Cilt 4 Bölüm 30 [ Eve dönüş yolundaki uyuşmazlıklar ] (1/2)

avatar
3662 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 30 [ Eve dönüş yolundaki uyuşmazlıklar ] (1/2)


Çevirmen : Clumsy 

 

 

Roswaal’ın teklifi ――Yani Arlam sığınmacılarını serbest bırakma-

 

Geçen sefer olduğu gibi, fazla direniş olmadan kabul edildi.

 

Sığınmacıları daha fazla sığınakta tutmanın anlamı olmadığı için bu sonucun çıkması çok doğaldı. Ama tabii ki, geçen seferkinin aksine, Subaru’nun yargılamalara katılması gibi bir şart yoktu.

 

[Subaru: Bu sefer, bir önceki seferde bu şartla gelen kişi, benden tamamen nefret ediyor sonuçta ……]

 

[Emilia: Sorun ne, Subaru?]

 

[Subaru: Yyoo bir şey yok. Bu arada Emilia-tan daha iyi hissediyor musun? Biraz sakinleştin mi? Eğer rahatsızlık veriyorsam dışarı çıkabilirim?]

 

Garip bir gülümsemeyle ellerini çırparak yanında oturan kıza bunları söyledi. ―― Emilia’ya.

 

Lewes’in Emilia’ya verdiği yatağın yanında oturuyor ve özellikle bir şeyler konuşmadan zaman geçiriyorlardı.

 

Alacakaranlık vaktiydi.

 

 

Öğleden biraz önce uyanan Emilia, geç bir kahvaltı yapmış ve ardından Roswaal ve Lewes’le Arlam köylüleriyle ilgili pazarlıklara girişmişlerdi. Tartışma sorunsuzca çözümlendi ve sığınmacıları ertesi gün serbest bırakmaya karar verdiler. ――

 

[Garfiel: Durum çözüldüğüne göre…… Emilia-sama bu gece yargılamaya gircek, yeah?]

 

Garfiel’in bir uyarı gibi çınlayan sesi odada kuşkuya yer bırakmadı.

 

Dilini şaklatma dürtüsünü bastıran Subaru, Emilia’ya yandan bir bakış attı ve çok kısa bir anlığına kızın yüzünde korku ve yas izleri gördü. Emilia’nın bu geceki yargılamayı geçemeyeceğine neredeyse emin olmuştu.

 

Yargılamayı geçen Subaru’nun aksine, Emilia’nın durumu hiç değişmemişti. Subaru, onun da geçmesini sağlamak için harekete geçiyor, çevresindeki atmosferi değiştirmeye çalışıyordu.

 

Yine de, bu döngüde, sahip olduğu kısacık zamanda onun çevresini değiştirebilecek en ufak bir yol bulamıyordu. ――Eğer bu gece yargılamalara girerse, bu yalnızca daha çok yıpranmasına neden olacaktı.

 

[Subaru: Ama en ufak bir şikayet edemez veya vazgeçmeyi düşünemez … Emilia-tan da böyle işte.]

 

Garfiel’in kışkırtıcı sözleri karşısında Emilia, gözlerinde beliren anlık duyguları gizlemişti ve ciddi bir şekilde [ Tabii ki gireceğim.] dedi.

 

Yanıtından etkilenmiş görünen Garfiel gözlerini kıstı, Roswaal ise sessizce ıslık çalarak Subaru’yu sinir etti.

 

Ama sonuçta olanları durdurmanın bir yolu yoktu. Bu geceki yargılamalara yalnızca birkaç saat kalmıştı.

 

 

Emilia, konuşmalarını orada sonlandırdıktan sonra öğle yemeği yemiş ve yaklaşık 3 saat sonra eve geri dönmüştü. Bu süreçte yanından ayrılmayan Subaru, aralıksız bir şekilde Emilia’yla konuşmuş ―― ama yargılama saati yaklaştıkça kızın konuşma sıklığı giderek azalmıştı.  

 

Şimdiyse neredeyse hiç sesi çıkmıyordu.

 

Ama――

 

[Emilia: Umn…… gitmemeni… tercih ederim.]

 

[Subaru: AaAHHH, ANLAŞILDI. SIKINTI YOK. Emilia-tan sakinleşene kadar onun soluduğu havayı tadacağım, o yüzden endişelenme.]

 

[Emilia: Bu söylediğin geeeeeerçekten hoşuma gitmedi.……Ama burda kal.]

 

Genç kızın kalbindeki karmaşayla yüzleşen Subaru omuz silkti ve kendisinden istendiği gibi orda kaldı.

 

Ne kadar dip dibe oturuyor olsalar da hala onun elini tutacak cesareti bulamayacak kadar faydasızdı. Ama yine de kendisine ihtiyaç duyulduğu için mutluydu. Hem de Emilia tarafından istenmişti sonuçta.

 

Ne kadar onun en çok bel bağladığı kişinin yerini dolduruyor olsa da bu Subaru’yu mutlu ediyordu.

 

Sığınağa geldiklerinden beri―― ya da daha doğrusu Puck çağrılarına yanıt vermemeye başladığından beri, Emilia’nın Subaru’ya olan tavırları oldukça yumuşamıştı.

 

Bir parçası onun kalbinde böyle bir yere ulaştığı için aşırı mutluydu, ama bir yandan da bu durumdan endişelenmeyi bırakamıyordu.

 

Emilia’nın en güçlü dayanağını kaybedişinin yaratacağı tehlikeleri merak ediyordu.

 

[Emilia: ……Hmm?]

 

[Subaru: Hiçbir şey. Sadece Emilia-tan’ın kirpikleri o kadar uzun ve sevimli ki onları yemek istiyorum.]

 

[Emilia: Subaru, sürekli saçımı, kirpiklerimi yemek, yanaklarımı yalamak istediğini falan söylüyorsun …… böyle şeylere ilgin mi var?]

 

[Subaru: Benim geldiğim yerde, bu en güzel aşk itiraf şekliydi bilirsin ~]

 

Emilia’nın hafifçe rahatladığını gören Subaru yanaklarını kaşıdı.

 

Gerçi Subaru, yalama sesi çıkarmanın aşk itirafı olmaktan çok oldukça ürkütücü bir şey olduğunu düşünüyordu.

 

Bu dünyada böyle şeylerin anlaşılmadığını bilmeliydi. Söyleyecekleri şeylere dikkat etmeliydi. Gerçi bunun için artık çok geçti.

 

Subaru, sık sık böyle rastgele şeyler söyleyerek Emilia’nın kafasını dağıtmaya çalışıyordu. Artık Emilia’nın geçmişi hakkında bazı şeyler biliyordu.

 

Ve eğer bunlardan bahsederse, bazı şeyler bir öncekinden farklı olabilirdi.

 

――Ama bu konuda ne düşünürse düşünsün, bu değişimin iyi olacağına inanamadı.

 

Durum ne olursa olsun ihtiyacı olan şey zamandı.

 

Emilia’ya geçmişiyle yüzleşmesinde ve bir çözüm bulmasında yardımcı olabilmek için zaman lazımdı. Onun geçmişi hakkında öğrendiklerinden bahsetmek ve neler olduğunu kendisine sormak için zaman lazımdı. Zaman, zaman, zaman. Yeterli zaman yoktu.

 

[Subaru: Ben neden sürekli bir şeyler için koşturuyorum acaba. Bu dünyaya geldiğimden beri bir an bile doğru düzgün dinlenebildim mi?]

 

Anılarını araştırarak rahatça dinlendiği bir an bulmaya çalıştı, eğer böyle bir zaman varsa ormandaki canavarlarla dövüştükten sonraki bir iki hafta olabilirdi.

 

Öncesinde ve sonrasında bir an bile dinlenememişti. Fazla çalışmaktan ölmemesi mucizeydi.

 

[Emilia: ――Subaru]

 

Çağrısına cevap vermekte biraz gecikti. Sese doğru döndüğünde ―― Emilia’nın ıslak, hüzünlü gözleri kendisine çok yakındı.

 

O an bu ıslak gözlerin büyüleyiciliği karşısında kalp atışları o kadar yavaşladı ki duracağını sandı.

 

Ve bunu gören Emilia’nın gözlerinde bir tereddüt belirdi. Belki de yargılamaya girmeden önce Subaru’ya bir şey söylemeye niyetlenmişti.

 

[Subaru: Ne oldu?]

 

Subaru bunu mümkün olduğunca nazik bir şekilde söylemeye çalışmıştı. Eğer Emilia bir karar verdiyse onu rahatsız etmemeliydi.

 

Yine de Subaru’nun yanıtını duyan Emilia, bakışlarını başka bir yere çevirdi.

 

[Emilia: ah…… mn, üzgünüm. Bir şey yok. Sadece sana seslenmek istedim.]

 

[Subaru: ――oh, demek öyle.SA-SADECE BANA SESLENMEK Mİ İSTEDİN!? Neden bunun ilişki içindeki birilerinin birbirine söyleyeceği bir söz olduğunu hissediyorum!]

 

[Emilia: Ben… sanırım yakında gitmek zorundayım……]

 

Söyleyeceği şey gitmişti. Subaru fırsatı kaçırdığı için pişman olmuştu, ama farketmemiş gibi yaptı. Emilia onu dinlerken ayağa kalkmış ve pencereden dışarıya bakmaya başlamıştı.

 

[Emilia: ――Mezara doğru yola çıkmalıyım. Subaru yarı yola kadar bana eşlik edecek, değil mi?]

 

[Subaru: Garfiel’e seni girişe kadar götürebilmek için yalvarsam da onu ikna edebileceğimi sanmıyorum.……Emilia, bunu söylememin bir anlamı olmadığını biliyorum, ama…]

 

[Emilia: ――Sorun yok. Söylemene gerek yok, Subaru.]

 

……”Kendini fazla zorlama.” Emilia söyleyeceği şeyin bu olduğunu biliyordu ve söyleyemeden onu durdurmuştu.

 

Subaru’nun titreyen dudaklarının karşısında, Emilia’nın yüzüne cesaret dolu bir gülümseme geldi ve bir parmağını dudaklarına götürdü.

 

[Emilia: Ben iyiyim, gerçi dünden sonra herkes aksini düşünüyor ama, elimden gelenin en iyisini yapacağım. Bunu yapmak istiyorum. Ve yapmak zorundayım sanırım.]

 

Bir anda ellerini yumruk haline getirdi. [ Bu yüzden ] dedi ve devam etti.

 

[Emilia: Eğer bana bir şey söylemek istiyorsan “Pes etmende sorun yok” deme. Onun yerine ‘’En iyini yap’’ de ve beni cesaretlendir. Bana hala inanan bir kişi bile olduğunu bildiğim sürece bunu yapabilecek güce sahip olacağıma eminim.]

 

[Subaru: Sana inanmak… tabii ki sana inanıyorum, Emilia-tan. Bu dünyada sana benim kadar inanan tek kişi o baba-kedidir. ――O yüzden, en iyini yap!]

 

[Emilia: Mn, en iyimi yapacağım.]

 

Emilia’nın yüzünde, bugün ilk defa acı taşımayan bir gülümseme belirmişti.

 

Bu gülümsemeyle rahatlayan Subaru da ayağa kalktı ve binanın çıkışına kadar ona eşlik etti.

 

Gece vakti sığınakta soğuk bir rüzgar esiyordu.

 

Emilia’nın gümüş saçları yol boyunca rüzgarla dans etti ve parladı.

 

Ay ışığında akan gümüşi bir nehir gibiydi, Subaru onun küçük adımlarla ilerleyişini izledi.

 

――Onun bu gece de başarısız olacağını biliyordu.

 

#Başarısız olup acı çekeceğini bile bile sevdiği kızın gidişini izlemek.
Sevdiklerinin başına gelecek tüm dertleri bilerek aynı şeyleri defalarca yaşamak.
Ölümden dönüş yeteneğinin bu kötü yönleri... Subaru gerçekten dayanıklı bir karakter. 
Emilia'yı yeni bir başarısızlığa gönderdik, sırada köşke dönmek var, bakalım oradaki olaylar ne alemde.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr