37. Bölüm : Üzgünüm!

avatar
2504 51

My Vampire System - 37. Bölüm : Üzgünüm!


Çevirmen : Clumsy



Yurt odasına dönen Quinn, Vorden’ın da Peter’ın da ortalıkta olmadığını gördü.

 

"Neredeyse yasak saati geldi, bu saatte dışarıda ne işleri var acaba?"

 

Yazık olmuştu, çünkü Quinn, Peter veya Vorden’a Layla’yla aralarında neler yaşandığını sormak istiyordu ama saat geç oluyor ve enerjisi tükeniyordu, bu yüzden onları beklemeden uyumaya karar verdi.

 

Ve kafası yastığına değdiği anda uykuya daldı, üstünü başını bile değişmeden ayyaşın teki gibi yatıp kaldı.

 

Dakikalar sonra odaya geri dönen ilk kişiyse Peter oldu.

 

Usul usul içeri giren Peter, Quinn’in geri döndüğünün farkında bile olmadan yavaşça yatağına ilerleyip hafiften titreyerek yorganı kafasına çekti.

 

Çok geçmeden Vorden da geldi. Peter’ın yatağındaki şişkinliği görebiliyordu, ardından Quinn’in uyumakta olduğunu fark etti.

 

Ve Quinn’in huzurlu yüzüne bakarak gülümsedi.

 

"Anlaşılan iyisin." diye fısıldadı kendi kendine. "Üzgünüm."

 

Her biri kendi sorunlarıyla baş ediyor ve hiçbiri bir diğerinin ne yaşadığını bilmiyordu. Akıllarında çok şey olunca ve o şeyleri paylaşacak kimseleri olmayınca da o geceyi tüm bu kötülüklerle sonlandırmaları gerekti.

 

Uykusundan uyanan Quinn, alışıldık sabah mesajıyla karşılandı.

 

<Günlük görev tamamlandı: 8 saatliğine doğrudan güneş ışığından sakınıldı.>

 

<135/400 Exp>

 

Quinn kuvvetindeki gelişimden memnundu ama seviye atlama hızı için aynı şeyi söyleyemezdi. An itibarıyla yalnızca üçüncü seviyedeydi ve elinin altında iki yetenek vardı. Ve insana bir şeyleri kontrol etme imkanı tanıyan diğer özel güçlerin aksine Quinn’in yetenekleri belli bir eylem şeklindeydi. Eğer üst düzey özel güç kullanıcılarıyla aynı sahada yarışmak istiyorsa daha çok yeteneğe ihtiyacı vardı.

 

Dün Loop’la yaptığı mücadeleden sonra ihtiyaç duyduğu birkaç şeyin farkına varmıştı. İlki, dövüşte daha iyi olmaktı. Şu ana dek düşük seviyelileri mağlup etmekte iyi iş çıkarsa da dövüşmeyi bilen rakipler karşısında aynı şeyi söyleyemezdi.

 

Dün pervasızca dövüşüp mücadeleyi kazanabilmesini tamamıyla Kan Bankasına borçluydu. Bu da demek oluyordu ki yeni göğüs göğse çarpışma becerileri edinmeliydi. İkincisiyse her gün çıkıp da öğrencilerle dövüşemeyeceğiydi.

 

Dün kıl payı kurtulmuştu ve Loop’un saldırganın kendisi olduğunu bilip bilmediğinden henüz haberdar değildi. Bunu bir sır olarak tutmak istiyorsa gece aktivitelerini sınırlamak zorundaydı. Ya da bir hediye olan eldivenlerine bel bağlamasına gerek kalmayacak kadar güçlenmeliydi.

 

Bu da Quinn’e yeni bir hedef veriyordu. Sistemi kontrol ettiğinde mağaza sekmesinin ancak 10. seviyede açılacağını gördüğünü anımsıyordu. Yeni hedefi de buydu, o sekmede neler olacağını bilmese de sistem bugüne dek Quinn’i hayal kırıklığına uğratmamıştı.

 

Bu sırada uyanan Vorden, Quinn’e her zamanki gibi davranarak, "Hey, iyi uyudun mu?" dedi. "Dün geldiğimde kütük gibi yatıyordun."

 

"Aynen, dünkü dövüş derslerinden sonra bayağı yıpranmıştım."

 

"Dün bir kazaya karıştığını duydum, her şey yolunda mı?" diye sordu Vorden.

 

"Gördüğün gibi tamamen iyileştim, benim için endişelenmene gerek yok."

 

"Hey Quinn, ciddiyim bak, eğer zorbalığa uğrar veya zarar görürsen bana söylemen yeterli. İkinci sınıflar müdahale etmesin diye birbirimize yardım etmeyeceğimizi söylediğimizi biliyorum ama ben onları halledebilirim, endişelenme yani."

 

Quinn Vorden’a gülümseyerek karşılık verdi. Layla’nın neden bu kadar endişelendiğini anlayamıyordu. Karşısındaki Vorden, Quinn’in alışkın olduğu kişiydi. Evet, elbette kendince sorunları vardı ve zaman zaman tepesi atıyordu ama bunu yaşamayan var mıydı ki?

 

Aralarındaki iyi atmosferi bozmak istemeyen Quinn, olanları baş başayken Peter’a sormakta karar kıldı. Zaten Vorden’a sorduğu takdirde tek taraflı bir açıklama dinleme ihtimali vardı.

 

Peter da uyandığında Vorden, onu da selamladı ancak Peter yalnızca birkaç kelimeyle karşılık verdi. Quinn’se artık Peter bile tuhaf davranıyor diye düşündü.

 

"Her şey yolunda mı Peter?" diye sordu Quinn.

 

Üniformasını giyinen Peter ise dalgın dalgın, "Ha, evet, iyiyim." diye yanıtladı.

 

Ardından üçlü grup kantine yönelerek koridorda ilerlemeye başladı. Ve Quinn, sabah ilk iş görmek istemediği birine denk geldi, yani Loop’a.

 

Fakat Loop, göz göze geldikleri saniyede ter dökmeye başladı, elleri kontrolsüzce titredi. Yan yana geldiklerindeyse yürümeyi keserek Quinn’e seslendi.

 

"Hey, baş başa konuşmamız mümkün mü?" dedi Loop.

 

Quinn, Loop’un arkadaşları yakınlarda mı diye hızlıca etrafa bakınmaya başladı. Loop onu çağırıyorsa kendisi ve Fei’ye saldıran kişinin o olduğunu çözmüş olma ihtimali yüksekti.

 

Quinn, kendisine saldırmak için toplaşabileceklerini hesap etmişti ama böyle bir şeyin bu kadar erken gerçekleşmesini beklemiyordu. Gerçi etrafa bakınsa da Brandon ve hatta Fei’yi bile yakınlarda göremiyordu.

 

Etrafları bir sürü öğrenciyle çevriliyken Loop’un bir işe kalkışmasının pek mümkün olmadığını düşünüyordu ki saldırıya geçse bile yeteneklerini ifşa etmeden kendisini savunabilirdi.

 

"Hey, her şey yolunda mı?" Vorden, Loop’la göz temasını kesmeden sert bir sesle böyle söyledi.

 

"Aynen, sorun yok Vorden, siz önden gidin, ben birazdan size yetişirim."

 

Ancak Vorden ve Peter ikilisi uzaklaşırken Vorden, kendisini dönüp dönüp Quinn’e doğru bakmaktan alıkoyamıyordu.

 

Böylece Quinn ve Loop, kantine giden koridor üzerindeki bir sınıfa doğru ilerledi. Kahvaltı saati olduğu için dersler henüz başlamamıştı, haliyle sınıflar boştu. Elbette Quinn, Loop’un saldırıya geçme ihtimaline karşın kapıya yakın duruyordu. Bu sayede her an, diğer öğrencilerin de olduğu koridora kaçabilirdi.

 

Loop gergin ve kıpır kıpır şekilde dikiliyor, kelimelerini dile getirme konusunda tereddüt ediyor gibi görünüyordu ve nihayet öne eğilerek, "Dün olanlar için özür dilerim." dedi. "Derste canını yaktığımızı ve muhtemelen bizden intikam almak istediğini biliyorum ama beni bağışla lütfen."

 

Quinn’in nutku tutulmuştu, böyle bir şeyi hiç beklemiyordu ve neler olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.

 

"Sırrını kimseye anlatmayacağıma söz veriyorum, lütfen, ne istersen yaparım, yeter ki yaşamama izin ver. Bir daha asla canını sıkmayacağım ve hiç kimse asla olanları öğrenmeyecek."

 

Quinn tüm bunların numara olabileceğinden şüphelense de Loop samimi görünüyordu, yani ya samimiydi ya da dünyanın en iyi aktörü. Ancak Quinn’in anlayamadığı şey, Loop’un böyle davranmasına sebep olan şeyin ne olduğuydu.

 

"Sırrımı tuttuğun için teşekkürler, ayrıca sana kin güttüğüm de söylenemez. Arkadaşların bana saldırmış olsa da sen hiçbir şey yapmadın. Sadece onlara yardım etmeye çalışıyordun." dedi Quinn.

 

"Teşekkür ederim, beni bağışladığın için çok teşekkür ederim." dedi Loop. "Söz veriyorum neye ihtiyacın olursa olsun yardım edeceğim, yalnızca Brandon’ın başına gelenler benim de başıma gelmesin istiyorum."

 

"Brandon mı?" dedi kafası karışan Quinn. "Brandon’a ne oldu ki?"

 

#Ah benim cahil vampirim, dünyadan haberi yok. Şaka maka Loop, Brandon’ın ölümünün ardında Quinn’in olduğunu sanıyormuş. E kendisi ve Fei çatı katında dayağı yemişken başka birinden şüphelenmesi de saçma olurdu zaten. Bakalım bu mesele nasıl dallanıp budaklanacak. Güzel bölümler geliyor arkadaşlar, takipte kalın. Yarın tekrar görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr