Bölüm 378: Birisi Buradaydı

"Ablam ortadan kaybolmadan önce bana son gönderdiği video buydu. Bu odayı bulmak için videodaki her bir ipucuna dikkat ettim. En sonunda çabalarım meyvesini verdi. Üniversitenin forumunda gezerken okulumuzun hayalet hikayeleri başlığına denk geldim. Hikayelerden birinde ağlayan bir heykelden bahsediliyordu.

"Efsaneye göre gece yarısı bu heykeli bulursak herhangi bir ifadenin gerçekliğini bize teşhis edecek. Eğer doğruysa kanlı gözyaşı akıtacak ve sahteyse korkutucu bir şey olacak."

Ma Yin bahsettiği başlığın ekran görüntüsünü telefonunda buldu. Başlığın en altında heykelin bir resmi vardı ve heykel onun ablasının videosundaki heykele benziyordu. Batılı bir adama ait bazı tarzında bir heykeldi. Normal bir insandan daha büyüktü ve çirkin görünüyordu. Tabanına bir cümle kazınmıştı, Yalan en güzelidir, çünkü gerçekler çoğunlukla en çirkinidir.

"Başlığı açan kişiye resmi nasıl bulduğunu sormak için özel mesaj gönderdim ama cevap vermedi.  Ardından o kişiyle öğretmenler aracılığıyla iletişim kurdum. Resmi terk edilmiş bir depoda çektiğini söyledi. Heykelin anlattığı hikayeyle uyuştuğunu düşünmüştü, o yüzden gönderisine eklemişti. Yıllar önce kampüs taşındığından beri bu depoya kimse gitmedi. Eğer doğruyu söylüyorsa heykel hala deponun içinde olabilir."

Ma Yin ve Liu Xianxian her şeylerini paylaşan yakın arkadaşlardı. Ma Yin birisine güvendiğinde ona her şeyini anlatırdı.

"Umarım bu sefer bulabiliriz. Gerçekten de cevabı merak ediyorum."

İki kız ablukayı geçtiler ve terk edilmiş binaya gizlice sızdılar.

"Buraya her gelişimizde garip hissediyorum, sanki buradan bizden başka birisi daha varmış gibi." Işığın güvenliklerin dikkatini çekeceğinden korktukları için telefonlarının ışığını açmadılar. Duvara dokundular ve yavaşça koridorda ilerlediler.

"Bu binanın atıl durumda kalması oldukça üzücü. Acaba okul bu binayı neden kiralık vermiyor," Ma Yin kendi kendine mırıldandı. Aslında korkuyordu ama bunu Liu Xianxian'a göstermeye cesaret edemiyordu. Liu Xianxian onun en iyi arkadaşıydı. İlerlerken Liu Xianxian'ı korumak için arkasında tuttu.

Fiziksel olarak daha küçük olan Liu Xianxian onun arkasından ilerledi. Eğitim binasına girdikten sonra o da gerilmeye başlamıştı. "Xiao Yin, buraya birçok sefer geldik ve ben de mezun olarak kıdemlilere sordum. Buranın terk edilmesinin ve diğer bölümlerin yeni bir kampüse taşınmasının bir nedeni olduğunu söylediler."

"Nasıl bir nedenmiş?" Ma Yin normal kızlara göre daha uzun ve daha güçlüydü ama bu onun daha cesur olduğu anlamına gelmiyordu.

"Kadavralarla alakalıymış. Bu bloğun kapatılmasının sebebi laboratuvar binasına çok yakın olmasıymış." Liu Xianxian pencereden dışarı baktı. Saat 2'de Jiujiang Tıp Üniversitesinde garip bir fenomen vardı. Eğer kampüs kuzey, güney, doğu ve batı olarak dörde ayrılırsa, kampüsün kuzey, güney ve doğu tarafları ışıklıydı ama batı tarafı tamamen karanlıktı.

"Efsanelere göre Jiujiang'ın en büyük yeraltı morgu bizim okulun batı kısmında. Gece yarısından sonra ışıkları kapatma geleneği yok mu? Bunun sebebi kadavralar sabahları yorgun olacağı için gece dinlenmeye ihtiyaçlarının olması. Böyle bir şeye inanıyor musun?" Liu Xianxian'ın sesi garipti ve gecenin karanlığında son derece soluk görünüyordu.

"Bu oldukça garip."

"Bu okulla ilgili daha garip şeyler var. İlk kayıt olduğumuzda rehberlik eğitmeninin dediklerini hatırlıyor musun? Gece yarısı kampüsün batı kısmına gitmeyin dedi. İnsanlar nedenini sordu ama o anlamsız bir kaç bahane sıraladı. Kıdemlilere sorduğumda gece dışarı çıkan birisi vardı ve birisi ona el sallamıştı. Gece kampüsün batı kısmına gitmiş ve laboratuvarın içinde mahvolmuş bir kadavra görmüş." Liu Xianxian devam ettikçe yüzü daha da karardı. "Birçok benzer hikaye var ve artık hangisinin gerçek hangisinin sahte olduğunu anlayamıyorum."

"Liu Xian, kaç gecedir arıyoruz, şu an pes edemeyiz." Ma Yin için tek partner Liu Xianxian olabilirdi. Eğer Liu Xianxian geri adım atarsa ablasının kaybolmasıyla alakalı olan heykeli tek başına aramak zorunda kalacaktı.

"Biliyorum,  böyle ısrarcı olmak aptal gibi hissettiriyor." Liu xianxian telefonunu çıkardı ve rehberinden aceleyle birisinin numarasını silmeyi istedi. Köşeye kadar yürüdüler ve merdivenlerden birinci yeraltı katına indiler. Kimse tarafından takip edilmediklerinden emin olduktan sonra telefonlarının fenerini yaktılar.

"Burası aniden soğudu." Soğuk hava Ma Yin'in saçlarını okşadı ve Liu Xianxian'ın yanına yanaştı. "Burada vantilatör yok, bu hava akımı nereden geliyor bilmiyorum."

Omuzları birbirine dokundu ve Ma Yin aniden Liu Xianxian'ın vücudunun adeta donmuş gibi soğuk olduğunu fark etti.

"Liu Xian neden bu kadar soğuksun?"

"Gerginlikten."

"Endişelenme, ben yanındayım. Ne olursa olsun senin yanında kalacağım."

Koridorda ilerlediler ve yan taraftaki odalara hiç bakmadan doğruca merdivenlere gidip ikinci yeraltı katına indiler. Merdivenlerde bazı lekeler vardı. Kirli görünüyordu, sanki birisi merdivenlerden yukarı ya da aşağı bir şey sürüklemiş gibiydi.

"Görünüşe göre bizden önce birisi gelmiş." Ma Yin yerdeki su lekesine baktı ve havayı kokladı. Bir tıp öğrencisi olarak bu kokuya aşinaydı. "Formalin."

"Formalini laboratuvardan çıkarmak yasaktır. Nasıl burada formalin olabilir?" Liu Xianxian formalinin kullanım amacını biliyordu, kadavraları muhafaza etmek içindi. "Buranın yeraltı kampüsün batı kısmına bağlanıyor. Gerçekten birisi yeraltı morguna mı sızdı? Bu yılın başlarında birisinin kara borsada satmak için kadavraları çaldığını duymuştum."

"Olay o değildir. Birisi kadavraları morgdan çıkarsa dahi okuldan dışarı nasıl taşıyacak? Her yerde güvenlik kamerası var." Ma Yin Liu Xianxian'ı teselli etmeye çalıştı. "Bunu çok düşünme. Arada bir yeraltı morgunun bakımı için gelen insanlar var, muhtemelen bunu onlar yapmıştır."

"Öyle olsaydı burayı değil ön kapıyı kullanırlardı.  Hala bir terslik olduğunu düşünüyorum." Öyle dese de Liu Xianxian merdivenlerden arkadaşına göre daha hızlı indi. Duvara tutundu ve merdivenlerin en altına ulaştığında feneri kaldırdı.

Yol ikiye ayrılıyordu. Duvarda levha yoktu. Sağ taraf normal depoya giderken sol taraf yeraltı morguna gidiyordu. Yerdeki su lekeleri daha da belirginleşti ve sol tarafa gidiyordu.

"Görünüşe göre gerçekten de birisi yeraltı morguna girmiş." Ma Yin sol taraftaki koridora baktı ve oraya ışık tutmak için telefonunu kaldırdı.