15. Bölüm : Sıradaki Hedefimi Buluyorum

avatar
2587 61

My Vampire System - 15. Bölüm : Sıradaki Hedefimi Buluyorum


Çevirmen : Clumsy



Layla bir süredir Quinn ve diğerlerini takip ediyordu, Quinn Mono’yla uğraşırken bile peşlerindeydi. Ona yardım etmek gibi bir planı olmasa da Quinn’in bir günde bu denli dikkat çekebilmiş olması karşısında şaşkındı.

 

Layla’nın kafasını karıştıran tek şey, Quinn’in yumruğunun göze fazlasıyla güçsüz ve yavaş gelmiş olmasıydı. Gördüğü kadarıyla Quinn Mono’yu gerçekten de yumruklamak istemiş ama bu meydan okuyucu tavrı, antrenman salonunda gördüğü en iyi haliyle örtüşmemişti.

 

Vorden basıp gittikten sonra Peter ve Quinn ikilisi bir sonraki ders için sınıfa dönmelerinin daha iyi olacağında karar kılmıştı. Bu amaçla bir müddet yürüseler de tam birinci sınıf binasına dönecekken merdivenlerin önünde bir grup birinci sınıf öğrencisiyle karşılaştılar.

 

Toplam üç kişiydiler ve kol saatleri, güç seviyelerinin 2-2.5 arası değiştiğini gösteriyordu.

 

"Ne yapacağız, Dan bu haftanın sonuna dek 50 kredi istedi." dedi oğlanlardan biri.

 

"Biliyorum, neden bize bulaşmaları gerekiyordu ki, sırf ondan güçsüzüz diye mi!" diye yanıtladı bir başka oğlan.

 

Kredi, okulun ve şehrin para birimi sistemiydi. Şu anda askeri okulda olsalar da şehrin geri kalanı normal işleyişini sürdürüyordu. Şehir boyunca restoranlar, dükkanlar ve hatta eğlenceli aktivitelerle oyunlar bulunuyordu. Bu tarz şeyler yapmak istediğiniz takdirdeyse krediyle ödeme yapmanız gerekiyordu.

 

Öğrenciler okuldayken bedava yemek yiyor ama aynı zamanda kol saatlerine günde on kredi aktarılıyordu. Ayrıca görevlere ve okul aktivitelerine katılıp iyi performans gösterip ödüllendirilerek daha çok kredi elde edebiliyorlardı.

 

Peter ve Quinn oğlanları geçip sınıfa yönelmek üzereyken içlerinden biri, ikiliye seslendi.

 

"Hey siz ikiniz, orada durun!" diye bağırdı.

 

Peter anında dururken Quinn yürümeye devam etti.

 

"Hey, duyuyor musun, sana dur dedim!" Oğlanlardan biri böyle söylerken bir başkası hemen Quinn’in önüne geçerek onu Peter’ın dikildiği noktaya doğru itti.

 

Quinn, en azından güneşin altındayken ikinci bir vukuat yaşamamayı umuyordu. Vaktinde binaya dönebilirse hiç değilse bir şansı olur diye düşünüyordu.

 

"Sanırım kredi problemimizi çözmüş olabilirim; siz ikiniz koca okulun yegâne birinci seviyeleri olmalısınız." dedi oğlan. "Bize 10ar kredi verirseniz içeri girebilirsiniz."

 

"Ama elimizdeki kredinin hepsi bu zaten." diye sızlandı Peter.

 

"Bak, ben de bunu yapmak istemiyorum ama yapmazsam kıçıma tekmeyi yiyeceğim. Hemen verin şu kredileri."

 

Peter gözlerinde bir umutla Quinn’e baktı, belki de Quinn’in hiçbir şansı olmadığını bilmesine rağmen Mono’ya vurmaya çalıştığı zamanki gibi bir şeyler yapabileceğini düşünüyordu. Ama bu kişiler ikinci seviyeydi ve Quinn, tüm gücüne sahip olsa bile onları yenemeyebilirdi.

 

Bu yüzden kredileri verip sıyrılmanın daha iyi olacağında karar kıldı. Mücadeleyi kaybedip kredileri vermeye mecbur kalmaktan daha iyiydi.

 

İşte tam da o anda yeni bir sistem mesajı aldı.

 

<Yeni bir görev aldınız>

 

<2. seviye olmak üzere bir güç seviyesi farkı tespit edildi>

 

<Ekstra tecrübe puanı kazanılacak>

 

<Rylee olarak bilinen öğrenciyi mağlup edin>

 

Quinn ansızın şansını deneme arzusu duydu. Ekstra tecrübe puanı kazanma ve seviye atlama düşüncesi gerçekten cezbediciydi ama açgözlülüğe yenik düşemezdi. An itibarıyla karşısında üç tane 2. seviye kullanıcı vardı ama sistem ondan yalnızca birini mağlup etmesini istiyordu.

 

Quinn’in ilk yapması gereken, İnceleme yeteneğini kullanıp Rylee isimli öğrenciyi seçmek için içeri girmekti. O anda kullanmayı denerse her şey bir bulanıklık şeklinde görünürdü.

 

Sonuç olarak on krediyi vermekte karar kıldı ve saatini diğer oğlanın saatinin üzerine koyarak transferi gerçekleştirdi. Peter da aynı şeyi yapınca ikilinin binaya girmesine izin verildi.

 

"Hey, bu harika bir fikirdi dostum!" dedi oğlanlardan biri. "Yine güçsüz birini buluncaya dek burada beklesek mi ki? "

 

"Ne!" İçinden böyle söyleyen Quinn, oğlanların ödeme sonrası içeriye gireceğini umuyordu ancak bir müddet daha dışarıda takılacaklarmış gibi görünüyordu. Bir anda duraksayarak öylece beklemeye başladı.

 

"Siz ikiniz ne halt yiyorsunuz, kıçınıza tekmeyi yemek istemiyorsanız basıp gidin!” dedi oğlanlardan biri.

 

Quinn’se yumruğunu sıkarak bağırdı.

 

"Rylee!"

 

Üç oğlan da aynı anda kafasını çevirse de hiçbiri yanıt vermedi. Quinn’in şanssızlığı devam ediyordu ama hangisinin Rylee olduğunu öğrenmek için uygulayacağı bir planı daha vardı.

 

"Aynı numarayı üzerimde bir kez daha deneyecek olursan öldün bil, Rylee!" dedi.

 

O saniyede üçlünün ortasındaki kızıl saçlı oğlan öne çıkarak bağırdı.

 

"Ne dedin lan sen, serseri bozuntusu?"

 

"Koş!" diye bağırdı Quinn.

 

Ve Peter ile Quinn, sıradaki sınıfa doğru tam gaz koşmaya başladı.

 

"Bunu neden yaptın?" diye sordu Peter.

 

"Sadece birazcık canlarını sıkmak istedim."

 

Peter Quinn’in birazcık deli olduğunu düşünmeden edemiyor ama kendinden güçlü kişileri sallamayıp onlara birazcık tepeden bakıyor gibi görünmesi de hoşuna gidiyordu.  

 

Sınıfın dışına ulaştıkları anda Quinn, durum ekranını açarak görevin hala aktif olup olmadığını kontrol etti.

 

"İyi." Rylee’den uzaklaşmış olsa bile görevi hala aktif görünüyordu, yani onu ne zaman tamamlarsa tamamlasın puan kazanabilecekti.

 

Ve artık hangisinin Rylee olduğunu ve ilk olarak kimi hedefleyeceğini biliyordu.

 

"Sen benim seviye atlamama yardımcı olacaksın."

 

#Güçlü güçsüzü eziyor, güçsüz daha da güçsüzü. Bu düzenle Peter gibilerin bu okulda, hatta bu dünyada işi çok zor. Quinn’in güçlenmesiyse çok uzun sürmeyecektir diye düşünüyorum. Güzel bir görev de aldı zaten. Rylee’yi tenhada kıstırırsa, hele de akşam vakti olursa bu iş tamam. E bakalım bir sonraki bölümde intikam çanları çalacak mı, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44250 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr