Bölüm 410 - Bunu Nasıl Alabilirim

Çeviri & Düzenleme: Sefix

Menejer kulüpte neler olduğunu açıkladıktan sonra, ilk pistin dinlenme alanına yürüdüler.

Resmi dinlenme alanıydı ama aslında geniş bir oturma odasıydı. Güneş ışığı şeffaf tavlı cam pencereden parlarken, içerideki ısıtıcı odayı ısıttı. Alanın etrafına epeyce bitki yerleştiriliydi ve davetkar bir his yarattı.

"Hayal edebileceğimden daha zenginsin,” Yang Chen, etraftaki görkemli tesislere baktıktan sonra söyledi.

Tang Wan konuşurken gülümsedi, “Para kazanmak için virajları es geçersen kimse gelmek istemez. Buraya gelenlerin son önceliği para.”

Yang Chen anladığını ifade ederek başını salladı.

Konuştukları sırada, öndeki park alanında duran birkaç figür açıkça görülebiliyordu.

Beklenildiği gibi, Ning Guodong'un konusuydu. Ancak bugün takım elbise giymemişti. Her zamanki gibi şık görünen, sadece kırmızı kravatlı rahat bir Armani gömleği giyiyordu.

Ning Guodong'un yanında, bıyıklı ince bir yüzü olan ve onu erkeksi gösteren iyi inşa edilmiş bir batılı adam duruyordu. Çok renkli bir baba şapkası taktı ve elinde bir şişe Martell tuttu. Ara sıra içkisini yudumlarken Ning Guodong'la mutlu bir şekilde sohbet ediyordu.

Kocaman gövdeli bir siluet birden oradan fırladı. Bağırarak dedi ki, "Abla! Abla!"

Yang Chen onu gördüğüne şaşırdı. Her yönüyle kuzeyli gibi görünen iri yarı bir adamdı. Yaklaşık 1.9 metre boyunda ve yaklaşık 100 kilogram ağırlığında, anormal derecede büyük burun deliklerine ek olarak kıvırcık saçları ve kare bir yüzü vardı. Deri bir palto giymiş, dertli ve üzgün görünüyordu, bu da onun oldukça çocuksu görünmesine neden olmuştu.

Bu tür yüz ifadeleri böyle bir bedende garip hissettirmişti. Yang Chen bu adamı gördükten sonra neredeyse kahkahalara boğulacaktı.

“Sana kaç kez daha kumar oynamamanı hatırlatmalıyım? Kötü alışkanlığını ne zaman değiştireceksin?” Tang Wan azarladı. Ona bakmak için başını kaldırmak zorunda kalmasına rağmen ona bir ders vermek için bir kıdemlinin tonunu kullandı.

Kocaman adam başını haksızlığa uğramış gibi indirdi. Kısık sesini kullanarak usulca konuştu, “Ning Guodong bize hava atması için bir batılı getirdi. Atalarımızın yükselme ve direnme geleneğini sürdürmemiz gerekmez miydi?”

"Ayağa kalkıp direnmek istiyorsan bir mutfak bıçağı al. Neden onunla yarışmayı kabul ediyorsun ki? Yarışçı mısın? Yoksa Sekiz Uluslu İttifak'tan beri yarışmalara katılmaya mı başladın? Bunun Olimpiyatlar olduğunu mu sanıyorsun?!” Tang Wan bağırdı.

Büyük adam, Tang Wan'ın iyi tarafına denk gelmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırken kendini gülümsemeye zorladı. Yan yana sallamadan önce Tang Wan'ı kucaklamak için kocaman ellerini uzattı.

"Abla... Abla, konuşabileceğim tek kişi sensin. Lütfen zavallı Küçük Tang Jue'ya yardım et... 599 GTO senin bana aldığın doğum günü hediyem. Nasıl onu başka birine kaybedebilirim?"

Bu sahneye tanık olan Yang Chen neredeyse bayılacaktı. Büyük adamın sesi ve hareketleri son derece tetikleyiciydi, sıradan bir adamı bile çıldırtırdı. Buna daha fazla ne kadar katlanabilirim?! diye düşündü.

Yakındaki çalışanlar ve korumalar hiçbir şey görmemiş gibi davranmak zorunda kaldılar. Onlar için gerçekten zordu.

O anda, Ning Guodong Webber'i getirdi. Onu görünce Tang Wan'ı tutkuyla karşıladı. Ancak Yang Chen'in de orada olduğunu fark edince rahatsız görünmeye başladı.

"Neden buradasın?" Ning Guodong kaşlarını çatarak sordu.

"Neden burada olmayayım?" Yang Chen sorusuna karşılık verdi.

Ning Guodong soğukça gülümsedi. “Buraya üye olmak için gereken ücretlerin farkında mısın? Sana bakarak, peşin ücretin yüzde onunu bile ödeyebileceğini sanmıyorum.”

Tang Wan sakince cevap verdi, "Yang Chen benim arkadaşım. Araba için Bay Webber ile yarışmak için yardımını istedim.”

Tang Wan konuşmayı bitirir bitirmez, Ning Guodong Yang Chen'e garip bir bakışla bakmaya başlamakla kalmadı, Tang Jue bile Yang Chen'i incelerken gözlerini büyük ölçüde genişletti. Tang Jue için Yang Chen destekleyici bir rolden başka bir şey değildi. Bırak kurtarıcısını, böyle bir insanın ablasının dostu olmasını beklemiyordu.

Tang Jue Yang Chen'e ne kadar çok baktıysa, bir çeşit samimiyeti o kadar çok fark etti…

"Bayan Tang, arkadaşımla beni şaka olarak mı görüyorsunuz?” Ning Guodong garip bir gülümsemeyle sordu. Ona göre Yang Chen ve Webber arasında gece gündüz kadar fark vardı.

Tang Wan yolun kenarında bir taksi şoförü seçse bile, Ning Guodong Yang Chen'den daha güvenilir olacağını düşünüyordu.

Webber Mandarin'i anlayamadı, bu yüzden yanındaki kişiden çevirmesi için yardım etmesini istedi.

Yang soyadlı adamın Tang Jue'nun daha önce kaybettiği arabayı geri almak için onunla yarışmak istediğini öğrenince bu onun ilgisini çekti ve Yang Chen'e ilginç bir bakışla baktı.

Doğruydu, bir uzmanın sıradan insanlardan korkmak için bir nedeni yoktu. Aksine, hayatlarının daha iyi bir bölümünü değerli bir rakip arayışında geçirirlerdi.

Webber'in Yang Chen'e tek başına bakışlarına dayanarak aşağı bakmak için hiçbir nedeni yoktu. Bir yarışçının gerçekten diğerlerinin üzerinde durduğunu söylemenin tek yolu, her bir yarışçıya saygı duymalarından kaynaklıdır.

Yang Chen ne kadar dinlediyse, kafası o kadar karıştı. Sözlerini kesti ve şöyle dedi, "Burada neler olduğu hakkında bir fikrim yok.  Araba yarışından ve arabayı geri kazanmaktan bahsediyordun. Neler oluyor? Biri bana açıklayabilir mi?"

"Sana açıklayayım!" Tang Jue olaya seyirci gibi davranarak gönüllü oldu. Son birkaç saat içinde olanları bir yabancı gibi açıklamaya başladı.

Tang Jue, Pekin'den Tang Wan'la Zhonghai'ye sadece canı sıkıldığı için gelmişti. Yapacak bir şeyi olmadığı için, Akçaağaç Grubun sahip olduğu çeşitli tesisler kendi kişisel oyun alanı haline geldi.

Bugün tesadüfen yarış kulübüne geldi. Yeni ithal edilen birkaç yeni yarış arabasını deniyordu ve Zhonghai'de olan Ning Guodong zaman geçirmek için arkadaşını getirdi.

Ning Guodong, arkadaşı Webber'in ne kadar yetenekli olduğunu anlattığında, Tang Yue gösteriş yapmak ve bir yarışta parlamak istedi…

Böylece Tang Jue, Webber'e bir yarışa meydan okudu ve ödül diğerinin arabasıydı.

Son olarak, Tang Jue sadece kendini utandırmakla kalmadı, aynı zamanda doğum gününde ablası tarafından verilen Ferrari 599 GTO'yu da kaybetti. Arabasını teslim etmek istemiyordu. Otomobilin son derece sınırlı miktarlarda üretildiği gerçeğini göz ardı ederek, kendisi satın alsaydı aynı olmazdı. Aslında arabanın fiyatının hiçbir önemi yoktu.

Ondan sonra Tang Jue, arabasını geri alma umuduyla Tang Wan'ı yardım için aradı.

Yang Chen, Tang Jue'nun hikayesini dinledikten sonra kasvetli hissetti. Görünüşe göre Tang Wan'ın aptal küçük kardeşinin yarattığı karmaşayı halletmek için gelmişti.

"Hey, Enişte, sürmede iyi misin? Kazanacağına emin misin?” Tang Jue, Tang Wan'ı bırakıp kolunu Yang Chen'in omzuna koydu.

"Aptal Tavşan! Neden bahsediyorsun!” Tang Wan, anında kızarırken Tang Jue'yi tekmeledi. Saldırının görünüşünden öylece bir tekme değildi.

Tang Jue, çekingen bir şekilde konuşmadan önce beceriksizce birkaç adım geri attı, "Abla, eve daha önce hiç erkek arkadaş getirmemiştin. Şimdi sonunda biri buraya geldiğinden, neden onu enişte olarak çağır..."

Tang Wan, aptal küçük kardeşini bir tuğlayla vurma dürtüsüne kapıldı. Yang Chen'e söylemeden önce öfkeyle ona bakarken dişlerini sıktı, "Üzgünüm. Beyni saçmalıktan başka bir şeyle dolu değil. Onu ciddiye alma."

“Ona ciddi davranırsam gerçekten acı çekeceğim.” Yang Chen alnındaki soğuk teri ovuşturdu.

Tang Wan şok olan Ning Guodong'a bakmadan önce gözlerini devirdi. "Bay Ning, arabanın fiyatının farkında olmalısınız. İşe yaramaz küçük kardeşime doğum gününde hediye ettiğim bir araba olduğunu da biliyorsun. Gerçekten kaybetmiş olmasına rağmen, umarım bize tekrar yarışmamız için bir şans verirsiniz. Ne düşünüyorsunuz?”

"Bayan Tang, tamamen pişmiş bir ördeğin artık uçamayacağını da bilmelisiniz. Arabayı riske atmamız için bir neden olmamalı.” Ning Guodong kötü bir şekilde gülümsedi.

Tang Wan dalgın dalgın kaşlarını çattı. Bir süre sonra, şöyle dedi, “Şuna ne dersin? Yang Chen'in garajımdan Bay Webber'la yarışmak için bir araba seçmesine izin vereceğim. Kaybedersek Yang Chen'in seçtiği araba da size ve Bay Webber'e ait olacak. Eğer kazanırsak, Ferrari'mizi geri istiyoruz.”