Çevirmen : Clumsy

Kuvvet makinesine doğru yürüyen Quinn’in tek isteği makineyi olabildiğince sert yumruklamaktı. Kendisini herkesten iyi zanneden o kibirli Erin’in çenesini kapatmak istiyordu. Neden böyle davranmayı seçiyordu ki? Sırf özel gücü diğerlerininkinden iyi diye mi?

Ailesi ona sağlam bir özel güç kitabı alabilecek kadar zengin diye mi yani? Ancak Quinn, özellikle de başka insanların ortasında kendisini ifşa edemezdi. Onu test gününde görmüşlerdi ve Layla hariç hepsi, Quinn’in hala özel gücü olmadığını düşünüyordu.

Makineye bakan Quinn, acaba tüm gücümle Çekiç Vuruşu kullanırsam sayı kaça yükselir diye merak ediyordu. 16’nın ötesine geçeceği kesindi.

Yumruğunu hazırladı, ayak hareketlerini tekrarladı. Eldivenler elindeyken de yumruğunu savurdu. Ancak diğer ikisine benzer bir skor almak için gücünü kontrol etmeye çalıştı.

*Bang*

Yumruğu davul misali makineye indiğindeyse sayılar yavaş yavaş yükselmeye başladı.

8..9… ve nihayet 10’a ulaşarak durdu.

Quinn, eldivenlerle ulaştığı kuvvetin 16 olduğunu biliyordu, bu yüzden sekiz almak için makineyi yumruklarken gücünün yarısını kullanması gerekmişti. Fakat böyle makro düzeyde bir kontrol imkansıza yakın olduğu için hedefinin bir miktar üzerine çıkmıştı.

"Hey dostum, güçlenmişsin!" dedi Vorden şaşırarak. "Geçen sefer 5 almamış mıydın, bunca zamandır çalışıyor muydun yoksa?"

Quinn ise bir şeyler uydurmaya çalışırken kahkaha attı.

Ve "Aslına bakarsan bana gösterdiğin oyun sayesinde." diye yanıtladı. "Gerçekten yardımı dokunan biriyle karşılaştım ve bana canavar silahlarının kuvvetini adamakıllı nasıl aktive edeceğimi gösterdi. Kendimi sizin yanınızda işe yaramaz hissetmeme umuduyla sıkı çalıştım. Geçen sefer toplantı salonunda o canavar topunu fırlattığım sırada ne kadar işe yaradığını görünce canavar silahını aktive etmenin bayağı faydalı olacağını anladım."

Tüm bunlar yalandı. Ama Quinn epey inandırıcı olduğunu düşünüyordu.

"İkinci sınıflar buna özel gücünü aktive etmek gibi yaklaşmak gerektiğini söylememiş miydi, ama senin özel gücün yoktu?"

"Anlaşılan olmasa da oluyormuş, yalnızca canavar silahını aktive etmeyi gözünde canlandırmana yardımı dokunuyormuş." diye yanıtladı Quinn.

Suratından terler dökülmeye başlıyordu, diğerlerinin bu yalanları yemesini ummaktan başka şansı yoktu.

"Ehh, 10 pek de etkileyici bir skor değil, bunu konuşuyor olmamızın tek sebebi 1. seviye olman." dedi Erin.

Ve Quinn, dikkatleri üzerinden çektiği için bir kez olsun Erin’in ukalalığına minnet duydu.

"Tamam mıyız o halde?" dedi Layla.

"Evet." diye yanıtladı Erin. "Hala takımınıza katılmak istiyorum, taşımamız gereken ekstra yüklere rağmen Vorden ve benim varlığımla bu görevi en iyi takım olarak tamamlayabileceğimize inanıyorum."

Herkesin kuvvetinin test edilmesi sonrası grup, bir iki şey üzerine daha tartıştı. Düzenleri, yapılacak şeyler vb. bu tartışmalarsa pek uzun sürmedi. Grup halinde hareket edeceklerse destek olması için en arkada Layla giderken başı Erin ve Vorden çekecekti.

Normal şartlarda fiziksel hasar verenler başı çekerken element kullanıcıları ortaya geçerdi. Ama bu senaryoda Quinn ve Peter güçsüz görüldüğü için korunmaları adına onları ortaya yerleştirmişlerdi.

Diğer özel güçlerin ne kadar başarısız olduğunu gören Erin, pratik yapmanın pek işe yaramayacağını düşünmüştü, bu nedenle grubun toplantısı çabucak sona erdi ve genç kız, kendi başına idman yapabilmek için şimdilik ayrılmaya karar verdi.

"Ee, madem bugünkü dövüş dersleri iptal oldu, yapmak istediğiniz bir şey var mı?" dedi Vorden.

"Aslına bakarsanız sanal gerçeklik kapsüllerine gitmeyi planlıyordum." diye yanıtladı Quinn. "Gelecekte hangisini seçeceğime karar verebilmek için değişik özel güçler deniyorum."

Vorden ansızın titremeye başladı.

"Sen git öyleyse." dedi. "Sana oyunu gösterenin ben olduğumu biliyorum ama dürüst olmak gerekirse o oyundan bıktım usandım artık. Onunla büyüdüm sonuçta."

Böylece Quinn’in sanal gerçeklik odasına gidişiyle Peter ve Vorden ikilisi yalnız kaldı.

"Hey, özel gücün için biraz daha pratik yapmak ister misin? Birkaç yetenek kitabı daha alabilmek için kredi biriktirdiğini biliyorum. Belki portala girmeden önce seni 2. seviyeye ulaştırabiliriz."

Peter, Vorden’ı yanıtlamadan önce odadaki diğer öğrencilere bakındı.

Sonra da, "Tabii, kulağa iyi bir fikir gibi geliyor." dedi.

Fakat bu tuhaf davranışları fark edilmeden geçilmedi ve Vorden, bunun birkaç gün önce takılmaya gittiği o öğrencilerle bir ilişkisi olduğu hissine kapıldı.

****

Quinn nihayet sanal gerçeklik merkezine ulaştı ve her zamanki gibi saat başı on kredisini ödeyerek kapsülüne geçti.

An itibarıyla seviye atlayıp güçlenmesinin en kolay yolu buydu. Ve kapsülün içerisinde harcayacağı vakti ikiye bölme kararı almıştı.

İlk 30 dakikayı 1. seviyelerle çarpışmaya harcayacaktı. Bu seviyedeki rakipleri yenmek ortalama beş dakikasını alırdı.

Böylece galibiyet başı 25 puandan 150 puan toplayabilirdi. İkinci 30 dakikadaysa çeşitli güçlerde rakiplerle hızlı maçlar gerçekleştirmeye çalışacaktı.

Bu da onun dövüş zekasının artmasını sağlayacaktı.

Quinn, oyuna giriş yaparak planına uygun şekilde ilk karşılaşmasını başlattı. Hep yaptığı gibi düşman saldırılarından kaçındı ve rakiplerini ya iki yumrukla ya da Kan Tokadı silsilesiyle mağlup etti.

O sırada Nate, Kan Evrimcisi kişisinin online olduğunu gördü. O kişi hala ilgisini çektiği için de onu gözetlemeye karar verdi. Bir kişi arkadaş listenizdeyse onun karşılaşmalarını gözlemleyebilirdiniz.

Nate de bir anda arenaya ışınlanarak Quinn’in maçlarını izlemeye başladı.

Ve Quinn’in güçsüz 1. seviye kullanıcıları dakikalar içerisinde mağlup edişine tanık oldu. Ama bu tuhaf bir işti, onun kadar güçlü biri ne halt yemeye böyle bir şey yapıyordu ki? Onun güçsüzlere zorbalık edecek bir tip olacağını hiç düşünmemişti.

Bu esnada "Sıkı çalışmaya başlayalım bakalım." diyen Quinn, bir sonraki rakibini devirdi.

<170/800 exp>

#Gezegen gezisi için takımımız hazır. Hepsi birbirinden tuhaf ve sırlarla dolu karakterlerimizi bol gelişmeli ve heyecanlı bir keşif bekler diye düşünüyorum. Bu arada Peter dayak yiye yiye kabul etmek zorunda kaldığı kötülüğü ne zaman yapacak ve nasıl bir şey olacak sorusunun cevabını da çok merak ediyorum. Hadi yeni maceralar için yarın yeniden görüşmek üzere!