Bölüm 17: Yırtıcı

avatar
5913 49

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 17: Yırtıcı


 

Nie Yan ders kitabını açtığında, kompleks matematikten teorik fiziğe, değişik denklemlerle karşılaştı. Soruları inanılmaz hızlı bir zamanda çözmeyi başardı. Bu gelişmeler ışığında, idrak kabiliyetinin reenkarnasyonundan sonra oldukça geliştiği sonucuna ulaştı. Henüz fotoğrafik hafızaya sahip olmasa da, hafıza gelişimini fark etmemek mümkün değildi. Ayrıca daha keskin bir zekâya sahip olduğunu da fark etti. Örneğin, çalışırken iki kat işi normalin yarı zamanında yapabiliyordu.

 

Bunlara ek olarak daha da şaşkınlık verici bir şey daha vardı. Uzun süre egzersiz yapmasına rağmen zerre miktarınca yorgunluk veya bitkinlik hissetmiyordu. Hatta her antrenman sürecinden sonra, gücünde ufak ama belirgin bir gelişim hissediyordu.

 

Nie Yan şu anki vücudundan gayet memnundu. Yeterli besin aldığı sürece hızla gelişip boy atacaktı. Geçmişte de lise sondayken böyle olmuştu. Ancak bu kısımda bir sorun devreye giriyordu. Gerekli besin maddeleri çok pahalıydı. Şu anda besin masraflarını karşılayacak durumda değildi. En düşük kalitedeki besin maddeleri bile 500 dolarlık bir fiyata sahipti. Orta kalitedekilerde ise fiyat binlere fırlıyordu.

 

Nihayet saat beş oldu ve Nie Yan tekrar oyuna girdi.

 

Girdiğinde üzerine üşüşen çok sayıda Su Örümceği gördü. Her yandan geliyorlardı. Belli ki bölgedeki bütün yaratıklar yeniden doğmuştu.

 

Neyse ki oyuncular oyuna bağlandıkları ilk 30 saniye boyunca dokunulmazdı. Sanki ruhlarmış gibi bu süre boyunca ruhani bir formda olurlardı. Bu periyot dahilinde kendilerine saldırılamazdı ama kendileri de saldıramazdı. Nie Yan Su Örümceklerinin etrafından dolanıp ilerde bir yerde kendisini gizledi.

 

30 saniye dolduktan sonra etraftaki yaratıkları farmlamaya devam etti. An itibariyle elinde 25 İnce İpek ve dün Su Örümceği Liderinden düşen 5 Nadir İnce İpek vardı.

 

Farm hızını göz önüne alınca 3 saat gibi bir sürede görevi tamamlamayı umuyordu.

 

Kasabaya döndüğümde daha fazla para kazanmam şart. Böylece bir daha bunun gibi toplama görevlerine denk gelirsem farm yapmak yerine pazardan malzemeleri alabilirim. Nie Yan bu sayede sıkıcı görevleri yapmaktan kurtulup zaman kazanabilirdi.

 

1 saat geçmişti ki Nie Yan bir bildirim aldı. Yao Yao’dan mesaj gelmişti.

 

Nie Yan (Nirvana Alevi), neredesin?

 

Hala Su Örümceği farmlıyorum. Ne oldu, bir şey mi lazımdı?Yao Yao ile konuşurken bile Su Örümceği öldürmeye ara vermiyordu. Suikast becerisini etkinleştirip yakınındaki bir Su Örümceğine hançerini sapladı. Yaratık öldüğünde ters dönüp iki büklüm olmuştu.

 

Arkadaşlarımla bu sabah Ent Ormanı’na gittik...

 

Öyle mi?

 

Nasıl gittiğini sormayacak mısın?

 

Sormama gerek var mı?Nie Yan Ent Ormanı zindanını tanıyordu. Geçmişte bu zindanı geçmek için arkadaşlarıyla birlikte beş defa denemişlerdi. Gruptaki Savaşçıların 60 savunmaları ve 220 canları yoksa zindanı geçmek imkansızdı.

 

Peki, aynen dediğin gibi oldu. Hüsrana uğradık. Ent Kralına varamadık bile. Neyse, bunu geçelim şimdi. Bir arkadaşım seninle tanışmak istiyor. Yarın tekrar zindanı temizlemeye çalışacağız. Sen de… bize katılabilir misin?

 

Dövüşçüleriniz savunmalarını yükselttiğinde konuşuruz. Zamanım varsa gelebilirim. Ama arkadaşlarına şunu söyle: Eğer gelirsem grup lideri ben olurum. Ayrıca düşen bütün Hırsız eşyaları benimdir.Ent Ormanı’ndan sağlam bir Hırsız pelerine düşüyordu. Nie yan gözünü bu pelerine dikmişti.

 

Grup lideri mi olmak istiyorsun? Neden?

 

Grubu yönetmekte kendimden başkasına güvenmiyorum.

 

Bunu… sormam gerek. Düşen her Hırsız eşyasını sana vermek de biraz zor olacak. Bizim grubumuzda da Hırsızlar var …Yao Yao’nun grubu düşen eşyaları eşit şekilde paylaşma mantığı güdüyordu.

 

Grup lideriniz kabul etmiyorsa mühim değil.Nie Yan işleri yokuşa sürmek veya Yao Yao’nun işini zorlaştırmak niyetinde değildi. Ancak Yao Yao’nun grubundaki malum Hırsızdan hiç hoşlanmıyordu.

 

Grup lideriyle konuşayım…Nie Yan’ın sert talepleri, Yao Yao’nun gözündeki iyi izlenimini oldukça düşürmüştü.

 

Yao Yao’nun bahsettiği grup lideri Vahşi karakteri oynayan Yu Lan idi. Bu isim zikredildiğinde Nie Yan’ın aklına ilk gelen şey iki koca göğüstü. Vücudunu sıkı sıkıya saran zırhı, özellikle göğüs bölgesi olmak üzere kıvrımlarını ortaya çıkarıyordu. Ayrıca zırhının üzerinde kalan kısımdan göğüs bölgesinin büyük bir kısmı gözleri önüne seriliyordu. Aklına anılar doldukça, Nie Yan hafiften titredi.

 

Nie Yan, Yu Lan’ı kışkırtmaya asla cüret edememişti. Yu Lan normalde çok cana yakın ve arkadaş canlısı biriyken, biri sinirlerini bozduğunda öfkesi göğüsleri gibi devasa oluyordu. Zamanında bir oyuncu ona sataşmaya karar vermişti. Yu Lan o oyuncuyu takip edip beş seviye düşürene kadar öldürmüştü.

 

Benzeri nedenlerden ötürü bu güzelliğe yalnızca uzaktan bakılabilirdi. Ne kendisiyle oynanmasına ne de saygısızlığa tahammülü yoktu. Aksi takdirde oyuncak olan taraf değişebilirdi.

 

Ha bir de, Hırsız ekipmanları dışında Ent Kralından düşen mücevheri de istiyorum.Nie Yan kendini tutma veya nazik olma çabasında değildi.

 

Allahtan zindanı beraber temizleyelim dedik. Şu yaptığına bak. Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun?Yao Yao hiddetle çağrıyı sonlandırdı. Öyle öfkelenmişti ki gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. Dün birlikte dövüşüp görev yaptıktan sonra Nie Yan’la oldukça iyi bir ikili olduklarını düşünmüştü. Bu yüzden Nie Yan’ın düzgün bir insan olduğuna ikna olmuş ve onu daha iyi tanıyıp arkadaş olma niyetine kapılmıştı. Ancak Nie Yan, art arda o iyi izlenimi parçalayıp yerle bir etmişti.

 

Ha…Nie Yan iç çekti. Zindanı beraber temizleyeceklerse her şeyi baştan belli etmek en iyisiydi. Yoksa sıra paylaşıma geldiğinde işler çirkinleşebilirdi.

 

Tellak kasabası transfer noktasında Yu Lan ve grubu toplanmıştı. Toplamda 19 kişiydiler. Aralarında en çok göze çarpanlar mavi zırhıyla Yu Lan ve beyaz büyücü cübbesiyle ortalarında duran Yao Yao idi.

 

Ayın etrafında toplanan yıldızlar gibi, grup da iki güzelin etrafında toplanmıştı. Takımda ikisi dışında oldukça güzel kızlar da vardı ama ikiliye kıyasla epey sönük kalıyorlardı.

 

Uzun, kıvrımlı vücudu, ve ince, aşırı cazibeli bacaklarıyla olgun bir güzelliği vardı Yu Lan’ın. Güzelliği olağanüstüydü. 20’lerinde görünse de olgun bir kadının çekiciliğine sahipti. Bunun asıl sebebi de kolayca dikkatleri üzerine çeken iri, şehvetli göğüsleriydi.

 

Yao Yao ise başka tarzda bir güzeldi. Bütün vücudu beyaz cübbesiyle örtülüydü. Narin, oval şekilli bir yüzü vardı. Atkuyruğu bağlı saçlarıyla saf bir güzelliğe sahipti. Ona bakıp da etkilenmemek mümkün değildi.

 

Yao Yao, ne dedi?” Yao Yao’nun çağrıyı sonlandırdığını gören Yu Lan zaman kaybetmeden sordu.

 

Dedi ki, eğer zindana birlikte gideceksek grup lideri olması gerekiyormuş. Ayrıca düşen bütün Hırsız eşyalarını ve Ent Kralından düşen mücevheri de istiyor!” Yao Yao’nun yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. Aslında Nie Yan gibi bir arkadaş edinme fikri onu çok heyecanlandırıyordu. Hatta onu Yu Lan ile tanıştırmayı düşünüyordu. Nereden bilebilirdi ki Nie Yan böyle bir insan çıkacağını?

 

Yao Yao, gerçekten çok safsın. Bu insanlar her yerde kol geziyor. Bu kesinlikle düşen eşyalara konmaya çalışan bir sahtekâr.” Konuşan kişi Chen Bo adında bir Hırsızdı. 20 yaşlarında yakışıklı biriydi.

 

Yao Yao, Nie Yan’ı savunmaya geçecekti ki siniri tek kelime etmesine engel oldu. Neden bilmiyordu ama kalbi hala Nie Yan’dan yanaydı. Ne de olsa o gerçekten güçlüydü. O gerçek bir yana, Chen Bo’nun iddia ettiğinin aksine Nie Yan’ın kendilerini dolandırmaya çalışacak veya o tarzda ahlaksız işler yapacak biri olmadığına inanıyordu.

 

Orada yanlışınız var. Ent Kralı’nın mücevher düşürdüğünü biliyorsa eğer daha önce zindana girmiş olması gerekir. Hatta girmekten ziyade temizlemiş olması… Kendi grubuyla zindanı temizlemesi grup çalışmasına da yatkın olduğuna işaret. En önemlisi, bizden daha tecrübeli. Yani grup lideri olmak istemesi ölçüsüz bir istek değil. Hırsız eşyalarını ve mücevheri istemesi de yine ölçüsüz bir istek sayılamaz. Çekinmeden Yao Yao’ya isteklerini sıraladığına göre kendine güveni tam olmalı.

 

Yu Lan, Yao Yao’nun omzunu sıvazladı. “Yao Yao, takma kafana.

 

Yu Lan’ı dinledikten sonra Yao Yao içi rahat etti. Nie Yan’a hala biraz kızgındı ama öncesine göre çok daha iyi hissediyordu.

 

Yao Yao’nun yüzünde beliren gülümsemeyi gören Chen Bo’nun içi karardı. Aniden ortaya çıkan bu Nie Yan’ı kötü bir olayın habercisi olarak görüyordu.

 

Yarın Bronz kademe Dövüşçü ekipmanı kiralayacağız. Bu arada, yarın zindana gireceğimizi ve bize katılmasını istediğimizi söylemeyi unutma.” Yu Lan düzenlemelere başlamıştı bile.

 

Yao Yao somurttu. “Öğlene kadar onu görmezden geleceğim. Öğleden sonra konuşurum.

 

Yu Lan, Yao Yao’nun bu haline gülümsedi. “Tamamdır, öğleden sonra konuşursun.

 

Bu süre boyunca Nie Yan Su Örümceklerini avlamaya devam ediyordu. Art arda düşürdüğü üç İnce İpek’e bakılırsa, şansı hiç de fena değildi. Şu anda çantasındaki sayı 29 olmuştu. Görevi tamamlamak için 1 tane daha düşürmesi yetiyordu.

 

Sabahın erken saatlerinde avlanmanın kendince faydaları var gibiydi. Mesela, bazı eşyaların düşme şansı normale kıyasla artıyordu.

 

Bir Su Örümceği daha öldükten sonra Nie Yan uzanıp düşen eşyayı aldı. Ne düştü acaba? Ne olduğunu görmek için eşyaya yakından baktığında, bunun bir Hırsız beceri kitabı olduğunu gördü.

 

Beceri Kitabı: Yırtıcı
Tanım: Hırsızlar, hançerlerini kullanarak düşmanı kesebilir, bol miktarda kan kaybına sebebiyet verebilir. Bu saldırıyla vurulan hedefler her saniye kanama hasarı alırlar.                                                                                        Koşul: Eylem (silah gerektirir)
Özellikler: Düşmanı keserek yaralar. Saldırı +1. Altı saniye boyunca her saniye 5 kanama hasarı verir. Bekleme Süresi: 30 saniye
Kullanıcı Kısıtlaması: Hırsız, Savaşçı, Şövalye; bütün taraflar öğrenebilir.

 

Yırtıcı, Suikast ile uyumlu bir Temel Yetenekti. Suikastın akabinde kullanılabilir, düşmana altı saniye boyunca her saniyede 5 kanama hasarı verebilirdi.

 

Lakin öldürme gücüne bakılacak olursa… Kanama hasarı eklense dahi Hayati Vuruş kadar yüksek öldürme gücü yoktu. Yine de oldukça sağlam bir beceriydi.

 

Şu anda Nie Yan’ın en çok ihtiyacı olan beceri buydu.

 

Beceriyi öğrendikten sonra başka bir Su Örümceğine döndü.  Ansızın bir çağrı bildirimi aldı. Şu kız… yine sesli çağrı isteği gönderiyor.

 

Nie Yan çağrıyı cevapladı. Ortama sonsuza kadar sürmüş gibi hissettiren bir sessizlik hakim olduktan sonra Yao Yao sessizliği bozdu.

 

Aslında… Seni görmezden gelip bir daha da konuşmamayı düşünüyordum. Ancak ben yüce gönüllü bir yetişkin olduğum için senin seviyene düşüp tartışmak istemedim. Yarın Ent Ormanı’na giriyoruz. Geliyor musun, gelmiyor musun?

 

Nie Yan, Yao Yao’nun tatlı somurtkan ifadesini gözünden canlandırınca gülümsemekten kendini alamadı.

 

Yarın… Ben—

 

Nie Yan tam cevap verecekken Yao Yao sözünü kesti.

 

Eğer başka bir işin varsa açıklama yapmana gerek yok. Sadece geliyor musun onu söyle? Evet mi, hayır mı?

 

Tamam. Zamanı söyle yeter. Orada olacağım. Nie Yan çaresizce gülümsedi. Konu bu kızsa eğer daha en baştan pes etmişti.

 

Hmm… sonunda adam oldun. Güzel! Yarın sabah seni ararız. Ne o, yoksa işin mi var?Yao Yao, Nie yan’ın cevabından gayet memnundu. Ona konuşma fırsatı tanımadan anında çağrıyı sonlandırdı.

 

Hmph! Çocuk, gör bakalım seni nasıl hizaya getiriyorum. Yao Yao kendisiyle gurur duyuyordu. Nie Yan’ın yüzündeki ifadeyi hayal edip kendi kendine kıkırdıyordu.

 

Çağrının sonlanma sesini duyan Nie Yan acı acı gülümsedi. Görünen o ki yarın Ent Ormanı’na gitmek zorundayım. Dikkatini dağıtacak unsurlar sona erdiğinde Su Örümceği avlamaya hızını artırarak devam etti.

 

Yırtıcı becerisini öğrendikten sonra avlanma hızında hissedilir bir hızlanma vardı. Suikast ve ardından gelen Yırtıcı ile bir Su Örümceğini öldürmek işten bile değildi.

 

Neşeli bir sistem bildirim sesi duyuldu. Nie Yan’ın seviye atlayıp Seviye 3 olmuştu.

 

Bir süre sonra 30 İnce İpek toplama görevi tamamlanmıştı.

 

Sonunda bitirdim. Nie Yan görevi teslim etmek için adaya doğru yüzmeye başladı.

 

Sistem: Oyuncu Uçan Taş, şahsi deponuza 1 gümüş gönderdi.

 

Üstad, bize verdiğin strateji işe yaradı! Sayende Günahkâr Şaman Karargâhı’nı temizledik. Sözünü verdiğim 1 gümüşü de az önce yolladım.Taş’ın heyecanı sesinden anlaşılıyordu.

 

Şimdi aldım. Başka bir şey lazım mıydı?Taş’tan gelen 2 gümüşe kendi parası da eklenince yaklaşık 3 gümüşü oldu. Bu sayede eline biraz sermaye geçmişti.

 

Bir arkadaşım yarından sonra Agmota Çamur Bataklıkları’nda grup avı düzenleyecekmiş. Gelmek ister misin?Taş beklenti içerisinde sordu.

 

Yarından sonra meşgulüm.Agmota Çamur Bataklıkları görece zor bir zindandı. Ama Günahkâr Şaman Karargâhı’nı temizleyebildiklerine göre, Taş’ın grubunun gücü de azımsanmayacak cinstendi.

 

Ya?… sağlık olsun. Üstad, bir ihtimal Agmota Çamur Bataklıkları için de rehberin var mı?

 

Haa…!? Beni tanrı falan mı sandın sen? Agmota Çamur Bataklıkları en zor Seviye 3 zindan. Sence bu zorlukta bir zindana hemen rehber hazırlayabilir miyim?Sürekli rehber satamazdı. Aksi takdirde gereksiz dikkat çekmiş olurdu. Ayrıca iyi bir teklif gelene kadar beklemesi daha iyi olurdu. Taş ve arkadaşları ilk denemelerinde hüsrana uğradıklarında daha cömert bir teklifle geleceklerdi.

 

Kusura bakma. Alışkanlık olmuş. Haha…

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr