77. Bölüm : Hepsini Kaybetmek

avatar
1715 57

My Vampire System - 77. Bölüm : Hepsini Kaybetmek


Çevirmen : Clumsy



Etrafına bakınan Quinn, yakınlarda kırık bir makine parçası buldu, direğe benzer uzun, metal bir parçaydı ama makinenin hangi parçası olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

 

Parçayı alarak gözlerini uzaklara dikti. Ve dikkatlice epey ileride, giriş civarındaki parçalanmış farklı bir makineyi hedefledi.

 

Sonra da makineyi tüm gücüyle büyük bir mesafeye fırlattı. İnsanüstü denilebilecek harikulade bir işti, elbette ki bu performansı sergileyebilmesini tamamıyla diğerlerine kıyasla süper bir gücü olmasına borçluydu.

 

Metal parçası tamı tamına hedeflediği yere inip makinenin üzerine düşerek büyük bir ses çıkarttı. Farelerse kafalarını kaldırıp sesin geldiği yere bakarak hızlıca oraya doğru koşturmaya başladı.

 

"Fırsat bu fırsat."

 

Quinn bacaklarında kalan tüm gücü kullanarak girişe doğru fırladı. Nihayet kubbemsi binaya ulaşmayı başarmıştı.

 

Giriş her iki tarafı da duvarlarla çevrili bir koridor gibiydi, biraz daha ilerideyse iki çelik kapı bulunuyordu.

 

Kapıları iterek açmayı denese de şansı yaver gitmedi. O anda tıpkı binanın geri kalanı gibi kapıların da zarar görmemiş olduğunu fark etti, yani kapılar da aynı materyalden yapılmış olmalıydı. Bir şeyler aranarak etrafa baktığındaysa yeni bir erişim kodu cihazıyla karşılaştı.

 

Hızla koşup elini cihazın üzerine koyarak İnceleme yeteneğini kullandı.

 

"Umarım işe yarar, beni hüsrana uğratma be sistem."

 

<İki çelik kapıyla bağlantılı bir erişim kodu cihazı. Kombinasyon 33346253778>

 

Ancak Quinn’in kodu makineye girmeye başladığı saniyede Rattaclaw'lar geri döndü. Ve onu gördükleri gibi ciyaklayarak iki arkadaşlarını daha çağırdılar. Böylece sayıları dördü buldu.

 

Arkasından gelen canavar seslerini duyan Quinn’in elleri titremeye başlıyordu.

 

"Hadiii… Hadiii!"

 

*Biip*

 

"Lanet olsun, yanlış girmiş olmalıyım!"

 

Sinirleri altüst olmuş ve konsantrasyonu bozulmuştu. Doğru kodu girdiğinden emin olmak için bir kez daha İnceleme yeteneğini kullandı. Tam sayıları girmeye başlamışkense bacağına bir şeyin yapıştığını hissetti.

 

<9/50 HP>

 

Kafasını eğen Quinn, farelerden birinin geldiğini, diğer üçününse pek uzakta olmadığını gördü. Hemen tüm gücüyle yumruğunu geçirerek farenin kafatasını parçaladı. Fareyi geri çekilmeye zorlamış ama öldürememişti.

 

Bu esnada diğer üçü çok yaklaşmış ve Quinn’in şifreyi girecek vakti kalmamıştı.

 

"Anlık Adım."

 

Quinn bu güçle bir anda farelerin arkasına geçti ama hala çok yakındı. Anlık Adımın menzili maksimum beş metreydi.

 

Fareler arkalarını dönerek Quinn’e doğru koşmaya başladı.

 

"Başka şansım yok!" diyen Quinn’se avcunu uzatarak saldırıya geçti. "Kan Püskürtme."

 

Elinden pompalı gibi püskürüp yayılan kanlarla dört fareyi de savururken halihazırda yaralı olan fare canından oldu.

 

<4/50 HP>

 

<100 exp>

 

Yerdeki farelerden birine doğru koşturan Quinn, iki elini birleştirip kafasına indirerek ikinci fareyi de öldürdü.

 

<100 exp>

 

O sırada diğer iki fare toparlanarak Quinn’in peşine takıldı. Çaresiz kalan Quinn ellerini savurarak Kan Tokadını aktive etti ama bu seferki tokatları güçlüydü ve her tokatla bir fareyi öldürmeyi başardı.

 

<100 exp>

 

<100 exp>

 

<850/25600 exp>

 

<2/50 HP>

 

Vakti inanılmaz daralan Quinn, yeni canavarların gelebileceği korkusuyla kristalleri toplamaya bile tenezzül etmedi. Kapıya koşturup doğru kodu tuşlamayı başardı ve içeri girer girmez kilitlendiğinden emin olmak adına kapıyı arkasından kapattı.

 

An itibarıyla resepsiyonu andıran, önünde birkaç sandalye ve resepsiyon masası olan bir alandaydı. Şehrin geri kalanına kıyasla durumu gayet iyiydi. Hatta bambaşka bir yere benziyordu.

 

Biri sola biri sağa uzanan iki koridor vardı ve her ikisinin üzerinde de antrenman salonu yazıyordu.

 

Sağlığı azalan Quinn’in portalı bulmak için iki saatten az vakti kalmıştı. Hemen ana salona giriş yaptı. Birkaç sıranın yer aldığı büyük bir odaydı. Quinn’e oyunu anımsatmıştı. Her şey beyazdı ve modern, sade bir görünüme sahipti.

 

Ancak ortadaki boşluğa bakıp da karşılaştığı şey tam bir hayal kırıklığıydı. Aşağıdaki arena bomboştu. Bırakın portalı, en ufak bir metal parçası bile yoktu.

 

Quinn çaresizlik içerisinde dizlerinin üzerine çöktü. Bunun son şansı olduğunu düşünmüştü. Buradan çıkıp portalın olabileceği başka bir yeri aramaya vakit ayırmasına imkan yoktu.

 

Yine de henüz pes etmemişti. Kendisini yerden kaldırıp merkezi köşe bucak aradı. Hazırlık odalarına, ofislere, spor salonuna, hatta resepsiyon alanına bile bakındı.

 

Ancak tek bir şey bile bulamadı. Arenanın ortasına yatıp kaldı. Ve gözlerini tavana dikti.

 

<1/50 HP>

 

Midesindeki acı çok yoğundu, bulanık görmeye başlıyor ve ne kımıldayabiliyor ne de doğru düzgün düşünebiliyordu.

 

"Demek hayatım böyle sonlanacak, ha." dedi Quinn. "Anne, baba, beni neden bir başıma bıraktınız, bana neden bu kitabı verdiniz? Bu kitabı aldığımda bir şeyler olabilirim, değişebilirim sanmıştım ama anlaşılan yanılmışım."

 

Derken son saat de geride kaldı.

 

<0/50 HP>

 

<HP açlığa bağlı olarak 0’a düştü>

 

<Dönüşüm başlıyor>

 

#En başta sağlık 0’a inince ölür, o yüzden 0’a dönmeden önce bir mucize olur diye düşünmüştüm. Ama son cümle olan ‘dönüşüm başlıyor’ farklı bir şeyin olacağını gösteriyor. Bakalım nasıl bir dönüşümmüş, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr