108. Bölüm : ***

avatar
1496 51

My Vampire System - 108. Bölüm : ***


Çevirmen : Clumsy



Quinn’in karşısında duran oğlan oldukça kısaydı. Quinn’in ancak göğsüne kadar geliyordu ve ortadan ayrılıp iki yana giden koyu yeşil renkte saçlara sahipti. En dikkat çeken yanıysa gözlerinin altındaki devasa siyah torbalardı.

 

Logan’ın ağzından çıkanları işiten Quinn’in duyduklarını sindirebilmesi vakit aldı. Ve etraflarında biri var mı diye bakındı. Ama o anda oyun oynayan bir iki kişi ya kapsülünün içinde ya da bir iki kapsül uzaktaydı.

 

"Ee, nasıl yaptın ha?" diye sordu Logan. Ve hemen ilerleyip Quinn’i kenara iterek az önce kullandığı kapsülü incelemeye başladı.

 

Elini üzerine yerleştirdi ve gözlerini kapattı.

 

"Kapsülde herhangi bir oynama yapılmamış gibi görünüyor. Öyleyse nasıl oldu?" diye mırıldandı.

 

Sonra da Quinn’e bakarak kol saatindeki 1 rakamını fark etti.

 

"Ne, ama bu imkansız, oyunda çok güçlü yetenekler kullanıyorsun, en az 5. seviye olmalısın. Senin bir Orijinal olduğuna yemin edebilirdim!"

 

Quinn bu sözler karşısında Logan’ın saatine bakarak 8 rakamını gördü. 8, saatlerin sergileyebildiği en yüksek seviyeydi. An itibarıyla o rakama bakıyor olmak bile Quinn’in kalbine korku salıyor ve donakalmasına yol açıyordu.

 

'Kaçmalı mıyım? Ama bunu yaparsam bana şuracıkta saldırabilir. Oyundaki 4. seviye karşısında bile çok zorlandım, şu anda 8. seviye birine karşı çıkmam mümkün değil. Ayrıca göründüğünden daha güçlü bile olabilir.' diye düşünüyordu.

 

Saatlerdeki rakam 8’e dek çıkıyor olsa da bundan daha güçlü insanlar olabiliyordu. Sistem yalnızca askeriyenin elinin altındaki özel güçlere dayanıyordu. Yani elde edebildikleri en sağlam gücün seviyesi 8’di.

 

Ama kendi içlerinde ve diğer Orijinaller arasında güçleri daha öteye gidenler de vardı. Yani bir kullanıcının mutant hücreleri bu sınırın ötesinde olsa bile saati 8’i gösterirdi.

 

"Kaçmayı düşünmüyorsun, değil mi? Henüz seni sorgulamayı bitirmedim çünkü. Sebebini, oyunuma sızmayı nasıl başardığını bilmek zorundayım!" diye bağıran Logan, sinir krizi geçirmeye başlıyordu. "Sistemi hacklemiş olmanı anlayabilirdim ama bu, bu, bu. Bunu anlayamıyorum. Anlamak zorundayım." Logan bu sözcükler eşliğinde deli bir adam gibi yalpalaya yalpalaya Quinn’e yaklaşıyordu.

 

Quinn’se, 'Anlaşılan sürekli en tuhaf tipleri kendime çekiyorum.' diye düşünüyordu.

 

"Bana burada yanıt vermek istemiyorsan benimle yurt odama gelebilirsin. Bol bol vaktimiz var ve hiç kimse bizi göremez." diyen Logan, Quinn’i elinden tutup çekmeye çalışırken tuhaf bir şey gerçekleşti.

 

[Özel güç tespit edildi]

 

[Sistemde değişiklikler yapılmaya çalışılıyor]

 

[Değişikliklere engel olundu]

 

Ancak işin tuhafı bu mesajları görebilen tek kişi Quinn değildi, Logan da görebiliyordu.

 

Hızlıca Quinn’i bıraktı ve bir şeyler tarafından çizilmiş izlenimi veren eline dokundu.

 

"Sen, sen bir..."

 

İşte bu. Quinn hiçbir şey yapamadan foyası ortaya çıkmıştı. Layla ve Vorden onu anlamış olabilirdi ama bir yabancının anlamasına imkan yoktu. Kimliğini gizli tutmak için ölümüne bir mücadele vermek zorunda mıydı? Yoksa Gölge Pelerini yeteneğini kullanıp kaçmalı mıydı?

 

Belki portallardan birine doğru kaçıp başka bir gezegende yaşayabilirdi.

 

"Sen bir robot musun?!" diye bağırdı Logan.

 

Kafası karışan Quinn’se, "Ha?" diye yanıtladı.

 

"Senin, senin bir sistemin var, özel gücüm bunu teyit etti, ilk defa bir bilgisayar tarafından reddedildim. Sen benimkini aşan bir özel güce sahip güçlü bir efendisi olan bir robot olmalısın. Seni Richard Eno mu yarattı? Bu oyunda olanları da açıklardı. Benim sistemim ve saatindeki 1 rakamı. Robotların MH puanı olamaz ve o saldırılar yapay beyninin içerisinde programlanmış olmalı!"

 

Quinn’in gördüğü kadarıyla Logan, heyecanlı küçük bir çocuktan farksızdı. Hiç de tehdit edici bir havası yoktu ama tüm bunlar Quinn’i tuhaf bir duruma sokuyordu. Logan Quinn’in bir çeşit sisteme sahip olduğunu biliyordu ve bunu özel gücüyle teyit etmişti.

 

Peki bu ona gerçeği söylemesinden veya farklı bir yalan uydurmasından daha mı iyiydi?

 

Quinn uzun uzun düşündü ama hiçbir şeyi ifşa etmeden oyundaki bazı güçleri kullanabilmesini açıklayacak bir şey bulamadı.

 

Ve derin bir nefes aldı.

 

"Ben bir robot değilim ama her nedense bir gün bu sistem gücüne sahip halde uyandım. Kim bilir, belki de tanrıdan bir armağandır, gördüğün yetenekler de yapabildiğim şeylerin bir kısmıydı." yanıtını verdi.

 

"Benimkine benzer bir güç öyleyse? Sana bunu kimin yaptığını merak ediyorum doğrusu. Belki de seni bir androide dönüştürmüşlerdir. Android teknolojisi çok yol kat etti ama beyinlerine yerleştirilen yapay zeka sistemlerinin kullanımı yasaklandı. Hepsini kontrol edip askeriyeye karşı kullanabilecek bir özel güç kullanıcısı olmasından korktular. Ama bu senin kadar güçlü bir androidi ilk görüşüm."

 

Quinn, gözlerini üzerinden alamayan Logan’a baktı. Ve aklına bir fikir geldi. Kendisine saati konusunda yardımcı olabilecek birini arıyordu. Logan’ın makinalar hakkında son derece bilgili oluğu ve saatte yazan rakamı değiştirmek gibi bir şeyin onun için çocuk oyuncağı olacağı barizdi.  

 

"Bu bir sır olarak kalabilir mi?" dedi Quinn. "Belki ikimiz birlikte hareket edebilir ve bana bunu yapan kişiyi bulabiliriz. Yardımına ihtiyaç duyduğum birkaç konu var."

 

Logan, Quinn’in özel gücünden içtenlikle büyülenmiş durumdaydı. Daha önce böyle bir şeyle hiç karşılaşmamış ve merakı yüzünden delirecek noktaya gelmişti. Belki de birini eğitmektense gücünü bir bilgisayar sistemi şeklinde devredebilen bir Orijinal bile olabilirdi.

 

Peki öyleyse saat neden doğru seviyeyi göstermiyordu? İşte bu yüzden Logan, Quinn’in MH puanları olmayan bir çeşit android olduğundan ve bunu kendisinin bile fark etmediğinden başka bir varsayım üretemiyordu.  

 

"Tabii ki, bu bana da senin üzerinde çalışma fırsatı tanır." diyen Logan elini uzattı. "İsmim Logan."

 

"Quinn." yanıtıyla ikili el sıkıştı.

 

[Özel güç tespit edildi]

 

[Sistemde değişiklikler yapılmaya çalışılıyor]

 

[Değişikliklere engel olundu]

 

Logan neredeyse aynı saniyede elini geri çekti.

 

"Bu biraz rahatsız edici, şimdilik birbirimize dokunmaktan kaçınsak mı acaba?"

 

"Kabul." diyen Quinn gergince gülümsedi.

 

Bu sistem neyin nesiydi ve yaratıcısı kimdi? Quinn’in aklından bunlar geçiyordu ve ihtimal verdiği tek kişi videodaki adamdı. O sarışın adamın deneyinin başarılı olduğunu söylediğini anımsıyordu. Peki bu diğer Vampirlerin bir sistemi olmadığı anlamına mı geliyordu?

 

Öyleyse Quinn’in neden bir sistemi vardı? Ve her şeyden önce o kitap neden ailesinin elindeydi?

 

#108. Bölüm : Logan Bir Android

#Aynı soruların cevaplarını ben de merak ediyorum Quinncim. Ama bu tuhaf Logan karakteri bizimki için bir nevi piyango oldu. Hem saatini ayarlatır hem de farklı konularda yardım alabilir gibi. Belki de sisteminin arkasında gerçekten o sarışın adamın olup olmadığını bile öğrenebilir. Bakalım bu ilişki nasıl ilerleyecek, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr