Hafif bir ışıkla aydınlatılmış devasa salonda maskeli insanlar koltuklarına kurulmuştu. Devasa auraların aralarına karıştığı bir ortamdaydılar. Bundan dolayı tedirgin insanların titremeleri duyulabiliyordu.

Tang Jin, 213 numaralı koltuğa oturduktan sonra gözlerini kapattı. Buradaki insanların neredeyse hepsi ondan daha güçlüydü, bu yüzden bir profesyonel olarak nerede duraklaması gerektiğini biliyordu. Buradakiler açıkça rahatsız edemeyeceği kadar yüksek seviyelere sahiplerdi.

Yavaşça koltuğuna yaslanırken zaman hızlıca geçti ve altın işlemeli beyaz cüppe giyen yaşlı bir adam sahneye çıktı. Tang Jin adamı hissedince gözlerini yavaşça açtı ve ilgiyle adama baktı. Oldukça kırılgan bir görünüme sahipti. Bir rüzgar esse kül gibi uçacak gibi gözüküyordu, fakat zehirle ilgilenen birisi olarak ondan yayılan ölümcül kokuyu alabiliyordu. Bu adam üst düzey bir zehir ustasıydı.

“Misafirlerimize hoş geldin demek benim için bir onurdur. Ben, Mukuslu Gökyüzü’nün Tang Şubesi’nden Ya Chunho! Bugün müzayedeyi ben sunacağım!” Saygıyla eğildikten sonra süratle devam etti. “Zaman kaybetmeden ilk ürünümüze geçelim! Evet! Hubang klanı sayesinde elimize geçen Yavru Kar Tilkisi!”

Tang Jin merakla sahnede beliren kafese baktı. Kafeste bir basketbol topu büyüklüğünde kar beyazı pofuduk bir tilki duruyordu. Çok küçük ve sevimliydi. Kan kırmızısı gözlerinde beliren karmaşa insanlarda koruma içgüdüsü uyandırıyordu.

Önceki hayatında uzun bir süre Gumiho kimliğiyle işler yapmıştı. Tilkileri çok sevdiğinden aldığı bir isimdi. Böyle tatlı bir hayvan görünce gözü açgözlülükle parlamıştı. Ancak bir an sonra sunucunun söylediği cümleler gözlerinin parlaklığını aldı.

“Açılış fiyatı 100,000 altın! Yükseltmeler minimum %10 olacaktır.” Chunho’nun kelimeleri bittikten sonra en arka sırada 233 numaralı adam elini kaldırdı.

“Numara 233, 110,000 altın!”

Hemen ardından başka bir kişi daha elini kaldırdı.

“Numara 200, 120,000!”

“Numara 201, 130,000!”

“Numara…”

Kar Tilkisi kıtanın sadece kuzeyindeki Kar Diyarı’nda bulunabilecek bir tilki türüydü. Bu yüzden oldukça değerliydi.

Kar Tilkisi’nin fiyatı her geçen saniye daha da arttı. En sonunda 233 numaralı katılımcıya 300,000 altına satıldı. Dönen para o kadar fazlaydı ki Tang Jin dudaklarını yaladı. Yüzüğünden bir toz şişesi çıkardı ve kapağını açtı.

Kapaktaki toz yavaşça dışarıya süzüldü ve havaya karıştı. Odadaki en güçlü kişide dahil kimse saçılan tozu fark etmedi. Kokusuz, tatsız, aurasız ve renksizdi. Tang Jin’in uzun uğraşlar sonucu yaptığı, yapmak için yıllarını zehir araştırmalarına verdiği başyapıtıydı.

Paracıklarım Kaçabilirsiniz Ama Saklanamazsınız!

Kaçınılması imkansız olan bir zehirdi. Ancak zarar vermek için değil, işaretlemek için vardı. Bu zehre maruz kalana kurbanlar ne yaparlarsa yapsınlar üzerlerindeki görünmez işaretten kurtulamazlardı. Ancak diğer insanlar bunu fark edemezdi. Tang Jin dışında kimse işaretleri göremezdi.

‘Böylesi daha iyi oldu. Son zamanlarda kaynak sıkıntısı çekiyorum.’

Karanlık ortamın birden yeşil renkle dolması ve diğerlerinin alamadığı bir koku tarafından istila edilmesini izlerken düşündü. Burada olan herkes Yong Hanedanı’nın yüksek mevkilerine ya da engin servetlerine sahip kişilerdi. Profesyonel bir hırsız için en eşsiz gelir kaynakları buradaydı.

Zaman hızla geçip giderken tanıdık bir ürünün sahneye çıkmasıyla Tang Jin tekrardan sahneye odaklandı.

“Bak bu ilginç!”

Bir adam haykırdı. Genç yüzünde belirgin bir heyecan vardı. Tang Jin’den yedi koltuk ötedeydi.

Tang Jin gözlerini kıstı.

‘Yang Eunsoo. Yang Klanı’nın Genç Efendisi.’

Sadece on altı yaşında olmasına rağmen büyük işler başarmış birisiydi. Dev gibi fiziği bir zehir ustasını andırmasa da, normal dövüş sanatları olsun zehir sanatları olsun birçok konuda eşsiz bir yeteneği bulunuyordu.

‘Son zamanlarda başkentte fırtına estirdiğini duymuştum. Ben içerideyken Haeje şehrine geri dönmüş demek.’

Yang Eunsoo’nun neden bu kadar heyecanlı bir şekilde ayağa fırladığını anlayabiliyordu. Sonuçta kendisinin açık artırmaya koyduğu zehir formasyonu zehir klanlarının tam olarak aradığı şeydi. En üst düzey zehir klanlarından birisi olan Yang Klanı da bunlara dahildi.

Tang Jin, Yang Eunsoo’nun formasyonu tanıyabileceğinden endişelenmedi. Kimsenin tanımayacağından öyle emindi ki, büyükbabasının bile bağdaştıramayacağını düşünüyordu.

‘Sonuçta bu sahte bir formasyon.’

Maskesinin altındaki ifadesi yavaşça değişti.

Hangi aptal kimliğini ortaya çıkarabilecek ve düşman klanları daha da güçlendirecek bir şeyi satardı ki? Üstelik bu kişi açgözlülüğü tarafından yönetilen bir hırsızsa?

“Şimdiki ürünümüz bir koruma formasyonu; 5. Seviye Zehirli Ejder Formasyonu. Beşinci seviye bir formasyonun değerini bildiğinize eminim. Açılış fiyatı 90,000 altın. Teklifler minumum on bin altın olmak zorundadır.”

Chunho’nun sözü bittiği anda Yang Eunsoo ayağa fırladı ve üzerinde 130 yazan tabelasını kaldırdı.

“Yang klanının 4. Genç Efendisi’nden 100,000 altınlık teklif.”

“250,000 altın!”

O esnada naif bir ses salonda yankılandı. Salondaki tüm gözler, Tang Jin’inkiler de, 10 numaralı tabelayı kaldıran zarif kola döndü.

“N-Numara 10’dan 250,000 altınlık teklif!” Chunho bu ani değişim karşısında şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.

“260,000!”

Zarif sesin hemen ardından çocuksu bir ses duyuldu. Chunho’nun gözleri 213 numaralı tabelaya döndüğünde genişledi.

“213 Numaralı katılımcı teklifi 260,000 altına yükseltti.”

Tang Jin alaylı bir ifadeyle tabelasını indirdi ve meydan okuyan bakışlarıyla Eunsoo’yu süzdü. Gözlerindeki alay ve meydan okuma öyle belliydi ki dişlerini sıkarak kollarını bağlamış Yang Eunsoo’nun tepesi artmıştı.

Tereddüt etmeden elindeki tabelayı kaldırdı.

“300,000!”

“Genç Efendi Yang’dan 300,000 altın!”

“310,000!”

Numara on tekrardan tabelasını kaldırdı. Sesi önceki zarafeti taşımıyordu. Sitemkar bir tonu vardı.

“320,000!”

Tang Jin tekrardan teklif verdi. Üst düzey bir klanın yıllık gelirinin yarısını sadece bir formasyon için veriyordu. Herkes bu küstah veledin kimliğini merak etmeye başlamıştı. Bacak kadar boyuyla yetişkinlerle atışmaya kalkıyordu.

Kendisine yönelik bakışları görmezden gelen Tang Jin’in aksine, Yang Eunsoo bu konu da pek başarılı değildi. Üzerine gelen alayla dolu bakışların söylediklerini duyar gibiydi; Bir velede mi yenileceksin?

Dişlerini sıkarak tabelasını kaldırdı.

“Genç Efendi Yang teklifi 350,000 altına yükseltiyor!” Chunho heyecanlı bir şekilde duyurduktan sonra Tang Jin’in olduğu yere döndü. Tang Jin’in umursamaz gözleriyle kesiştikten sonra heyecanı bir anda söndü.

“Teklif veren yoksa Genç Efendi Yang’a satıyorum. Bir… iki…”

On numaralı tabela tekrardan havaya kalktı.

“500,000.”

Boom!

 “N-Ne?”

Yang Eunsoo’nun gözleri bu fiyat karşısında büyüdü.

Tang Jin’in maskesinin altındaki gözleri kısılırken, Chunho çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu.

“500,000 altın! 5. Seviye Zehirli Ejder Formasyonu’nu satıyorum. 1…2…3…! Sattım! 10 Numaralı katılımcımız formasyonun sahibi oldu.”

Chunho tokmağını vururken bir görevli en ön sırada oturan ince figüre bir kasa teslim etti. İnce figür kasayı teslim ettikten sonra içindeki parşömeni kontrol etti ve başını salladı.

Uzaktan onu izleyen Tang Jin’in gözleri kısıldı. 5. Seviye formasyon nadir olsa da asla 500,000 altın etmezdi. Maksimum fiyatı 400,000 olmalıydı – ki kendisi olmasa büyük ihtimal 200,000 altına satılacaktı. Fakat bu kadın kılıklı tereddüt etmeden yarım milyon altını vermişti.

‘Seviye 5 koruma formasyonu olduğundan mı? Yoksa Seviye 5 Zehir Koruma Formasyonu olduğu için mi?’

İkisi arasında büyük bir fark vardı. İlki olsaydı şüphelenmesine gerek olmazdı. Çünkü klanının koruma formasyonu ölümcül zehirler kullanıyordu. Diğer formasyonlardan tamamen farklı bir yapısı vardı. Anlayışla aşılabilecek bir formasyon değildi. Aynı seviyedeki diğer zehir formasyonlarını incelemek gerekirdi.

Ancak ikincisiyse işler tamamen değişiyordu. Beşinci seviye bir zehir formasyonunu gören ve bunu daha önceden kırmış bir kişi Tang Klanı’nın formasyonlarını anlayabilirdi.  

Tang Jin düşüncelere dalmışken bir anda kafasını sahneye çevirdi. Kalbi güm güm atmaya ve başı çatlarcasına ağrımaya başlmıştı.

Gözleri sahnedeki eşyaya sabitlendi.

Nefes almayı unutmuş gibiydi.