1.Bölüm - Bir Bebeğin Felaketi

avatar
2291 0

Necromancer Günlükleri - 1.Bölüm - Bir Bebeğin Felaketi


 Asparuh Kasabası / MS 1299

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur hiddetle gürleyen şimşek bulutlarına eşlik ediyordu. Yeryüzünün kargaşası yerini gökyüzüne bırakmıştı. Sefil kasabada küçük bir evin etrafında bir grup haydut toplanmıştı. Haydut Lideri heyecanla içerde doğacak olan çocuğunu beklemekteydi. Bir müddet sonra bir bebek ağlaması duyuldu. Haydut lideri Kostak kapıyı tekmeleyerek açtı ve çocuğun yanına geldi. Kölesi olan kadına yöneldi kadının etrafı kanla kaplıydı fakat Kostak'ın bunu pek umursadığı söylenemezdi.

Kadının adı İrelia idi bir yıl dan daha fazla bir süre önce yaptığı bir kervan baskınında ganimetleri dağıtırken kadını beğenmiş ve kölesi yapmıştı. Kadın bir tüccarın kızıydı lakin kaderi bir haydut kölesi olarak onun dölünden bir çocuk meydana getirmek olmuştu.

Kadının yüzü çok solgundu ve çok fazla kan kaybettiği belliydi.Beyaz teni soluklaşmış ve bir hayaletvari bir hal almıştı.Kostak gözlerini kadının üstünden çekti ve çocuğuna baktı, o anda kaşları çatılmış ve afallamıştı. Bebeğin göz retinası kızıldı.Çok azı belirgin olan kar beyazı saçlara sahipti ve oğlanın teni süt kadar beyazdı vücuduna bulaşmış kan onu bir iblisin reenkarnasyonuymuş gibi gösteriyordu.Adam tekrar kaşları çatık bir şekilde kadına döndü,bileğini tuttuğu gibi solgun kadını kaldırdı.Kadının güçsüz bedeni,Kostak'ın ani hareketi karşısında afalladı ve kendini yere bıraktı.Kostak'ın eli hala kadının bileğini kavrıyordu ve kadını sürükleyip evden dışarı fırlattı.Kadın güçsüz bir şekilde ağzından bir miktar kan çıkarttı.Kostak adamlarına büyük miktarda odun toplayıp meydana getirmelerini emretti.Adamlar Kostak'ın ani hareketi ve emri ile bir an afalladı ama biri aradan sıvışıp,

"Emredersiniz!" diye bağırdı.Adamın bu ani bağırışı diğerlerini sersemlik durumundan çıkardı ve odunları kısa sürede toplayıp meydana bıraktılar.Haydut Lideri kadının saçından sürükleyerek meydana kadar götürdü ve odunların üstüne fırlattı.Adamın Güç statı 18 di ve bu bir ağacı kökünden sökmeye dahi yeterdi.Haliyle kadın sert bir şekilde havalandı ve dalların üstüne sertçe çakıldı.Dallar vücudunu kesmiş ve düşmenin etkisi ile kadın kan kusmuştu.Meraklı kalabalık Kostak'ın ne yaptığına anlam veremedi lakin her ne kadar kanunlar pek uygulanıyor olmasa da kimse kasabanın ortasında sabah vakti birini diri diri yakmaya cüret edemezdi.

Kostak yığılmış dallara basarak bir iki metre kadar yükseke çıktı boğazını temizledi ve söze girişti,

"Dostlar ! Bildiğiniz üzere bugün bir evlat sahibi oldum.Bu cadı kırmızı gözlü bir iblis doğurmuş ve kasabamıza uğursuzluk getirmiştir.Ben 'Kara Kılıç'ın Efendisi Kostak bu Cadıyı ölüme mahkum ediyorum itirazı olan var mı ?!" Kostak'ın yaptığı konuşmadan sonra kimse ona karşı gelmeye cesaret edemezdi,Kostak  şehirde yüksek otoriteye sahip biriydi. Eğer biri müdahale etseydi büyük ihtimalle o kişi Cadı'nın yardakçısı sayılacak ve o da aynı muameleyi görecekti.

Kostak etrafında toplanan kalabalığa son bir kez göz gezdirdi ve itiraz eden kimsenin olmadığını görünce bu kalpsiz haydut,eline bir meşale aldı ve getirilen dalların üstüne attı.İrelia o kadar yorgundu ki bırakın kaçmayı parmağını dahi kıpırdatamıyordu.Bir süre sonra ateş İrelia'nın üstüne sıçradı ve kadıncağızı diri diri yaktı.

Ardından sıra çocuğa gelmişti.Kostak mitlere konu olmuş iblislerden birinin elinde olduğunu düşününce heyecandan yerinde duramıyordu.Eğer çocuk büyüdükten sonra onu büyük bir şehir de satarsa bu ona ne kadar büyük bir ün ve para getirirdi ? Düşüncesi bile Kostak'ı çılgına çevirmişti.Çocuğun kendisinin olup olmaması önemli değildi.O an tek düşündüğü çocuğu sattıktan sonra kazanacakları idi.Çocuğu aldı ve doğruca zindana götürdü. Çocuğun zindana atılmasından sonra bir süre geçmişti.  Eğer çocuk Yaratıcı İblis'in gözlerine sahip olmasaydı ve gözleri hastalık ve zehire bağışıklık kazandırmasaydı çoktan zindanın içine atıldıktan bir süre sonra ölmüş olurdu.

.............................................................

3 Yıl Sonra 2 Mayıs 1302

Çocuk 3 yaşına gelmişti lakin dayanıklılığı ve gücü yetişkin bir erkek ile kıyaslanabilirdi.Bir günde gördüğü işkenceler ve çektiği acı yetişkin bir insanın bir kaç dakika da bütün sırlarını açığa çıkarmasını sağlayabilirdi ve bu çocuk buna doğduğu zamandan beri katlanıyordu! Yakut gözleri ona insanüstü bir dayanıklılık ve acıya karşı ufak bir tolerans özelliği sağlıyordu.Bu gördüğü acıyı sadece ufak bir miktar azaltıyordu ama acı ve işkenceler onu daha çok itaatkar yapmak yerine onu daha çok isyankarlaştırıyordu. İnsanlara öfkesi her gördüğü işkenceden sonra daha fazla artıyordu ve bu nefret ve öfke hissi ona asıl acıya dayanma gücünü veren şeydi. Ezreal o günlük işkencenin sonuna geldiğinde etrafta kimse yok iken "Durum Penceresi" diye mırıldandı. Ve karşısına istatistiklerini gösteren bir tablo çıkıverdi,

İsim : Ezreal

Soyad : ---- ( Asillere verilmektedir)

Tür: Yarı - İnsan/İblis

Seviye : 2 (%13)

Yaş: 3

Sınıf : ---- (Açılmamış)

Sağlık Puanı : 8/21

Mana Puanı : 112/161

 Dağıtılmamış Yetenek Puanları : 0

Güç : 9

Dayanıklılık : 7 ( Her Puan 3 Hp )

Çeviklik : 2

Zeka : 32 ( Her Puan 5 Mp )

Bilgelik: 6

Şans : -12

---Yetenekler---

• Zehir, Lanet ve Hastalık Bağışıklığı(Ortalama)

• Acı Toleransı (Az)

• Karanlıkta görme (Max)

• İnceleme(Max)

• Ruh Cezbetme (Max)

Ezreal Dayanıklılığının artdığını fark etti ve bu ona oldukça hoş bir sürpriz oldu. 7 yaşına geldiğinde zindanda bulunan bir simyacı ona bir sınıf elde edebileceğini söylemişti ve bu onun için muazzam bir moral kaynağı olmuştu. Bu Tanrı'nın unuttuğu yerde kalmak onun için eziyet verici olsa da başka bir çaresi yoktu hayatta kalmak istiyorsa güçlenmeliydi.Ayrıca sohbet edebileceği neredeyse kimse olmuyordu tutulduğu yer zindanın en derin katıydı ve buraya atılmak için çok ağır suçlar işlenmeliydi genellikle idama mahkum edilecek kişiler öldürülmeden önce buraya konurdu.Mesela önceki simyacı Asparuh'taki müzayede evinden bir eşya çalıp yakalanmış ve üstüne gelenlere bulaşıcı bir hastalık yaymıştı.Kısa süre içerisinde şehirdeki birsürü kişi hastalığı kapmış ya da şehri terk etmişti.Böyle suçlar çok nadir görüldüğünden Ezreal dış dünya ile neredeyse hiç bağlantıya sahip değildi.Bu yüzden bir şeyler öğrenmek için dışarı çıkması gerekmekteydi. 

Ezreal Sınıfı açılana kadar burada kalmayı planlamaktaydı ve dışarı çıkma umudu bu küçük çocuğun akıl sağlığını korumasının tek yolu olmuştu tabi yaşadığı onca şeyden sonra akıl sağlığı hala düzgün duruyor ise...

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr