30. Bölüm : Fazla Güçlü

avatar
2216 54

My Vampire System - 30. Bölüm : Fazla Güçlü


Çevirmen : Clumsy



Arenaya çıkan Quinn, rakibi olan Brandon’ın saatinin 3. seviyede olduğunu belirttiğini gördü. Bu dışarıda gerçekleşen bir mücadele olsaydı ve özel güçlerini kullanma imkanı tanınsaydı Quinn’in pek şansı olmazmış gibi görünüyordu.

 

Ama işte burada, özel güçlere izin verilmeyen arenada buluşmuşlardı. Quinn çoğu kişiden güçlü bir bedene ve yüksek bir hıza sahipti. Özel güçlerin açıklanmasından önce okuduğu romanlardaki Vampirler, insanlardan çok daha güçlüydü. İstedikleri takdirde dünyaya hükmetme imkanları vardı.

 

Brandon’ın elinde epeyce yüksek, iri bir mızrak vardı. Ucuysa tek, kavisli bir bıçakla keskinleştirilmişti.

 

<Rakibin güç seviyesi 3>

 

<Bonus Exp bahşedilecek>

 

Quinn’in gücü giderek iyiye gidiyormuş gibi görünüyordu.

 

"Başlayın!" diye bağırdı Leo.

 

Brandon saniyesinde mızrağıyla hücuma geçerken Quinn öylece durarak iki eliyle savaşma pozisyonu aldı. Saldırı mesafesine ulaşan Brandon, mızrağını öne savurdu. İzleyicilerin gözünde hızlı ve etkileyici bir hamleydi.

 

Ancak 12 çeviklik puanına sahip olan Quinn için kaçınmak kolaydı. Mızrak saldırısından kaçınıp eğildi, sonra da Brandon mızrağı çekme fırsatı bulamadan eliyle ucundan yakaladı.

 

"Ne oluyor lan!" dedi mızrağı çekmeye çalışan Brandon. "Hadisene!"

 

Mızrağı tek eliyle tutan Quinn diğer elini açtı ve mızrağa doğru bir pençe gibi, olabildiğince sert şekilde savurdu. Birkaç saniye sonraysa mızrak ortadan ikiye bölündü.

 

"Bu ne lan, silahım, bozukmuş!" Brandon bu şekilde şikayet etse de Leo hiçbir şekilde müdahale etmedi.

 

Quinn öne atıldı ve Brandon’a herhangi bir şey yapma fırsatı vermeden karnına yumruğunu geçirdi. Ayakları yerden kesilen Brandon, her an uçup gidebilirmiş gibi görünüyordu.

 

"İncele!"

 

<Brandon Richardson>

 

<Özel Güç: Elementsel>

 

<HP: 5/15>

 

<Kan Grubu: 0+>

 

Quinn, Brandon arenadan uçtuğu takdirde galip sayılacağını biliyordu ama sistem bu şekilde kazanmasına müsaade etmezdi, rakibini hiç değilse 1 HPye düşürmesi gerekiyordu. Bu yüzden havaya fırlamadan önce tutup aşağı çekti ve aynı saniyede yüzüne dizini geçirerek burnunun kanamasına, kafasının geri sekmesine yol açtı.

 

Ve Brandon nihayet yere yığıldı.

 

"Kazanan, Quinn Talen." dedi Leo.

 

<Rakip mağlup edildi, 50 exp kazanıldı>

 

<Daha yüksek güç seviyeli ilk rakip olması gereği 50 Exp verildi>

 

<220/200 Exp>

 

<Tebrikler, artık 3. seviyesiniz>

 

<20/400 Exp>

 

<1 Nitelik puanı hediye edildi>

 

<Yeni yetenek “Kan Bankasının” kilidi açıldı>

 

Quinn, Brandon’ı mağlup edişinin ardından birkaç sistem mesajı aldı ve hatta seviye atladı. 3. seviye bir kullanıcıyı mağlup etmenin bonus ödülü, ikinci seviyeden de yüksekti. Ama maalesef tek seferlik bir ödüldü.

 

Mesajlar arasında yeni bir yeteneğin kilidinin açıldığından da bahsediliyordu. Tabii Quinn’in şu anda buna bakacak vakti yoktu, arenadan inmeli ve bunu sonraya saklamalıydı. Quinn, inmeden önce kafasını çevirerek yerde yatan Brandon’a baktı. Burnundan kanlar damlıyor ve Quinn’in aklından tek bir düşünce geçiyordu.

 

"Yazık oldu be."

 

Quinn’in Brandon’ın kanını depolayamayacak veya içemeyecek olması çok üzücüydü. Sonuçta herkes onları izliyordu ama bunu yapabilseydi 0 grubu kanın ne işe yaradığını öğrenmiş olurdu.

 

İki asker ansızın belirerek Brandon’ı revire götürdü fakat Quinn arenadan ayrılmadan önce kalabalığın arasından birkaç oğlanın bağırışı yükseldi.

 

"Bu hiç adil değil." dedi oğlanlardan biri. "Brandon’ın hatalı bir silah kullandığı bariz."

 

"Aynen, hem bu da neyin nesiydi şimdi, o aptal herif silahının kırık olduğunu görmesine rağmen ona saldırmaya karar verdi, bence ceza almalı." diye ekledi bir diğeri.

 

Bu ikisi Brandon’ın arkadaşlarıydı. Biri 2.5 seviyeli Fei isimli bir kullanıcıyken diğeri 3. seviyedeki Loop’tu.

 

Bu sırada Leo arenaya çıkıp kırık mızrağı yerden aldı ve incelemeye başladı.

 

"Size bu cephanelikteki hiçbir silahın arızalı olmadığını garanti edebilirim. Her birine aynı özen gösteriliyor."

 

"Öyleyse silahın kırılmasını nasıl açıklayacaksınız?" dedi Fei. "Aksi takdirde hile yapmış ve bir özel güç kullanmış olmalı."

 

Bu suçlamalar yapılır yapılmaz kalabalık arasında mırıldanmalar başladı. Quinn’in güç seviyesini görebiliyor olsalar da pek çoğu Quinn’in bir özel gücü olmadığını bilmiyordu. Belki de yalnızca kuvvetini arttıran bir gücü vardır diye düşünüyorlardı.

 

"Rahat olun millet, hiçbir özel gücün kullanılmadığını garanti edebilirim." dedi Leo.

 

"Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?" diye karşı çıktı Fei.

 

O sırada beklenmedik biri devreye girerek konuşmaya dahil oldu.

 

"Sizi ahmaklar, artık öğretmene saygısızlık etmeyi keser misiniz!" dedi Erin. "Onun kim olduğunu bilmiyor musunuz? Belki de savaştaki ismini söylersem tanırsınız. Bu adam General Leo ya da diğer adıyla Kör Kılıç Ustası."

 

Bunu duyan öğrenciler arasındaki sohbet daha da yoğunlaştı. Kör Kılıç Ustası ismi yerel halk tarafından gayet iyi biliniyordu. Dalki’yle mücadelelerinde çok yardımı dokunmuş biriydi.

 

"O kör mü?" dedi Loop, gerçekliğinden emin olamayarak. "Ama bu, onun özel güç kullanıp kullanmadığını kesinlikle anlayamayacağı anlamına gelmez mi?"

 

O saniyede Leo, kırık mızrağın bir parçasını Loop’a doğru fırlattı. Ve mızrak Loop’u ucu ucuna sıyırarak arkadaki duvara saplandı.

 

O saniyede Loop, yanağında keskin bir sızı duydu ve elini götürdüğü anda oradaki kesiği fark etti.

 

"Görebiliyorum da duyabiliyorum da. Hem de çoğunuzdan daha iyi. Benim özel gücüm insanların Aurasını görebilmemi sağlıyor, insanlar özel güçlerini kullanmaya başladığında da kullandıkları güce bağlı olarak auraları değişiyor. Ve ben de sizlere Quinn’in en ufak bir güç kullanmadığını söylüyorum."

 

Bu sözler, irkilen öğrencilerin bir nebze yatışmasını sağladı. Olup biten onca şeyden sonra silah kulübündeki tüm öğrenciler için unutulmaz bir ilk gün olmuştu. Fakat dersin nihayet sona erişiyle yurtlara dönme zamanı gelmişti.

 

Ama gelin görün ki Leo, Quinn denen öğrenciyi düşünmeden edemiyordu. Mızrağı defalarca incelese de sıra dışı hiçbir şey bulamamıştı. Leo’nun öğrencilere açık etmediği şeyse Quinn odaya adımını attığı saniyede fark ettiği üzere aurasının diğer herkesten birazcık farklı olduğuydu.

 

Ama bu, bir güç kullanmanın doğurduğu farklılık değildi, daha ziyade canavarların veya Dalkilerin, yani insan olmayanların aurasını anımsatıyordu.

 

"Benim için Quinn Talen’in dosyasını bul."

 

"Dosya bulundu." diye yanıtladı Leo'nun saati.

 

"Özel gücü?"

 

"Yok, güç seviyesiyse 1." dedi saat bir kez daha.

 

"Hmm, peki gizlediğin şey nedir Quinn?"

 

#Ooo Leo çok iyi değil mi ya? Kör savaşçı, karizmatik bir adam. Aklıma Daredevil geldi okur okumaz, o da çok havalı bir abimizdi. Ama aurasından bizim oğlanın farklı olduğunu görmesi ve onunla bu kadar ilgilenmesi iyi mi oldu kötü mü bilemiyorum. Sınıftaki oğlanlar da bizimkinin yeni rakipleri olacakmış gibi görünüyor. Bakalım bu iş ne kadar dallanıp budaklanacak, günün son bölümünde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr