Bölüm 24: Kaya Örümceği Mağarası

avatar
5471 47

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 24: Kaya Örümceği Mağarası


 

Nie Yan aramayı sonlandırdı. Vücudu gitgide daha saydam hale geldi ve en sonunda sık çayırların içerisinde tamamen gözden kayboldu. Yanından geçen oyuncuları dikkatle takip ediyordu.

 

Oyuncular Nie Yan’ın yanından veya yakınlarından geçiyorlardı. Fakat hiçbiri Nie Yan’a dair bir iz bulamıyordu.

 

Bir bulamadık gitti. Nereye gitmiş olabilir?

 

Boş ver onu. Şimdiye çoktan kaçmıştır.” Lei Zi isimli Vahşinin içinde sebebini bilmediği bir korku vardı ve bir an önce bölgeden ayrılmak istiyordu. Çünkü Nie Yan ortaya çıktığı andan beri her zaman saldırılan tarafta olmuşlardı. Hiç karşı saldırıya geçememişlerdi. Şu ana kadar kendi taraflarından 5 kişiyi kaybetmişler, ama Nie Yan’ın saçının tek bir teline bile zarar verememişlerdi. Düşmanları çok tehlikeliydi ve böyle rastgele aramakla aldıkları riske değmezdi. Ya yine onu yakalayamazlarsa, hatta öldürülürlerse?

 

Esrarlı Büyücüden haber var mı, Yao Zi?

 

Kaya Örümceği Mağarasının içine kadar kovaladık. O Hırsız ortaya çıkınca yardıma çağırıldığımız için geri dönmek zorunda kaldık. Ama endişelenme. Çıkmadan önce çok sayıda Kaya Örümceğini girişe çekip yolu tıkadım. Oradan çıkmasına imkân yok.

 

Bekleyin, Hırsızı aramaya devam etmeliyiz. Kamuflajı bitmek üzeredir. Ve bu bölgede olduğuna eminim!” Dövüşçü aramayı durdurmak istemiyordu. Nie Yan’ın kaçmasına nasıl izin verebilirdi?

 

Nie Yan, bakışlarını yalnızca %45 canı kalmış olan Vahşiye odakladı. Vahşi savaştan yeni çıktığından oturup canını dolduracak zamanı olmamıştı. Ayrıca, sistem onu hala savaş durumunda algıladığından doğuştan gelen can yenilenmesi normal hızının çok daha altındaydı. Yanındaki lonca arkadaşları ona biraz güven veriyor olsa da, her ihtimale sol elindeki Temel Sağlık İksirini sıkıca tutuyordu.

 

Canlarını yenileyememiş olmalarının bir başka nedeni daha vardı: Dövüşçü izin vermiyordu. Canlarını düşük gören Nie Yan’ı bu şekilde tuzağa çekmek istiyordu.

 

Nie Yan’ı göremiyor olsalar bile, varlığı onları diken üstünde tutmaya yetiyordu.

 

Vahşinin yanında bir de canı tam olan Sükûn Şövalyesi vardı. İkisi birden Nie Yan’ın bulunduğu yere doğru yürümeye başlamıştı.

 

Nie Yan’a yavaş yavaş yaklaşıyorlardı ama hala onu bulamamışlardı. Biraz daha devam etseler Nie Yan’a çarpacaklardı.

 

Kamuflaj etkisindeki bir Hırsızla temas kurulduğunda, Kamuflaj otomatik olarak sona ererdi.

 

Nie Yan’ın bakışları Vahşinin boğazında sabitlendi. Doğru anın gelmesini bekliyordu. Ansızın yerinden sıçradı. Hayati Vuruş! Hançer Vahşinin boğazını kesip geçti. Bir anda ortalık kan deryasına dönmüştü.

−51

 

Burada!” Vahşi hemen bağırdı. Geri çekilip elinde beklettiği Temel Sağlık İksirini içti.

 

Ancak Nie Yan, Vahşinin dilediğini yapmasına izin verir miydi? İleri atılıp hançerini Vahşinin göğsüne sapladı ve ardından Yırtıcıyla devam etti. Hançeri acımasızca düşmanın etini kesmiş, canı dolmakta olan Vahşinin canını yeniden azaltmıştı.

 

Azıcık canı kalan Vahşi, üstüne bir de Yırtıcının kanama hasarıyla can kaybediyordu.

 

Canına susamışsın sen!” Nie Yan’ın hareketleri o kadar hızlıydı ki, yandaki Şövalye daha yeni tepki verebilmişti. Nie Yan’ın üzerine koşup alev alev yanmakta olan kılıcını kafasına doğru indirdi.

 

Nie Yan, Vahşinin peşinden gitmeyi planlamıştı ama Şövalyenin saldırısı, onu planlarında değişiklik yapmaya zorladı.

 

Nie Yan’ın maksimum canı fazla olmadığından üzerine gelen saldırıları göz ardı etme gibi bir lükse sahip değildi. Fazla düşünmeden kenara çekilip saldırıyı atlattı.

 

Şövalye anında Nie Yan ve Vahşinin arasına geçip takım arkadaşının hayatını kurtardı.

 

Nerede?

 

Şurada!

 

Yakınlardaki 10 kadar Parlak Kutsal Alev oyuncusu dört bir yandan bölgeye doğru geliyordu. Birkaçı da Nie Yan’ın üzerine büyülerini gönderiyordu.

 

Nie Yan vaziyete baktığında, Vahşiyi öldürmesinin mümkün olmadığını anladı. Takibi sürdürmek yerine kenara yuvarlanıp üzerine gelen büyülerden sakındı. Tekrar ayağa kalktığında ise Vahşi çoktan kaçmıştı.

 

Nie Yan’ın az önce bulunduğu nokta büyü bombardımanına tutulmuştu. Çoğu hedefini şaşırıp yere veya etraftaki ağaçlara çarparak durmuştu.

 

Ancak bir tanesi Nie Yan’a isabet etti.

−23

 

Nie Yan bir ceylanın çevikliğiyle çılgınca koşarak çayırlara daldı ve kısacık zamanda arkasından gelen büyücülerle arasına 20 metreden daha uzun bir mesafe koydu. Biraz daha ilerlediğinde saldırı menzillerinden çıkmış olacaktı.

 

Bu sırada savaş bölgesinden çıktığı için güvende olduğunu düşünen Vahşi, sandığı kadar güvende değildi.

 

Lanet olsun! Kanıyorum!” Vahşinin Temel Sağlık İksirinin bekleme süresi henüz dolmamıştı. O da Temel Yenilenme İksiri içmişti. Ancak iksirin devamlı olarak yenilediği miktar, kanamanın götürdüğü miktardan daha düşüktü.

−5, +3, −5, +3, −5

 

Nihayetinde çabaları boşuna çıkmıştı. İksiri içtikten 5 saniye sonra canı sıfıra düştü.

 

Vahşinin ölümüyle Nie Yan’ın hanesine bir Parlak Kutsal Alev oyuncusu daha yazılmıştı.

 

Vahşinin ölümü biraz haksız olmuştu. Savaşta ölen diğerleri gibi değil, bütün çabalarına rağmen artıramadığı canı yüzünden son ana kadar kendi ölümünü seyretmişti.

 

Dövüşçü sırtında bir soğukluk hissetti. Nirvana Alevi adlı bu Hırsız kesinlikle korkunçtu! Ele avuca sığdırılamıyordu. Vahşiden düşen Bronz kademe zırhı aldı. En azından zırhı Nie Yan’ın elinden kurtarmıştı.

 

Nie Yan bir rakibini daha bertaraf etmiş olsa da hala tehlikeden sıyrılamamıştı. Önünde bir Muharebe Hırsızı ve bir Şövalye yolu kesmişti.

 

Bu sırada arkasından büyü yağmuru başlamıştı.

 

Üzerine gelen büyüleri görünce hemen sargı bezi uygulamaya başladı.

+20, +20, +20

−23

−22

−20

 

Büyü bombardımanı Nie Yan’ın iyileşme sürecini durdurmuştu.

 

Sağlık çubuğuna baktığında yalnızca 17 canının kaldığını gördü. Bunlar olurken karnını içine çekip hafif bir manevra yaptı ve üzerine gelen iki saldırıdan kurtuldu. Şövalyenin büyük kılıcı yanağını sıyırmış, Muharebe Hırsızının hançeri ise biraz önce karnının bulunduğu bölgeyi ıskalayıp, zararsızca havayı kesmişti.

 

Bu şekildeki yakın dövüşlerde en önemli şey, keskin gözlere ve hızlı ellere sahip olmaktı.

 

Çünkü böyle karşılaşmalarda dövüşün bitmesi için birkaç saniye yeterdi.

 

Gerçi bu karşılaşmada Nie Yan’ın yeteneklerinin ne kadar üstün olduğu görülmüştü.

 

Muharebe Hırsızı ve Şövalyenin kurmuş olduğu barikattan kurtulduktan sonra çayırların arasına daldı. Böylece düşmanlarıyla arasına daha fazla mesafe koymuş oldu.

 

*** çok hızlı!

 

Yine elimizden kaçırdık!

 

Yakın dövüşe mecbur bıraktıklarında bile Nie Yan’a karşı herhangi bir avantaj sağlayamamışlardı. Sonunda Vahşinin canını alıp kaçmış ve toplam öldürme sayısını altıya yükseltmişti. Parlak Kutsal Alev üyeleri, birbirleri ardına onun ellerinde can vermişlerdi.

 

Bu kadar yeter. Geri dönelim.” Artık Dövüşçü de Nie Yan gibi olağanüstü birini kovalamak istemiyordu.

 

Dövüşçüyü duyanlar birbirlerine baktılar.

 

Pekala…

 

Seslerinden çaresizlikleri anlaşılıyordu. Nie Yan kaçıp gitmişti. Bundan sonra ellerinden bir şey gelmezdi.

 

Parlak Kutsal Alev oyuncuları bir araya gelip bölgeden ayrıldılar. Giderlerken takım arkadaşlarından en fazla 2 metre uzaklaşabiliyorlardı. Fazlası ister istemez onları korkutuyordu. Her an Nie Yan ortaya çıkıp saldırıya geçecekmiş gibi hissediyorlardı.

 

Birini daha öldürdüm. Bu defa bir Vahşi. Ayrıca diğerleri de bölgeyi terk ettiler.

 

10 kişiden daha kalabalık olan düşman grubuyla etrafı sarılı olmasına rağmen, içlerinden birini öldürüp kaçmayı başarmıştı. Bu inanılmaz bir şeydi. Tang Yao düşündükçe heyecanına hâkim olamıyordu. Hırsız değil de Esrarlı Büyücüyü seçtiği için ufak bir pişmanlık hissediyordu.

 

Kardeşim! Bundan sonrası için sana güveniyorum!Tang Yao kahkaha attı. Gölgelenebileceği bir ağaç bulma hissi muhteşemdi.

 

Rahat ol.Nasıl ki atın dayanıklılığı koşabildiği mesafeden anlaşılırsa, insanın niyetini de zaman ortaya çıkarırdı. Geçmişte yerlerde sürünmeye yüz tutmuşken çevresindeki bütün insanlar onu yüz üstü bırakıp gitmişlerdi. İşte o zaman gerçek bir kardeşin ne demek olduğunu anlamıştı. Kardeşler her zaman kendilerini ikinci plana itip karşısındakini düşünürlerdi. Elbette Nie Yan da Tang Yao için aynısını yapacaktı.

 

Parlak Kutsal Alev oyuncuları gittikten sonra Nie Yan Kaya Örümceği Mağarasının bulunduğu tepeye yöneldi.

 

Mağaranın girişi iyice gizlenmişti ve karanlığa gömülmüştü. Kim bilir nereye kadar uzanıyordu. Mağara duvarlarından ve sarkıtlardan aşağıya ipekten örümcek ağları sarkıyordu. İpekler mağara duvarlarını gizlemek için örtülmüş bir peçe gibiydi.

 

Burası bir Seviye 5 bölgeydi. Bu bölgeye girebilecek oyuncuların sayısı çok azdı.

 

Nie Yan geçmişinden kalma bazı bilgileri hatırlarken kendi kendine mırıldandı. “Kaya Örümceği Mağarası demek… burası bayağı iyiydi.

 

Girişteki örümcek ağlarını eliyle temizleyip mağaraya girdi. Derinlere doğru ilerledikçe, bastığı zemin çamurlanmaya ve ilerlediği yol daracık, çok sayıda küçük yollara ayrılmaya başladı.

 

Bölgedeki her bir Kaya Örümceği istisnasız Seviye 5 idi. Bire bir karşılaşsa muhtemelen Kaya Örümceğinin hakkından gelebilirdi ama birden fazlasıyla aynı anda karşılaşırsa, kaçmaktan başka elinden bir şey gelmezdi.

 

Ara sıra mağaranın derinlerden örümcek sesleri yankılanıyor, bir süre sonra yine sessizlik hâkim oluyordu.

 

Mağaranın atmosferini daha da garipleştiren kan dondurucu bir rüzgâr esiyordu.

 

Koordinatlarını versene.

 

352.238.235. Dikkatli ol. Buraya gelen yolda 10 kadar Kaya Örümceği var. Onları geçebileceğine emin misin?

 

Denemeden bilemem.Nie Yan mevcut koordinatlarına bakarak Tang Yao’dan fazla uzakta olmadığını anladı. Konuşmaları bittikten sonra pürdikkat tünellere daldı.

 

Nie Yan taş atma mesafesindeki bir örümceğin sesini duydu. Yakındaki Kaya Örümceği duvardan aşağı inerek üzerine atladı.

 

Nie Yan üzerine atlayan örümceği görür görmez geri çekildi. Örümcekten kurtulduktan sonra ileri atılıp Şok Darbesi ile saldırıya geçti.

 

Kaya Örümceği sersemletilmişti.

 

Kaya Örümceği: Seviye 5
Sağlık: 108/130

 

İlk saldırının ivmesini sürdürerek birkaç saldırı daha yaptı. Sonrasında ise Suikast, Yırtıcı ve Hayati Vuruşla devam etti.

 

Kaya Örümceği devamlı olarak Nie Yan’ın üzerine atlamaya çalışıyordu. Ondan iki seviye yüksek olduğundan saldırıları da yüksek hasar veriyordu. Her başarılı saldırısıyla Nie Yan’dan en az 30 can götürüyordu.

 

Nie Yan, Kaya Örümceğini peşinden sürükleyerek geri çekilmeye başladı. Çekilirken hançerini örümceğe sapladı. Yirmi saniye kadar bu şekilde dövüştükten sonra örümcek yere yığıldı.

 

Dövüş sonrası gelen rahatlıkla sağlık çubuğuna baktı. Canı %20’ye düşmüştü. Görünen o ki, tek bir Kaya Örümceği bile Nie Yan için tehdit olabilirdi. Lakin işin bir de güzel tarafı vardı: Kaya Örümceği öldüğünde çok miktarda tecrübe puanı vermişti. Her örümcek ölmesiyle birlikte 280 tecrübe veriyordu. Bu miktar hiç de azımsanacak gibi değildi.

 

Kötü tarafı ise Kaya Örümceğinden hiç işe yarar eşya düşmemesiydi.

 

Nie Yan oturup bir ekmek yedi ve dinlenmeye geçti. Bir süre sonra canı tamamlanmış ve bütün becerileri tekrar kullanıma hazır hale gelmişti.

 

Hazır canı dolmuş ve becerileri kullanıma hazır hale gelmişken ayağa kalkıp mağaranın karanlığına doğru ilerlemeye karar verdi. Önünde üç Kaya Örümceği tespit etti. Her birinin konumunu iyice inceledikten sonra arbaletini çıkardı. Yanındaki duvara yaklaşıp en yakındaki Kaya Örümceğine ateş etti.

 

Oklar havayı yararak tek çizgi halinde hedeflerine ilerlediler.

−5

−3

−5

 

Üç hasar değeri Kaya Örümceğinin üzerinden fırladı.

 

Örümcek vurulduktan sonra hemen Nie Yan’a doğru koşmaya başladı. Saldırganının üzerine atlarken öfkeli çığlıklar atıyordu.

 

Bu şekilde diğer ikisini uyandırmadan Kaya Örümceklerinden birini gruptan ayırmıştı. Örümcek iyice yaklaştığında hançerini çıkarıp karşılamaya gitti. İkili yakın mesafede dövüşe tutuştular. Nie Yan durmadan saldırıyor, hasar değerleri birbirleri ardına Kaya Örümceğinin üzerinden fırlıyordu.

 

Yirmi saniye içerisinde örümcek ölmüştü. İlginçtir, örümcekten bir de eşya düşmüştü. Nie Yan gidip ne düştüğüne baktı: 1 bakır…

 

Canı dolana kadar bekledikten sonra diğer iki örümceği de arbaletini kullanarak aynı şekilde yanına çekip birer birer öldürdü.

 

Bu taktiği kullanarak yoluna devam ediyordu. Tang Yao’nun koordinatlarına varana kadar birkaç tane daha örümcek öldürmüştü. İleride birçok tünelin birleştiği geniş bir boşluk vardı. O boşlukta en azından 10 Kaya Örümceği dolaşıyordu.

 

Nie Yan hemen içeri dalmadı. Önce etrafını kolaçan etti. Görünene göre buradan sağ salim geçmek kolay olmayacaktı. Özellikle de şu ana kadar yaptığı gibi arbaletini kullanacak olursa, kesinlikle birden fazla örümcek çekeceği için seçenekleri daha kısıtlıydı.

 

İki tane demek… İkisini birden haklayabilir miyim bilmiyorum. Nie Yan’ın aklına bir plan gelmişti ama sargı bezlerinden birini kullanması gerekecekti. Plandaki sıkıntı da burada ortaya çıkıyordu. Çok fazla sargı bezi kalmamıştı. Ayrıca Orta Sıhhiyede kullanılan sargı bezlerinin tanesi 20 bakıra mal oluyordu. Normal bir oyuncu, yüksek maliyetine bakarak bir tanesini bile kullanmakta tereddüde düşerdi.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr