Cilt 7 Bölüm 32 [ İleriye Uzanan Yol ] (3/3)

avatar
1395 9

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 7 Bölüm 32 [ İleriye Uzanan Yol ] (3/3)


Çevirmen : Clumsy



???: [――Abel, lütfen beni de yanına al.]

 

Subaru: [Taritta-san?]

 

Taritta, bir anda ayaklanarak Abel’den bu ricada bulundu.

 

Toplantı sırasında Kuna’nın koltuğuna otursa da o ana dek tek kelime bile etmemişti.

 

Muhtemelen bir anda Şeflik pozisyonunu üstlendiği için kafası karışıktı ama gözlerini Abel’e dikip baktığı şu saniyede bile yüzüne derin bir aciliyet duygusu hakimdi.

 

Dudaklarından dökülen rica Abel’in koyu gözlerinin kısılmasına yol açarken,

 

Abel: [Ne yapacaksın ki? Ablandan Shudraq Şefi unvanını miras aldın. Özgüvenin ne halde olursa olsun bu gerçek değişmeyecek.]

 

Taritta: [Biliyorum, biliyorum. Ablamın bana verdiği pozisyonu reddedemem. Ama ben Shudraqlara liderlik edecek kadar güçlü değilim…]

 

Derken kafasını öne eğen Taritta, dudaklarını ısırıyor ve ellerine bakıyordu.

 

Boş ellerinde sıktığı şey, Subaru’nun kalbinde taşıdığıyla aynı olsa gerekti―― yani kendisine işkence eden bir çaresizlik hissi.

 

Taritta: [Benim… Şeflik pozisyonunu gururla taşımak için bir fırsata ihtiyacım var.]

 

Abel: [―― Kaos Alevine seyahat etmek isteme sebebin bu mu?]

 

Taritta: [Evet, bu… olmaz mı?]

 

Taritta’nın sesindeki güç, bu sözlerin ardından özgüvenini yitirmişçesine azalmıştı.

 

Ancak Subaru, Taritta’nın taşıdığı gerginliği de arkasında ne yattığını da anlayabiliyordu.

 

Şef pozisyonunun ani değişimiyle birlikte Taritta büyük bir rol oynamaya zorlanmıştı ama bu rolün gerektirdiği güce sahip olduğundan emin değildi.

 

Dolayısıyla aradığı şey, başarılı bir deneyimdi. Kendi kendini ikna etmek için gereken sonucu bizzat alabileceği, kendisini değerli hissedebileceği bir başarı hikayesine ihtiyacı vardı.

 

――Subaru’nun aradığı şey de tam olarak buydu.

 

Subaru: [Abel, ona katılıyorum. Böyle bir zihniyetle Mizelda-san’ın yerine geçse bile potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirebileceğini zannetmiyorum…]

 

Abel: [――――]

 

Subaru: [Ayrıca yolculuk boyunca bir eşlikçi veya müttefike ihtiyacımız olacak zaten, haksız mıyım? Taritta-san’ın bu işin altından kalkabileceğini biliyoruz. Biz birlikte bir şehri… kadın kılığında basmış insanlarız.]

 

Taritta: [Natsumi…]

 

Subaru, cümlesinin ortasında bir değişikliğe gitse de istediği şeyi dile getirmişti.

 

Taritta’ysa Subaru'nun kendisine arka çıkmasından çok etkilenmiş görünüyordu. Evet, Subaru onun çabalarından acı verici bir şekilde haberdardı ve bu yüzden onun yanında olmak istiyordu.

 

Abel: [Shudraqlar senin yokluğunda ne yapacak peki?]

 

Taritta: [Ablamın bir süre daha devam etmesini sağlayacağım, Kuna ve Holly de ona çokça yardımcı olacaktır. Guaral’ı korumak adına fazla kişiyi uzaklaştıramayız.]

 

Abel: [Öyleyse sessizliğini korurken bunları düşünüyordun?]

 

Taritta’nın frenlenmemiş yanıtını işiten Abel, düşüncelerini bu şekilde değerlendirdi.

 

Sonra da parmağıyla usulca şakağına vurarak,

 

Abel: [Kaos Alevine yalnızca birkaç kişiyle gideceğiz. Elbette ki Yorna Mishigure’yle görüşeceğim takdirde benim varlığım zaruri. Fakat saldırıya geçmeyeceğiz.]

 

Subaru: [Yani en fazla bir eşlikçi alabiliriz…]

 

Abel: [Öyleyse seni de listeye ekliyorum, Taritta. Geri kalanlar――]

 

???: [――Kulağım sizdeydi!]

 

Abel’in konuşmasının orta yerinde kapı büyük bir güçle itilip açılırken birileri büyük bir şevkle içeriye daldı.

 

Gelen kişi Flop O’Connel’dı, yani İmparatora arsızca yeni arkadaşım diyen ve onun sözünü bölmekten yana hiçbir korku duymayan başarılı tüccar!

 

İşte o tüccar, odadaki herkesin bakışlarını üzerine toplarken homurdanarak sözlerine devam etti.

 

Flop: [Taritta Hanım, böyle zorlu bir role gönüllü olma şevkinizden çok etkilendim! Bana kalırsa birdenbire büyük bir rol üstlenmek adına kendinizce bir yol bulmanız harika…!]

 

Taritta: [Ah, teşekkür ederim, çok teşekkür ederim, Flop…]

 

Flop: [Sizi ve Bay Şefi yolculuk boyunca güvende tutmak adına bir öneride bulunmak isterim. ――Bence kardeşim Medium’un da sizinle gelmesi iyi bir fikir olacaktır!]

 

Parmağını havaya kaldıran Flop, kuvvetle bu fikri öne sürdü.

 

Subaru’ysa onun bu şevkine kapılarak neredeyse istemsizce kafasını salladı ama durup bir düşününce son derece ani bir öneriydi.

 

Subaru: [Ee, aklındaki nedir?]

 

Flop: [Evet, evet, bu soruyu bekliyordum. Şimdi size Medium’u önermemin ardındaki sebepleri sıralayayım! Her şeyden önce, yetenekli ve etkileyicidir. Üstüne üstlük tatlı dilli biridir!]

 

Subaru: [Tatlı dilli…!]

 

Flop: [Kulağa hoş gelecek ve anlaşılır cümleler kurar, yani yolculuğunuz boyunca yalnızlık çekmezsiniz. Utangaç değildir, yani herkesle anlaşabilir. Ee ne dersiniz, tam bir cevher değil mi?]

 

Beyaz dişlerini sergileyerek kardeşini öven Flop’un pazarlama stratejisinin üçte ikisi Medium’un insanların gönlünü hoş tutmasına yönelikken tek geçerli kısım “yetenekli” olmasıydı.

 

Esasında Subaru bu noktanın doğruluğunu bizzat teyit etmişti, yine de――

 

Subaru: [Peki bundan Medium-san’a bahsettin mi?]

 

Flop: [Hayır, bahsetmedim! Ama şimdi bahsedeceğim, sıkıntı yok yani!]

 

Subaru: […Sıkıntı olmayacağından emin misin?]

 

Bu ne seyahat danışmanlığı ne de eğlence vaadiydi.

 

Hayatını riske atacağı bir rol üstlenecekken bunu sonradan tartışmak anlamlı olacak mıydı? Bu durum kardeşlerin ilişkisini zedelerse Subaru’nun gerçekten canı yanardı.

 

Gerçi onları birlikte gülüp geçer ve bunu hiç sorun etmezken gözünde canlandırabileceğinden de korkuyordu.

 

Subaru: [Diyelim ki Medium-san sıkıntı etmedi, bu durumda sen ne dersin Abel?]

 

Abel: [―― Onun doğru yetenekleri taşıdığına tanık oldum. Rolünün gereğini yerine getirdiği sürece bir itirazım olmaz.]

 

Flop: [Öyleyse içiniz rahat etsin! Kız kardeşim kendisine yapması söylenen şeyi yapmak için her şeyini ortaya koyan biridir! Ama dikkatli olun, bir şey söylenmediği sürece kendisini fazla kaptırmaz.]

 

Deyip ellerini kalçalarına yerleştiren Flop, neşeli bir kahkaha attı. “Hahahaha!”.

 

Onun bunu dile getirme biçiminden ve Abel’in tavırlarından anlaşılan bir gerçek vardı. ――Flop, bu seferki Kaos Alevi yolculuğunda onlara eşlik etmeyecekti.

 

Subaru: [Ama… Medium-san, bizimle gelmek zorunda değil, anlarsın ya.]

 

Flop: [Aptal olma, Bayım, benim bir amacım var. Alınması ve layığının yapılması gereken bir intikam söz konusu.]

 

Subaru: […Oh, doğru.]

 

Flop’un ağzından dökülenler tehlikeli kelimelerdi ama Subaru, ardında riskli düşünceler olmadığını, aksine neşeli Flop’un bile bağışlayamayacağı kadar büyük bir saçmalığa yönelik olduklarını biliyordu.  

 

Flop’un bu dünyada eşi benzeri görülmemiş olan iyiliği―― Subaru’nun ona bu kadar güvenmesinin ve bugüne dek onunla bunca vakit geçirebilmiş olmasının sebebi buydu.

 

Flop: [Aynı şey kız kardeşim için de geçerli. Kardeşimle gayemiz de yolumuz da aynı. Eğer sizi, Hanımımı ve Bay Şefi terk edecek olursam bundan böyle başımı dik tutamam.]

 

Subaru: [―― Gözlerim yaşardı. Bu gidişle sana aşık olacağım.]

 

Flop: [Hahaha, bu kılıkta senden bu sözleri işitmek yürek burkucu, Bayım! Ama bunu yapamazsın, çünkü Hanımım için hoş olmaz. Yine de hislerini kabul ediyorum!]

 

Bu itirafla baş etme şekli bile havalıydı ve Subaru için bunu takdir etmemek mümkün değildi.

 

Belki de Medium, Flop’un söylediğini yapmaya razı gelirdi. Başka bir deyişle, Kaos Alevine yapacakları yolculuktaki yoldaşlarından biri Medium olurdu.

 

Flop: [Taritta Hanım, kız kardeşime iyi bakın. Hey, benimle iyi anlaştığınıza göre kardeşimle de iyi anlaşacağınıza eminim aslında.]

 

Taritta: [Ta-tabii… Siz de kendinize iyi bakın lütfen…]

 

Flop: [Hm? Tamamdır, Zikr-san ve diğer Shudraqların yanında elimden gelenin en iyisini yapacağım!]

 

Taritta huzursuzlanıp başını eğerken Flop, kendi göğsüne bir tokat indirdi.

 

Subaru’ysa yüzünde bir gülümsemeyle boğazını temizledi.

 

Subaru: [Bu arada, ben…]

 

Abel: [Seni arkamda bırakacağım.]

 

Subaru: [――Hk.]

 

Abel: [Gerçekten böyle bir şey söyleyeceğime inandın mı?]

 

Subaru teyit almaya çalışırken Abel tatsız bir numara yaptı.

 

Subaru’ysa bu onu öfkelendirse de onunla gitmek istiyormuş gibi bir tepki vermesi gereği kendisini tutmak için gayret edip dişlerini sıkarak sessizliğini korudu.

 

Ve Subaru’ya sırıtarak bakan Abel, “Ama maalesef” diyerek lafa girdi.

 

Abel: [Sen çoktan bir pazarlık kozu halini aldın. Yorna Mishigure’i safımıza katmamız gerektiği sürece senin varlığın olmadan hiçbir konuşma gerçekleştirilemez.]

 

Subaru: [Her şey bitince kesinlikle kafanın ortasına yumruğu indireceğim, ama… bana pazarlık kozu mu dedin sen?]

 

Abel: [Guaral’ın düşüşü senin tasarımındı. Bu koşullar çok yakında öğrenilecektir. Bunun gerçekleştiğinden emin olacağım.]

 

Subaru: [Ne?]

 

Abel’in bu sözlerle ne kastettiğini anlayamayan Subaru, afallamış durumdaydı.

 

Hisar Şehrinin düşüşünü Subaru’nun planladığı şüphesizdi ama bunu duyurma zahmetine girmenin nasıl bir avantaj sağlayacağını anlamıyordu.

 

Temel olarak, hafife alınmak Natsuki Subaru'nun başlangıç noktasıydı.

 

Priscilla: [―― Ona Abel haricinde faydalanılacak biri daha olduğunu düşündürmeliyiz.]

 

Subaru’nun sorusunu dobra bir şekilde yanıtlayan Priscilla oldu.

 

Bu sözleri işiten Subaru’ysa yavaşça olayı idrak etmeye başladı.

 

Priscilla: [Elbette ki bu düşünce yalnızca bu aptal vatandaşı kapsamıyor. Buddheim Ormanının Shudraq Halkı ve Guaral Hisar Şehrinin savunucusu İkinci Sınıf General Zikr Osman da pazarlık konusu olabilir. Ama en iyileri…]

 

Abel: [Şehri indirmekte yardımcı olan askeri strateji uzmanı olacaktır… Söylediğim gibi, İmparatorlukta gücü olana saygı duyulur. Mesele yalnızca kaba kuvvet değil, zeka da saygıyı hak eder.]

 

Subaru: [――――]

 

İşte bu yüzden Natsuki Subaru’nun bir değeri vardı. Abel ve Priscilla bunu temin ediyordu.

 

Dürüst olmak gerekirse Subaru’nun gözünde bu oldukça karmaşık bir değerlendirmeydi.

 

Bir yandan kendisine bu kadar değer biçilmesi canını sıkıyor, bir yandan da bunun abartı olduğunu düşünüyordu. Açıkçası bu yüksek değerlendirmeye rağmen Rem’in güvenini yitirmişti ve altındaki zeminin çöktüğünü hissediyordu.

 

İmparatorlukta gördüğü değer ne kadar yüksek olursa olsun Rem’in duyacağı güvenin yanında bir hiçti.

 

Bu nedenle Abel ve Priscilla’nın yorumu kalbine dokunmamıştı.

 

Yine de――

 

Subaru: [Madem işe yarıyorum, öyleyse hava hoş. Benden faydalan. Karşılığında…]

 

Abel: [Karşılığında?]

 

Subaru: [Mutlaka İmparator tahtını geri alacaksın. Ve bizi sağ salim yuvamıza ulaştıracaksın.]

 

Subaru, taviz vermeyeceği tek şeyin bu olduğunu ciddiyetle belirtti.

 

Bunu duyan Abel’in gözleri hafifçe irileşti ve uzunca bir soluk verdi.

 

Abel: [Dile getirmene lüzum yok. ――Yapmam gereken şey bu zaten.]

 

Sonra da dudaklarından bu yanıt döküldü.

 

#Merhaba arkadaşlar, bölümü atmak için bazı şeylerin netleşmesini bekliyordum. Discord kanalına dahil olanlar zaten görmüştür ama telif anlaşmasının sonlanması gereği sitedeki serilerin çok büyük bir çoğunluğu kısa süre içerisinde tamamen kaldırılacak. Neyse ki re:zero bu kapsamda değil. Site gelir kaynağını yitirmiş olsa da devamlılığını sağlamaya çalışacağız, ben de re:zeroyu güncele getirmeden vedalaşmak istemedim, o yüzden şartlarım elverdiğince devam edeceğim. Birkaç gün boyunca çevirdiğim diğer seri için son bir paket hazırlamaya çalışacağım, sonrasında re:zeroya düzenli bölüm atmaya başlayacağım. Haftaya tekrar görüşmek üzere!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr