Bölüm 36: Miskin Tilki

avatar
5204 40

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 36: Miskin Tilki


 

Altın kademe zırhın sahibini bulmasıyla, Muhteşem Yıldız, lonca üyelerinin yanına döndü.

 

Miskin Tilki’nin canı sıkkındı. Hızlı Kesik kendisini dondurmasa Altın kademe zırhın kendisinin olacağına inanıyordu.

 

Kimisi mutlu kimisi üzgündü. Fakat kimse Muhteşem Yıldız’dan daha mutlu olamazdı. Çünkü bu karmaşadan en kârlı çıkan kişi oydu. Gözleriyle Nie Yan’ı süzüyordu. Basit bir hareket olmasına rağmen bu Hırsızın çelme zamanlaması mükemmeldi. Gerek zamanlama gerek pozisyon, her şeyi kusursuzdu. Zamanlama ve pozisyon almadaki mükemmeliyeti de tesadüfle açıklamak ahmaklık olurdu. Yani her şey hesaplıydı.

 

Ayrıca o sırada Nie Yan kendisine daha yakındı. Doğal olarak, Nie Yan çelmeyi kendisine takmak isteseydi ne çelmeyi fark edebilir, ne de kaçınabilirdi. Ancak Nie Yan özellikle Hızlı Kesik’i seçmişti. Aksi takdirde Altın kademe zırh, şu an olduğu gibi kendi çantasında olmazdı.

 

Ahh… Yetişemedim.” Nie Yan’ın sesini duyan onu üzgün sanırdı. İşi bittiğine göre artık buradan gidebilirdi.

 

Dur bakalım! Öyle elini kolunu sallayarak gidebileceğini mi sandın?!” Hızlı Kesik, Nie Yan’ı durdudu. Nie Yan olmasa ekipman kesinlikle onun olacaktı.

 

Hızlı Kesik’in konuşmasıyla etraftaki birkaç düzine Kara Katliam oyuncusu Nie Yan’ın etrafını sarmaya, kaçış yolunu engellemeye çalıştı.

 

Ne varmış bunda? Yoksa beni burada tutmayı mı düşünüyorsunuz?” Nie Yan istifini bozmadan yanıtladı. Zihninin içinde ise hala oyunlar hazırlamakla meşguldü. Tek başına Hızlı Kesik ve lonca üyelerinin kuşatmasını yarması oldukça zordu. Hızlı Kesik savaşmak istiyorsa da, Nie Yan’ın hiç kolay lokma olmadığını acı bir şekilde görebilirdi.

 

O benim arkadaşım. Hızlı Kesik, eğer sorun çıkarmak niyetindeysen önce Muhteşem Tapınak üyelerinden izin alman gerek!” Muhteşem Yıldız, hemen Nie Yan’a destek çıktı. Nie Yan için Hızlı Kesik ile çarpışmayı göze almıştı. Arkasındaki Muhteşem Tapınak üyeleri, liderlerine katıldıklarını belirtircesine Muhteşem Yıldız’ın sesini duydukları anda öne çıkmaya başladılar.

 

Nie Yan’ın, Hızlı Kesik’le uğraşmak zorunda kalmasının sebebi Muhteşem Yıldız’dı. Elbette böyle bir mesele ortaya çıkmışken kenarda oturup izleyemezdi.

 

Muhteşem Yıldız, bana karşı koymak istediğine emin misin?” Hızlı Kesik tehditlere başladı.

 

Eminim. Muhteşem Tapınak, siz Kara Katliamdan korkacak mı sandın? Haksız mıyım, kardeşlerim?!

 

HAKLISIN!” Muhteşem Tapınak üyeleri bir ağızdan bağırdılar.

 

Kara Katliamın azıcık cesareti varsa gelin de savaşalım! Babanız size eşlik edecek!

 

Ne oldu lan puştlar? Korktunuz mu yoksa?

 

Muhteşem Tapınak üyeleri, yine karşı karşıya geldikleri Kara Katliam üyelerine bağıra çağıra sövmeye başlamışlardı. Kılıçlar çekilmiş, yaylar gerilmiş ve iki taraf da savaş pozisyonu almıştı. Her an fırtına kopabilirdi. Bir savaşın başlaması an meselesiydi. Muhteşem Tapınağın yedi yüzün üzerinde oyuncusu varken, Kara Katliamda bu sayı bine yakındı. Düzen Muhafızıyla olan savaşta iki taraf da ağır kayıplar vermişti. Sayı bakımından Muhteşem Tapınak dezavantajlı konumdaydı.

 

Nie Yan, hemen yanında duran Muhteşem Yıldız’a baktı. Gerçekten de geçmiş hayatında hatırladığı gibi kadirşinas biriydi. Görünen o ki Muhteşem Yıldız’a yardım etmekle doğru olanı yapmıştı. Ancak Kara Katliamla her an bir savaşın içine girebilirlerdi. Nie Yan burada sorumluluk almalıydı. Yaklaşan savaş, son derece çetin ve kanlı geçecekti. Öldüğünde kaybedeceği ekipman ve tecrübe ise neredeyse hiç önem arz etmeyen konulardı. Asıl önemli olan şey, ölmesi durumunda düşecek olan Cesaret Bölümü’ydü. Yani kesinlikle kaybetmemesi gereken tek şey.

 

Sanırım benim burada hiç işim kalmadı.” Miskin Tilki gülerek arkadaşlarıyla kenardan izlemeye başladı. “Eğer büyük bir savaş başlatacaksanız biraz acele etseniz de izlesek!” modundaydı. Bu mesele her türlü kendisiyle alakasız bir mesele olduğundan dâhil olmasına gerek yoktu. Altın kademe zırhı ise zaten elde etmesinin bir yolu kalmadığından o konuda da yapabileceği bir şey yoktu.

 

Kutsal İmparatorluk üyeleri arasından parlak gümüş zırhlı bir Şövalye öne çıkıp Miskin Tilki’nin kulağına bir şeyler fısıldadı. “Patron, o Hırsız sana daha önce bahsettiğim üstad!” derken parmağı da Nie Yan’ı işaret ediyordu. Bu Şövalye, Nie Yan’ın hali hazırda tanıdığı ve iş yaptığı, Uçan Taş idi.

 

Öyle mi?” Miskin Tilki şaşırdı. Uzaktan Nie Yan’ı izliyordu. Genç yaşına rağmen, Nie Yan’ın oldukça iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyordu. Biraz önce Hızlı Kesik’e çelme takmaya giderken, avına atılan bir leopardan farksızdı. “Seviyesi sadece üç. Takımı bu seviyelerde Günahkâr Şaman Karargâhını temizleyebilecek kadar iyi mi yoksa?

 

Patron, ne yapacağız?” Nie Yan’la bir şekilde bağlantılılardı. Ayrıca kendi adına Nie Yan’a yardım etmeleri gerektiğini düşünüyordu.

 

Düşünmem gerek.” Miskin Tilki uzunca bir süre düşündü. Nie Yan için Kara Katliam loncasıyla düşman olmaya değer miydi?

 

Çok geçmeden bir karara vardı.

 

Zaten en başından Kara Katliam gibi küçük bir loncayı gözünde fazla büyütmemişti.

 

Hey, Nie Yan kardeş! Birkaç güne Kutsal İmparatorluk loncamız Agmota Çamur Bataklıkları’na sefere çıkacak. Katılmayı düşünür müydün?” Miskin Tilki etraftaki herkesin duyabileceği şekilde bağırdı.

 

Miskin Tilki’nin sesi, herkesin dikkatini ona yöneltmesine sebep oldu. Hızlı Kesik ve Muhteşem Yıldız bile şu an ona bakıyorlardı.

 

Muhteşem Tapınak ve Kara Katliam şu anda bir çıkmazın içerisindeydi. Kutsal İmparatorluğun hamlesi, sonucu etkileyen en büyük etkendi. Çünkü yardımına gittikleri taraf, aynı zamanda savaşı da kazanan taraf olacaktı.

 

Miskin Tilki beni nereden tanıyor? Nie Yan, Miskin Tilki’ye bakarken yanında dikilen Taş’ı gördü. Demek öyle…

 

Agmota Çamur Bataklıkları ha? Tabii, neden olmasın. Ama sizinle zindanı temizlememi istiyorsanız benim de bir şartım var: Düşen Hırsız ekipmanlarında ilk seçim hakkı bana ait olacak.

 

Şu anda Kara Katliam, Muhteşem Tapınak veya Kutsal İmparatorluk fark etmeksizin her oyuncu bakışlarını Nie Yan’a dikmişti. Henüz hiçbir loncaya katılmamış ortalama bir oyuncuydu bu. Peki o zaman neden Kutsal İmparatorluk lideri Miskin Tilki onu zindana davet ediyordu?

 

Daha da garip olan nokta ise Nie Yan’ın hemen kabul etmemesi ve uçuk taleplerde bulunmasıydı. Bütün Hırsız droplarında ilk söz hakkına sahip olmak… Ne sanıyordu bu kendini?

 

Kutsal İmparatorluk, oyuncular arasında oldukça meşhur bir loncaydı. 56.000 Onur puanı ile hem Muhteşem Tapınağı, hem de Kara Katliamı gerisinde bırakıyordu.

 

Oyunculara göre loncanın prestiji, o loncanın güçlü olup olmadığının göstergesiydi. Temizlenen her zindan, tamamlanan her görev, loncaya Onur puanları kazandırıyordu. Zindan zorluğu arttıkça, doğal olarak, kazanılan Onur puanlarının miktarı da artıyordu. Bu yüzden loncanın prestiji ne kadar yüksekse, lonca saflarında güçlü oyuncular bulma ihtimali de o kadar yüksek olurdu. Bunun başka bir faydası da seçkin oyuncuları, loncaya çekebilecek bir sebep olmasıydı.

 

Kutsal İmparatorluk lideri Miskin Tilki de bu bağlamda oldukça ünlü biriydi.

 

Ve böyle ünlü birisi, adı sanı duyulmamış sıradan bir oyuncu olan Nie Yan’ı zindana davet ediyordu. Olaylar gerçekten de kimsenin öngöremeyeceği bir şekilde ilerlemeye başlamıştı.

 

Çok sayıda oyuncu, değişik ifadelerle Nie Yan’a baktı. Ancak hepsinde ortak olan bir duygu vardı ki o da kıskançlık ve çekememeydi. Zira çoğu oyuncu bizzat Kutsal İmparatorluk lideri Miskin Tilki tarafından zindana davet edilmekle onur duyardı.

 

Bir Fırtına Hırsızı Miskin Tilki’nin yanına gelip şikâyetlenmeye başladı. “Lider, bu herif ne dediğinin farkında değil! Ağzını açtığı anda bütün Hırsız droplarında ilk seçim hakkına sahip olmayı talep etti. Kendini ne sanıyor bu?” Ardından Nie Yan’a düşmanca bir bakış attı. Nie Yan takımlarına dâhil olursa bütün Hırsız eşyaları onun olacak demekti. O zaman kendisine ne kalacaktı?

 

Dediğim gibi, Nie Yan oyunun üstadı! Onu takıma katmak kolay olmayacak.” Taş hemen Hırsıza karşılık verdi.

 

Nie Yan’ın talepleri, Miskin Tilki’yi güldürdü. “Egosu gerçekten çok yüksek. Öncesinde, üstad olduğuna hala inanmıyordum ama şimdi kendi gözlerimle görünce ikna oldum. Madem küstahça taleplerde bulunuyor, onu konuşturacak kadar da yeteneğe sahip demektir.

 

Taş başıyla onaylayarak yanındaki Hırsıza baktı.

 

Lonca lideri onayı verdiğine göre Hırsızın elinden başka bir şey gelmezdi.

 

Kardeş Nie Yan, kabul ediyorsan elbette bütün Hırsız eşyalarında ilk seçim hakkı senindir.” Miskin Tilki lafı dolaştırmadan kabul etti.

 

Miskin Tilki, Nie Yan’ın taleplerini kabul mu etti? Bütün oyuncuların gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmıştı. Bu resmen inanılmaz bir olaydı. Herkes garip bakışlarla Nie Yan’a bakıyordu. Bu adam kimdi ki Miskin Tilki onunla arkadaş olabilmek adına uçuk taleplerine boyun eğmeyi kabul etmişti?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44298 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr