Bölüm 66 - Herşeyi Gördüysem Nolmuş

avatar
5002 13

My Wife is a Beautiful CEO - Bölüm 66 - Herşeyi Gördüysem Nolmuş


Çevirmen: Limon

 

 

 

Şef Ma zevkten adeta dört köşe olmuştu, kayıt altına alınmayı artık takmıyordu bile. Koca ağızı genç kadının her yerini ısırmaya başladı; ellerine kadının yumuşak göğüslerini sıkarken daha çok güç vermeye başladı. Sonra da altında giydiği dantelli iç çamaşırını eliyle koparıp attı.

 

Kadın da şehvetle karşılık vermeye başladı, durmaksızın Şef Ma’yı yaladı ve dil attı. Yeşimtaşı gibi olan elleri Şef Ma’nın yağlı ve kalın belini okşadı.

 

Yang Chen kendilerini ne kadar kaptırdıklarını gördü, içten içe biraz içi kıpraştı, normalde bu kadar çabuk etkilenmezdi. Şef Ma ile oynaşan o kadın güzel bir kadındı, fakat kendisinin takıldığı kadınlarla kıyaslandığında kalitesiz kalırdı. Dahası, kendisi de sıradan bir insan değildi.

 

‘’Şef Ma, getirdiğini dekorları boşuna mı getirdin? Bu zımbırtılar ucuz değil, neden kullanmıyorsun?’’ derken Yang Chen zehirli bir gülüş attı.

 

Şef Ma’nın kafası kadının göğüslerinin arasından dışarı fırladı, yüzü tamamen kırmızıydı ve gözleri parlıyordu. Yang Chen’in hain gülüşünü hiç takmayarak getirdiği dolabın içinden bir kaç tane oyuncak aldı, ve onları kadının üzerinde kullanmaya başladı.

 

‘’Ah...ah...’’ Kadın daha önce bu tarz muamele gördüyse de, bu sefer ki çok daha tutkuluydu ve ağlamaktan kendini alıkoyamadı. Fakat Ma’yı durdurmadı, onun yerine çılgınca hareketlerine uyum sağladı. İnlemesi garip bir şekilde kibar ve etkileyici olmaya başladı.

 

‘’Ateşle Dans’’ gittikçe daha tutkulu hale geliyordu, Şef Ma gittikçe oyuna kendini daha  çok kaptırıyordu. Yarım saat geçmişti bile, ön sevişmeleri de bitmişti. Tek kişilik yatak şehvet kalıntıları içerisindeydi. Balık gibi kokan kokuları ortama yayılmıştı.  (ÇN: Çin işi Japon işi, ne beklersin :D)

 

Yang Chen izlerken çok heyecanlıydı ve izlerken köşeden talimatlar vermeye devam etti, ‘’Şef Ma! Bu pozisyona geç, şu pozisyona geç ki filmin akışı daha iyi olsun!’’  

 

O anda, o otel odası tam anlamıyla bir kayıt stüdyosuna dönüştü.

 

Yönetmenin dışında, zaman zaman çok güzel fotoğraflar çekti, deklanşör ard arda patladı. Kameranın açısı da zaman zaman değişti. Adeta ofiste çalıştığından daha çok dikkat göstererek çalışıyordu.

 

Şef Ma’nın dövüşme ve rol yapma yeteneği arasında ki devasa fark gerçekten de büyük şanssızlıktı. 5 yada 6 dakika sonra nefes nefese ve mıhlanmış domuz gibi kadının sırtına yaslandı.

 

Ancak, kadın hiç zevk almamıştı, oyunu bitirme niyetiyle o mükemmel kalçasını diğer tarafa döndü.

 

Şef Ma anlaşılamayacak şekilde sövdü, kadına ne dediği bir muammaydı. Bir kaç adet garip görünümlü alet getirdi, ve bir kaç dakika sonra, kadın zevkten nirvanaya ulaştı.

 

Anca ikisi dinlenmek için durduğunda ne yaptıklarının farkına vardılar. Tatmin olmuş Yang Chen’i kamerayla video ve fotoğraf çekerken gördüler ve çaresiz suratlarını gizleyemediler.

 

‘’Sen.... Bunu kimseye yaymayacağına dair söz veriyor musun?’’ Şef Ma tedbirli bir şekilde sordu. Tekrar dayak yeme korkusuyla, eliyle yanaklarını kapatıp sakin bir şekilde konuştu.

 

‘’Adam akıllı durduğun sürece, vaktimi kesinlikle seninle uğraşmak için harcamam.’’ dedi Yang Chen.

 

Şef Ma rahatlıkla bir iç çekti, fakat daha da güvende hissetmek için, ‘’Denk geldiğim zaman insan kaynakları departmanı ve diğer yüksek rütbelilere senden bahsedeceğim ki daha çabuk terfi edebil.’’

 

Yang Chen gülümsedi ve, ‘’Böyle şeyler umrumda değil, fakat senin bu kadınla beraber hemen burayı terketmen gerekiyor. Yüzünüzü görmek istemiyorum. Bu garip aletlerine de gelirsek, onların da hepsini al.’’

 

Şef Ma aniden ürperdi. Kıyafetlerini giymek için acele etmeyen kadını da acele ettirerek yerde dağılmış kıyafetlerini aldı ve üstüne giydi.

 

Kıyafetlerini giyip çantalarını hazırladıktan sonra, kaçmak için hazırlardı, Yang Chen hatırlattı ‘’Parayı odada bırakın, otelden daha sonra ayrılacağım.’’

 

Şef Ma bocaladı, bir kaç büyük çek yazarak yatağın üstünde koydu. Ardından hüzünle gülümsedi ve bir saniye daha durmak istemez gibi kadınla beraber kapıdan dışarı aceleyle çıktı.

 

Gittiklerinden sonra, Yang Chen odayı üstünkörü temizledi ve Liu Mingyu’nun uyuduğu yatağın başucuna oturdu. Kibarca gülümsedi ve, ‘’Kardeş Mingyu, daha fazla uyuyor taklidi yapmana gerek yok, suratın kıpkırmızı, ne olduğunu bilmeyen biri yüksek ateşin var zannederdi.’’

 

Liu Mingyu yavaşça gözlerini açtı. Utandığı için göz kapakları hafiften titredi, güzel ve narin yüzü acınası bir hal aldı.

 

Yavaşça ayağa kalktıktan sonra, yatağın başına uzandı, Yang Chen’e utangaç bir ifadeyle baktı ve kafası eğik sakince sordu ‘’Başından beri uyanık olduğumu biliyor muydun?’’

 

‘’En başta uyanman uygunsuz olurdu tabii, bu yüzden onları bir an önce kovdum yoksa seni daha fazla boğabilirdi bu durum.’’ Yang Chen dürüstçe yanıtladı.

 

Liu Mingyu dudağını ısırdı ve aniden sevimlice gülümsedi, ‘’Gerçekten kötü birisin, sanki domuzları katleder gibi onları kayıt altına alırken birbirlerini neredeyse  o garip oyuncaklarla öldürüyorlardı.’’

 

‘’Onlarla oynamasaydım, onlar seninle oynayacaktı. Kendini feda edecek kadar keko değildin, değil mi?’’

 

‘’Kendimi feda etmek mi.... Tek bildiğin saçma sapan konuşmak!’’ Liu Mingyu somurtarak gözlerini Yang Chen’e çevirdi, ‘’Ama yinede sana teşekkür etmem lazım, neredeyse kaderime razı olmuştum, birden bire ortaya çıkacağını hiç beklemiyordum.’’

 

Liu Mingyu’ya göre herşey çok ani olmuştu, sanki Yang Chen’in varlığı onu bir anda cehennemden alıp cennete sokmuştu. İş dünyasında tecrübeli olmasaydı, minettarlığını unutup bağıra bağıra ağlardı. Ama şüphesiz, Yang Chen’e büyük bir minnet duyuyordu.

 

Yang Chen omuzlarını silkip, ‘’Önemli değil. Ancak, kardeş Mingyu, çok meraklandım; az önce ki çektiğim film hakkında ki düşüncelerin neler?’’

 

Yang Chen’in tuhaf bir ifade takındığını görünce, Liu Mingyu kalbinin küt küt çarptığını hissetti, onun için tuhaf bir histi. Başını öne eğdi, dağını saçlarıyla oynayıp, ‘’Azıcık ucundan gördüm ve hiçbirşey bilmiyorum.’’

 

‘’Ama benim hatırladığıma göre, onlar öpüşmeye başladıktan sonra sen gözlerini açtın.... Acaba bu Liu Mingyu’nun seçici hafızası olduğunu mu gösteriyor?’’

 

Liu Mingyu sonunda bu pis konuyu daha fazla konuşmaya dayanamadı, ayağa kalktıı ve Yang Chen’in sırtına bir iki tane patlattı. Konuşurken iki yanağı da al al olmuştu, ‘’Bu doğru! Herşeyi gördüm! Gördüysem ne olmuş, hepsi senin suçun değil mi, seni haydut!’’

 

‘’Kardeş Mingyu, gerçeği görmelisin, suç Şef Ma’nın, buraya bilerek seni kurtarmak için geldim çünkü senin için endişelendim.’’ Yang Chen haklı olarak konuştu.

 

‘’Benim uyanık olduğumu bile bile onlara o iğrenç şeyleri yaptırdın.....o terbiyesiz şeyleri, kesin gece uykunu iyi alamıyorsundur!!’’ Liu Mingyu söylendi, fakat o güzel gözleriyle sorarak devam etti, ‘’Evli olduğun halde doğru düzgün davranmıyorsun, karınla da onların o yaptığı şeyler gibi şeyler yapmıyorsunuz değil mi?

 

Yang Chen suskundu, öyle şeyleri Lin Ruoxi’ye yapsaydı ne olurdu diye düşünüyordu, sonra aniden ürperdi. Benim küçük Yang Chen’i keserdi heralde. Bu düşünceler onu biraz güldürttü, ‘’Şu konuyu şimdi bi kapatalım, kardeş Mingyu kendini toplayıp ofise geri dönmelisin.’’

 

Liu Mingyu bir adım geri attı ve konuyu daha fazla uzatmadı, kaşlarını çatıp kafasını salladı, ‘’Bu yer çok kötü kokuyor, hadi gidelim hemen.’’

 

Çağlayan Bulut Oteli’nden çıktıklarında öğle vakti olmuştu. Liu Mingyu kendini ölümden dönmüş gibi hissediyordu fakat ondan da çok neşeliydi. Saatine bakarak bir an teredütte kaldı, ardından Yang Chen’e, ‘’Yang Chen, sana düzgünce bir teşekkür etmek istiyorum, sana öğlen yemeği ısmarlamama ne dersin?’’

 

‘’Olur tabii de, benim iştahım epey açık, yanına yeteri kadar para aldın mı, Kardeş Mingyu?’’

 

Yang Chen’in kabul ettiğini gören Liu Mingyu, mutlu ve etkileyici bir şekilde gözlerini ona çevirdi, ‘’Doyup doymadığından banane.’’

 

 

 

 

(ÇN: Limon was here.)

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr