Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 12: Ek Gelir

---

 

“Simya zanaatını ne yapacağım?” Yao Yao biraz şaşırmıştı.

 

“Simya zanaatını öğrenmemiş Büyücüler, oyunun ileri safhalarında fakirlikten kırılırlar. İksirler çok pahalı ve İnsan Büyücülerin doğal yetenekleri iksir hazırlarken kademe atlamalarına olanak sağlar. Simya zanaatını öğrenmeyen büyücü, doğal yeteneğini heba etmiş demektir.”

 

“Peki o zaman, koordinatları kaydettim. Öneri için teşekkür ederim Nie Yan.”

 

Az ilerisinde bir Su Örümceği gören Nie Yan, o yana doğru yüzmeye başladı. Örümcek yaklaşık beş metre uzaklıktaydı. Nie Yan aniden durdu. Bu örümcek şu ana kadar avladıkları normal örümceklere benzemiyordu. Öncekilere kıyasla daha büyük bir vücudu vardı.

 

Su Örümceği Lideri: Seviye 3
Sağlık: 160/160

 

“Bu bir Lider.” dedi Nie Yan.

 

“Öldürebilir miyiz?” Nie Yan Yao Yao’dan daha bilgiliydi. Bu yüzden bir sorusu olduğunda direkt Nie Yan’a sormaya alışmıştı.

 

“Zor olacak ama evet, öldürebiliriz.” Nie Yan etrafına göz gezdirdi. Suların ortasında faydalanabilecekleri arazi şartları mevcut değildi. Artı, burası Su Örümceklerinin bölgesiydi.

 

“Eğer çok tehlikeliyse boşverelim gitsin.” Ölüp de seviye düşüşü yaşarlarsa büyük bir kayıp olurdu. Şu anki seviyelerine ulşamları en azından iki günlerini alırdı.

 

“Yanında hiç Sualtı Nefes Hapı var mı?” Nie Yan bir plan yapmış gibiydi. Su Örümcekleri yalnızca su yüzeyinde hareket edebiliyorlardı. Su altına dalamamak onların en büyük zayıflıklarıydı.

 

“Hiç kalmadı. Çok fazla getirmemiştim zaten. Getirdiklerimi de çoktan kullandım.” Yao Yao’nun hafiften yüzü kızardı. Buraya gelirken hiç bu kadar çok Sualtı Nefes Hapı kullanması gerekeceğini düşünmemişti. Yeterli hapı olsaydı, tehlikeyle yüzleşmesi de gerekmeyecekti. Tek yapması gereken tehlike anında suya dalmaktı ve böylece sorun çözülmüş olacaktı.

 

“Bende hala 1 tane daha var. Al bunu. Su Örümcekleri suya dalamazlar. O yüzden ilk saldıran sen olacaksın. Örümcek olur da sana yaklaşırsa beklemeden suyun altına gir. Bu sırada ben arbaletimle örümceği senden uzaklaştırırım. Örümcek yeteri kadar uzaklaştığında tekrar yüzeye çıkıp saldırına devam et. Canı bitmeye yakın birlikte saldırıya geçeceğiz.”

 

Bu yöntemle Su Örümceği Liderinin canını yavaş yavaş azaltabilir ve sonunda örümceği öldürebilirlerdi.

 

“Daha önce farketmemiştim ama kafan çalışıyor gibi.” Yao Yao istemeden Nie Yan’a baktı. Onun ellerinde her türlü sorun basitçe çözülüyördu.

 

“Gençliğimde IQ testi yaptırmıştım ve sonuç 260 çıkmıştı. Bunda ne var ki!” Nie Yan gülümsedi.

 

Nie Yan’ın halinden memnun tavrı Yao Yao’Yu da gülümsetmişti. Az bir övgüyle hemen mutlu oldu.

 

Nie Yan Su Örümceği Lideriyle arasına yirmi metre mesafe koyduktan sonra Yao Yao’ya işaret verdi.

 

Yao Yao asasını sallayıp Kutsal Ceza büyüsü yaptı. Büyü Su Örümceği Liderine çarpıp 15 canını götürdü.

 

Bu ne biçim bir yaratık? Savunması çok güçlü.

 

Su Örümceği Lideri garip bir çığlık atıp Yao Yao’ya doğru depara kalktı. Su Örümceği Lideri yanına gelmeden önce bir büyü daha yapacak kadar zamanı vardı. Yao Yao Kutsal Vuruş büyüsüne geçti. Büyünün parıltısı gökyüzüne yükseldikten sonra Su Örümceği Liderinin vücudunda patladı. Su Örümceği Lideri bu defa 16 can kaybetmişti.

 

Nie Yan arbaletini kuşandı. Üç ok birbiri ardına arbaletten fırladı ve hedefi vurdu. 

-6

-6

-6

 

Üç hasar değeri Su Örümceği Liderinin üzerinden fırladıktan sonra, Nie Yan tekrar arbaletini doldurmaya koyuldu.

 

Kutsal Vuruş büyüsünü kullandıktan sonra Su Örümceği Lideri de Yao Yao’ya iyice yaklaşmıştı. Yao Yao hiç vakit kaybetmeden suya daldı.

 

Su Örümceği Liderinin artık ona ulaşma ihtimali yoktu.

 

Yaratık Yao Yao’nun daldığı noktadan bir ileri bir geri gidip geliyordu.

 

Bu sırada Nie Yan’ın okları hedeflerine ulaşmış, Su Örümceği Liderinin kafasına isabet etmişti. Su Örümceği Lideri dikkatini kendisine saldıran Nie Yan’a yönlendirdi.

 

Nie Yan aceleyle oklarını doldurmaya çalıştı ama henüz bitiremeden Su Örümceği Lideri önünde belirdi. Hemen arbaletini kaldırıp hançerini eline aldı.

 

“Suikast!”

 

Nie Yan, Suikast saldırısıyla örümceği yanından hançerleyip 12 hasar verdi.

 

Su Örümceği Lideri öne doğru sıçrayıp Nie Yan’a çarptı ve 60 can kaybetmesine sebep oldu.

 

Ne kadar güçlü bir saldırı!

 

Bir kere daha hasar alırsam kesin ölürüm!

 

Nie Yan bir kez daha saldırmak istiyordu ama böyle bir tehlikeyle yüzleşirken risk almak istemediğinden o da suya daldı.

 

Su Örümceği Liderinin saldırısı havada kaldı. Keskin bacaklarını kaldırıp suya sapladı. Bacakları gökyüzünden gelip suya dalan ok gibiydi. Bir bacağı Nie Yan’ın omzunu delmeyi başardı.

-32

 

Nie Yan’ın üzerinde bir hasar değeri belirdi.

 

Su Örümceği Liderinin saldırıları burada durmadı. İlk başarılı saldırının hemen ardından tekrar saldırıya geçti.

 

Nie Yan suda takla attı. Su Örümceği Liderinin meçi andıran bacakları Nie Yan’ın yanağını sıyırdı.

 

Çok yakındı! Nie Yan biraz daha derin daldıktan sonra Su Örümceği Liderinin saldırı menzilinden çıktı. 25’ten daha az canı kalmıştı. Bir dahaki sefere Su Örümceği Lideriyle doğrudan karşılaşmamalıydı.

 

“Kutsi Sanat!”

 

Su Örümceği Liderinin Nie Yan’a odaklanmasını fırsat bilen Yao Yao, en güçlü büyüsünü kullanarak yaratığa 27 hasar verdi.

 

“İyi misin?” Yao Yao endişeli bir üslupla sordu. Biraz önce Nie Yan’ın başının üzerinde süzülen iki devasa hasar değerini görüp endişelenmişti.

 

“İyiyim. Su Örümceği Liderinin saldırıları çok güçlü. Sakın ola isabet alayım deme.” Nie Yan biraz korkmuştu demek yerinde olurdu. Su Örümceği Liderinin gücünü hafife almıştı ve az daha hayatını kaybedecekti.

 

“Anlaşıldı.”

 

Yao Yao’nun durmak bilmeyen bombardımanı Su Örümceği Liderinin aggrosunu tekrar Yao Yao’ya çekti. Yaratık bir kez daha Yao Yao’ya yöneldi.

 

“Kutsal Ceza! Kutsal Vuruş!”

-15

-16

 

Yao Yao saldırısını tamamladıktan sonra tekrar suyun altına daldı.

 

Su Örümceği Lideri sinirli bir şekilde Yao Yao’nun üzerinde dolaşırken Nie Yan üç ok daha ateşleyip Su Örümceği Liderini kıçından vurdu.

 

Böyle böyle Su Örümceği Liderinin canı iyice azaldı. Yao Yao’nun bir defa daha Kutsi Sanat kullanmasıyla Su Örümceği Liderinin canı sıfıra düştü. Vücudu da bacakları büzüşmüş, ters dönmüş halde su üzerinde kaldı.

 

Süreç tahminlerinden daha pürüzsüzdü.

 

Su Örümceği Lideri ölünce Nie Yan rahat bir nefes aldı. Tecrübe çubuğu da %52’ye çıkmıştı.

 

“Ne düştü?”

 

“Gel de bak.” Yao Yao Su Örümceği Liderinden düşen iki eşyayı ticaret penceresine koydu.

 

İnce İpek Eldivenler (Bronz)
Koşul: Seviye 0
Özellikler: Savunma 2–3, Büyü +3
Ağırlık: 0.65 kg
Kısıtlama: Büyücü; bütün taraflar kullanabilir.

 

Nadir İnce İpek (Hammadde)
Adet: 5

 

“Özellik belirleme becerin mi var?” Yeni düşen eşyalar tanımsız olurdu. Yao Yao’nun, düşük seviyesine rağmen çoktan özellik belirleme becerisini öğrenmesine biraz şaşırmıştı.

 

Yao Yao başıyla onayladı. “Aynen! En temel özellik belirleme becerisini öğrendim.”

 

“Eldivenler senindir. Lazım olduğu için Nadir İnce İpeği de ben alıyorum.” Bildiğin İnce İpekle Nadir İnce İpeğin farkı ne? Tabip Blevins Nadir İnce İpeği kabul eder mi acaba?

 

“Aldım gitti o zaman.” Kısmetine bu eldivenler tam da ihtiyacını karşılayacak Büyü +3 özelliğine sahipti. Bir Büyücünün ekipmanlarda aradığı en önemli nitelik Büyü artırma özelliğiydi. Bu ekipman pazara düşse en azından 50-60 bakıra giderdi. Hesap yapılsa Nie Yan kayıpta oluyordu. Yao Yao bu sebepten biraz mahcup olduysa da, Nie Yan’ın Suikast beceri kitabını aldığını hatırlayınca rahatladı.

 

Yao Yao, Nadir İnce İpeği ticaret penceresine koydu. Sonrasında iki taraf da kabul et düğmesine bastı.

 

Ticaret yaptıkları sırada ikili birbirine çok yakındı. Nie Yan, Yao Yao’nun yanaklarına baktı. Yeşimi andıran bembeyaz, pürüzsüz yanaklarında en ufak bir kusur ibaresi bile yoktu.

 

“Ne bakıyorsun öyle?” Yao Yao panikledi. Nie Yan’ın bakışları önce yanaklarının, ardından bütün yüzünün kızarmasına neden olmuştu.

 

Nie Yan, Yao Yao’nun domates gibi yüzünü görüp güldü ve yakınlarındaki bir Su Örümceğine doğru yüzmeye başladı.

 

Bir akşam boyu örümcek öldürmek Nie Yan’a 23 tane İnce İpek kazandırmıştı. Yao Yao da ihtiyacı olan Su Keselerini toplamıştı.

 

“Birkaç güne takımımız Tellak kasabası yakınlarındaki Ent Ormanı’nda ava çıkacak. Hala boş yerimiz var. Katılmak ister misin?” Yao Yao umursamıyormuş rolü yapıyordu. Ancak içten içe Nie Yan’ın kabul etmesini diliyordu.

 

Ent Ormanı Seviye 3 zindanlardan ve nispeten daha kolay. Temel zindanların zorluğu genelde yüksek oluyor. Elit yaratık olan Ent Kralı da zorlu bir yaratık. Dövüşçülerinin savunması 60, sağlıkları da 220 değilse hiç şansları yok.

 

“Kaç kişisiniz?”

 

“Sen dâhil 18. 2 Dövüşçü, 2 Vahşi, 2 Şövalye, 2 Hırsız, 3 Rahip ve 7 Büyücü.”

 

“Dövüşçülerinizin savunması kaç?” Takımları iyiyse bir kereliğine gitmekten zarar gelmez. Ent Ormanı’ndan çok iyi Hırsız eşyaları düşüyor.

 

“52 Savunma, 230 Sağlık.”

 

“Sağlıkları iyi ama savunmaları çok düşük. Bana soracak olursanız gitmeyin derim.” Dövüşçülerin statları Ent Ormanı için gerçekten de eksik kalıyordu.

 

“Niye?”

 

“Ent Kralı %2 şansla kritik vuruş yapabilir. O sebepten Dövüşçülerin sağlık ve savunmaları yüksek olmalı. Rahipler için de aynı durum Şifa becerinde geçerli. Aksi takdirde Dövüşçüleriniz kritik vuruş yedikten sonra ölebilir ve tüm takımınız mahvolur. Zindanlarda seviye veya eşya kaybınız olmaz belki ama %20 tecrübe kaybedersiniz. Bu kayıp bile çoğu insana oldukça ağır gelir.”

 

“Bunu nasıl biliyorsun?”

 

Nie Yan yalnızca gülümsedi ve cevap vermedi.

 

“Söylediklerinin doğru olduğunu düşünsem de takım günlerdir buna hazırlandığından gitmemezlik edemem.”

 

“Sadece dediklerimi dinle. Dövüşçülerinizin savunmasını yükselttikten sonra gidebilirsiniz.” Eğer Yao Yao kendisini dinlemeyip zindana giderse %20lik tecrübe kaybı kaçınılmazdı. Neyse ki %20 tecrübe fazla değildi. Bir günden az bir sürede tekrar o miktarı kazanabilirdi.

 

“60 Savunma… Ancak bir parça daha Bronz kademe ekipman alırsak ulaşılabilir. O da neredeyse imkansız.” Bir parça Bronz kademe ekipman sıradan ekipmanların en azından 5-6 katı para demekti. Bu da en aşağı 3-4 gümüş ediyordu. Takımlarınınsa bunu karşılayacak mali gücü yoktu.

 

“Gitmemen mümkünse eğer zindana girme. Fakat takımın gitmekte kararlıysa elden bir şey gelmez. Sonuçta %20lik tecrübe kaybı pek önemli değil.”

 

“Nie Yan, söylediklerinden emin misin?” Yao Yao’nun suratı asılmıştı.

 

Nie Yan başıyla onayladıktan sonra az ötedeki Su Örümceğine yöneldi.

 

Sezgileri Yao Yao’ya, Nie Yan’ın sözlerinin güvenilir olduğunu söylese de hala biraz kafa karışıklığı yaşıyordu.  Nie Yan bütün bunları nasıl biliyordu? Yoksa daha önce Ent Ormanına gitmiş miydi? Gitmiş olsa bile onu böylesine kesin konuşturabilecek kadar veri toplaması imkansızdı.

 

“Görevim bittiğine göre gitme vaktim geldi. Bugün çok eğlendim. Seninle birlikte kasılmak gerçekten zevkliydi. Nie Yan, birbirimizi arkadaş ekleyelim mi? Böylece ilerde tekrar iletişime geçebiliriz.” Yao Yao gitmek istemiyordu aslında. Nie Yan karşı cinsten edindiği ilk arkadaştı ve onunla geçirdiği zaman boyunca kendini çok mutlu hissetmişti. Tabii bu hisleri arkadaşlık çerçevesinin dışına kesinlikle çıkmıyordu.

 

“Olur.” Nia Yan arkadaşlık isteği gönderdi.

 

“Ben gidiyorum o zaman. Görüşürüz!” Yao Yao ellerini sallayarak veda etti.

 

Bir süre sonra da gözden kayboldu.

 

Yao Yao’nun ayrılışı Nie Yan’ı biraz hüzünlendirmişti. Fakat kısa sürede kendini toplayıp Su Örümceği avına devam etti.

 

Örümcekler birbirleri ardına Nie Yan’ın ellerinde can veriyorlardı.

 

Saate baktı. Sunucuların kapanmasına hala 3 saat vardı.

 

Nie Yan bir sesli bildirim aldı.

 

“Üstad, benim.” Arayan, Uçan Taştı.

 

“Ne var?”

 

“Bir arkadaşım seninle tanışmak istiyor.”

 

“Şu an çok meşgulüm. Zamanım yok.”

 

“Arkadaşım Günahkâr Şaman Karargâhı rehberi için 2 gümüş ödemeye karar verdi.”

 

“Ahşap çitlerde öldünüz değil mi?” O kısım epey zordu. Oradan sizi geçirecek numarayı bilmiyorsanız tek adım ileri gidemezdiniz.

 

“Na-nasıl bildin?” Taş, afalladı. Nie Yan doğru bilmişti. Artık Nie Yan’ın Günahkâr Şaman Karargâhını temizlediğine dair şüphesi kalmamıştı.

 

“Elbette bileceğim. Günahkâr Şaman Karargâhı rehberini mi istiyorsunuz? Olur tabii. Önce parayı şahsi depoma gönderin.”

 

Şahsi depo, banka hesabı gibi bir şeydi. Oyuncular kendi depolarına rahatça erişebiliyordu.  Diğer oyuncuların depolarına para ve eşya gönderimi de mümkündü. Ama başka oyuncuların depolarına erişimleri yoktu.

 

“Sorup geliyorum.” Belli ki karar mercii Taş değildi. Bir süre sonra Taş geri döndü. “Arkadaşım peşinat olarak 1 gümüş göndermeyi kabul etti. Rehberin iddia ettiğin gibi çıkarsa kalan parayı zindandan sonra göndereceğiz.”

 

Nie Yan bir süre düşündükten sonra onayladı. “Tamamdır, sorun değil.” Nie Yan karşı tarafın sorun yaşadığı yerleri doğru tahmin edince rehbere ödeme yapmaya razı olmuşlardı. Ancak peşinat onlar için büyük bir riskti. Olur da Nie Yan dolandırıcı çıkarsa kazıklanmış olacaklardı. O yüzden öncelikle paranın yarısını göndermeyi tercih etmişlerdi.

 

「Sistem: Oyuncu Uçan Taş, şahsi deponuza 1 gümüş gönderdi.」

 

“Parayı gönderdim.” Taş tekrar mesaj attı. Biraz endişeliydi. Nie Yan gerçekten sahtekârsa 1 gümüşü çöpe atmışlar demekti.

 

“İlk karşılaşacağınız zorluk ahşap çitlerde olacak. Bölgede yedi tane Günahkâr Şaman var. Savaşçılarınızı tanklamaya göndermeyin Seviye 5 ve altı hiçkimse yedi Günahkâr Şamanın ortak saldırısına karşı koyamaz. Onlar yerine Hırsızlarınızı gönderip çitlerin hemen dışındaki söğüt ağacında konuşlandırın. Yay veya arbalet, artık neleri varsa, onları kullanarak soldaki Günahkâr Şamanlara saldırmalarını söyleyin. Tekrar söylüyorum: Soldaki Şamanlar. Ateş ettikleri yerde hata olmamalı. Ancak o şekilde Günahkâr Şamanlardan 3 tanesini çekip öldürebilirsiniz. Onları hallettikten sonra geriye kalan dördü çok sıkıntı yaratmayacaktır. İkinci önemli kısım sunağın yanı. Orada bir Günahkâr Şaman Rahibi göreceksiniz. Eğer dikkatli olmazsanız, Rahibi indireceğiz diye Günahkâr Şaman Liderini de çekebilirsiniz. Her 5 dakikada bir Günahkâr Şaman Rahibi etrafta volta atar. Sunağı geçip dikilitaşın yanına varana kadar bekleyin. Sonra Dövüşçünüz Rahibi 5-6 metre uzaklaştırsın. Rahip uzaklaştığında etrafını sarıp öldürün. Ardından Günahkâr Şaman Lideriyle yüzleşeceksiniz. Sıkıntı olursa yine mesaj at.” Paralarını alıp, karşılığında felakete sürüklenmelerine engel oluyordu. Gittikleri yer küçük bir zindandı. Yakında, biri çıkıp o zindanı temizleyecekti. O zaman gelmeden para karşılığında bilgi satması her türlü Nie Yan’ın kârınaydı. Paranın miktarı da 2 gümüştü.

 

“Bu kadar mı?” Taş şaşkın vaziyette sordu.

 

“Bu kadar.”

 

Bu basit bilginin değeri 2 gümüştü. Nie Yan biraz fazla kolay kazanmıştı bu parayı.

 

Zorlukların üstesinden gelebilecek yöntemler üretebilmesinin başlıca nedeni geçmiş tecrübeleriydi. Ortalama düzeydeki bir takımın bu zindana alışabilmesi için en azından birkaç defa zindanı temizlemeleri gerekirdi. O açıdan bakıldığında, 2 gümüş hiç de fahiş bir fiyat değildi.