Cilt 6 Bölüm 76 [ Kendi Adını Taşıyan Cehennem ] (2/3)

avatar
1918 27

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 76 [ Kendi Adını Taşıyan Cehennem ] (2/3)


Çevirmen : Clumsy



“ーーーー”

 

Subaru’nun gözlerinin önünde korkudan boğulan Louis Arneb, yüreğinde böyle bir temele sahip değildi.

 

Bu yüzden, 『Korkunun』üstesinden gelme yeteneğine de sahip değildi. ーー『Ölümden Dönüşü』kaçışı olmayan bir cehenneme sürüklenme şeklindeki kabusvari bir lanetten farklı bir şey olarak göremezdi.

 

Son derece klişe bir ifade olsa da insanlar yalnız yaşayamazlardı. İşte bu yüzden『Korku』kafesine hapsolmuş Loius’in kurtarılması için birinin yardım eli uzatması gerekiyordu.

 

Tıpkı zamanında birinin Subaru’ya uzattığı gibi bir yardım eli.

 

Fakatーー

 

Subaru: “ーーBen, seni kurtarmayacağım.”

 

ーーSubaru, Louis Arneb’e elini uzatmayacaktı.

 

Louis: “ーーAh.”

 

Subaru: “Ben, seni kurtarmayacağım. Sana acımayacağım da.”

 

Louis Arneb, 『Oburluk』Günahı Başpiskoposu, beyaz dünyada bulunan『Ruhların』kafiri.

 

Ne kadar tatlı görünürse görünsün, ne kadar acınası ve fani bir havası olursa olsun, ne kadar yetişkinler tarafından korunmaya aç ve muhtaç bir tavır takınırsa takınsın Subaru, onu bağışlamayacaktı.

 

Günah Başpiskoposları, affedilmesi zor günahlar işlemişti. ーーNatsuki Subaru’nun çıkardığı sonuç buydu.

 

Subaru: “Eminim ki ne söylersem söyleyeyim, sana asla kurtuluş sağlamayacak.”

 

Louis: “Eek.”

 

Louis, düpedüz dehşetle dolu, şiş gözlerini Subaru’ya çevirdi.

 

Korkusunu yalnızca Subaru’nun anlayabildiği bu mekanda duyduğu o korkunun sebebi de Subaru’nun ta kendisiydi. Başka bir deyişle, onun labirentinden çıkış yoktu.

 

Ve Subaru’nun onu kurtarmayacağını, ondan iğrendiğini alenen ilan etmesinin üzerine Louis, pençelerini şekilsiz beyaz dünyaya geçirerek ve umutsuzca Subaru’dan uzaklaşmaya çalışarakーー

 

Louis: “Biliyoruz…… onii-san’ın oynadığı oyunu biliyoruz! Biz de onii-san olduk sonuçta! Bu yüzden, onii-san’ın ne yapacağını biliyoruz……… ama sana izin vermeyeceğiz ~tsu!”

 

Subaru: “Sen……”

 

Louis: “Yenilenleri geri vermek mi! Hayatta olmaz! Sonuçta bu bizim hayat çizgimiz! Bunu kaybedersek onii-san bizi öldürebilir! Geri vermediğimiz süreceyse onii-san bizi öldürmez! Tam tersi, tam tersi, tam anlamıyla tam tersi! Onii-san tarafından öldürülmemek için, biz, onları geri veremeyiz! Bu yüzden bili~yorsun!!”

 

Bu şekilde kükreyen Louis, avcunu Subaru’ya çevirdi. O güzel avuçtan bir şey ateşliyor falan değildi. Lakin amaçladığı şey farklı bir şekilde gerçekleşiyordu.

 

Subaru’nun görüş alanı giderek beyaza bürünüyor, 『Hatıralar Holünde』bir değişiklik meydana geliyordu. Yabancı bir maddeyi tespit eden dünya, onu ortadan kaldırma arzusuyla daralmaya başlıyordu.

 

Sonucunda da Subaru’nun varlığı oradan çıkarılıyorduーー

 

Louis: “Yeter, artık bir saniye bile onii-san’la aynı ortamda bulunmak istemiyoruz! Fizyolojik açıdan imkansız! Hayati açıdan imkansız! Kader açısından imkansız, görüyorsun ya! İşte bu yüzden, kaybol! Onii-san’ı yiyenler onii-chan ve nii-sama olacak! Her ikisi de canının istediğini yapabilir! Biz istemeyiz, kalsın!”

 

Sinir bozucu olsa da Louis’in bu kararı, onun için en iyi seçenekti.

 

Subaru’yu『Hatıralar Holünden』kovmak ve gerçekliğe geri döndürmek. Ve ona karşı çıkma işini kendisindense kardeşleri Ley ile Roy’a emanet etmek.

 

『Oburluk』Günah Başpiskoposları bir yemeği paylaşıp paylaşmama seçimini yapabiliyorsa Louis de Natsuki Subaru isimli o beterin beteri tabakla yollarını ayırabilirdi. Kardeşlerinin de kendisiyle aynı ıstırabı yaşayıp yaşamayacağıysa şu anki benliğinin bilmediği bir şeydi.

 

Subaru: “ーーGh.”

 

Dayanmak zordu.

 

Tutunacak tek bir şeyi dahi olmayan ve ayak bastığı zemin bile belirsizleşen Subaru da『Hatıralar Holünün』umutsuzca zayıf tarafıydı.

 

Subaru: “Eğer, bunu benim yapmamdan hoşlanmıyorsan…… kendi başına, halledebilirsin……”

 

Louis: “Bunu kabul etmeyeceğiz ~tsu! Bizi seni öldürmeye zorlasan bile, nafile! 『Ölümden Dönüş』aracılığıyla bizi bu işe itmeye niyetlisin! Sana izin vermeyeceğiz! Onii-chan ve nii-sama, onii-san’ı adamakıllı yiyecek! Galibiyetimizin koşulu, bu ~tsu!!”

 

Dişlerini sergileyen Louis, tutunmaya çalışan Subaru’yu azarladı. Subaru, onun iradesine daha fazla karşı koyamayacaktı. Bunu algılayarak derince bir nefes aldı.

 

Sonra da kara gözleri doğrudan Louis’i delip geçtiーー

 

 

Louis: “ーーEek.”

 

Subaru: “Kardeşlerin, tutunacak son iplerinse, bunu anlarım. ーーO ipleri kesecek ve sana yaptıklarının bedelini ödeteceğim. Bunu unutmasan iyi edersin, Louis Arneb.”

 

Korkmuş , sinmiş Louis’i tek parmağıyla işaret ederek devam etti.

 

Subaru: “Üzücü her şeyi, acı verici her şeyi, hepsini kendin üstlen. ーー『Hatıralardan』, kaçma.”

 

Aşağılanma ve tövbe, mevcut benliği şekillendirmesi için gerekli『Hatıralar』bunlardan ibaretti.

 

Bütünlüğü Natsuki Subaru isimli insan için besin halini almış ve o bütünlükle şekillenen Natsuki Subaru da bir sürü『Ölüm』biriktirmesinin ardından bu noktaya ulaşmıştı.

 

Eğer Natsuki Subaru harikaysa bunun sebebi aşağılanma ve tövbenin ona bu imkanı vermesiydi.

 

Subaru: “Bununla birlikte, o utancın tek bir zerresini dahi istemiyorum gerçekten.”

 

İşte dünyada var olmayan o mekanın kıyısından itilmekte olan ve görüşü hiçbir şey yokmuşçasına beyaza dönen Subaru’nun fısıldadığı şey bu oldu.

 

Ve『Hatıralar Holü』çözüldüーー

 

 △▼△▼△▼△

 

Tüyler ürpertici delinin silindiği『Hatıralar Holünde』kalan Louis Arneb, titrek, derin bir nefes aldı ve kendi saf yaşamının varlığını tasdik etti.

 

Louis: “Ah, ah, a~h……”

 

Boğazı, titriyor, ciğerleri, titriyor, kalbi, titriyor, ruhu, titriyordu.

 

『Hatıraların』mümkün olan her çeşidinin tadına bakmış olan Louis bile bu denli iğrenç bir varoluşu kavrayamıyordu. O şeyin esas korkutucu yanıysa anlaşılmaz bir ruh olmasıydı.

 

Louis: “Ne, den……”

 

Her zamanki gibi olmaya devam edip edemeyeceğini bilmiyordu.

 

Louis o şeyin bir parçası olmuş, öncesinde de o şeyin『Hatıralarını』köklerine dek adamakıllı mideye indirmişti. Hiç istisnasız tüm『Hatıraları』çiğnemiş, sindirmişti.

 

Bu eylemin kendisi de dolambaçlıydı, bir soğanın katmanlarını tek tek soyarcasına her bir 『Ölüm』vakasında yeni bir yaşama kavuşan o şeyi yirmiden çok daha fazla parçaya ayıran bir eylem olmuştu.

 

『Ölümden Dönüşü』deneyimlemeden önce o『Hatıraları』parçalara bölüp sonra yeme eylemi, yeni bir tecrübe olması gereği kalbini küt küt attıran bir şeyken şimdi tüm bunları yalnızca akıl almaz bir korku olarak görebiliyordu.

 

Her şeyden önce neden『Farklı Bir Dünyaya Çağrılması』veya her ne idiyse o vukuat öncesindeki『Hatıraları』çalınamamıştı?

 

Esasında『Oburluk』Otoritesinin öznenin doğum anından itibaren sahip olduğu tüm『Hatıraları』yemesi gerekiyordu. Ama çalınabilen şeyler yalnızca şu son yılın『Hatıralarından』ibaret olmuştu.

 

Sanki Od Lagna bundan önceki『Hatıralara』değer biçmemiş, onlardan nefret etmiş veyaーー

 

???: “ーーDinle dinle, umm, olması gereken de bu değil mi?”

 

Louis: “ーーーー”

 

『Hatıralar Holünde』bir başına kalmış olması gereken Louis, ansızın bir ses işiterek şaşkınlık içerisinde kendi etrafında döndü. Lakin şüphelerinin dağılması hiç vakit almadı.

 

Louis’in görüş alanında, arkası dönük şekilde duran kişiーー

 

Louis: “Biz……”

 

‘Louis’: “Doğru söylüyorsun, biz. Kısa çöpü çektiğimiz için burada boş yere bekleyen biz olduk. Kim onii-san olarak en iyi hayatın deneme versiyonunu oynayacak, oyun ortamı buna uygun şekilde düzenlenmemiş miydi? Bunu bildirmek için gelmedin mi?”

 

Diyerek Louis’e gülümseyen varlık, onun tıpatıp aynısı olanーー『Louis』idi.

 

Normalde tek olması gereken Cadı Faktörünü ikiye bölerek 『Ruhu』aynı şahsiyet olmasına rağmen parçalamış, en doğru tabirle bir benlik daha yaratmıştı.

 

Bunun mümkün olmasındaki en büyük faktör, Louis’in benliğinin, fiziksel bir bedenden yoksun salt bir『Ruh』varlığının bozulmasından korkmamasıydı.

 

Louis’in aksine, kendinden bir tane daha olan『Louis』bu şahsi deneyimi paylaşmıyordu. Bu nedenle Louis, 『Louis’in』içtenlikle gülümseyişini alışılmadık derecede uzak buluyordu.

 

‘Louis’: “ーー? Ne oldu, biz? Bu ifade de neyin nesi, ha. Her şeyden önce, onii-san ne oldu? Burada olması, yeniden『Ölü Kitaplarını』okuyarak giriş yaptığı anlamına mı geliyor, hayır mı?”

 

Louis: “ーーーー”

 

‘Louis’: “Ayrıca, deminden beri bu çömelmiş halin de neyin nesi? Neden böyle kıvrılıp kaldın? Hey, hey, hey, amacımız doğru düzgün yerine getirildi, haksız mıyım? Sonunda başarısız olsak da rolü yerine getirmiş olmalıyız, değil mi? Harika harika, oldukça temiz bir girişti, ha. Tanrım, onii-san hiç fark etmedi. İçindeki bizi fark etmedi!”

 

Ellerini enerjik bir şekilde arkasında kavuşturan『Louis』, yasaklı randevularını yad ediyordu.

 

Elbette ki Louis, bahsetmeye bile gerek olmaksızın bu olayın bilincindeydi.

 

O gaddar kılıç ustası Reid Astrea’yı yakalamanın bir yolunu bulmayı düşündükleri esnada『Hatıralar Holünün』bağlandığı zamana atıfta bulunuyordu. 『Louis』bu olay sonrasında bir kez daha ne var ne yoksa unutmuş olan o şeyle irtibata geçmiş ve koşulların izin verdiği ölçüde bir Cadı Faktörü olan Louis’le birlikte o şeyi yemeye niyetlenmişti.  

 

Bu, o şeyin Otoritesinin entegre Cadı Faktörü de dahil olmak üzere başarıyla yağmalanıp yağmalanamayacağını görmeye yönelik bir deney olsa da beklenmedik bir engel nedeniyle başarısız olmuştu.

 

Yediği『Hatıralardan』birinin karşı saldırısını tatmak zorunda kalacağı hiç aklına gelmemişti.

 

Ancak şimdi düşününce engel buraya giriş yapmış olmasaydı Louis şimdiye o şeyle bir olmuş olabilirdi.

 

O şeyleーー

 

‘Louis’: “Hey hey, ne oldu, biz! Başka başka şeylerden de bahsetsene, hadi duyalım! Onu gördün, değil mi? Onu duydun, değil mi? Ona dokundun, değil mi? Tadına baktın, değil mi? ーーNatsuki Subaru’nun Otoritesi, ha!”

 

Louis: “ーーO şeyin ismini kullanma!!”

 

‘Louis’: “ーー~tsu.”

 

Neşeli sözlerinin devamını getiren『Louis』elini uzattı. O kolun omzuna dokunmaya teşebbüs ettiği andaysa Louis, öfkeyle birlikte kolunu salladı.

 

Evet, bunu şiddetle, güçlüce, olabildiğince yoğun bir reddedişle, kelimenin tam anlamıyla diğer yarısı olan kişinin koluna yaptı.

 

‘Louis’: “……Ha?”

 

Doğal olarak diğer yarısının hareketinin ardındaki anlamdan bihaber『Louis’in』yüz ifadesine bir şaşkınlık hakim oldu.

 

Ancak Louis’in, 『Louis’in』ifadesine dönüp bakma fırsatı olmadı. 『Başkalarının』dokunmaya çalıştığı omzunu kucakladı ve inkar içerisinde kafasını sallayarak geri çekildi.

 

Louis: “Yo! Yoyoyo! Dokunma! Yaklaşma!”

 

Kendi idraki karşısında şaşkına dönmüştü.

 

Ama bu onun kendi hissiyatıydı. O, kendi ismini taşıyan cehennem gibi hain olmayacaktı.

 

Algılıyordu. Gözlerinin önünde duran, kendisiyle aynı yüze sahip olan, aynı deneyimleri yaşamış olan『Louis』.

 

『Ruhunu』anlıyor olması icap eden varlıkーー şu anda, Louis için farklı biriydi.

 

Başkalarının ne yapacağı, bilinmezdi. Onlar, Louis’i korumazdı.

 

Onlar Louis’in ölüm sebebi olabilirlerdi. Ölmek istemeyen Louis’i öldürmekten başka bir şey yapmayacak olan kötü niyetli düşmanlar olabilirlerdi.

 

Louis: “Gelme! Yaklaşma yaklaşma yaklaşma yaklaşma ~tsu! Yaklaşma! Bize doku~nma!”

 

‘Louis’: “ーーーー”

 

Kendi vücuduna sarılan Louis, tıpkı o şeyle karşılaştığı zamanki gibi tepki vermekten öteye gidemiyordu.

 

Aynaya bakma özgürlüğünden bile yoksun bu mekanda kendini başkalarının『Hatıralarıyla』şekillendirmeye devam eden Louis’in kendisiyle aynı yüze sahip olan『Louis』karşısında tattığı yabancılık hissiyatı beceriksiz diğer kişilere kıyasla daha güçlüydü.

 

Louis’in bu şekilde tekrarladığı inkar ve reddedişlerine maruz kalan『Louis』ise bakışlarını sallanmakta olan el doğrultusunda kaydırdı ve-

 

‘Louis’: “Ha? Bu da nesi?”

 

『Louis』, Louis’in reddedici yanıtı karşısında sallanan elini sıktı. Ve sonra da korkunç derecede susamış bir ses tonuyla dişlerini sıkıp gıcırdatır halde Louis’e baktı.

 

‘Louis’: “Bu da nesi? Bu da nesi bu da nesi, bu da ne demek oluyor? Ne amaçla, ne niyetle, ne planla ne düşünerek, hey!?”

 

Louis: “Ee~k ~tsu.”

 

‘Louis’: “Bu olması gerekenden farklı ~tsu! Ne oldu, biz!? Bu tepki de neyin nesi! Bu tavır! Bu karşılık!”

 

Reddedilen『Louis』öfkeye kapılarak olduğu yerde büzüşen Louis’e yaklaştı. Ve onun gücü karşısında boğazı tıkanan Louis’in önünde eğilen『Louis』, sinip kalan diğer yarısını saçından yakaladı.

 

Katıksız bir güçle kafasını kaldırmasını sağladıktan sonraysa aynı yüze sahip ikilinin yüzleri, nefesleri birbirine karışacak yakınlıkta birbirine çevrildi.

 

‘Louis’: “Tuhaf olduğu kesin. Tuhaf, ne tuhaf, tuhaf değil mi, amma tuhaf, tuhaf, tuhaf olduğu için, epey tuhaf, çok tuhaf olduğu için, biz tuhaf dediğimiz için!!”

 

Louis: “ーーーー”

 

‘Louis’: “Peki ya strateji? Plan iyi gitti, değil mi? Plan bir Faktör olup onii-san’ın içine girmek ve kötülüğü harekete geçirmekti, değil mi? Gerçekten iyi yapılmış bir işti. Onii-san çok korktu, sonuçta! Onii-san bunu yapanın ona en yakın kişi olan『Natsuki Subaru』olduğundan emindi!”

 

Louis, 『Louis’in』açıkladığı plana ve ilerleyişine dair hiçbir yorum yapmadı.

 

Gerçek şu ki Louis ve『Louis’in』 planı sorunsuzca ilerlemişti. Louis Subaru’nun içinde『Ölümden Dönüşü』deneyimlemiş ve o kötülüğü devreye sokarak Subaru ile『Natsuki Subaru’nun』ayrılmasını teşvik etmişti.

 

Sonrasında『Hatıralar Holünde』kalmayı sürdüren『Louis』kendini『Natsuki Subaru’dan』ayıran Subaru’yu yiyecek ve Otoritesini kendinin yapacaktı. Geriye tek bir adım kalmıştı.

 

Ve işler yolunda gitmese bileーー

 

‘Louis’: “ーーSefer sayısının önemi yok, ister onlarca olsun ister yüzlerce! Yaptığımız ayarlama『Ölümden Dönüş』Otoritesi yağmalanana dek mücadele etmekti, öyle değil mi! Birazcık hata yapmanın nesi yanlış ki! Onii-san’ın『Hatıralarını』kaç sefer gerekirse gereksin tekrar tekrar çalmaya çalışırsak her şey yoluna girer. Hadi, kaç sefer gerekirse gereksin karşılıklı rolleri değişelim ve mücadele edelim! Başarısızlıklar, telafi edilebilir!”

 

#Bir tane Louis yetmiyormuş gibi iki Louis’in konuşmalarını okumak bir harika gerçekten. Şu Günah Başpiskoposları arasında düzgün konuşan yok mu ya? Neyse ki Regulus’un sayfa sayfa süren monologlarından kurtulduk :D Neyse. Kendini ikiye bölen Louis’in planını detaylarıyla görmüş olduk. Ama o bir miktar kafayı sıyırdığı ve Subaru da bayağı toparlandığı için bu saatten sonra bir kez daha aynı batağa düşemeyiz diye düşünüyorum. Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr