Tang Yao sadece Lider sınıf Kaya Örümceğine ilk saldıran kişi değil, aynı zamanda en çok hasar verendi. Tam da bu sebepten örümceğin aggrosu ondan hiç kaymıyordu. Biraz önce de Nie Yan’ın birbiri ardına yaptığı saldırılara hiç aldırmamış, Tang Yao’nun peşinden koşmaya devam etmişti. Nie Yan durumdan faydalanmak istermişçesine, saldırmayı bırakıp çantasında küçük bir zehir şişesi çıkardı ve hançerini zehirle kapladı.

Beş saniye sonra, zehirle kaplama işlemi bitmişti. Kaya Örümceğine arkadan yaklaşarak, Hayati Vuruş becerisini etkinleştirdi ve hançerini örümceğin karnına sapladı.

−%10 Savunma
−52

Kaya Örümceği zehirlendiği anda statü zayıflatması aktifleşti.

Buna ek olarak Hayati Vuruş becerisinde de kritik vuruş denk getirmeyi başarınca oldukça yüksek bir hasar verebilmişti.

Örümcek acıyla inledi. Dikkatini Nie Yan’a yöneltip, üzerine sıçradı.

Örümcek aniden hedef değiştirince Nie Yan hazırlıksız yakalandı ve hemen geri çekilmeye çalıştı.

−78

Kaçma çabalarına rağmen Kaya Örümceğinin saldırısından kurtulamadı ve canının yarısından fazlasını kaybetti. Can çubuğundaki azalmadan sonra daha fazla dikkatsizlik etmeye cüret edemezdi. Hiç beklemeden bir Temel Sağlık İksiri çıkarıp tepesine dikti. Ardından yuvarlanarak uzaklaştı.

Örümcek peşine takıldı.

Örümceğin hedefi değişince Tang Yao da kendini boşta buldu ve arka arkaya büyüler göndermeye başladı. Esrarlı Füze, Esrarlı Yangın, Esrarlı Ateş Topu…

“Manam bitmek üzere.” Tang Yao’nun mana çubuğunun yalnızca çeyreği doluydu. Mana tüketimi inanılmaz boyutlardaydı. Doğal yenilenmesiyle eksiği gidermesinin imkânı yoktu.

“Mana İksirin var mı?”

“Bir tane Temel Mana İksirim var.”

“İç o zaman, ne duruyorsun? Sonra hallederiz.” Dönüp Kaya Örümceğine baktığında iyice yaklaşmış olduğunu gördü. Hançerini sallayarak Şok Darbesi ile örümceği karşıladı. Üzerine gelen örümceği hareketleri donuverdi. Nie Yan bunu fırsat bilip hemen örümcekten uzaklaşmaya başladı.

Örümcek Şok Darbesiyle vurulmuştu ama vurulmadan hemen önce Nie Yan’a başarılı bir saldırı yapmayı başarmıştı. Can çubuğunun yaklaşık olarak sekizde birlik kısmı doluydu. Zaman kaybetmeden sargı bezi uygulamaya başladı.

+20… +20… +20…

Bu sırada Tang Yao da çantasından içerisinde mavi renkli bir sıvı olan bir şişe çıkardı ve kapağını açıp içti. İksiri içtikten sonra kalbinde bir acı hissetti. İksirde bir sorun olduğundan acı hissetmemişti. Temel Mana İksirinin 1 şişe fiyatı 10 bakır kadar olduğu için acı hissetmişti. Bu şişe onun için hayat kurtarıcı bir nesneydi. En kritik anlarda bile kullanmayı kendine yedirememişti.

İksiri içince manası %90’a kadar yenilendi. Manası yenilendikten sonra arka arkaya büyü yapmaya devam etti. Büyüler Kaya Örümceğine çarpıp patlıyor ve her biri çok miktarda hasar veriyordu.

2 saniye geçmemişti ki Kaya Örümceği sersemlikten kurtuldu. Kendine gelir gelmez de Nie Yan’ı takip etmeyi bırakıp Tang Yao’ya döndü.

Aggrosu bir kez daha değişmişti.

“Devam et! Öldü ölecek!” Nie Yan, sargı bezinin ardından canı tamamen dolunca, tekrar örümceğin üzerine gitmeye başladı.

Tang Yao ile birlikte verdikleri hasara düşük demek mümkün değildi. Rakipleri Lider sınıfı Seviye 5 yaratık olsa bile böyle bir hasarın karşısında fazla dayanması mümkün değildi. Şu anda %10’un biraz üzerinde canı kalmıştı.

Örümcek öfkeli çığlıklarıyla mağarayı inletmeye başladı ve vücudunun rengi kırmızıya döndü.

“ Örümcek öfke evresine girdi. Aranızdaki mesafeye dikkat et. Sakın isabet alma!” Nie Yan hemen Tang Yao’yu uyardı.

Tang Yao henüz neler olduğunu anlamamış olsa da tereddüt etmeden Nie Yan’ın uyarılarını dinledi ve bir yandan büyü yaparken geri çekilmeye başladı.

Çekildiği esnada mağaranın zemininden fırlayan kaya dikenler belirdi. Neyse ki hareket halindeydi. Yoksa az önce yanından sıyırıp geçen diken yüzünden canının büyük kısmı gidebilirdi. Zira bu sıyrık bile 32 canına mal olmuştu.

Nie Yan’ın tahminine göre kaya dikeni Tang Yao’ya tam isabet etse, canının en azından üçte ikisini kaybedebilirdi.

Bu saldırı Tang Yao’yu ziyadesiyle korkuttu ama hala yaşıyor olduğu için mutluydu.

“Koşmaya devam et. Sakın durma. Ve yerin sallandığı ya da titrediği yerlere sakın basma!” Tang Yao, ufacık bir duraksamada hayatını kaybedebilirdi.

Nie Yan’ın cümlesi biter bitmez yerden kaya dikenleri fırlamaya devam etti. Tang Yao, Nie Yan’ın tavsiyesine uyuyor, bastığı yerlere dikkat ederek koşuyordu. Bu sayede ilkinden sonra bir daha hiçbir diken ona dokunamamıştı.

İster istemez Nie Yan’ın kaya dikenlerini atlatma yöntemini nasıl bulduğunu merak etmişti. Acaba önceden Lider sınıfı Kaya Örümceği mi öldürmüştü?

Ancak bu düşünceyi hemen bir kenara bırakıp altından her an fırlamakta olan kaya dikenlerinden sakınmaya odaklandı. Arada sırada saldırmaya uygun birkaç fırsat eline geçiyordu. Fakat saldıracak zamanı hiç olmamıştı.

Saldırılarının boşa gittiğini gören örümcek daha da öfkelenmişti sanki. Kendini duvardan duvara çalmaya başlamıştı. Birdenbire mağaranın duvarları çöktü. Örümcek hemen çöküntünün arasından çıkıp tüneldeki Tang Yao’nun üzerine gitmeye başladı.

“Hemen kaç!”

“Kaçamam! Arkamda başka bir Kaya Örümceği daha var! Biraz daha gidersem onu da çekeceğim!” Tang Yao üzerine gelmekte olan dev Kaya Örümceğini izliyordu.

Nie Yan örümceğin can çubuğuna baktı. %5… hayata pamuk ipliğiyle bağlıydı.

“Sorun değil! Koş!” Beceri çubuğuna baktı. Birkaç becerinin bekleme süresi dolmuştu.

Örümceğin peşinden koşup arkasına geçti.

Suikast! Yırtıcı!

−2

−3

Hala %2 canı vardı!

Hayati Vuruş!

İleri atılıp hançerini örümceğin karnına sapladı.

Örümcek acı bir çığlık atarak büyük bir gürültüyle yere yığıldı. Sarsıntıyla mağaranın duvarları titredi.

“Sonunda öldü.” Nie Yan en sonunda rahatlamıştı. Düşenleri toplamak için Kaya Örümceğinin bedenine doğru yürüdü.

“Hey! Peşimde hala bir örümcek var!!” Tang Yao, peşindeki normal örümcekle Nie Yan’a doğru koşuyordu. Lider sınıfı Kaya Örümceğinden kaçarken, yakınlarda bulunan başka bir Kaya Örümceğini peşine takmıştı. Neyse ki peşine takılan yalnızca sıradan bir yaratıktı.

Tang Yao, Nie Yan’ın arkasına geçti. Böylece o örümceği tutarken, kendisi arkadan rahatça büyülerini yapabilecekti.

İkili güzel bir takım çalışmasıyla örümceği kısa sürede öldürdü.

“Allah’ım… Yorgunluktan öleceğim.” Tang Yao, nefes nefese yanındaki duvara dayandı ve can ve manasını yenilemeye başladı. Kendilerinden iki seviye yüksek Lider sınıf bir yaratığı nasıl öldürdükleri, onu aşan bir durumdu. Yine de oyuna başladığından beri yaptığı en büyük iş de buydu. “Aslında… ne kadar muhteşem olduğumu sanırım daha yeni anladım.”

Nie Yan Kaya Örümceğinden düşen eşyaları aldı. Bir beceri kitabı ve bir de gümüş anahtar…

Beceri Kitabı: Meteor
Tanım: Düşmanlarınızın üzerine meteor yağmuru çağırır.
Koşul: 1 söz dizisi, 3 el hareketi, 1 tılsım.
Özellikler: (Başlangıç) Beş meteor çağırır. Her bir meteor 10 yanma hasarına ek, 5 hasar verir. Beş metre çapındaki bir alanda geçerlidir.
Bekleme Süresi: 120 saniye
Kullanıcı: Elementalist, Esrarlı Büyücü, yalnızca ışığı koruyan İyi Taraf öğrenebilir.

Bu pek kolay rastlanmayan, hatta tabiri caizse oldukça nadir bulunan bir Esrarlı Büyücü beceri kitabıydı. Başlangıç seviyesindeyken, gökyüzünden meteor yağmuru gibi yağan alev topları çağırabilirdi. Her bir alev topu belirtilen alan içerisindeki hedeflere alan hasarı verirdi. İleriki seviyelerde güçlü bir alan etkili büyü olabilirdi.

“Bu da düşmez ama…! Seni şanslı köpek.” Nie Yan söyleyecek söz bulamamıştı. Meteor kitabı inanılmaz nadir bir şeydi. Seviye 1’den Seviye 30’a kadar Kaya Örümcekleri, Alev Örümcekleri gibi yaratıkların bölgelerinden düşerdi. Hem de yalnızca Lider veya daha üst sınıflı yaratıklardan düşme ihtimali vardı. Daha da garip olan ise kitabın düşme oranı 1/10.000’i geçmiyordu. Oyuncu kitlesinin ortalama seviyelerini göz önüne alınca, bu kitaba pazarda paha biçilemezdi. Gerçekten inanması güç bir başarıya imza atmışlardı. Nadir eşya düşürmelerinin sebebi, muhtemelen seviyelerini aşan bir yaratık öldürmeleriydi.

“Ne düştü?”

“Bugün kısmetin açıkmış. Meteor beceri kitabı düştü. Başlangıç seviyesinde eşi benzeri bulunmayan bir alan etkili beceri. Belirtilen alana çok yüksek hasar verebilir. İleriki seviyelerinde de kasılmanda oldukça faydalı olur.” Tang Yao’ya beceriyi anlatırken elinde olmadan kıskançlık hissetti. Oyunun ilk iki haftasında Meteor beceri kitabı düşüren bir Esrarlı Büyücü… Böyle şanslısına rastlamak zordu!

“Gerçekten mi?” Tang Yao’nun gözleri parladı. “Dur bir bakayım.”

“Gerçekten. Şimdi kullanabilirsin. Ancak Tapınak Büyülerine, Dev Büyülerine veya Ejderha Büyülerine kıyasla güçsüz kalıyor.” Nie Yan kitabı Tang Yao’ya verip düşen diğer eşyaya baktı.

Gümüş Anahtar: Seviye 0-20, Gümüş veya daha alt kademedeki sandıkları açmaya yarar.
Kalan: 3/3

“Tapınak Büyüsü ne? Ejderha Büyüsü mü?”

“Zamanı gelince öğrenirsin. Şimdilik Meteorla yetin. Anahtarı da ben alıyorum.” İkisi de işlerine yarayan şeyleri alıyorlardı. Her halükarda anahtar Nie Yan’ın ellerinde daha değerliydi. Ayrıca bu anahtarla mağaradaki kilitli sandığı da açabilirlerdi.

“O zaman aldım gitti!” Tang Yao hiç beklemeden bir kenara geçip Meteoru öğrendi. Ardından becerinin tanımına baktığında müthiş bir tatmin olma duygusu yaşadı. Tüm gün Parlak Kutsal Alev tarafından kovalanınca iyice keyfi kaçmıştı. Nie Yan’ın gelişiyle beladan kurtulması yetmezmiş gibi keyfi de yerine gelmişti.