Bölüm 3: Pazarlık

avatar
7524 51

Rebirth of the Thief Who Roamed the World - Bölüm 3: Pazarlık


 

Saat 3.30 olmuştu. İnanç sunucuları akşam beşten sabah dokuza kadar olmak üzere toplamda 16 saat açıktı. Böylece insanların iş saatlerine denk gelmemiş oluyordu. Yani insanların oyunda geçirdikleri zaman aşağı yukarı aynıydı. Bu durum oyuncular arasında uçuk seviye farklarının oluşmasını engelliyordu. İnanç’ın mükemmelden de öteye geçen sanal gerçeklik teknolojisi, oyunun dünyanın tamamına yayılmasını sağlamıştı. Zamanla insan hayatının bir vazgeçilmezi haline gelmişti.

 

Burası VR teknolojisinin hâkimiyeti altında kusursuz bir sistem oluşturan bir dünyaydı. Beş ay sonra İnanç bu sistemi tamamlayacak, oyun içi parayla gerçek dünyadaki parayı birbirine bağlayacaktı ve insanların hayatıyla tamamen birleşecekti.

 

Bünyesinde çok sayıda oyuncu barındıran oyunda, oyuncuların gelişmelerinin sınırı yoktu. Oyuncular bu sınırsızlığı tattığında, VR tüketimi dünyada genelinde tavan yapmış, insanların İnanç içerisinde geçirdikleri zaman muazzam miktarlara ulaşmıştı. Öyle ki oyun içerisinde geçirilen zaman, gerçek dünyada geçirilen zamanı solda sıfır bırakmıştı. Bu yeni tüketici kitlesinin doğmasıyla hizmet sektöründe, birçoğu profesyonel oyun topluluğunu hedefleyen çok sayıda şirket kurulmuştu.

 

Hemen hemen bütün mali gruplar, kendilerine İnanç içerisinde yer edinmişlerdi. Nie Yan’ın babası da, kurduğu şirketin büyümesiyle İnanç furyasına katılmıştı. Oyuna büyük miktarda para da yatırmıştı. Nihayetinde ise, aldığı ezici mağlubiyet yüzünden şirket uğrundaki bütün çabaları yerle yeksan olmuştu. Cao Xu da bu fırsatı kaçırmamıştı. Nie Yan bu hayatta aynı durumun yaşanmasına izin veremezdi.

 

İnanç içerisinde kendisine erkenden yer edinmek hayati önem taşıyordu ve hataya mahal bırakmıyordu. Nie Yan’ın erkenden oyuna başlayıp babası için ortam hazırlaması gerekiyordu. Ancak, babası İnanç’a para aktarmaya başladığında, ardı alınamaz bir gelir elde edebilirdi. Ve başarıya giden ilk adımlarını sağlamca atabilirdi. Bu şekilde ileride yaşanabilecek sorunların da önüne geçmiş olacaktı.

 

Nie Yan eve gitmeden 30 dolarlık bir yemek yedi. Eve vardığında saat dörde yaklaşıyordu.

 

Başlığını taktıktan sonra İnanç’ın bağlanmasını beklemeye koyuldu.

 

12 dakika geçti. Başlığın ekranının aydınlanması, saatin 17.00 olduğuna işaretti. Birdenbire şen şakrak bir müzik çalmaya başladı. Bu müziği biliyordu. Geçmişte defalarca duymuştu çünkü. Daha önce hiç dikkate almamıştı müziği, ta ki şu ana kadar. Gariptir, müzik ilk defa kulaklarına hoş geliyordu.

 

Sistem: Hesabı oluşturmak istediğinize emin misiniz? 

 

Evet!

 

Sistem: Lütfen ülkenizi seçin.

 

Oyuna girerken seçilebilen üç farklı taraf vardı. İlki ışığı gözeten erdem tarafıydı. Bu tarafta Zümrüt İmparatorluğu, ve Atlas İmparatorluğu vardı. Zümrüt İmparatorluğu, bir yaşlılar meclisince idare edilen ve insanların hâkim olduğu bir imparatorluktu. Atlas İmparatorluğu ise cüceler, hayvanadamlar ve elflerin ortak hâkimiyetindeydi.

 

İkinci taraf, karanlığı gözeten habis taraftı. Burası, hem şeytanlara hem de hortlaklara hükmeden bir tiranın yönetimindeydi.

 

Çatışmadan hoşlanmayanlar için de üçüncü bir nötr taraf vardı. Burası da barışçı dev kabilesi tarafından yönetiliyordu.

 

Nie Yan, zamanında Fırtına Hırsızı sınıfıyla Zümrüt İmparatorluğunda başlamıştı. Yani buranın tabiatına hâkimdi. Ayrıca Fırtına Hırsızı sınıfının yetenekleri ve sınıf görevleriyle ilgili de derin bilgiye sahipti. Başka bir yerde başlamayı seçse yeniden doğmasının verdiği büyük avantajdan mahrum kalacaktı.

 

Nie Yan, Fırtına Hırsızı sınıfına derin bir muhabbet besliyordu. Sonuçta eski karakterine yıllarını vermişti. Seviye 180 Hırsız bir nevi ona şan katıyordu.

 

Bütün sebepleri göz önünde bulundurduğunda, geçmişteki gibi yine Fırtına Hırsızı sınıfını seçti.

 

Sistem: Başlangıç noktası olarak Zümrüt İmparatorluğunu seçtiniz.

 

Sistem: Fırtına Hırsızı sınıfını seçtiniz.

 

Sistem: Lütfen karakterinize isim verin.

 

()Nie  ()Yan

 

Nirvana Alevi!” Nie Yan geçmişte kullandığı ismi seçti. Nirvana Alevi gerçek ismiyle aynı telaffuz edilse de, anlamı Anka kuşunun Nirvana evresine girip yeniden doğuşunu simgeliyordu.

 

Sistem: İsim uygun. Karakter başarıyla oluşturuldu.

 

Oyun, kişinin gerçek görünüşünü otomatik olarak bulanıklaştırıyordu. Ardından gerçek görünüşü üzerinde minik oynamalar yaparak karakterin görünüşünü belirliyordu. Aslında oyun ve gerçek hayattaki görünüşler oldukça farklıydı. Öyle ki oyundan görünüşünü bildiğiniz birini gerçek hayatta tanımanız imkansıza yakındı. Ancak hem oyundaki, hem de gerçek hayattaki görünüşü güzellik skalasına koyduğunuzda, hemen hemen aynı bölgede yer alırlardı.

 

Nie Yan statü penceresini açıp yeteneklerine göz attı.

  

Karakter: Nirvana Alevi                           Güç: 2                                    Hüner: 2

Seviye: 0                                                      Zeka: 2                                   Fizik: 2

Sağlık: 100/100                                             Sezgi: 2                                  Karizma: 2

Öfke: 0/100

 

Savunma: 2 (Savunma %20)                                        Saldırı: 3 (İsabet Oranı 10)

Direnç: 2                                                                               Refleks: 2 

İrade: 0                                                                                 Denge: 5

Odak: 5                                                                                   Sıçrama: 5     Kısa:   0.9 metre 

Kamuflaj: 0 (Beceri Yuvası Boş)                                                          Orta:  1.5 metre

Gizlenme: 5                                                                                                 Uzun: 3.0 metre

Arama: 5                                                                              Büyü Direnci: 0                        

Hareket Hızı: 5 (Ağırlık Düzenleyici 0)                          Saldırı Hızı: 5

 

 

Ağırlık: 0/30 kg (Ağırlık Düzenleyici 0)

Hafif Yük: 0-10 kg   (Kıvrak Hareket)

Orta Yük: 11-15 kg (Normal Hareket)

Ağır Yük: 16-25 kg  (Yavaş Hareket)

 

İnsan: İnsan ırkı, diğer ırkların gıpta ile baktığı bilgi birikimine sahiptir. (Her 5 Seviyede +3 Zeka)

Hırsız Sınıf Özelliği I: Her 5 seviyede bir Tuzak Dokunulmazlığı kazanır.

Hırsız Sınıf Özelliği II: Düşmana arkadan saldırdığında verilen hasar %30 artar.

İnsan Hırsız: Üstün zekaları, İnsan Hırsızların her türlü alet ve efsunlu eşyayı ustalıkla kullanmalarını sağlar.

 

Ustalıklar

Acemi Kaçınma

Acemi Hançer

      Acemi Gizlenme (Gizlenme +2)

      Acemi Nişancı (Yay ve Arbalet)

      Acemi Usta Eller

 

  

Bunlar her Hırsızın sahip olduğu temel yeteneklerdi. Bunların yanında yeni başlayanlara 5 yetenek puanı ve 1 ustalık puanı veriliyordu.

 

İlk defa Fırtına Hırsızı oynadığında karakterinin daha sağlam olması için yetenek puanlarını 1 Güç, 2 Hüner, 2 de Fizik statüsüne dağıtmıştı. Karşılığındaysa oldukça düşük bir saldırı gücü ve saldırı hızı eline geçmişti ve seviye atlamak için çok fazla uğraşmış, çok fazla zaman kaybetmişti. Aslında hırsızlar oyun başında çok fazla HP ihtiyacı hissetmiyordu. Geçmişte bu başarısızlığı pek çok defa iç çekmesine, pek çok defa en baştan başlamak istemesine sebep olmuştu. Bu defa böyle büyük bir hata yapmayacaktı.

 

3 puanı güce, 2 puanı da hünere verdi. Kasılma stilini göz önüne aldığında bu onun için en ideal dağılımdı. Yetenek puanlarını dağıttıktan sonra tekrar statü penceresine baktı.

 

Saldırı 5 → 6

İsabet Oranı 10.0 → 10.6

Hareket Hızı 5.0 → 5.4

Saldırı Hızı 5 → 5.6

 

Şimdi sıra sınıf ustalıklarındaydı. Hırsız sınıfıyla oynayan ve İnsan ırkına mensup olan oyuncular genellikle ilk tercihlerini Kaçınma, Silah Ustalığı veya Gizlenme yönünde kullanırlardı. Nie Yan da tam ilk ustalık puanını Silah Ustalığına verecekti ki… Düşünüp taşındıktan sonra ilk puanını Nişancılığa verdi.

 

Acemi Nişancı → Orta Düzey Nişancı: Hızlı Dolum +3, Atış Menzili + 3, Yay/Arbalet kullanırken saldırı +3, Seviye İhmali +3 (Hırsız Sınıf Düzenleyici + 1)

 

Sınıf ustalıkları beş seviyeye ayrılıyordu. Acemi →Orta →İleri →Mahir →Uzman. Uzman seviyesinden sonra ilerleme duruyordu. Fakat bütün sınıflar için ustalıklar çok çeşitliydi ve farklı sınıfların farklı ustalık alanları vardı.

 

İnsan hırsızlar alet ve efsunlu eşya kullanmakta ustaydılar. Yay ve arbaletler de bu gruba dahildi. Bu yüzden Orta Nişancı ustalığına sahip hırsızlar fazladan saldırı bonusu kazanıyordu.

 

Puanlarını dağıttıktan sonra manzara değişti. Kalor şehrinin transfer noktasına ulaşmıştı. Çevreyi, kat kat yükselerek göğe uzanan binalar sarmıştı. Kalor şehrindeki her bina bembeyazdı. Bu sade renk, şehre eşsiz bir güzellik katıyordu. Şehrin tam ortasında kocaman bir kule vardı. Kulenin yakınlarında bembeyaz bir heykel, başını gökyüzüne yaslamış gibi bütün görkemiyle dikiliyordu. Katı bir yüz ifadesiyle elindeki asayı sıkı sıkıya sarılmıştı. Heykel, Zümrüt İmparatorluğunun koruyucusu Muhteşem Jebiah’a aitti.

 

İnsanlar ana caddede oradan oraya gidiyorlardı. Heyecanlı sesleri şehri inletiyordu.

 

Dışardaki akşam vakti, oyunda gündüze denk geliyordu. Tanyerinin ağarmasıyla şehir gümüş-beyaz parıltılarla ışıldamaya başladı.

 

Kalor, Zümrüt İmparatorluğunun başkentiydi. Şehir, Kalor Bozkırlarının üzerinde süzülüyordu. Şehri diğer şehir, kasaba ve köylere bağlayan çok sayıda transfer noktası vardı.

 

Beyaz kademe hançer (Saldırı +2) satıyorum. Çırak hançerinden (Saldırı +1) daha iyi ve yalnızca iki bakır sikke! Elimde son üç tane kaldı. Kaçırmayın!” Transfer noktasının yakınlarında bir Seviye 3 Esrarlı Büyücü tezgâh açmıştı. Tezgâhın önü çok sayıda yeni oyuncuyla doluydu.

 

Oyun başlangıcında her oyuncuya 10 bakır sikke veriliyordu. Elleri varmasa da, çoğu oyuncu, oyunun başlarında daha rahat ve hızlı kasılabilmek adına bu hançerlerden alıyordu.

 

Nie Yan küçümsercesine homurdandı. Haritada üzerindeki Seviye 1-5 arası köylerde aynı hançerler 1 bakıra satılıyordu. Seviye 0 oyuncular bile transfer noktalarını kullanarak bu köylere güvenle ulaşabilirlerdi. Yalnızca iki üç dakika içerisinde köye gidip, NPCden hançeri alıp tekrar buraya dönebilirlerdi.

 

Geçmişte kendisi de bu hançerlerden almış ve bir güzel kazıklanmıştı.

 

Çevre kasabaların kendilerine has dükkânları vardı. Küçük bir kasaba olan Link kasabasının giysi dükkânı, Yusufçuk kasabasının şapka ve ayakkabı dükkânı, Locke kasabasının da silah dükkânı vardı. Nie Yan o transfer noktasından bu transfer noktasına üç defa ışınlandı. 6 bakır sikke harcayıp başlangıçta verilen ve savunma değeri olmayan ekipmanlarını daha iyileriyle değiştirdi. Ayakkabı, başlık, omuz siperliği ve dizlik olmak üzere her bir parça, Savunma değerini 1-2 artırıyordu. Ayrıca hafif zırh giydiği için bonus olarak 2-3 Savunma daha kazanmıştı.

 

Geçmiş tecrübelerinin ekmeğini yiyordu. Savunması şu an 8-13 olmuştu. Seviye 2 veya 3 Hırsızlar, eğer çok fazla paraya sahip değillerse ancak bu kadar savunmaya sahip olabilirlerdi.

 

Pazarda dolaşırken Seviye 3 bir Şövalyenin, Hırsız sınıfına ait Kamuflaj beceri kitapları sattığını gördü. Kitap başı 6 bakır istiyordu. Seviyesi düşük Hırsızlar, yüksek fiyattan ötürü ancak uzaktan bakmakla yetinebiliyorlardı.

 

Şövalye, yirmili yaşlarda görünüyordu. Dik ve sağlam bir duruşu vardı. Savaşçı olsa belki çok daha iyi olabilirdi ama Şövalye de idare ederdi.

 

Şövalyeler, Işık Tapınağının koruyucularıydılar. Tapınağın verdiği saldırı, güçlendirme veya iyileştirme gibi kutsal becerileri öğrenebiliyorlardı. Ayrıca takım arkadaşlarını destekleyici grup güçlendirmelerinin yanı sıra, yakın dövüşte de yeterli kabiliyete sahiptiler. Kısacası Şövalye, her konuda dengeli bir sınıftı. Sükût Şövalyeleri, Sükût becerisini öğrenmiş ve bu yetenekle Büyücüleri, Rahipleri ve diğer büyü tarzı sınıfları bastırabilen Şövalyelerdi.

 

Bu Kamuflaj kitabı ne kadar?” Nie Yan yerdeki muşambanın üzerine serilmiş kitaplardan birini aldı. Kamuflaj yeteneği, yeni başlayan her Hırsız için olmazsa olmazdı. Belki de bu sebepten, birçok bölgede düşme ihtimali oldukça yüksek bir kitaptı ve çok da pahalı değildi.

 

Ne görüyorsan o, 6 bakır sikke.” Bu gereksiz sorudan hoşlanmamış olacak ki yüzünü buruşturdu.

 

İnsanları soymaya mı çalışıyorsun? Senin gibi bir Sükût Şövalyesi Link kasabası etrafındaki Günahkâr Şamanları rahatlıkla avlayabilir. Canın hiç azalmadan günde altı kitap düşürmek senin için işten bile değil. Bu şekilde para kazanmak Goblin farmlamaktan çok daha kolay. Böyle yüksek fiyattan satmaya utanmıyor musun? 3 bakır, tek kuruş fazla vermem.” Nie Yan pazarlıkla fiyatı düşürmeyi umuyordu.

 

Öyle kolaysa sen yap. Günde kaç iksir harcadığımı biliyor musun sen? 3 bakıra satarsam ben ne kazanacağım? 5 bakır, daha azı kurtarmaz.” Nie Yan’ın sözlerinin şaşkınlığını atıp cevap vermeden önce biraz zaman geçmesi gerekti. Alicengiz oyunlarıyla milleti kandıran bir insan değildi aslında. Tek bakışta karşısındakinin bilgili ve kolay kandırılamayacak bir müşteri olduğu belli oluyordu.

 

Doğru düzgün farm yapmayı bilmiyorsun demek ki. 22385.21338.23329 koordinatlarında Günahkâr Şamanları avlarsan günde en az 10 beceri kitabı düşürürsün. Hem de iksirlere gereksiz para harcamak zorunda kalmazsın. 3 bakır, dediğim gibi tek kuruş fazla vermem. Satmayı düşünmüyorsan, kolay gelsin.” Şövalyeyi şöyle bir süzdü. Kare bir çenesi, kirli olmaktan çıkmak üzere olan sakalı vardı. Ahlaksız birine benzemiyordu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr