74. Bölüm : Savaşmak mı Beklemek mi?

avatar
1794 49

My Vampire System - 74. Bölüm : Savaşmak mı Beklemek mi?


Çevirmen : Clumsy



Bedeni soğuk, sert zemine yaslanan Quinn’in gözkapakları ağır ağır açılmaya başladı ve tek görebildiği beyaz bir ışık oldu. Uyurken bir an için olup biten her şeyi unutuvermişti.

 

Ama etrafına bakındığı anda nerede olduğunu ve yaşananların bir düş olmadığını idrak etti. An itibarıyla okulda değil, yuvasından kilometrelerce uzaktaki bambaşka bir gezegendeydi.

 

Ayağa kalkıp gerinmeye başlayan Quinn’in ne zamandır uyuduğunu kestirmesi imkansızdı ancak bedeninin durumu iyiydi. Yatağı olmaksızın sert zeminde böylesine iyi uyuyabilmiş olması şaşırtıcıydı. Farkına bile varmadan düşündüğünden de çok yorulup bitkin düşmüştü.

 

Canavarlarla savaşmanın fiziksel bitkinliğinin yanı sıra zihinsel bir bitkinlik de taşıyordu; bilinmezliğin doğurduğu daimi korku, insanın içini yavaş yavaş kemiren korkunç bir şeydi.

 

<Açlığınız kuvvetleniyor>

 

<Günlük görev tamamlandı, sekiz saatliğine doğrudan güneş ışığından sakınıldı>

 

En sonunda sistem mesajları belirmişti, bu da demek oluyordu ki sistemi bir gün sonra ona insan kanı tüketme ihtiyacı duyduğu bilgisini verecekti. Kan Bankasında hala 50 ml kadar kan olduğu için şimdilik hava hoştu.

 

Yeni bir mücadeleye girmediği sürece sorun yaşamayacaktı. Şu an için en mühim iş, portalı bulmaktı.

 

Çelik kapıyı açmaya yönelen Quinn, güneşin çıkmış olabileceğini düşünüyordu. Sonuçta sistem mesajının belirişi yeni bir güne işaret ediyordu. Fakat sistem saatinin dünyadaki saatle bağlantılı olup olmadığından emin değildi.

 

Günlük görevi her gece yarısında sıfırlanıyordu ancak farklı bir ülkede bile gece yarısı vakti değişiklik gösterecekken şu anda farklı bir gezegendeydi.

 

Kapıyı açtığı andaysa hala gece vakti olduğunu görmenin şaşkınlığını yaşadı ama dikkatini başka bir şeyin çekmesi uzun sürmedi.

 

Quinn kapıyı saniyesinde kapatıp konteynıra döndü ve elini göğsüne, inanılmaz bir hızla çarpan kalbinin üzerine götürdü.

 

"O da neydi!" diye düşündü. "Fare olmadığı kesin."

 

Sonra da yeniden çelik kapıya yaklaştı. Elini metalik kulpun üzerine koydu ve göz ucuyla bakmak için yavaşça araladı, bunu yaptığı anda da deponun içerisinde dikilen iri bir canavarı gördü.

 

Quinn, üst bedeni insanı, alt bedeniyse akrebi andıran bu canlının ne olduğunu bilemiyordu. Ayrıca bedeninin insansı yarısının iki yanından iki pençe uzanıyordu.

 

"İncele."

 

Yenilenmiş İnceleme yeteneği, daha uzak mesafeden kullanılabiliyordu.

 

<Scordana>

 

<Orta Düzey Canavar>

 

Canavar hakkında az da olsa bilgi alan Quinn, bir kez daha hızlıca kapıyı kapattı.

 

Konteynırın içerisinde üç seviye atlamış olsa da orta düzey bir canavarla baş etmenin kendisi için imkansıza yakın bir görev olacağını düşünüyordu.

 

Orta düzey canavarların en güçsüzü bile temel düzeydekilerin en az 10 katı güçteydi. Elbette ki canavardan canavara değişir, bazılarıyla baş etmek hangi düzeyde olursa olsun daha kolay olurdu.

 

Ancak karşısındaki canavara bakan Quinn, kendisini zorlu bir mücadelenin beklediğini anlamıştı. Bu yüzden canavar er ya da geç oradan uzaklaşıncaya dek konteynırda kalmaya kararlıydı. Quinn geldiği sırada orada olmadığına göre oradan ayrılma şansı da var demekti.

 

Hatırı sayılır bir süre beklediğine inanan Quinn, canavarın hala orada olup olmadığına bakmak için bir kez daha kapıyı araladı ama maalesef ki bir yere kımıldamamıştı.

 

İşte o anda daha önce depoda olmayan bir şeylerin varlığını fark etti. Scordana’nın hemen yanında, bir metal yığınının içerisine yerleştirilmiş üç adet yuvarlak obje bulunuyordu.

 

"Yumurta mı onlar?" diye düşündü Quinn. "İncele."

 

<Scordana yumurtaları>

 

<Orta Düzey Canavar>

 

Yumurtaları gören Quinn’in aklına korkunç bir düşünce gelmişti. Yumurtaları ilk seferde fark etmediğine göre ya anneleri Quinn’in konteynırda olduğu sırada kuluçkaya yatmıştı ya da onları bir yerlerde gizlemişti.

 

İlk seçenek daha muhtemeldi ve artık yumurtalar orada olduğuna göre annelerinin yavruları yumurtadan çıkıncaya dek onları bekleyeceği ya da hiç değilse bir müddet oradan ayrılmayacağı kesindi.  

 

Yani Quinn’in iki seçeneği vardı. Annenin dışarı çıkıp kendisi için avlanacağı umuduyla konteynırda beklemeyi sürdürebilirdi ama canavarların bedenleri insanlarınkine kıyasla çok farklıydı.

 

Bazen tek bir öğün sonrası yeniden avlanmaya çıkmaları haftalar alabilirdi. Ve böyle bir zaman çerçevesi Quinn için riskli bir seçenekti.

 

Bir de ikinci seçenek vardı, Scordana daha yeni yumurtladıysa bir ihtimal normal haline kıyasla daha güçsüz olabilirdi.

 

Bu seçeneği hesaba katınca Quinn’in bir an önce karar vermesi gerekiyordu. Ne kadar çok beklerse canavarın toparlanma ihtimali o kadar yükselirdi.

 

En sonunda dişlerini sıkarak konteynırın dışına adımını attı. Canavarla savaşmayı hiç düşünmeden sıvışmaya çalışacaktı.

 

Deponun girişi tamamen harap haldeydi, canavar giriş yaparken iki metal kapıyı parçalamıştı. Sorun şu ki canavar çıkışı engelliyor ve Quinn’e yalnızca girmiş olduğu ufak delikten çıkma şansı kalıyordu.

 

Metal parçaları ve çerçöp arasında usulca yürüyen Quinn, odaya giriş yaptığı karşı tarafa doğru ağır ağır ilerliyordu.

 

Nihayet duvardaki deliğe ulaştığı andaysa diğer taraftan girmekte olan bir şeyi fark etti. Bir Rattaclaw’ı!

 

"Hayır ya!"

 

Bedenini o ufak deliğe sıkıştırmış olan Rattaclaw da kafasını kaldırdığı saniyede Quinn’i gördü. Ve ona kaçma şansı bile tanımadan deliler gibi ciyaklamaya başladı.

 

"Kapa çeneni, durup durup şu anı bulmak zorunda mıydın!"

 

Derken arka taraftan birkaç adım sesi yükseldi. Quinn’in o adımları atanın kim olduğunu görmek için kafasını çevirmesine gerek yoktu, yine de bunu yaptığı andaysa kafasına doğru savrulan devasa bir pençeyle karşılaştı.

 

"Anlık Adım."

 

Quinn son saniyede Anlık Adımı kullanarak pençeden kaçınmayı başarmış olsa da Rattaclaw için aynı şey söylenemezdi. Tek bir darbeyle yere yapışmış ve ezilip kalmıştı.

 

"Bu işi yapıyoruz öyleyse!"

 

#Analara el kalkmaz Quinn’im diyeceğim ama önce can, sonra canan. Hadi bakalım taze atlanmış seviyelerimizle ilk orta düzey canavarımızla savaşma zamanı. Öldürebilirse bayağı exp kazanacağı kesin. Öyleyse mücadele başlasın, sıradaki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr