Çevirmen : Clumsy

Ders sona erdiğinde Quinn’in eldivenleri iade edip cephanelikte bırakması gerekti. Sonuçta kendisine ait değillerdi ve yalnızca silah kullanmaya alışması amacıyla oradaydılar.

Quinn ilk portal gezintisine çıktığında kendine ait bir silah yapmak için uygun bir canavarı avlayabilecekti. O zaman ekipman ödünç almasına da izin verilecekti.

Odasına yönelen Quinn, ilk önce istatistik puanlarını kullanmaya karar verdi. Ve herhangi bir değişiklik var mı diye bakmak için durum ekranını açtı.

<HP: 20/20>

<Kuvvet: 12>

<Çeviklik: 12>

<Canlılık:12>

(Doğrudan güneş ışığına maruz kalınması nedeniyle şu anda tüm istatistikler yarıya inmiş durumda)

Sistem, son seviye atlayışıyla istikrarlı görünüyordu. Bu defa herhangi bir evrim süreci olmasa da 5 puan HP ve bir istatistik puanı kazanmıştı. Canını sıkan tek bir şey varsa o da istatistik puanlarının güneş ışığı altında yarıya indiği gerçeğiydi.

Quinn’in güneş ışığı altında bile tüm gücünü kullanmasını gerektirecek zamanlar da gelecekti. Yine de okuduğu Vampir romanlarındaki bazı Vampirler anında küle döndüğü için güneşin altında durabildiğine bile şükrediyordu.

Quinn, plana sadık kalıp puanı çevikliğe vermeye kararlıydı, darbe almadan saldırabildiği sürece karşısındaki kişiye zarar veremese bile her daim kaçabilirdi. Silah tercihi eldiven olacaksa da çevikliğin faydası dokunurdu. Yakınlaşmak ve göğüs göğse çarpışma becerisini kullanmak için hızlı olmalıydı.

<Çeviklik:13>

Quinn’in kontrol etmek istediği bir sonraki şey, seviye atlayarak elde ettiği yeni yetenekti.

<Yetenek: Kan Bankası, Seviye 1>

<“Kan Bankası” yeteneği, 100 ml kanı yedekte tutmanıza olanak tanır. Kullanıcının sağlığı 5’in altına düşerse Kan Bankası kullanıcının iyileşmesi için otomatik olarak kullanılır. Her 10 ml kan ile 5 HP yenilenir. Kullanıcı kendi kişisel zevki için de dilediği zaman Kan Bankasını kullanarak kan tüketebilir.>

Quinn, yeteneğe hayretler içerisinde bakıyordu. Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyordu. Kan Bankası özünde ikinci bir can gibiydi. Ağzına kadar dolu olduğu takdirde Quinn, 50 HP doldurabilecekti.

Bunun yanı sıra depolama sorunu da çözülecekti. Kanın oksitlenmesini engellemek için deney tüpü ve mantar kullansa da kanın bozulma sürecini uzun süre geciktiremeyecekti. Özel bir tür depolama yapmadıkça kanı maksimum 8 saat taze tutabilecekti.

Evet, Layla’ya güvenebilirdi ama her zaman yanında olmayacaktı. Bu düşünceyle Layla’nın kanının bulunduğu tüpü çıkartarak üzerinde inceleme yeteneğini kullandı. Kan şimdilik kullanılabilir gibi görünüyordu.

<Kan Bankası Yeteneği>

Bu komutla Quinn’in elindeki kan ışıldamaya başladı ve bir anda tüpün içerisinden kayboldu.

<Kan Bankası: 10/100>

<Açlığınız kuvvetleniyor>

Quinn, Kan Bankası yeteneğinin kullanışlı olmasına sevinmişti, bir müddet bekledikten sonraysa nihayet daha önce de gördüğü bir mesaj aldı.

Geçen sefer açlığıyla ilgili mesajı aldığında sistem, kan tüketmesi gerektiğini, aksi takdirde sağlığının düşeceğini belirtmişti. Ama Kan Bankasını doldurmaya devam ettiği sürece böyle bir endişesi olmayacaktı.

Tüm bilgilerini kontrol eden Quinn nihayet yurt odasına dönerek Peter ve Vorden’ı birazcık hırpalanmış halde buldu.

"Vaay, size ne oldu böyle?" diye sordu Quinn. "Yine mi ikinci sınıflar?"

"Yo, endişe etmene gerek yok, yalnızca dövüş sanatları dersinde öğretmen ilk günden idman yaptırdı."

"Herhangi bir sorun çıktı mı?"

"Pek sayılmaz, elbette ki aşağılandım ve mücadeleyi kaybettim, yeteneğimi hala yeterince iyi kontrol edemiyorum. Sanırım fazla gergindim. Arkamdaki çamurlu çubuğu çıkarttığım anda diğer öğrenciler gülmeye başladı, benim de dikkatim dağıldı." diye açıkladı Peter. "Ama öte yandan Vorden çok havalıydı, o çocuklara çenelerini kapatmalarını ve şimdi de kendisiyle savaşmalarını söyledi. Sonra da benimle aynı gücü kullanarak 3. seviye bir kullanıcıyı mağlup etmeyi başardı!"

"Oh kapa çeneni!" diyen Vorden, Peter’ın omzuna hafif bir yumruk attı. "Beni utandırıyorsun."

"Ama doğru söylüyorum. Çok havalıydın."

Böylece üçü, dövüş derslerinde yaşananları anlatmaya devam etti. Quinn, Brandon’a karşı aldığı galibiyetten bile söz etti. Başta şaşırsalar da özel güç kullanmanın yasak olduğunu açıkladığı anda durumu anladılar.

Üçü de dövüş derslerinin ilk günü yüzünden bitkin düştüğü için de biraz dinlenmeye karar verdiler. Ertesi sabah uyanan Quinn, yeni bir mesajla karşılandı.

<Günlük görev tamamlandı. 5 exp kazanıldı>

<25/400 Exp>

<Açlığınız kuvvetlendi>

<İnsan kanı tüketinceye dek saat başı 1 HP kaybedeceksiniz>

Bu mesaj, son kan tüketiminin aşağı yukarı iki gün sonrasında gelmişti. Yani kan ihtiyacı duymadan geçirebildiği süre bu kadardı.

<Kan Bankası yeteneği>

<10 ml kan tüketilecek, devam etmek istiyor musunuz?>

<Evet>

Evet seçeneğini seçişinin ardından ağzına tatlı bir koku doldu, karnındaki boşluğun kaybolduğunu hissetti ve tatmin olarak normale döndü. Şimdi tek ihtiyacı Layla’yla buluşup Kan Bankasını doldurmaktı.

Bu yeni hafta boyunca dövüş sınıfları öğrenciler için normal bir gereksinim olacaktı. Ve öğretmenler, onların canavar avı için portallarla ilk gezintilerine çıkabileceği konusunda tatmin oluncaya dek böyle devam edecekti.

Öğrencilerin duvardan silahlarını almalarının ardından Leo, bir kez daha yeni talimatlar vermek adına önlerine geçti.

"Bugünkü dersimizde yine idman yapacağız ama bu defa kendi rakibinizi kendiniz seçeceksiniz. Bir sonraki rakibe geçinceye dek birer dakikalık mücadeleler gerçekleştireceksiniz. Savaş alanında farklı silahlar ve özel güçler kullanan türlü türlü rakibiniz olacak. Olabildiğince çok çeşide alışmanız çok önemli."

Böylece öğrenciler anında eşleşirken Layla, bir an önce Quinn’e doğru koşturdu.

"Endişelenme Quinn, ilkini senin kazanmana izin vereceğim." diyerek göz kırptı.

Ama o saniyede Leo, ikisine doğru yürüdü.

"Üzgünüm genç hanım ama bu seferlik kenarda kalmanı rica etmek zorunda kalacağım." dedi Leo.

Ve Layla bir adım geri çekildi.

Leo da katanasını çekerek ucunu Quinn’e doğrulttu.

"Neyin varmış göster bakalım ve sakın kendini tutma evlat."

#Kan Bankası mükemmel bir yetenekmiş. Bizimki Layla sayesinde stokunu sağlam tutarsa bayağı faydasını görür. Zaten ara ara kendisine bulaşanlar da olduğu için onların kanları da bankaya atıverirse tamam. Yine de sağlam güçlü birinden ani bir darbe yiyecek olursa Kan Bankası bile kurtaramaz tabii bizim taze vampirimizi. Bu arada bölümü Leo’nun ‘gel bakalım göster kendini’ mesajıyla sonlandırmış bulunuyoruz. Yarınki bölümler de güzel olacak mesajını vererek bugünlük veda ediyorum, tekrar görüşmek üzere!