Cilt 6 Bölüm 47 [ Seni Affetmeyeceğim ] (2/2)

avatar
1958 23

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 47 [ Seni Affetmeyeceğim ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy



Subaru:「――――」

 

Echidna, sessizliğini koruyan Subaru’yu sorularıyla kışkırtmaya devam ediyordu. Ve sözlerindeki duygular, güzel yüzüne bir şüphe yerleştiğinin göstergesiymiş gibi görünüyordu. O sözler, Subaru’yu tedirgin ediyordu. Kalp atışları hızlanıyor, sırtından terler dökülmeye başlıyordu. Hemen yanı başındaki Beatrice’in bunu fark edebileceğinden korkuyordu.

 

―Açıkçası Subaru, Meili’nin ölümünde parmağım olduğunu herkes biliyor olabilir mi diye merak ediyordu.

 

Gerçeği biliyor ve onu köşeye sıkıştırarak kendi ağzıyla itiraf etmeye zorlamak için cahili mi oynuyorlar diye düşünüyordu. Aklına bu tarz çılgınca fikirler geliyordu. Fakat o fikirlerin aklına geldiği her seferde çevresindekilerin gözlerindeki bakışlar, bu düşüncelerin makullüğünü reddediyordu.

 

Emilia, Beatrice, Echidna ve Julius’un gözleri Subaru’ya çevriliydi. Elini kana bulamış, düşünceleri çirkinleşmiş Subaru’ysa yalnızca çılgınca bir kendini koruma gayreti veriyordu. Çirkin, çürümüş, rezil bir kalbe sahipti; görünen buydu. Öyleyse, 『benim』arzularımın dinlenmesi daha hoş―

 

Subaru:「―Öldüğü ana dek ulaşamadım, o kısmı göremedim. Ama kulenin içerisinde olduğuna hiç şüphe yok.」

 

Subaru, 『onun』ayartma çabalarını adamakıllı bastırıyor, içinin en derinlerinde öfkeyle karışık hisler filizleniyordu ― O, Subaru’ya suçunu itiraf ettirmeye çalışıyordu. İşte Meili Portroute’in ardında bıraktığı tatlı lanet buydu.

 

Bu düşüncelerin Subaru’nun içerisinde yeni yeni belirdiği kesindi. Emilia ve diğerleri Meili’nin ölü bedenini bulsunlar istiyordu. Onu bulun, onun yasını tutun, olanlardan pişmanlık duyun, Subaru'yu üzün; işte bu düşüncelerle kalbine dolan duyguları dışa vurmayı diliyordu.  

 

Artık bu istekleri duyanın Natsuki Subaru’nun içerisindeki『Bendeniz』mi yoksa『Natsuki Subaru』mu olduğunu bilemiyordu.

 

Echidna:「… Kitabı yeniden okuyacak gücün var mı?」

 

Beatrice:「Echidna!」

 

Echidna, ne istediğine karar vermek için çırpınan Subaru’ya merhametten yoksun denilebilecek bu öneride bulundu. Subaru’ysa bir an için「Zorunda olduğumu söylüyorsan yaparım」diyecek gibi oldu ancak o bu yanıtı veremeden Beatrice, Echidna’ya çıkıştı. Hala Subaru’nun başını kucaklamakta olan Beatrice’in yuvarlak gözleri keskinleşmişti.

 

Beatrice:「Betty sana hangi isimle bağırmalı, doğrusu…! Öyle ya da böyle, bunun gerçekleşmesine izin vermeyeceğim, sanırım. Bu teklifini unut, çünkü hem duygusal hem de farklı sebeplerden buna karşı çıkıyorum, doğrusu.」

 

Echidna:「Bir bütün haline gelmeleri riski hesaba katılınca böyle bir şeyi asla ciddi ciddi önermezdim zaten. Yalnızca her ihtimale karşı buna hazır olup olmadığından emin olmak istemiştim, hepsi bu. Biliyorsun ya, o ısrarcı olsa bile ona bunu yaptırmak gibi bir niyetim yoktu.」

 

Beatrice:「…dua edelim de düşüncelerin gerçekten dile getirdiğin gibi olsun, sanırım.」

 

Beatrice, sözlerini aceleyle geri alan Echidna’ya omzunun ardından öfkeyle bu yanıtı verdi. Bu etkileşimin hemen sonrasındaysa ikilinin geride bıraktığı tuhaf sessizliği bölenler Emilia ve Julius ikilisi oldu.

 

Emilia:「Şuna bir son verin! Ben de Subaru’nun pervasızca eylemlerini yinelemesine karşıyım. Ayrıca sonsuza dek burada tartışmaya devam etmek de istemiyorum… Bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor.」

 

Julius:「Emilia-sama’ya tamamıyla katılıyorum. ―Bu şartlar altında Meili Hanımın başına talihsiz bir kaza gelmiş olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu varsayabiliriz. Balkondan veya merdivenlerden düşmüş ya da kulenin dışına çıkmış olabilir…」

 

Shaula:「―Hayır, öyle olmadı.」

 

O ana dek konuşmanın bir parçası olmamış olan Shaula, ansızın araya girerek Julius’un sıraladığı ihtimalleri yalanladı. Bu esnada Meili’nin ayaklarının altına düşmüş olan『Ölü Kitabını』yerden alıp cildinden tutarak soldan sağa savurdu.

 

Shaula:「Çünküüüüü, 2 Numaralı Ufaklık kulenin dışına çıkmış olsaydı ben kesinlikle bir ölüm makinesine dönüşmüş olurdum! Yani demek istediğim, hiç kimse dışarı çıkmadı~」

 

Emilia:「Nedense bizim dokunmaya çekindiğimiz kitaba dokunma konusunda pek hızlı davrandın.」

 

Shaula:「Yerde bırakmak beni birazcık geriyordu. Yani ya biri bunu kütüphaneye yönelik bir saygısızlık gibi görseydi… Sonuçta herkesi öldüren bir varlığa dönüşmek istemem, anlarsınız ya.」

 

Shaula bu sözleri sarf ederken『Ölü Kitabını』bir jonglör gibi bir elinden ötekine fırlatıyordu. Kütüphaneye saygısızlık etmekten korkarmış gibi konuşsa da esasında daha büyük bir saygısızlık sergiliyordu. Julius, onun bu davranışları karşısında kaşlarını çattı.

 

Julius:「Shaula Hanım, rica ediyorum o kitapla oynamayı bırakın. Siz…」

 

Shaula:「Siz benim kalbimde acı veyaaaa onun gibi bir şey yok mu sanıyorsunuz? Böyle bir şeyi dile getirdiğimi sanmıyorum. 2 Numaralı Ufaklığın sürekli bana yapıştığı doğru. Ben de ondan hoşlanmıyor değildim ama… nihayetinde, Ustam haricinde hiç kimseyi umursamaaamm!」

 

Son derece kayıtsız görünen Shaula, Julius’un sözlerini hiçe sayarak gülümsedi. Subaru’nun gördüğü kadarıyla Shaula’nın bu söylediklerinde herhangi bir kötü niyet belirtisi yoktu. Gerçek hislerinin bu olduğu şüphesizdi, hiç değilse Subaru’ya öyle gelmişti.

 

Özetle Shaula, diğer insanlara kıyasla kalbindeki belli duyguları idrak etmesi zor biriydi. ―Aslında hayır. Subaru’nun bu kuleye geldi geleli onunla kurduğu iletişim sınırlıydı; yani gerçek hislerini idrak edememesine şaşmamalıydı.

 

Gülümseyen yüzünün altında ne derece karmaşık duygular gizliyor olabileceğini merak ediyordu.

 

Gerçi bu da Subaru’nun ancak『benim』canımı aldıktan sonra gayet iyi fark edebildiği bir şeydi.

 

Emilia:「―Hadi dağılıp Meili’yi arayalım. Subaru, sen Beatrice’le burada kal.」

 

Subaru’nun kendini kınayışı ve Shaula’nın ardında bıraktığı garip atmosfer arasında bir noktada Emilia, sesini yükseltip birkaç kelimeyle araya girerek insanları harekete geçmeye teşvik etti. Onun talimatlarını işiten Subaru’nun kalbi, duyduğu utançla sızlıyordu.『Beni』bulmak istiyorlar―  

 

Emilia:「Beatrice, Subaru sana emanet, tamam mı? Reid’in bulunduğu yer civarlarına bakacağım.」

 

Beatrice:「Peki, doğrusu. ―Emilia ve geri kalanlar, hepiniz dikkatli olun, sanırım.」

 

Bu sohbetin ve Subaru’nun Beatrice’e emanet edilmesinin ardından Emilia ve Beatrice, rol dağıtımı yaparak herkese şans diledi. Emilia Ram’ı aldı, Echidna da Julius’u. Ve gruplar, Meili’yi aramak adına kuleye dağıldı. Onların kütüphaneden çıkıp gidişini izleyen Subaru’ysa vedalaşmak adına sarf edecek tek bir kelime dahi bulamadı―

 

Beatrice:「―Ee, sen onlara katılmayı düşünmüyorsun herhalde, doğrusu.」

 

Arama ekibinin uzaklaşışını izleyen Beatrice, Subaru’yla birlikte geride kalıp gözlerini Shaula’ya dikerek açık açık böyle söyledi. Beatrice’in iğneleyici bakışlarını üzerine çeken Shaula’ysa abartılı bir tonla「Amaaaaaaa」diyerek cevap verdi.

 

Shaula:「Benim buradaki rolümün Yıldız Bekçiliğinden ibaret olduğunu unutmamalısın, haksız mıyııımm? Yani, bu unvan hesaba katılınca ruhum ve bedenim Ustama ait oluyor… Ustamın arzusu bu yönde olursa onun arzusunu vaaar gücümle yerine getiririm.」

 

Beatrice:「Öyleyse sen de dışarı çıkıp Meili’yi aramalısın, sanırım. Burada aylaklık etme.」

 

Shaula:「Hm, geeerçekten mi?」

 

Shaula, yüzünde cilveli denilebilecek bir ifadeyle boynunu uzatarak Beatrice’in kafasının üzerinden Subaru’ya doğru baktı ve sorusunu doğruca ona yöneltti. Görünüşünü büyüleyici kılan bir şeyler vardı  ― yüzünde o alışıldık kayıtsızlığından farklı bir ifade mevcuttu, ilk defa her zamanki çocukça tavırlarından farklı bir şeylerin belirtisini veriyordu.

 

Subaru:「――――」

 

Onun yüzündeki çekiciliği gören Subaru’nun içi bir kez daha, sürpriz bir saldırıya uğramışçasına ürperdi. Refleks olarak kafasını kaldırıp Shaula’nın ne kadar bakarsa baksın kendisine hiçbir şey anlatmayan gözbebeklerine baktı. Onunla yüz yüze gelen Shaula’nınsa dudakları gevşedi ve en ufak bir kötü niyet belirtisi göstermeden 『Ölü Kitabını』dolgun göğüslerine bastırdı. 

 

Shaula:「Ustam isterse ayı bileee gökten indiririm ben. İşte bu yüzden bunu yarı cadıdan, 1 Numaralı Ufaklıktan veya yakışıklı çocuktan değil, Ustamdan duymak istiyorum.」

 

Subaru:「Ben…」

 

Shaula:「Ustam, ne yapmalıyııımm? Benim de İki Numaralı Ufaklığı aramaya çıkmamı ister misin? Yoksa…?」

 

Shaula, devamını getirmemeyi seçerek sözlerini bu noktada sonlandırdı. Ve『Ölü Kitabını』göğsüne yaslar halde Subaru’nun yanıtını beklerken tek kelime daha etmedi. Subaru’ysa üzerine ne kadar düşünürse düşünsün onun bu sarsılmaz tavrına nasıl bir karşılık vereceğini bilemedi. 

 

İçinin en derinlerindeki o doğru cevap tam olarak neredeydi?

 

Subaru:「――――」

 

Emilia ve diğerlerinin önerilerine yönelik çelişkili duyguları, Natsuki Subaru’nun şu anki tutarsız varlığının kanıtlarıydı.

 

―Meili Portroute’in… onun hayatının, uzun olduğunu söylemek hiçbir şekilde mümkün olamazdı.

 

Subaru, 『Ölü Kitabının』 içeriğini okuyarak onu gönlünce, parçalarını sindirirmişçesine koparıp almıştı; evet, kafirce çiğnemiş, yutmuş ve görünmez midesinde sindirmişti. 『Natsuki Subaru』,『benim』hayatımın tadına iki katıyla varmıştı.

 

Sonuç olarak Natsuki Subaru ve『Natsuki Subaru’nun』birbirine karışan bilinçlerinin küçük kızı da aralarına katışıyla durum şizofreniyi andıran bir şeye dönüşmüştü.

 

― Subaru, Meili’nin『ölüm』şeklini gizlemek istiyordu.

― Subaru, Meili’nin kendisinin gizlemiş olduğu cesedini bulmalarını diliyordu.

― Subaru,『beni』öldüren『Natsuki Subaru’dan』nefret ediyordu.

 

İçinde doğan çelişkili istekler de Subaru’yu onları gerçekleştirmeye teşvik etti.

 

Subaru:「―Shaula, git de Meili’yi ara. Emilia ve geri kalanlara yardım et lütfen.」

 

İşte böylece Subaru, farkına dahi varamadan Meili konusunda yapılacakların emrini vermiş oldu ve o emri alan Shaula kaşlarını kaldırdı, selam durarak vücudunu dikleştirdi.

 

Shaula:「Anlaşıldı! Ustamın arzusu buysa o ne isteeeeerse yaparım!」

 

Sevgi dolu bir selamla birlikte göz kırpan Shaula, kitabı Subaru’ya uzattı. Subaru kara bir ağırlık hissi veren kitabı teslim alıp kaşlarını çatarken de ona dilini çıkarttı. Afacan bir havası vardı, eski haline dönüyor gibiydi; bu şekilde Subaru’ya arkasını dönerek koskoca bir adımla kütüphane merdivenlerinden aşağı sıçradı. Subaru, onun savrulan siyah saçlarının giderek uzaklaşışını izledi. Ve büyük bir gerginlikten kurtulmuşçasına rahat bir nefes aldı. 

 

Subaru:「Amma da tuhaf şeyler oluyor…」

 

― Haksız yere suçlanan, ne bu suça ortak oluşunu ifşa etmek ne de ölü bedenin bulunmasına izin vermek isteyen Natsuki Subaru.

― Suçun mağduru olan, bedenimin bulunmasını ve hissettiğim öfkeyle pişmanlıktan arınmayı dileyen『Ben』.

― İnsanları öldüren ve kötülüklerinin ardı arkası kesilmeyen fail『Natsuki Subaru』.

 

Tüm bu düşünceler tek bedenin içerisinde bir arada var oluyor ve hepsi de Natsuki Subaru’nun üzerine çöreklenerek birini seçmesi için ona baskı uyguluyordu. Gerçekten yalnızca kendi cildini umursuyor olsaydı Natsuki Subaru, Meili’nin yaşamı ve ölümü hakkında çenesini kapalı tutardı;『Ölü Kitabının』içerisinde görmüş olduğu şeyler üzerinde oynama yapmak için daha çok kafa patlatırdı.

 

Ama gerçek şu ki bunu yapması mümkün değildi; bu denli rol yapacak zekaya sahip değildi ve bundan da öte, 『Natsuki Subaru’ya』düşmanlık, 『Benim』pişmanlıklarıma sempati ― ve son olarak da öylesine çarpık bir varlığın canı ne isterse yapmasına izin verdiği için kendisine öfke duyuyordu.

 

Son seferde de bir öncekinde de hatta ondan öncekinde de Subaru’nun ölümünün ardında biri olduğu doğruydu. Ancak bu bile, Subaru’nun içerisinde pusuya yatmış olan『Natsuki Subaru’nun』oyunuymuş gibi görünüyordu. Subaru’nun fevri davranıp diğerlerinden nefret etmesini sağlayacak bir tuzakmış gibi.

 

Neticede『Ölü Kitabını』okumadan önce düşündüğü şey doğruydu, değil mi? Emilia, Meili ve geri kalanların hiçbiri gerçekten kötü insanlar değillerdi… ortada kötü olan tek bir kişi varsa o da Natsuki Subaru’ydu.

 

Beatrice:「Subaru, mahzun mahzun düşüncelere dalmanın faydası yok, doğrusu. O kitabı bırakman iyi olur, sanırım.」

 

Subaru:「――――」

 

Subaru, Beatrice’in yanı başına diz çökmüş olduğunu ve endişeli gözleriyle kendisine baktığını fark etti. Burnunun dibindeki o endişeli bakışlarsa ― Emilia’nın da kendisine tıpatıp aynı şekilde baktığı gerçeğini zihninde canlandırdı. Ve Subaru’nun içine bir huzursuzluk çöktü.

 

Beatrice’in hisleri ― Natsuki Subaru’ya değil, aksine,『Natsuki Subaru’ya』yönelikti. Hafızasını yitirdiği gerçeğini gizledikten ve 『Natsuki Subaru’nun』gerçek doğası hakkında sessiz kaldıktan sonra o hisleri sahiplenmek, Subaru’ya inanılmaz onursuzca bir şeymiş gibi geliyordu.

 

Onlara söylemesi gerekmez miydi? Farkına bile varmadan Meili’nin『Hayatını』elinden alan şu anki Natsuki Subaru olmuşsa, tehlike bu defa da Emilia, Beatrice ve diğerlerine yönelmeden önce―

 

Subaru:「…Neden bana karşı bu kadar naziksin?」

 

Beatrice:「―. Bekle, bu çok ani bir soru oldu, doğrusu. Sorun nedir, sanırım?」

 

Subaru:「…」

 

Bu meselede son bir şey söylemek icap ederse, belki de Subaru’nun ödünç aldığı bu ilişkilerin ardındaki anlamı çözmek için bu hale gelmeden önce neler yaşandığını ― o kişilerin gerçek fikirlerini duyması gerekiyordu. Emilia, Beatrice ve geri kalanların daima『Natsuki Subaru’ya』yönelip böylesine inanmalarına sebep olan şeyi ve bunun gerçek anlamını çözmesi gerekiyordu.

 

Subaru:「――――」

 

Ancak bu konuyu derinlemesine düşünmeye çalıştığı anda içine bir kuşku düşmüştü. 『Beni』 Elsa’ya yönlendiren şey. Natsuki Subaru’ya bu dünyadaki en yakınlarıymış gibi davranan Emilia ve diğerlerini『 Natsuki Subaru’ya』yönlendiren şey.

 

Yalnızca Natsuki Subaru’nun sahip olabileceği, yalnızca onun göz değdirebileceği bir cevher. O izler, o kalıcı koku, kalıntılar, orada olması gereken sıcaklık, bunlara böylesine yakından maruz kalan tek kişi neden Natsuki Subaru’ydu?

 

Subaru:「――――」

 

Böyle biri neden…

Böyle acımasızca bir insan müsveddesi neden…

Böylesine gaddar gülüşlü biri neden…

Elsa’nın ölümünde parmağı olan bu adam neden…

Meili’yi öldürürken gülen bu adam neden…

『Benim』ölümümü gizlemeye çalışan bu adam neden…

Böyle bir adam, bu adam, bu adam neden — neden bu denli seviliyordu?

 

Subaru:「――――」

 

Bilmek istiyorum. Bilmiyorum. Bilmek istiyorum. Bilmiyorum. Yalnızca ben, yalnızca Subaru, yalnızca『Bendeniz』bu sebebi bilmiyorum. Bilmiyorum. Anlamıyorum. Her şey öylesine tek taraflı ki.

 

Subaru:「――――」

 

Eğer sorarsam, anlar mıyım? Eğer sorarsam, bunu bir sorguya çevirebilir miyim? Bana cevap verebilir misin?

 

Sahici olduğunu mu zannediyorsun? Yüzümdeki o gülümseme… sergilediğim o gülümseme sahteydi… kalbimde bir boşluk vardı. Çünkü herkes bir maske takar, sen bile, Natsuki Subaru. Evin dışında anne ve babana göstermek istememene rağmen, sen bile.

 

Eğer gerçeği bilmenin bir yolu varsa, nerede? Hepsinin hakkımdaki sahici düşünceleri neler, gerçek hisleri neler, neden hepsi de『Natsuki Subaru’ya』inanıyor?

 

『Ben』sana bunu sağlayabilirim ― Bunu bilmenin yolunu.

 

Subaru:「――――」

 

Zihninde yankılanan bir ses, onu acımasızca baştan çıkartıyordu. Ve bunca zamandır düşüncelerine egemen olan problemin çözümünün yakınlarda olduğunu fark ediyordu.

 

Gerçeği bilmenin yolu başından beri kollarının arasında yatmıyor muydu?

 

Beatrice:「Subaru?」

 

Sessizleşen Subaru’ya bakan Beatrice, tedirginlikle gözlerini kıstı. Subaru’ysa onun bakışlarına karşılık vermeden kollarının arasındaki şeye bakmayı sürdürdü.

 

Subaru:「――――」

 

― Siyah, ağır bir cilt, merakına ürkütücü bir karşılık sunuyor gibi görünüyordu.

 

#Shaula’nın ‘Meili dışarı çıksaydı ölüm makinesine dönüşmüş olurdum’ vurgusunu yapması Subaru’nun hafızasını kaybettikten sonra kuleye çıkıp döndüğünde bulduğu cesetleri açıklıyor olabilir. Subaru’nun ‘insanların sahici düşüncelerini öğrenmemin bir yolu var’ deyip gözlerini ‘Ölü Kitabına’ çevirmesiyse beni biraz korkuttu. Aklıma deli deli şeyler geliyor ama hadi hayırlısı. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr