Cilt 4 Bölüm 121 [ Ona Yardım Et ] (3/4)

avatar
3486 2

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 121 [ Ona Yardım Et ] (3/4)


Çevirmen : Clumsy

 

Garfiel: “Çünkü Kaptan... yo, aslında Ram yüzünden. Ben kaybettikten sonra bana mezara gidip yargılamaya girmemi söyledi. Ve ben de on yıl sonra o on yıllık hisleri neyin başlattığını gördüm.”

 

Roswaal: “Neee?!”

 

Roswaal'ın suratında anlık bir şok belirmişti.

 

Roswaal: “İmkânsız... sen, sen geçmişinle tekrar yüzleşecek kapasitede değilsin!”

 

Garfiel: “İstediğin kadar o kapasitede olmadığımı söyleyebilirsin. Çoktan girdim ve göreceğimi gördüm. Ve böylece anladım.”

 

Roswaal kafasını sallamakta olan Garfiel’e bakıyordu. O sessiz, odaklı bakışların altındaysa Garfiel’in neyi anladığını öğrenmenin beklentisi yatıyordu.

 

Ama Garfiel ağzını kocaman açtı ve-

 

Garfiel: “Ne anladığımı sana söylemicem. Ziyan olur.”

 

Roswaal: “Ne!?”

 

Garfiel: “Ama sana tek bi şey söylicem, o da neden Kaptanın yanında olduğum.”

 

Garfiel Roswaal’ı serbest bırakarak nahoş bir şekilde, sırtüstü düşmesine yol açtı, Subaru’ya döndü ve hafif iç çekişindeki yoğunlukla Subaru’nun irkilmesine yol açtı.

 

Garfiel: “'Çünkü tabii ki lanet olasıca tercihim sonsuza dek güçsüz kalcağımı düşünen biriyle olmaktansa sen güçlüsün, sana ihtiyacımız var diyen bi takımda yer almaktan yana.”

 

Garfiel bu inanılmaz sağlam mantıkla Roswaal’ın yanından uzaklaştı ve kollarını çaprazlayarak Subaru’nun yanındaki yerini aldı.

 

Subaru ise ona bir bakış attı. Ve kaçırdı. Ve bir daha baktı. Ve bir daha kaçırdı. Ve—

 

Garfiel: “Ne?”

 

Subaru: “... Yo, yok bir şey. Sana güveniyorum.”

 

Garfiel gözlerini kapatıp rahatsız bir görünüm alırken Subaru Roswaal’ın önünde yere çöktü. Boynu eğik, kafası sarkık haldeki Roswaal ise Subaru’ya bakmaya teşebbüs etmedi.

 

Subaru: “Roswaal.”

 

Roswaal hiçbir şey söylemedi.

 

Subaru: “Garfiel geçmişini gördü. Bakış açısını değiştirmiş olabilir ama bu son on yılda ailesine beslediği hislerin zayıfladığı veya sarsıldığı anlamına gelmez. Hislerinin kuvveti aynı, değişense kendisi. Bu fikri inanılır bulmuyor musun?”

 

Garfiel’in hisleri Sığınak takıntısını yitirmesine rağmen en ufak bir zayıflama göstermemişti. Annesine beslediği karşılıksız sevginin aslında karşılıklı olduğunu öğrenmişti, peki bu onun için ne büyük bir şok olmuştu? Subaru’nun bilmesi mümkün değildi.

 

Ama kim Garfiel’i şu anda görüp de güçsüz olduğunu düşünürdü ki? Sarsılmış olsa da yıkılmamıştı.

 

Subaru: “Ve aynı şey senin için de geçerli. Sana bunca zaman beslediğin hisleri saptır demiyoruz. Sadece o hisleri ifade edişini değiştirmeni istiyoruz. Bunun için bir fedakârlık gerekmediği takdirde tabii ki sana yardım da ederiz.”

 

Roswaal: “... Buna tahammül edemem. Hem ne olmuş yalnızca Garfiel’in hisleri değiştiyse? Amaçlarımız için hayati önem taşıyan bir kişi daha var.”

 

Subaru Roswaal’a uzanmış fakat Roswaal uzatılan eli tutmaya yeltenmemişti.

 

Başını sallamış, teslim olmaya gönülsüzce Emilia konusunu açmıştı.

 

Subaru: “Emilia da arzunu gerçekleştirmeyecek. O da üstesinden gelecek.”

 

Roswaal: “Yapamaz. Pişmanlıklarının, değişebileceği umudunun pişmanlığının altında ezilecek ve ağlaya ağlaya sana yapışacak… ona yakışanı yapacak.”

 

Subaru: “Ağlamanın yakıştığı bir kız varmış gibi… Hem onu hiç ağlarken gördün mü sen?”

 

Subaru Emilia’nın mezardaki tartışmalarından önceki halini anımsamıştı.

 

Ağır bir sorumluluk taşıyor ve Puck ile bağını yitirişinin yasını tutuyordu. Subaru ona baktığında gözyaşlarını tutamayacak bir ifadeye bürünmüştü.

 

Bunu anımsamak Subaru’nun kalbinde bir ateş yaktı.

 

Dayanılmaz bir öfkenin ateşleri onu bütünüyle yakmaktaydı.

 

Subaru: “Lanet olasıca ömrüm boyunca ağlarken o kadar korkunçlaşan bir kadın görmedim!”

 

Roswaal: “Çoğu yarı-elf onun gibi yaralı ve hor görülmüş. Kıskançlık Cadısıyla aynı doğumu paylaşmak irsi bir lanet. Bir Cadı olarak küçümsenmesi kaçınılmaz.”

 

Subaru: “S*ktir git, ne olmuş bir cadıydıysa? Bahsettiğin cadı artık bu dünyada bile değil.”

 

Roswaal yüzünü eğdi.

 

Subaru ise onu yakasından kavrayıp kendisine bakmaya zorladı, onunkilerle aynı seviyeye gelen gözlerinde öfke hakimdi.

 

Roswaal'ın gözlerinde yansıması görülen Subaru dünyaya yönelik durdurulamaz bir öfkenin alevlerini taşıyordu.

 

Evet. An itibariyle Natsuki Subaru dünyadaki her şeyden nefret ediyordu.

 

Ne olmuş Emilia bir Cadıydıysa? Artık lanet olasıca bir Cadı yoktu ki.

 

Ve eğer vardıysa da—

 

Subaru: “Ona bir Cadı diyorsan! Sebebi sizin onu o hale getirmenizdir! Ona tabii ki güçsüzsün, herhalde senden nefret ediyorlar, hepsi de işe yaramaz doğumun yüzünden deyip duruyorsunuz ve onu bir Cadıya dönüştürecek olan sizsiniz!”

 

Cadıların çay partisini anımsamıştı.

 

Manzaralar zihninde beliriyordu—günahlarla ünlenen eski cadılar…

 

Minerva, Sekhmet, Typhon, Daphne, Camilla, Echidna.

 

Ve rüyanın dağılış anında vedalaştığı Satella’yı da anımsadı.

 

Sanki unutması mümkündü de…

 

Yüzü—tam olarak Emilia’nınki gibiydi.

 

Subaru: “Ona bir kere bile böyle söyleyen oldu mu!? Üzgün olduğunda, çile çektiğinde ağlamasında sorun olmadığını söylediniz mi!? O gözyaşlarını silemezse birinin onun için bunu yapacağını söylediniz mi! Daha önce herhangi biri bir kez olsun ona onun yanında olacağını söyledi mi!?”

 

Emilia ne korkunç şeyler yaşarsa yaşasın normal olarak kabul ediyordu.

 

Kalbinin acı dolduğu kesindi ve mutsuzluğu tarafından ezildiğini hissediyordu. Ama hiç kimse ağlamasına izin vermemiş, bu da onu ağlama konusunda berbat kılmıştı.

 

Defalarca ama defalarca tecrübe ettiği ağlamalardan sonra herkes gözyaşlarını sesinden, ifadesinden ve kendinden uzak tutmayı öğrenirdi.

 

Ama o bunu bilmiyordu.

 

Bugünlere bunu bilemeden gelmiş ve bu yüzden ağlamak konusunda korkunç olmuştu.

 

Ona bunu yapan dünya, ona bunu yapacak olan dünya—şu anda Subaru’yu delirtebilecek kadar tiksindiriciydi.

 

Subaru: “Bu dünyada hiç kimsenin onun yanında yer almayacağı barizse benim varlığım bunu değiştirecek! Dört yüz yıllık lanetler değişmez sanıyorsun ya, işte ben sana bunu öğreteceğim!”

 

Roswaal: “—”

 

Roswaal'ın gözleri parmağı göğe dönük haldeki Subaru’nun karşısında irileşmişti.

 

Tuhaf bir tesadüfle Subaru’nun şu anki duruşuyla Emilia’nın kendisine hakaretler eden cadının karşısındaki duruşu mükemmel bir uyum sağlamıştı—

 

Subaru: “Benim adım Natsuki Subaru! Gümüş yarı-elf Emilia’nın şövalyesi!”

 

Natsuki Subaru zamanında hiçbir hazırlığı olmaksızın birebir aynı cümleleri kurmuş ve çoğu kişi onun bu gözü pek kararlılığıyla alay etmişti. Şimdi düşününce o zamanlar şu ankinden bile daha işe yaramazdı.

 

Ama o zamanla şu an arasında bir fark vardı.

 

Natsuki Subaru artık birileri kendisiyle dalga geçse bile utanmayacaktı.

 

Subaru: “Emilia bu işi yapıyor Roswaal. Güçsüz olduğunu sandığın kız elinde kalan son umudu yırtıp atacak.”

 

Roswaal: “Yapabilirmiş gibi…”

 

Subaru: “Tutunduğun zayıflık adım adım siliniyor ve geriye yalnızca konuşmalar kalacak… En sonunda dinlemeye başlayacağına inanıyorum.”

 

Roswaal'ın kalbi tüm bu işittiklerine rağmen boyun eğmiyordu.

 

Tamamıyla haklıydı. Temeli dört yüz yıla dayanan bir şey tek bir sözle değişemezdi.

 

Aynı Garfiel'in on ve Emilia’nın yüz yılının hem söz hem de eylem gerektirmesi gibiydi. Roswaal’ın dört yüz yılı da öyleydi. En sonunda etkilenmesi için Subaru’nun grubunun söz ve eylemleri gerekliydi.

 

Subaru’nun inanmak istediği şey buydu.

 

Roswaal: “... İnsanların yapabilecekleri her ne olursa olsun benim hislerim sarsılmayacak.”

 

Roswaal emekleyerek Subaru’yu geçti. Titreyen elleriyle kırık yatağın yanındaki siyah bir kitabı kavradı ve göğsüne bastırdı.

 

Geleceği gösteren, meşru bir İncil. 

 

Garfiel ve Emilia Roswaal’ın inandığı güçsüzlükten sıyrılmıştı.

 

Omega ve Ram rotasına sadık kalmaya çalışan Roswaal’ın isteklerinden sapmıştı.

 

Roswaal’ın elinde kalan tek umut bu İncildi.

 

İşte onun buyruğunu yitirdiği vakit Subaru ilk defa Roswaal’la içten bir sohbet gerçekleştirebilecekti.

 

Roswaal: “Kar, yağdıracağım...”

 

Subaru: “Ne istersen yap. Tüm planlarını bozacağım ve buna hiç ara vermeyeceğim.”

 

Roswaal’ın hezeyanlı bir mırıldanmayı andıran sözlerine yanıtını veren Subaru odadan çıkmak adına arkasını döndü. Bir şeyler söylemek isteyen Garfiel’e de odayı birlikte terk etmeleri için başıyla onay verdi.

 

Garfiel ise son anda içerisinde Roswaal’ın bulunduğu odaya göz ucuyla baktı. Ve belki de geride bırakılırken onda gördüğü bir şey yüzünden fısıldadı.

 

Garfiel: “Lanet olasıca aptal.”

 

#Belki bin kere söyledim ama Subaru'nun bu kararlı ve güçlü hallerini gerçekten çok seviyorum. Bir zamanlar sinir krizleri geçirerek kendisini yerlere atan kahramanımız şimdi akıl oyunları oynuyor, insanları yanına çekiyor, planlar yapıyor ve çok isabetli cümleler kuruyor. 
Aynı şekilde Emilia da o naif kimliğinden sıyrılıp güçlü bir kadın olma yolunda.
Belki de bir gün birlikte çok büyük işler yapacaklarını göreceğiz. Gümüş yarı-elf ve şövalyesi... 
Ve kafayı iyice sıyıran Roswaal inciline sarılmış, her şeye rağmen kar yağdıracağını söylüyor. Bakalım Subaru gerçekten de Roswaal'ın tüm planlarını bozabilecek mi... 
Bir sonraki bölümde Ram ve Emilia arasında bir sohbet okuyacağız. Orada görüşmek üzere!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr