23. Bölüm : Bir Yardımcı

avatar
2455 58

My Vampire System - 23. Bölüm : Bir Yardımcı


Çevirmen : Clumsy


Layla, tüm hayatını fantezi romanları ve çizgi roman gibi metinler okuyarak geçirmiş biriydi. Tüm bu savaş meselelerinden önce babası bir yazar olarak çalışırdı, dolayısıyla ev kitaplar ve öykülerle doluydu ve Layla’nın favorileri her daim Vampir hikayeleri olurdu. 

 

Kimliklerini dünyadan gizlemelerinden süper güçlerine, aşırı hızlarına ve sonsuza dek yaşayabiliyor olmalarına dek onlar hakkındaki her şeye bayılırdı.

 

Özel güçlerin dünyaca tanınışıyla fantezi hikayeleri geçmişte kalmıştı. Pek çok insan hayal ürünü olduğu için bu tarz şeyleri okurdu. Hikayeler, onlara asla yapamayacakları şeyleri hayal ettirirdi ama şimdi insanların özel gücü varken tüm bunların ne anlamı vardı ki?

 

Yine de Layla’nın Vampir sevdası dinmemiş, aksine büyümüştü. Özel güçler varsa belki de bir yerlerde Vampirler de vardı. Quinn’in yaptıklarını gören Layla, çoktan kendisini onun bir Vampir olduğuna ikna etmişti.

 

Quinn, normal bir insanın bu sonuca varmayacağını düşünmekte haklıydı, çünkü Layla normal bir insan değildi.

 

Genç kız sandalyesinden bir anda fırlayarak Quinn’in önünde diz çöktü. Odadaki öğrenciler aralarındaki konuşmayı duyamıyor olsa da onlara bakmadan edemiyorlardı.

 

"Lütfen, ne istersen yaparım." dedi Layla.

 

"Tamam tamam, anladım, hadi kalk lütfen." dedi Quinn.

 

Böylece ikili yeniden sandalyelerine yerleşti ve Quinn, durumu nasıl açıklayacağını düşünüp koca bir iç çekerek lafa girdi.

 

"Düşündüğün gibi değil." dedi Quinn. "Ben bir Vampir değilim, bir güç kitabı yüzünden bu hale geldim."

 

O saniyede Layla’nın suratındaki gülümseme silindi.

 

"Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, değil mi?" dedi Quinn.

 

Layla başıyla onay verdi. Quinn basitçe ona bu gücü vermesinin imkansız olduğunu söylüyordu. Çünkü bir insan bedeni yalnızca bir özel gücü aktive edebilirdi. Bir gücü edinirken vücudunuzun içerisindeki genler mutasyona uğrar ve artık değişme veya ikinci bir mutasyon eklenme fırsatı olmazdı.

 

Layla da halihazırda telekinezi gücüne sahip olduğu için ikinci bir güç edinemezdi.

 

"Öyleyse bunu akademiden neden gizledin, neden onlara bir gücün olmadığını söyledin? Bir güç kitabından aldıysan Orijinal olamazsın, değil mi?"

 

"Daha önce böyle bir gücü hiç duymuş muydun?" dedi Quinn.

 

Layla bir müddet düşündü ve böyle bir şeyle karşılaşmadığını fark etti. Kan içmeyi gerektiren bir güce dair hiçbir kayıt bulunmuyordu.

 

"Ama okula bunu bir güç kitabından edindiğini ve o kitabın kaydedilmediğini, senin de bir Orijinal olmadığını söylersen kitabı satarak zengin olabilirsin!" dedi Layla heyecanla.

 

"Keşke doğru olsaydı ama maalesef bunu da yapamam." diye açıkladı Quinn. "Gücü edindiğim anda kitap ortadan kayboldu."

 

Layla, Quinn’in gerçeği söyleyip söylemediği konusunda kafa yorsa da ona inanmaktan başka şansı yoktu. Quinn’in gücünü gizleme konusunda bu kadar inatçı olmasının tek açıklaması buydu. Güç kitapları öylece kaybolmazdı. Başkaları da o güçleri edinebilsin diye farklı kişilere aktarılırlardı.

 

İnsanlar bunu öğrenecek olursa birden fazla şirket ve askeriye bu gücü paylaşması için Quinn’e muazzam bir baskı uygulardı ve Layla, arkasında kendisini destekleyen güçlü bir aile olmadıkça Quinn’in başına neler gelebileceğini hayal dahi edemiyordu.

 

Bu gücü bir kitaptan aldığına ve kitabın ortadan kaybolduğuna hayatta inanmazlardı.

 

Quinn, Layla’ya o güne dek olup biten ne varsa anlattı. Gücünün bir oyun, bir sistem gibi oluşundan ve kendisine tuhaf görevler verişinden, yeteneklerin kilitlerinin açılışından bahsetti. Bunlar Layla’nın okuduğu Vampir hikayelerine hiç benzemiyordu ama sistem, benzer kurallar uyguluyormuş gibi görünüyordu.

 

"İyi, sırrını saklayacağım ama bir şartla. Sana yardım etmek istiyorum." dedi Layla. "Bu konuda pek bilgin olmadığı ortada, öyle ki kontrolü kaybedip beni boynumdan ısırdın. Öylece okulda dolaşıp insanları ısırmana izin veremeyiz. Seni anında harcarlar. Birilerinden beslenmen gerekirse benden beslen." dedi Layla, elini bedenine yerleştirerek.

 

Quinn durum üzerine düşünmeye başladı, Layla’nın yardımcı olması büyük bir avantaj sağlardı. Zaten sistem hakkında birkaç şeyi test etmek istiyordu ve bedavaya yardım etmek isteyen birini bulmuştu.

 

Ayrıca Layla sahiden de gerçeği söylüyormuş gibi geliyordu. Bunun yanı sıra Vampirler konusunda ondan daha bilgili görünüyordu. Belki de araştırmalarında yardımı bile dokunabilirdi.

 

Quinn’in "Anlaştık!" deyişiyle ikili el sıkıştı.

 

Layla, Quinn teklifini kabul ettiği için mutluydu. İşin doğrusu henüz bir Vampir olma düşüncesinden vazgeçmemişti. Quinn’in aksine Layla, Quinn’in sahip olduğu şeyin bir özel güç olduğundan pek emin değildi. Özel güçler genellikle belirli yetenekler dizilerinden oluşurken Quinn, artık insan değilmişçesine tamamen değişmişti.  

 

"Tamamdır, her şey sırayla, ilk önce benden biraz kan almalısın." dedi Layla. "Bu sayede tekrar acıkacak olursan hemen içebilirsin."

 

Layla bu cümlelerden sonra tişörtünü hafifçe kaldırarak boynunu Quinn’e gösterdi.

 

"Aklından neler geçiyor senin, bu işi kütüphanenin ortasında yapamayız, ayrıca öylece boynunu ısıracak değilim."

 

İşte ikili bu şekilde konuşup sıradaki hamleleri üzerine sohbet ediyordu.

 

O sırada Vorden, kütüphaneye girerek Quinn’in Layla’yla konuşup gülüştüğünü gördü.

 

"Demek beni bu kadar çabuk unuttun, ha." dedi Vorden. "Sen de diğerleri gibiymişsin. Ama sana bana ihanet etmek ne demekmiş göstereceğim, Quinn. Madem insanlar bana canavar diyor, ben de bunu kabullenir ve gerçek bir canavar olurum."

 

#Bu Vorden cidden bir acayip. Tam bir takıntılı eski sevgili tribi attı şu an, haklarında hayırlısı. Bir anda Quinn veya Layla’ya düşman kesilir mi diye de merak etmedim değil. Bakalım bir sıkıntı çıkacak mı ve Quinn-Layla ittifakı için her şey yolunda gidecek mi, günün ikinci bölümünde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr