Bölüm 23: Elini Kolunu Sallayarak Girip Çıkmak

avatar
5785 44

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 23: Elini Kolunu Sallayarak Girip Çıkmak


 

Dövüşçü gür sesiyle bağırarak öne atıldı ve sağ elindeki kılıcını geyiğe indirdi. Kılıç Geyik Reisine isabet ettikten sonra derin bir yara açtı.

 

Geyik Reisi bir adım ileri çıkıp Dövüşçüye boynuzlarını salladı.

 

Dövüşçü geri çekilirken darbeden korunmak için kalkanını kaldırdı. Boynuz ve ahşap kalkanın çarpışmasından müthiş bir gümbürtü duyuldu.

 

Vahşi ve Şövalye, ellerindeki fırsatı kaçırmamak için iki yandan yaratığı kıstırmak suretiyle saldırıya geçti.

 

Aggroya dikkat edin!” Dövüşçü endişeli bir tonla arkadaşlarını uyardı. Kalkan taşıyabildiklerinden Dövüşçülerin savunmaları diğer sınıflara göre çok daha üstündü. Bu yüzden Geyik Reisinin Dövüşçüye verdiği hasar 10 civarlarındaydı. Ancak Geyik Reisinin aggrosu Vahşi veya Şövalyeye dönerse en fazla 5 saldırıya dayanabilirlerdi.

 

Yaratıkların aggroları, kendilerine ilk saldıran kişiye odaklanırdı. Fakat yaratığa çok yüksek hasar veren birisi olduğunda veya bir oyuncunun gücü veya seviyesi çok düşük olduğunda, aggro onlara dönebilirdi.

 

Biliyoruz. Rahat ol.

 

Kutsal Büyücü ve Elementalist arkadan büyüleriyle saldırmaya başlamışlardı.

 

Koordinasyonları ortalama düzeydeydi. Kısa süre içerisinde Geyik Reisini öldürmek problem olmayacaktı. Arkalarından yaklaşmakta olan asıl tehdidin ise farkında değillerdi.

 

Nie Yan gizlice Kutsal Büyücüyle Elementaliste yaklaştı. Birkaç adım sonra aralarındaki mesafeyi tek hamlede kapatabilecek kadar yaklaşmış olacaktı. İki Büyücü birbirlerine oldukça yakın duruyordu ve dikkatlerini tamamen Geyik Reisine odaklamışlardı.

 

Geyik Reisi 30 saniye içerisinde ölecekti. Grup üyeleri, düşecek eşyaların hayalini kurarak kendilerini galeyana getiriyorlardı.

 

Kutsal Büyücü ve Elementalistin başları, bütün çıplaklığıyla Nie Yan’ın karşısındaydı.

 

Nie Yan, yaklaştıkça hızını düşürdü. Hedefinin yakınlarında daha da dikkatli olmalıydı. Yoksa avucunun içindeki avını kaçırabilirdi.

 

Sabır, Hırsızın kalitesini belirten önemli faktörlerden biriydi. Çünkü Hırsızların mücadelelerinde sonucu belirleyen en önemli faktör, ilk hamlenin başarılı olup olmadığıydı. Elbette bu ilk saldırı için müthiş hazırlıklar ve iyi bir Kamuflaj ve gizlenme yeteneği de şarttı. Ancak Hırsız sabırsızsa, rakibi hatalarını fark edip daha saldıramadan Hırsızı geri püskürtebilirdi.

 

Geyik Reisi ve 5 kişilik grup arasındaki savaş doruk noktasına ulaşmak üzereydi. Yaratık boynuzlarını Dövüşçüye geçirip duruyor, Dövüşçünün canını hızla azaltıyordu. Canı yirmilere düştüğünde, Dövüşçü çantasından bir Temel Sağlık İksiri çıkarıp içti.

 

Devam edin! Geyik Reisinin sadece yarı canı kaldı!” Dövüşçü tekrar kalkanını kaldırıp kılıcını savurdu.

 

Vahşi ve Şövalye de hızlarını artırarak saldırmaya devam ettiler. Savaş boyunca canlarının yarısını yitirmişlerdi. Hiç hasar almayan kişiler elbette arkalardaki Büyücülerdi.

 

Dövüşçü, Vahşiye seslendi. “Lei Zi, azıcık geri çekil. Niye o kadar ileri çıktın?

 

Tamam tamam.

 

Açıkça görülüyordu ki, bu 5 kişilik grupta en çok savaş tecrübesi olan kişi Dövüşçüydü.

 

İlerde zindanlara girdiğimizde kesinlikle bu kadar ileri çıkmamalısınız. Aksi takdirde kendi ölüm fermanınızı imzalamış olursunuz. Bugünkü hatalarınızı görüp dersinizi çıkarın. Yarın 5 kişilik basit bir zindan denemesi yapacağız. Takım çalışmasına alıştığınızda gerçek bir takımla birlikte daha büyük zindanlara gireceğiz.” Dövüşçü konuşmasını bitirdikten sonra iki adım geri çekilip Geyik Reisini iki ağacın arasına sıkıştırdı.

 

Dövüşçüyü duyan Vahşinin gözleri parladı. “Loncada ne tür etkinlikler yapılıyor?

 

Çeşit çeşit etkinlikler yapılır. Örneğin Lonca Lideri ve birkaç kişi son günlerde Ent Ormanı ve Karanlık Bataklıklar’ı temizliyorlar. Onlarla aynı takımda olabilecek kadar iyi misin?

 

Ent Ormanı ve Karanlık Bataklıklar’ı temizleyen kişiler, Parlak Kutsal Alevin en seçkin üyeleriydi. Loncalarında oyuncuların savunmaları, saldırıları ve sağlıkları gibi konularda katı kurallar vardı. Bir oyuncunun ekipmanları belli seviyeye gelmediyse veya üstün yeteneklere sahip bir oyuncu değilse elitler arasına girmesi mümkün değildi. Kısacası bu 5 kişilik grubun elit takımı hayal etmesi söz konusu olamazdı.

 

Seviye 2 zindanlar yok mu? Geyik Faresi Mağarası veya İskelet İni gibi yerler?” İsmi geçen zindanlar da 20 kişilik zindanlardı. Daha kolaylardı ve içerisinden düşürülen ekipmanların özellikleri de fena değildi. Bu zindanlardan herhangi birini temizlemek, ekipmanlarının seviyesini yükseltecek ve daha yüksek seviyeli zindanlara hazırlık olacaktı.

 

Lonca lideri birkaç güne bir şeyler ayarlayacak. Şimdilik seviyelerimizi yükseltmeye odaklanalım. Odaklanın, dikkatinizi başka şeylerle dağıtmayın. Önceliğimiz Geyik Reisi. Kim bilir, belki de güzel ekipmanlar verir.” Dövüşçü iki geri adım daha attı. Geri çekilmesi son derece kontrollüydü.

 

Kutsal Büyücü ve Elementalist de onu kopyalayarak geri çekildiler.

 

Nie Yan, Dövüşçünün sağlam bir oyuncu olduğunu anladı. Aggroyu çekme konusunda oldukça yetenekliydi. Geyik Reisinin aggrosunun kaymak üzere olduğunu fark ettiği anda kalkanıyla saldırıp aggroyu tekrar üstüne çekiyordu.

 

Aggrosu sürekli değiştiği için Geyik Reisi de doğru düzgün saldıramıyor, gücünün büyük kısmını sergileyemiyordu.

 

Dövüşçü olmasaydı bu takımın Geyik Reisi karşısında şansı yoktu.

 

Nie Yan’ın hareketleri, Kutsal Büyücü ve Elementalist tarafından tespit edilmemek için son derece dikkatliydi. Ama şimdi Büyücüler onun bulunduğu yere doğru çekiliyordu.

 

Başka yer kalmadı sanki. Kutsal Büyücü çoktan Nie Yan’ın bulunduğu yere ulaşmıştı.

 

Hançerini kaldırıp Kutsal Büyücünün kafasının arkasına indirdi.

 

Boğucu Vuruş!

 

Saldırısı, Kutsal Büyücüyü sersemletti.

 

Birisi bizden kill çalmaya çalışıyor!” Yakınlardaki Elementalist hareketliliğin farkına varıp baktığında Nie Yan’ı gördü. Ancak daha cümlesini yeni bitirmişti ki, Nie Yan çıkagelip alnının ortasına hançerinin kabzasını geçirdi.

 

Şok Darbesi!

 

Rakibini sersemlettikten sonra Suikast, Yırtıcı becerilerini kullandı ve bitirici hamle olarak Hayati Vuruş ile rakibinin boğazını kesti.

 

Nie Yan’ın hareketleri çok hızlıydı. Kısacık zamanda inanılmaz bir hasar çıkarmayı başarmıştı.

-20

-22

-29

-36

 

Elementalistin üzerinden dört hasar değeri fırladı. Sersemlik halinden kurtulduğunda ise geriye yalnızca 18 canı kalmıştı.

 

Büyücüler paniğe kapıldılar. Nie Yan’ın saldırı gücü aşırı yüksekti.

−5
−5     

 

Elementalistin üzerinden 2 hasar değeri daha fırladı.

 

Hemen bir Temel Sağlık İksiri çıkardı. Şişeyi tam ağzına götürmüştü ki, gözlerine Nie Yan’ın göğsüne ilerleyen hançeri takıldı.

−8 

 

Geriye sendeledi. Bir şeylere tutunmak istercesine elini uzattı. Ama eli boş kalmıştı. Canı sıfıra düştü ve sonunda yere yığıldı.

 

Biri gitti.” Nie Yan yere düşen ekipmanı alırken kendi kendine mırıldandı.

 

Bu sırada Kutsal Büyücü de sersemlikten kurtulmuştu. Lakin Nie Yan Elementalistin işini bitirdiğinden pek şanslı sayılmazdı. Hemen arkasını dönüp kaçmaya yeltendi ama Nie Yan ona izin verir miydi?

 

Nie Yan, hançerini savurarak kaçmakta olan Kutsal Büyücünün peşine takıldı. Yetiştiğinde rakibinin sırtına birbiri ardına saldırılar yapmaya başladı.

−12
−13
−15

 

Bütün becerilerini kullandığından bekleme süreleri henüz dolmamıştı. Şu anda normal saldırılar kullanıyordu sadece. Tabii Hırsızın saldırı hızı doğuştan yüksek olunca verdiği hasar hiç de hafife alınacak gibi değildi.

 

Gerçi Kutsal Büyücü kuzu kuzu ölmeye niyetli değildi. Geri dönüp Kutsal Vuruşla Nie Yan’a saldırdı. Ardından Kutsal Ceza ve birdenbire 53 hasar vermişti.

 

Bütün bunlar yaşanırken Dövüşçü, Vahşi ve Şövalye Geyik Reisi ile savaşmaya devam ediyordu. Arkalarındaki Büyücülerden gelen yüksek büyü hasarı bir anda yok olunca durumun farkına vardılar.

 

Pusuya düşürüldük. Bu o Hırsız! Nirvana Alevi!” Dövüşçü heyecanla bağırdı. Bu dürzü niye Lider sınıf yaratıkla savaşları tam da en kritik noktaya ulaştığında ortaya çıkmıştı ki?

 

Nie Yan’ın misilleme hakkından geriye 20 dakika kalmıştı.

 

Ne yapacağız?” Vahşi yavaş yavaş geri çekildi. Durum tamamen aleyhlerindeydi. Önden Geyik Reisi ve arkadan da Nie Yan tarafından olmak üzere kıskaca alınmışlardı. Üç yakın dövüş sınıfı sürekli Geyik Reisiyle uğraştıklarından, üçünün de canları yarının altındaydı. En ufak dikkatsizlikte beşi birden burada ölebilirdi. Nie Yan göz açıp kapayıncaya kadar Elementalistlerini haklamıştı. Diğer Büyücü hala hayattaydı ama onun canı da tükenmek üzereydi. Ve işler daha da kötüleşecekmiş gibi görünüyordu!

 

Önce Geyik Reisini öldürelim. Sonrasını şimdilik bir kenara bırakalım.” Geyik Reisinin aggrosu tamamen üzerlerindeydi. Geyik Reisine sırtlarını dönüp Nie Yan’a gitselerdi sonrasına yaşayacakları sıkıntının haddi hesabı olmazdı.

 

Geyik Reisinin fazla canı kalmadı!

 

Yarıcı!

 

Dövüşçü kılıcını yere doğru savurdu. Vahşi ve Şövalye de hızlarını artırarak Geyik Reisine nefes aldırmamaya başladılar.

 

Alev Kesişi!

 

Parlak Kesiş!

 

Vahşi ve Şövalye en güçlü becerilerini kullandılar. Amaçları mümkün olduğunca yüksek hasar vermekti. Hasar değerleri birbirleri ardına Geyik Reisinin üzerinden fırlıyordu.

 

Her iki taraf için de zamana karşı bir yarış söz konusuydu.

 

Nie Yan ve Kutsal Büyücü arasındaki savaş kızışmıştı. İkili kovalamaca içerisinde savaşlarına devam ediyorlardı. Biri kaçıyor, diğeri onu kovalıyordu. Nie Yan sürekli rakibinin arkasına geçiyordu ve açıktaki sırtını hançeriyle kesiyordu. Hançerin geçtiği yerden kan fışkırıyordu.

 

Kutsal Büyücü de büyüleriyle Nie Yan’ı peşinden atmaya çalışıyordu.

 

Zamanla ikisinin de canları azaldı. Ancak Kutsal Büyücünün canı daha hızlı azalıyordu. Hemen birer Temel Sağlık İksiri ve Temel Yenilenme İksiri çıkarıp içti.

+3
+3

 

Birkaç saniye bile geçmemişti ki Nie Yan tekrar saldırıp Temel Sağlık İksirinin başlattığı iyileşme sürecini sekteye uğrattı.

−18
−15

 

Dövüşçü telaşa kapılmıştı. “Bu tarafa koş!” Geyik Reisiyle savaşırken bir yandan da Nie Yan ve Kutsal Büyücünün dövüşünü takip ediyordu. Takım arkadaşının Nie Yan’ın dengi olmadığı aşikârdı.

 

Kutsal Büyücünün yalnızca 36 canı kalmıştı.

 

Şerefsize bak. Bilerek saldırıyor bize.” Dövüşçü Geyik Reisiyle savaşına devam ediyordu. Dian Cang’ın grubunu hallettikten sonra Nie Yan burada ortaya çıkmıştı. Bu kesinlikle tesadüf olamazdı. Yoksa… bu Hırsız, Esrarlı Büyücü ve grubuyla arkadaş mıydı?

 

Vahşi öfkeyle bağırdı. “Nie Yan, adın aklımda! Parlak Kutsal Alev loncamızdan kurtulamayacaksın!

 

Onur duyarım. Bekliyor olacağım.” Nie Yan gayet sakin halde yanıtladı. An itibariyle Parlak Kutsal Alev küçük bir loncadan fazlası değildi. Tüm üyelerinin sayısı bini geçmezdi. Nie Yan ve Tang Yao’yu aramaya vakit harcayacak lüksleri yoktu. Olur da Nie Yan ve Tang Yao’yu bulurlarsa, yine bütün loncayı üzerlerine gönderecek durumları da yoktu. Hem, herkesi Nie Yan’ın üstüne salsalar ve Nie Yan hepsiyle aynı anda savaşamayacağına ikna olursa tek yapması gereken saklanmaktı.

 

Nie Yan geçmiş hayatında Cao Xu altındaki beş loncayı birden peşine takmıştı. Sayıları yüz binlerle ifade edilen üyeleri bile onunla başa çıkamamışlardı. Öyleyse neden Parlak Kutsal Alev gibi küçük bir loncadan korksun ki?

 

Reenkarne olan Nie Yan ile baş etmenin, geçmişteki Nie Yan’la baş etmekten çok daha zor olduğu gerçeğini de unutmamak gerek.

 

Yani, korkacak neyi vardı?

 

Desteğiniz yetişse bile ortamı canlandırmaktan başka bir şeye yaramazlar.” Hançerini Kutsal Büyücünün göğsüne saplayıp işini bitirdi. Sağlık çubuğuna baktı. Ellinin biraz üzerinde canı kalmıştı. Tam da beklediği gibi…

 

Savaşçıların olduğu yere koştu. Geyik Reisinin canı, %10 gibi küçük bir kısım kalana kadar eritilmişti. Nie Yan, Geyik Reisinden düşecek olan ekipmanı aşırmaya hazırlanıyordu.

 

Bitirin işini!” Dövüşçü Kalkan Darbesi ile Geyik Reisini püskürttü.

 

Birdenbire Geyik Reisi sendelemeye başladı.

 

Vahşi büyük kılıcını sıkıca kavrayıp yaratığa doğru savurdu. “Doğrusal Kesiş!

−15

 

Geyik Reisinin üzerinden bir hasar değeri fırladı. Bu, kritik vuruştu!

 

Geyik Reisi acıyla inleyerek yere yığıldı.

 

Dövüşçü hemen yere eğilip düşen nesneyi aldı ve çantasına attı.

 

Bir adım geciktim.” Nie Yan, Dövüşçünün yerdeki nesneyi aldığını gördüğünde duraksadı. Ve ardından geri çekilmeye başladı.

 

Dövüşçünün yalnızca çeyrek canı kalmıştı. Vahşinin sağlık çubuğunun %40’ı, Şövalyeninkinin de %35’i doluydu. Canları az olduğundan kolay lokma gibi görünseler de, aynı anda bu üç yakın dövüş sınıfıyla birden uğraşmak göründüğü kadar kolay değildi. Dövüşçü gibi kalın zırhlı karakterlere hançerinin fazlaca hasar veremeyeceği de ayrı bir gerçekti. Üçüyle birden başa çıkamam. En iyisi bu riski almamak.

 

Dövüşçü ve diğerleri de canları azken Nie Yan’la savaşmak istemiyordu. Oracıkta oturup azıcık kalmış canlarının dolmasını beklemeye koyuldular. Geyik Reisiyle savaşırken iki Bronz kademe ekipman kaybetmek, ve karşılığında yalnızca tek parça ekipman düşürmek pek karlı bir sonuca benzemiyordu.

 

İki kişi daha öldürüldü.” Dövüşçünün gözleri, Nie Yan’ı öldürecek gibi bakıyordu. Toplam kayıplara bakılacak olursa, beş Parlak Kutsal Alev oyuncusu bugün Nie Yan’ın ellerinde can vermişti.

 

Nie Yan düşmanlarından çok uzakta değildi. İki taraf da öylece duruyor, birbirlerini kesiyordu. Aceleye getirilmiş bir saldırı yapmak istemiyorlardı. Canları azdı ama üçü birlikte çalışırsa Nie Yan’ı haklayabilirlerdi. Ancak birbirlerinden ayrıldıkları anda kim bilir nasıl bir sonuç ortaya çıkardı.

 

Tek bir Hırsız, üç yakın dövüş oyuncusunu hareket edemeyecek hale getirecek kadar korkutmuştu. Bu büyük bir utançtı. Zaten öfkeleri ve aşağılanmaları, yüz ifadelerinden belliydi.

 

Nie Yan sağ elini uzattı ve malum parmağını kaldırdı. Ardından muzip bir hareket yaptı.

 

Siz üçünüz gelmeyi düşünmüyor musunuz? Gelmeyecekseniz eğer giderim bak.” Üç kişiye bakarak aşağılayıcı bir kahkaha attı. Gözleri çayırlar arasında, derinlerde başka bir şeye odaklanmış gibiydi. Bulunduğu yerin güneyinde, doğusunda ve de batısında hareketlilik vardı. Tahminine göre bölgedeki diğer Parlak Kutsal Alev üyeleri dört bir yandan yaklaşarak etrafını sarmayı düşünüyorlardı.

 

Nie Yan burada dikkatsiz davranamazdı. Hemen geri çekildi. Ceylan gibi, ağaçların arasındaki açıklıklarda seke seke koşuyordu.

 

Destek geldi! Önünü kesin! Sakın kaçırmayın!” Dövüşçü Nie Yan’ın peşine takıldı.

 

Vahşi ve Şövalye de yakın takibe başladılar.

 

Dövüşçü kasvetli bir tonla sordu.Gelmeniz niye bu kadar uzun sürdü?

 

Esrarlı Büyücünün saklandığı yeri bulduk. Hatta az daha yakalıyorduk. Siz çağırmasanız o şerefsizi çoktan öldürmüştük. Sizde durum ne?

 

Dao Zi ve Huang Ni öldürüldü.

 

Nasıl olur? Sizinle birlikte değiller miydi?

 

Nie Yan (Nirvana Alevi) denen Hırsızın işi. Bize pusu kurup arkamıza geçti ve Dao Zi ve Huang Ni’yi öldürdü.Dövüşçü o sırada Geyik Reisiyle dövüştükleri gerçeğini saklamayı tercih etmişti.

 

***, yine o *** Hırsızı!

 

Daha önce bu kadar güçlü bir Hırsız görmemişlerdi. Ayrıca bu alçak, özellikle onları hedef alıyordu.

 

Tahminimce öldürdüğümüz gruptakilerle arkadaşlar. Kuzeye kaçtı! Takip edelim!

 

Birkaç figür çayırların arasındaki boşluklardan kuzeye yöneldi.

 

Nie Yan çok hızlıydı. Göz açıp kapayıncaya kadar peşindekilerle arasına hatırı sayılır bir mesafe koymuştu. İlerisindeki ağaçların ardından birkaç kişi fırlayıp iki yandan kıstırmaya başladılar. İleri gidemezdi. Geride de Dövüşçü ve diğer gelenler vardı. Nereye giderse gitsin etrafı sarılacaktı.

 

Kaçacak yeri olmadığını görünce bir ağacın arkasına saklanıp Kamuflaja girdi.

 

Dövüşçü, Vahşi, Şövalye ve yanlarındaki diğerleri, geriden yetişip ilerideki kişilerle karşılaştılar.

 

Ne oldu? Nereye gitti?” Dövüşçü etrafı gözleriyle taradı ama ağaçlar ve çok araziden başka bir şey göremedi.

 

Kaçtı mı?

 

Sanırım Kamuflaja girdi. Etrafa dağılıp arayalım.

 

Oyuncular etrafa dağılıp her taşın altına bakmaya başladılar.

 

Nie Yan Kamuflaj hala etkinken kuşatma bölgesinin dışına doğru, pürdikkat nefesini kontrol ederek çıkıyordu.

 

Fakat Parlak Kutsal Alev oyuncuları her yerdeydiler. Yani tehlike hala geçmiş sayılmazdı.

 

Neredesin? Ne durumdasın?Tang Yao arayıp sordu.

 

İkisini daha öldürdüm.Nie Yan çantasına baktı. Öldürdüklerinden düşen ekipmanlar bu çantadaydı. Ama çok kaliteli şeyler değillerdi. Pazarda en fazla birkaç bakır ederlerdi.

 

Harika! Ulan, helal olsun!Tang Yao heyecanlanmıştı. Parlak Kutsal Alev oyuncuları genelde 3-4 kişilik gruplar haline hareket ederlerdi. Tang Yao ister istemez Nie Yan’ın bunu nasıl başardığını merak etmişti.

 

Sen neredesin?

 

Biraz önce birkaç Parlak Kutsal Alev üyesiyle karşılaştım. Az daha yakalanıyordum. Ben de mağaranın derinlerine doğru kaçtım. Sonunda peşimi bırakıp mağaradan çıktılar. Ama şimdi ben de çıkamıyorum. Her tarafımda Seviye 5 yaratıklar var.Parlak Kutsal Alev oyuncularının Nie Yan’la ilgilenmek için çıktıklarını anlamıştı. Yani Nie Yan dolaylı olarak hayatını kurtarmıştı. Fakat şimdi öncekinden çok daha tehlikeli bir durumdaydı. Mağaranın derinleri Seviye 5 Kaya Örümceği kaynıyordu. En ufak dikkatsizlikte hayatını kaybedebilirdi.

 

Orada kal. Gelince sana Dönüş Parşömeni vereceğim.

 

Dönüş Parşömeni işi değiştirir bak. Ama buraya kadar gelebilecek misin? Yol tamamen Kaya Örümcekleriyle tıkanmış durumda.

 

Birazdan bakarız. Burada küçük bir problem var. Kapatmam gerek.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr