kıyasla görevde en fazla katkıyı sağladığı için aldığı ödül de en fazlaydı. Yan görevden aldığı tecrübeyle, tecrübe çubuğu da %73’e kadar dolmuştu.

Herkesin keyfi yerindeydi. Nie Yan’ın önderliğindeki zindan temizliği onları mutlu etmişti. Ödülü aldıktan sonra onların tecrübeleri de büyük bir yükseliş yaşamıştı.

…

Tellak kasabasına vardıktan sonra Kalor’a giden transfer noktasına ulaştılar.

Nie Yan direkt olarak kışlaya yöneldi.

Şehrin güneybatısına gideceklerdi. Kışlanın yakınlarına vardıklarında pek çok gözcü kulesini birleştiren uzun duvarlar gördüler. Bu yerin savunması ve güvenliği bayağı sıkı gibiydi. Nie Yan ve yanındakiler kışlaya girmek yerine yanındaki bir başına duran beyaz kuleye girdiler. Burası Komutan Kavrote’nin bulunduğu yerdi.

İçeri girdiklerinde kulede fazla NPC olmadığını fark ettiler. Yine de orta yaşlı, uzun boylu bir NPC ileri çıkıp onları karşıladı. Yüzü yara izleriyle doluydu ve Zümrüt İmparatorluğunun askeri üniformasını giyiyordu.

Nie Yan Üstün Sezi ile gelen kişiyi inceledi: Komutan Kavrote.

“Gençler, bu yerde ne işiniz var?”

“Komutanım, Ent Ormanı’nda başıboş gezinen iki karanlık elf yakaladık. Onları sorguladıktan sonra Hilton Kalesi’nin güvenliğini ilgilendiren bazı bilgiler aldık. İşte, yakaladığımız karanlık elflerin kelleleri.”

Komutan Kavrote birkaç soru daha sordu. Nie Yan da Oyuncu-NPC resmi etkileşim üslubuyla nazik cevaplar verdi. Ardından Karanlık Elf Kellelerini Komutan Kavrote’ye teslim etti.

「Sistem: Yan göre “İstihbaratı Götür.” Tamamlandı.」

「Sistem: Hilton Kalesi’ndeki nüfuzun 11 arttı.」

「Sistem: Kalor’daki nüfuzun 11 arttı.」

「Sistem: 32.320 tecrübe puanı kazandın.」

「Sistem: Komutan Kavrote’den Dövüş öğrendin.」

「Sistem: Güç +2 kazandın.」

「Sistem: 2 gümüş kazandın.」

Bazı gizli görevlerin ödülleri ek statü olurdu. Nie Yan, bu görevin de onlardan biri olmasını ve Güç statüsüne 2 puan daha eklemesini ummamıştı.

Takımın her bir üyesi hatırı sayılır miktarda tecrübe ve para ödülü almıştı. Nie Yan’ın tecrübesi de %97’ye yükselmişti. 2 gümüşlük para ödülü ise, zaten sahip olduğu servetin yanında bahse değer bir miktar değildi.

Mob öldürmektense görev yapmak, seviye atlamak için daha hızlı bir yöntem gibi duruyordu. Fakat görevlerin de kendi içlerinde seviyeleri vardı. Görev ne kadar zorsa, o kadar fazla tecrübe puanı ödülü verirdi. Örneğin hayvan kürkü toplamak gibi nispeten basit görevlerin verdiği ödül çok daha az olurdu. Takım halinde yapılan görevlerde ise en fazla ödülü, görevin yapılmasında en fazla katkıyı sağlayan oyuncu alırdı. Einpat’ın görevinde Nie Yan en fazla katkıyı sağladığı için, diğer takım üyelerinin ödülleri, onunkinin katbekat altındaydı.

“Görevi de teslim ettiğimize göre ben artık yola koyulsam iyi olur.”

“Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?” Yao Yao ayrılık zamanı gelince biraz gönülsüz davranmaya başlamıştı.

“Yaratık öldürüp seviye atlayacağım. Fakat benim gideceğim yere sizin de gelmeniz mümkün değil.” İpek Eğirici Yüzüğün yanına şimdi Tüy Düşüşü Mücevheri de eklendiğinden oyunda pek çok yere gidebilirdi.

“Madem onun işi var, biz de kendi takımımızı kurup seviye atlayalım.” Alacakaranlık kendi önerisini sundu. Takımdaki çok sayıda yüksek hasarlı Büyücüyü tekrar bir araya getirmek mümkün olmayabilirdi.

“Şu şişko Meteor büyüsünü biliyor. Alan etkisi epey iyi. Kalabalık grupları öldürmekte de oldukça etkili. Yanınızda o varken kasılma hızını da yüksek olacaktır.” Tang Yao ve diğerlerini kaynaştırmaya çalışıyordu. Böylece Tang Yao’ya takım bulmak konusunda tekrar endişe etmesine gerek kalmayacaktı. Nie Yan’dan uzun süre tavsiye alıp becerilerini geliştirdikten sonra, Tang Yao ortalama oyuncuların çok daha üzerinde bir güce erişmişti. Henüz usta bir oyuncunun seviyesinde olmasa da, bu takımı desteklemek konusunda hiçbir sorun yaşamayacaktı. Neticede düşük seviye zindanlar ve mob öldürmek gibi konular Esrarlı Büyücüler için zor şeyler değillerdi.

“Meteor mu?!” Herkes şaşkındı. Oyunun mevcut halinde güçlü alan etkili büyüler bilen oyuncuları bulmak, Anka tüyü bulmaktan daha zordu.

“Zindanda neden hiç kullanmadın?”

“O beceriyi zindanda kullanır mıyım? Oradan canına susamış biri gibi mi görünüyorum?” Zindana girmeden önce Nie Yan kendisini Meteor kullanmama konusunda özellikle uyarmıştı. Tang Yao da bu uyarıyı dikkate almıştı. Bu yüzden Bai Kaishui’ye verdiği cevap biraz zoraki görünmüştü.

“Doğru ya. Hahaha…” Bai Kaishui garipçe gülümseyerek kafasını kaşıdı. Geniş alan etkili büyüleri kullanmak, etraftaki çok sayıda mobun dikkatini çekeceğinden ölüm fermanını imzalamak gibi bir şeydi. Böyle bir durumda ön saflar, arkadaki büyücüleri korumakta başarısız olurlardı.

“Demek Meteor büyüsü var ha? Öyleyse neden hala burada vakit kaybediyoruz?” Alacakaranlık ellerini ovuşturdu. Meteor büyüsünün gücüne bizzat şahit olmak için sabırsızlanıyordu.

“Ben de yola koyulayım.” Nie Yan takıma veda etti. Yao Yao’nun mutsuz yüzünü görünce güldü. “Bir dahaki sefere ben de size katılırım. Ne dersiniz?”

Yao Yao’nun gözleri parladı. “Bu sözlerini iyi hatırla çünkü unutursan ben sana hatırlatmasını bilirim!” Gülümsemesiyle taçlandırdığı güzelliği güneşin parlak ışıkları gibiydi. Neden bilmiyordu ama birkaç gün önce tanışmalarına rağmen çok uzun zamandır Nie Yan’ı tanıyormuş gibi hissediyordu. Anlam veremediği bir yakınlık vardı aralarında. Ve birbirlerini çok iyi anlıyorlardı.

Nie Yan kahkaha attı. “Elbette.”

Gruptan ayrıldıktan sonra Kalor müzayede evine yöneldi.

Bu sırada gruptakiler de uzaklaşmakta olan Nie Yan’ın ardından bakakalmışlardı. Nie Yan iyice uzaklaştığında ancak kendilerine gelebilmişlerdi.

“Hadi, gidip kasılalım.”

Alacakaranlık Nie Yan’ın ayrıldığını görünce gruptakilere döndü. “Evet, gidelim!” Bölgeden uzaklaşınca Miskin Tilki’ye bir mesaj gönderdi.

「Kaptan, şu videoya bakar mısın?.」

「Ne videosu?」

「Sadece izle. O zaman göreceksin.」

…

Tellak kasabası yakınlarındaki Düşük Kurtadam bölgesinde bir grup oyuncu bir savaşın ortasındaydı. Grubun en önündeki isim ise Miskin Tilki’ydi. Yanındaki Savaşçıya döndü. “Bir süreliğine hattı tutun!” deyip geri çekildi.

“Hay hay!”

Geri çekilirken dibinden vızlayarak geçen büyüler arkasında kalan Düşük Kurtadamları vurdu.

Seviye atlamaya gelmişlerdi buraya. Alacakaranlık onu rahatsız edebilecek cesareti kendinde bulduğuna göre önemli bir mesele olmalıydı. Videoyu açıp oynatma butonuna tıkladı. Video açıldığında karşısında Nie Yan’ı görmek onu biraz şaşırtmıştı. İlgisi cezbedilmiş halde izlemeye devam etti. Nie Yan ve diğerlerinin mobları öldürdükleri bir sahnedeydi. Burası Ent Ormanı değil mi? Entlerin neden bu kadar yüksek canı var? Oyun bilgisi üst düzeydi. Tek bir bakışla görüntülerde normal olmayan bir şey olduğunu anlayabilmişti.

Uzman derecesindeki zindana girmişler!

「Ent Ormanı, Uzman derecesi… Gerçekten temizleyebildiniz mi?」Miskin Tilki, Alacakaranlık’a mesaj gönderdi. Şoka uğramıştı ama hemen kendine gelmişti. Böyle berbat ekipmanlarla Uzman derecesinde zindana girdiler demek. Gerçekten de görmeye değer bir olay…