Cilt 4 Bölüm 99 [ Sınırlı Bir Alanda Bir Başına ] (1/4)

avatar
3612 3

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 4 Bölüm 99 [ Sınırlı Bir Alanda Bir Başına ] (1/4)


Çevirmen : Clumsy

 

――İki hayati karakter aynı anda ortadan kaybolmuştu.

 

Doğal olarak önceki döngülerde böyle bir durumla hiç karşılaşmamış olan Subaru’nun içi panikle yanıp tutuşuyordu.

 

Sığınakta koştur koştur ilerleyerek Lewes’in konutuna ulaşmayı tercih etmişti―― yani evini Emilia’ya verdikten sonra köyün dış hatlarında yerleşmiş olduğu ufak kulübeye.

 

[Garfiel: ……. Bak baak, kimler yüzünü göstermeye karar vermiş!]

 

Kapıyı açarak içeri dalan Subaru, kendisini beklemekte olan Garfiel ile karşılaşmıştı. Garfiel kollarını çaprazlayıp burnunu kırıştırarak, sade görünümündeki öfkeyle Subaru’ya dik dik bakarak devam etti:

 

[Garfiel: Baya uzun sürdü. Beni daa ne kadar bekletmeyi planlıyodun?]

 

[Subaru: Olabildiğince hızlı geldim…… Onu boş ver de,  Lewes-san’ın ortadan kaybolması olayı nedir?]

 

[Garfiel: Kendin göremiyon mu?]

 

Garfiel çenesini çevirerek dar alanı işaret etmişti. Lewes’in geçici yokluğunda zar zor kulübe denilebilecek bu ortamı dolduran tek şey bir yataktı.

 

Yani Lewes o yatakta değilse evde de değil demekti, buna hiç şüphe yoktu.

 

Nefes alışını düzene sokan Subaru, koluyla alnından akmakta olan teri sertçe sildi.

 

[Subaru: Burada olmadığı belli ama…… kayboldu demek de biraz abartı olmuyor mu? Lewes-san görünümü öyle olmasa da doğru düzgün bir yetişkin. Belki yürüyüşe falan çıkmıştır, böyle demeye gerek yo……]

 

[Garfiel: Kapa çeneni! Ne bok bilirsin sen!? Ninem kahrolasıca bi sebep olmadan asla kahvaltıdan eksik olmaz. Onun uyuyakaldııını veya hastalandıını da hiç görmedim, sen de gidip yürüyüşe çıkmıştır mı diyon? Seni yememi mi istiyon ha!?]

 

[Subaru: Kulağa biraz kaba gelebilir ama Lewes-san’la hayatın bayağı rahat ve samimi görünüyor…..]

 

Tüm şartlara rağmen Lewes’in kayboluşunun temeli oldukça zayıftı. Subaru bunu belirtmiş ama Garfiel onun fikirlerine katılıyor gibi görünmemişti.

 

Garfiel, sonunda belini doğrultabilmiş olan Subaru’ya doğru yürüyüp dişlerini sıkarak şöyle dedi:

 

[Garfiel: Daha önce hiç yaşanmamıştı ama bu sabah oldu işte. Daa önce olmayan bi şey şimdi olduysa sebebi siz olmalısınız, bi aptal bile bunu anlar. ――Siz piçler Nineme bi şey yaptınız, di mi?]

 

Garfiel asılsız suçlamalar yapmak konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahipti ama bu defa tahminleri isabetliydi.

 

Lewes’in―― yani Lewes Theta’nın yokluğunun altında Subaru’nun yattığı neredeyse kesindi. Birinin hem onu hem de Emilia’yı aynı anda kaçırmış olacağını hayal etmek zordu.

 

Lewes Garfiel’e hiçbir şey söylemeden, bile isteye ayrılmıştı. Sığınağın Bariyeri tarafından engellenen Emilia da dışarıya kaçmış olamazdı. Başka bir deyişle o da saklanmayı seçmiş olsa gerekti. ―― Ve Lewes’i bulmak konusunda kalan zaman Emilia’nınkinden daha da kısıtlıydı.

 

[Subaru: Eğer bugün bitene dek Theta-san’ı bulamazsam……]

 

Devir programına göre yarın olduğunda Lewes Alpha, Beta veya Sigma Theta’nın yerini alacaktı. Bu durumda Subaru’nun iki gün sınırı nedeniyle Theta ile konuşma şansı kalmayacak, Sığınak için planladığı mükemmel rota engellenmiş olacaktı.

 

[Garfiel: The…ta mı?]

 

Subaru’nun Lewes’ten bu şekilde bahsetmesi Garfiel’in yüzünde bir soru işareti doğurmuştu. Bu ifadeyi gören Subaru, Theta’yı bulma konusunda Garfiel’den yardım isteme fikrini bir kenara attı.

 

İçinde yükselen soru tek bir kelime dahi edebilmesini engelliyordu.

 

[Subaru: ――――]

 

Basit bir soruydu ancak cevabını hiç alamamıştı.

―― Garfiel dört temsilci Lewes kişiliği olduğundan haberdar mıydı?

 

Garfiel’in ormanın derinliklerindeki terk edilmiş deney sahasında bulunan kristaldeki Lewes Meyer’den haberdar olduğu kesindi. Yargılamaya girmiş, Echidna ile tanışmış, Açgözlülüğün Havarisi olmaya hak kazanmıştı. Komuta Yetkisinin sahibi olarak birebir aynı görünen Lewes klonlarını bildiği de muhakkaktı.

 

Peki ya geri kalanı? Garfiel dört Lewes kişiliğinden, yani Alpha, Beta, Sigma ve Theta’dan haberdar mıydı?

 

[Garfiel: Ne bok dönüyo? Bi anda konuşmayı kestin. Bi fikrin falan varsa dökül hemen. “Dürüst Lib-Lib dolandırıldığında bile mutlu olur” derler.]

 

[Subaru: Böyle söyleyince Lib-Lib sonsuza dek dolandırılacakmış gibi geliyor……]

 

Rastgele bir mutlu prens hikâyesi hayal eden Subaru, Garfiel’i nasıl yanıtlayacağından emin değildi.

 

Onunla yüzleşmek Sığınaktaki son barikatı olacaktı. Doğrusu Theta’nın söyleyeceklerini dinlemeden Garfiel’le yüzleşmeye hiç hazır değildi. Ancak şu anda vereceği yanıtın sonucu kaçınılmaz bir şekilde etkileyeceği barizdi.

 

――Nasıl karşılık vermeliydi? Uzunca bir düşünme süresinden sonra seçimini yaptı.

 

[Subaru: Söylesene, Garfiel. Lewes-san’ı arzun doğrultusunda yanına getirtemez misin?]

 

[Garfiel: ――――gh!!]

 

Subaru, Garfiel’in ifadesinin anında keskin bir dönüş yaptığını fark etmişti. Gözleri dalgalanan ve öne atılan Garfiel, Subaru’yu yakasından kavradı.

 

Alınları neredeyse birbirine değecek mesafeye gelmiş ve Garfiel’in altın gözbebekleri öfkeyle kızışmıştı――bu, hedefini yalnızca bakışlarıyla kül edebilecek yoğunlukta bir öfkeydi.

 

[Garfiel: Ne bokumdan bahsediyon… Ne halt dediin hakkında kahrolasıca Milfram’ın parçası kadar bile fikrim yok, oy!]

 

[Subaru: B-ben Milfram nedir bilmiyorum ama…… bu bir parça bile fikri olmayan birinin vereceği bir tepki değil, değil mi…… bırak hadi kalın kafalı.]

 

Belki de çığırından çıkıp Subaru’yu kavraması onun kendisini sakinleştirme şekliydi. Bu saçmalığı da sözleriyle örtbas etmeye çalışmıştı.

 

Subaru’nun nokta atışı yaptığı gözlem karşısında tutuşunu gevşetti ve Subaru da bu fırsatı kaçmak için kullandı. Kırışan kıyafetlerini elleriyle düzleştirip bir adım gerileyerek araya mesafe koyan Subaru,

 

[Subaru: Tam olarak ağzımdan çıkan şeyi kastettim. Anlayamayacak kadar aptal olmadığını biliyorum. Bunu yapmanın yoluna sahipsin. En kısa, en basit çözüm senin elinde. Neden kullanmıyorsun?]

 

[Garfiel: Çok kolay bi haltmış gibi söylüyon…… tch.]

 

Yanakları tiksintiyle seğiren Garfiel, Subaru’ya olanca nefretiyle bakmaktaydı.

 

Ancak Subaru, o gözlerdeki öfke ve düşmanlığın arasında beliren kederin gölgesini de açıkça sezebiliyordu.

 

O kederi sezmek Subaru’nun ifadesini değiştirmiş ancak hislerinin çözüldüğünü fark eden Garfiel dilini şaklatarak bakışlarını çevirmişti.

 

[Garfiel: Bu yüzden kalifiye bi piç karşımda dururken gardımı indiremem işte. Kahrolasıca Cadı kafanı ne bokla doldurdu bilmiyom. Ama benimle kafa bulma, kafa bulma.]

 

[Subaru: ――――]

 

[Garfiel: Demek Ninenin deney sahasını biliyon? O zaman Ninenin taştaki esas halini de biliyosundur…… O öyle kullanmalık bi şey diil.]

 

Sağ eliyle kendi göğsünü sıkan Garfiel, bunu Subaru’nun görüşünden gizlemeye çalışıyor gibiydi. Subaru, Garfiel’in fiziksel olarak orada olmasa da görünmez Komuta Otoritesini ima ettiğini anlamıştı.

 

Garfiel kolunu göğsünde tutmayı sürdürerek devam etti:

 

[Garfiel: Ben senle Roswaal gibi diilim. Sırf yapabiliyom diye bi şeyi kullanmam.…… Asla öyle düşünemem.]

 

[Subaru: ……Garfiel]

 

[Garfiel: Kendi kendime yeterim. Ben olduum sürece başka bi şeye ihtiyacım yok. Bu gücü son ama son çare olmadıkça kullanacak diilim. ――Ninem, o… benim ninem.]

 

Son sözleri bir fısıltı gibiydi.

 

Subaru Garfiel’in daha önce de “Nine” dediğine şahit olmuştu ancak bu defa her zamankinden daha hassas bir tondaydı.

 

Ağzından kaçan bu sözler, Garfiel’in hiçbir art niyet barındırmadan döktüğü gerçek düşünceleriydi.

 

[Garfiel: ――Tch]

 

Bunu fark eden Garfiel yılgın bir şekilde yeri tekmeledi. Uyguladığı aşırı güç yüzünden kulübeyi sarsan ve Subaru’nun başına toz damlaları uçuran Garfiel işe yarayacak tek kişinin kendisi olduğunu fark ederek daha da çarpık ve rahatsız bir ifadeyle Subaru’yu yoldan itti.

 

[Garfiel: Çekil. Senle daha fazla konuşmiycam. Ninenin nerde olduunu söylemiceksen ben kendim bulurum. Bulduğumda da ona bi daha asla dokunmana izin vermicem.]

 

[Subaru: Neden, neden hepsi benim hatammış gibi konuşuyorsun?]

 

[Garfiel: Senden önce…… siz kahrolasıcalar gelmeden önce her şey barışçıldı, burda hiçbi şey olmazdı. Bizi o zamanlara döndürcem. Burdaki veya dışardaki hiçbi şeye ihtiyacım yok…… Hiçbi şeye ihtiyacım yok.]

 

Bu tekrarlayan kelimeleri ardında bırakan Garfiel küçük kulübenin çıkışına yöneldi. Kapıdan çıktığı andaysa dizlerini bükerek hayvani bacak kuvvetini konuşturdu―― ve önünde düz bir arazi olmasına rağmen saniyeler içerisinde gözden kayboldu.

 

 #Theta özgür iradesiyle kaybolmuş, konuşmaktan kaçmış gibi görünüyor. Subaru bugün onu bulup işleri yoluna koyamazsa çok sağlam bir darbe yiyecek. Zaten Garfiel'le bu şekilde bir konuşma yapması da işleri zorlaştırdı. Bakalım bizi neler bekliyor, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr