Bölüm 370: Hastalıklı Güzel (Çift Bölüm)

avatar
753 11

My House of Horrors - Bölüm 370: Hastalıklı Güzel (Çift Bölüm)


Bölüm 370: Hastalıklı Güzel (Çift Bölüm)


"Gao Ru Xue asansöre binmek isterken binadan ayrılan yağmurluklu biriyle karşılaştı. Bu sadece bir tesadüf olmalı."


Polisin soruşturması bu kişinin yağmurluğuna odaklanmıştı. Chen Ge durumu onun bakış açısından görmeyi denedi ve katilin yeni bir saklanma yeri bulmak için Xi Xia Hu'dan ayrılmaya çalıştığına inandı.


"Şimdilik bu teyit edilmiş değil. Ayrıca katilin Gao Ru Xue'nin peşine takılmış olma ihtimali var." Lee Zheng asansörün içindeki kameraya baktı. "Biz de katilin burada oturan birisi olabileceğinden şüphelendik çünkü yerleşim bölgesindeki bazı kameralar üç gün önce kötü niyetli bir şekilde yok edilmişti ve üç gün önce tam da ilk cinayet işlendi."


Bunun dedikten sonra Lee Zheng şüpheyle Chen Ge'ye baktı. Polis katilin bir Xi Xia Hu sakini olabileceğinden şüphelenmek için birçok ipucu ve bilgi toplamıştı ama Chen Ge bunu herhangi birinin yardımı olmadan başarmıştı. Sadece Xi Xia Hu sakini olduğunu tespit etmekle kalmamış aynı zamanda katilin kaldığı katı da belirlemişti.


Doğrusu Lee Zheng Chen Ge'yi tanımasa onun bu cinayetlerle alakalı olduğundan şüphelenirdi. Asansörden çıkarken mülk sahibi, Chen Ge ve Lee Zheng'e 23. katta kalan bütün kiracılara dair genel bilgileri verdi. Han Bao'er'in ismi listede yoktu ve mülk sahibinin hatırladığına göre 23. katta öyle göze çarpan bir güzel kadın yoktu.


"Chen Ge, bir yanlışlık olmasın?"


Polis Xi Xia Hu'ya geldikten sonra ilk yaptığı iş üçüncü binayı mühürlemek ve kiracıların çoğunu sorgulamak olmuştu. Chen Ge de açıkçası Kalem Ruhu'nun tahminine ikna olmamıştı. Ne de olsa doğru olma şansı sadece yüzde elliydi.


Chen Ge biraz düşündükten sonra dönerek mülk sahibine sordu, "23. katta hiç güvenlik kamerası var mı?"


"15. katın üstündeki katlarda bulunan kameralar uzun zaman önce bozuldu ve onları tamir etmek için birilerini çağırmaya zamanımız olmadı. Bunun temel sebebi onları daha önce tamir etmiş olsa da garip şekilde bozulmaya devam ettiler. En sonunda yönetim onları bir süre bu şekilde bıraktı." Mülk sahibi son derece dikkatli konuştu. Ne de olsa bu onların hatasıydı. "Yerleşim bölgemizde üç grup güvenlik devriyesi var ve burada herhangi bir kazaya dair rapor yok."


"Geçmişte olmaması gelecekte de olmayacağı anlamına gelmez." Chen Ge adamla tartışmaya girmeyi planlamıyordu. "23. kattaki kiracıları tanıyor musunuz? İçlerinde şüpheli görünen birileri var mı?"


"Şüpheli mi?" Adam başını sağa sola salladı.


"Peki geceleri belli dairelerden garip sesler geldiğine dair şikayetler aldınız mı? Ya da bir çeşit kötü koku falan?" Chen Ge soruları arka arkaya sıralayarak Lee Zheng için lafa girmeye fırsat bırakmadı.


Mülk sahibi düşündü ve koridorun sonundaki kapılardan birine baktı. "Bir seferinde kiracıdan bir çağrı aldık. Fakat bu rapor bildirmek için değil yardım istemek içindi."


"Ne için yardım istedi?" Chen Ge ve Lee Zheng aynı anda durdular.


"23. katta ciddi aile içi şiddet olaylarına sahip bir aile vardı ama onların içinden hiç bir çağır almadık. Normalde komşular artık dayanamadıklarında bizi ararlardı." Mülk sahibi onları koridorun sonundaki kapıya götürdü. "Burası."


Kiracı listesine göre burada kalan adamın adı Qiu Meng idi. Bir spor salonunda eğitmendi. "Aradığınız kişi o değil. Qiu Meng neredeyse 1.9 boyunda. Kamerada görünen yağmurluklu kişiyi gördüm, en fazla 1.7 boyundaydı. Kesinlikle aynı kişi değiller."


"Kapıyı aç. Karar vermeden önce içeri bakmak istiyoruz." Böyle bir anda Chen Ge hiçbir şüpheyi geride bırakmayacaktı.


Mülk sahibi, Qiu Meng'den korkuyor gibiydi. İsteksizce kapıyı çaldı. "Kimse var mı? Yönetimden geliyoruz."


İçerisi sessizdi. Cevap yoktu.


Chen Ge Lee Zheng'in omzuna dokundu. "Bu aile problematik olabilir. Adamlarını çağırmaya ne dersin? Eğer kendi istekleriyle açmazlarsa zorla girmek zorunda kalacağız."


"Senin için söylemesi kolay. Kanıt olmadan özel mülke girme hakkımız yok." Lee Zheng biraz düşündükten sonra ekledi, "En azından Yüzbaşı Yan'ın iznine ihtiyacımız var."


Onlar konuşurken aniden içeriden ayak sesleri geldi. Biraz sonra kapı açıldı ve iri, yakışıklı bir adam kapıda duruyordu. Bulanık, kırmızı gözleri vardı. Esnedi. Günlerdir iyi bir uyku çekmemiş gibiydi.


"Nasıl yardımcı olabilirim?"


Mülk sahibi yüzüne zorlama bir gülümseme yerleştirdi ve utanarak sordu, "Bir katil bizim yerleşim bölgemizde saklanıyor olabilir, o yüzden polis bazı sorular sormak istiyor."


"Bana mı?" Adam şaşırdı. Yavaşça uyandı. Lee Zheng'in polis üniforması giydiğini görünce bakışları hafiften değişti. "Evde uyuyordum. Hiçbir şey bilmiyorum."


"İçeri girebilir miyiz?" Chen Ge'nin hisleri son derece hassastı. Kapı açıldığında havadaki hafif kan kokusunu almıştı. Qiu Meng ona baktı. Adam uzlaşılmaz biriydi ve yabancıları evine almayı reddetti.


"Bu benim kimliğim. Lütfen yardımcı olun." Lee Zheng kimliğini gösterdikten sonra telsizi Qiu Meng'in önünde kaldırdı ve ekibin diğer kalanını üçüncü binanın 23. katında toplanmaya çağırdı. Bundan kaçamayacağını anlayan Qiu Meng hırsızlık-önleyici kapıyı açtı. "İçeri girin, dağınıklığın kusuruna bakmayın."


Oturma odasındaki masa ters dönmüştü ve her yer dağıtılmıştı. Vazo kırılmıştı be birkaç taze gül yerde yatıyordu. Üstüne basılmıştı, yaprakları dümdüz olmuştu.


Aile içi şiddet? Oturma odasına ilk giren Chen Ge idi. Bu sahneyi görünce zihninde beliren ilk düşünce bu olmuştu.


"Sorunuz varsa buyrun." Qiu Meng'in yüzü karardı. Yabancıların evine girmesinden nefret etmişti. Sanki bütün sırları ifşa olmuştu.


"Saat 8'den gece yarısına kadar neredeydin?"


"Evde bilgisayarla oynuyordum."


"Bunu destekleyecek biri var mı?"


"Buna niye ihtiyacım olsun? Ben katil değilim. Yanlış kişinin peşindesiniz!" Qiu Meng kükredi. Enerjik bir karakterdi. Polis karşısında bile patlamaktan geri kalmıyordu.


"Tekrar ediyorum. Bunu destekleyecek biri var mı?" Lee Zheng sanki farklı birine dönüşmüştü. Boy ve kilo anlamında Qiu Meng'in rakibi olamazdı ama eğer bir dövüş olursa Qiu Meng'in birkaç hamlede indirebilecekmiş hissi veriyordu.


"Eve saat yedi buçukta vardım. Yemek yedim ve oyun oynamaya başladım." Qiu Meng en sonunda teslim oldu ve bilgisayarını açtı. "Ben aynı zamanda bir yayıncıyım, insanları nasıl kas yapacakları konusunda eğitiyorum ama bugün insanlara tavsiyeler vermek istemedim, o yüzden sadece oyun yayını yaptım."


Canlı yayın tekrarları Qiu Meng'in doğruyu söylediğini kanıtladı. Saat sekizden on ikiye kadar bilgisayarda oyun oynamıştı.


"Peki bu gece neden düşmanca bir tavırdasın?" Lee Zheng adamın dudaklarından dökülen hiç bir detayı kaçırmadı.


"Kız arkadaşımla tartıştık."


"Ona vurdun mu?" Lee Zheng odadaki dağınıklığa baktı.


"Evet."


"Ona neden vurdun? Ona vurduğunda saat kaçtı?"


"Bunu cidden bilmenize gerek var mı?" Qiu Meng sınırına gelmiş gibiydi ve her an patlayabilirdi. "Sanırım saat on civarı. O sırada canlı yayın yapıyordum ve kamera açıktı. Eğer bana inanmıyorsanız tekrardan kontrol edebilirsiniz."


Qiu Meng'in bahsettiği zaman diliminde yağmurluklu kişi Gao Ru Xue'nin kapısında pusuya yatmış bekliyordu. Eğer Qiu Meng doğruyu söylüyorsa o ve kız arkadaşı masum olmalıydı. Lee Zheng bilgisayardan o zaman dilimini buldu.


Qiu Meng saat ona kadar bilgisayarın karşısındaydı ve o sırada kız arkadaşının sesi geldi. Küçük bir şeyden dolayı tartıştılar ve ardından Qiu Meng kameradan ayrıldı. Vazo kırılma sesi geldi ve masa ters döndü. Ardından küfür ve ağlama sesleri yükseldi.


"Yanlış yaptığımın farkındayım ama bazen kendimi kontrol edemiyorum." Qiu Meng'in bu olayı önemsiz bir şeymiş gibi hasır altı etmeye çalışması insanı deli ediyordu.


"Ne olursa olsun masum birine şiddet uygulamak kişinin haklarına saldırıdır. Şiddet olayının kanun nezdinde cezası olduğunu anlaman gerekiyor." Lee Zheng ayağa kalktı ve mülk sahibi ile konuştu, "Eğer ileride bu olay tekrar yaşanırsa bunu ciddiye alacağız. Bunu görmezden gelmek ileride daha büyük şeylere sebep olabilir."


"Anlaşıldı."


Lee Zheng kaygılı bir ifadeyle arkasını döndü. "Kız arkadaşın şu an nerede? Onun yaralarına bakmak istiyorum."


"Yatak odasında. Kapıyı kilitledi, o yüzden içeri giremiyorum." Qiu Meng kanepeye uzanmıştı ve ayağa kalkmak gibi bir niyeti yoktu.


"Yatak odasının yedek anahtarı olmalı değil mi? Onunla kapıyı aç."


"Polislerin bu kadar boş vakti var mı? Bir katilin kaçtığını söylemediniz mi? Evimdeki problemi ben hallederim." Qiu Meng'in kaşları çatıldı ve kollarındaki damarlar şişti.


"Ben bir polisim ve o yüzden bu işi böyle bırakamam." Lee Zheng gözlerini adama dikti ve kapıyı işaret etti. "Aç."


İnatçıydı ve Qiu Meng bundan kurtulamayacağını biliyordu, o yüzden ayağa kalkarak çekmecede yedek anahtarı aradı. Anahtarla yatak odasının kapısını açtı. Kaotik oturma odasına kıyasla yatak odası düzenli ve temizdi. İçerisi temizlenmiş mi yoksa daha önce dokunulmamış mı olduğu belli değildi.


Odanın içinde bir kadın ağlama sesi duyuluyordu. Sesi yumuşaktı, yüksek sesle ağlamaktan korkuyor gibiydi.


"Aile içi şiddete tolerans gösteremeyiz. Eğer yardıma ihtiyacınız varsa yerel kadın organizasyonunu ya da polisi arayın." Lee Zheng yatakta yüzü diğer tarafa dönük kadına baktı. Arkasından bakınca herhangi bir terslik yoktu. Fakat yılların verdiği polislik tecrübesi ona bu işte bir terslik olduğunu söylüyordu. Kadının yüzüne bakmak için yatağın etrafında yürüdü.


Ekibin profil uzmanı katilin görünüşünü çıkarmıştı. Katile ait bir çok özellik vardı, güçlü değildi ve son derece güzeldi. Zarif görünüyordu ve yanındaki insanların kolayca rahatlamasına olanak sağlayabiliyordu. Lee Zheng bu detayları anımsadı. Tam kadının yüzüne bakacakken aniden telefonu çaldı.


Telefonu çıkarıp cevapladı. Arayan Yüzbaşı Yan idi. Söylediğine göre göz oyan katili keşfetmişlerdi ve Lee Zheng'in adamlarını destek olarak getirmesini istiyordu. Emri alan Lee Zheng aceleyle yataktaki kadına baktı. Kadının saçları yüzünün yarısını kapatmıştı, o yüzden gerçekte nasıl göründüğü belli değildi. Yüzbaşı Yan'a karşı tam güveni olan Lee Zheng kadına birkaç söz ettikten sonra yatak odasından çıktı.


"Katil yakalanmış. Chen Ge gidelim hemen!" Lee Zheng giriş kapısına doğru yöneldi ama son saniyede Chen Ge tarafından durduruldu.


"Bu kadar acele etmeye gerek yok, bu adam bize yalan söylüyor gibi."


Lee Zheng tam kadının yüzüne bakacakken Yüzbaşı Yan'dan telefon gelmişti. Chen Ge'nin bakış açısına göre bu kesinlikle anormaldi. Daha büyük anormallik ise Yüzbaşı yan genelde suç mahallinde telsizle iletişim kurardı, peki bu sefer Lee Zheng ile iletişim kurmak için neden telefon kullanmıştı?


"Bu kırılmış vazoya bir bak." Chen Ge yerdeki kırık parçaları gösterdi. "Eğer vazo kazara dolaptan düşseydi ya da dolaptan yuvarlansaydı parçalar dolabın etrafında olurdu. Ama parçaların dağılış şekline bak. Aralarındaki mesafe en az bir metre. Diğer bir deyişle bu vazo kendi kendine düşmedi, birisi onu kaldırdı ve yere vurdu."


Lee Zheng kanıtı inceledi ve Chen Ge'nin haklı olduğunu fark etti. Bu durum adamın kendilerine yalan söylediğini gösteriyordu.


"Sen biraz önce yatak odasına girdiğinde bu sırada odayı inceledim. Yatak odası temiz ve düzenli, yerde tek bir su damlası dahi yok. Bu oturma odasından tamamen farklı. Merak ediyorum da acaba sakinliğini kaybeden bir adam yıkıcılığını nasıl sadece oturma odasında sınırlı tutabilir?" Chen Ge evin içine göz attı. "Mutfak ve tuvalet de iyi. Sadece oturma odası dağınık ve düzensizlik sadece burayla sınırlı. Yani bu bilerek yapılmış gibi."


Lee Zheng'e geri adım attırdı. "Masum bir çift neden böyle bir aile içi şiddet illüzyonu yaratmak ister? Bir şey mi saklıyorlar? Ayrıca adamın biraz önce mazereti, tüm canlı yayın videosu boyunca kameraya sadece o göründü. Neden kız arkadaşından iz yok, şimdi düşününce video da problemli."


Chen Ge bahsedince Lee Zheng de adam ve kadını oldukça şüpheli buldu. Mülk sahibini polislerden yardım alması için odadan dışarı yolladı ve Chen Ge ile birlikte Qiu Meng'in iki tarafını sardılar. Chen Ge anlatmaya başladığında Qiu Meng onun yanıldığını ve iftiraya uğradığını belirten bir yüz ifadesi gösterirken en sonunda sessiz itiraf yöntemine geçmeyi seçti.


"Direnerek enerjini harcama, hemen ayağa kalk!"


Lee Zheng ve Chen Ge karşısında Qiu Meng başını eğdi. Uzun bir sessizlikten sonra bir karar vermişti. "Gözü oyulan beş cinayet, onların hepsini ben işledim. Teslim olup sizinle geleceğim."


"Cinayetleri işlediğini itiraf mı ediyorsun?" Lee Zheng Chen Ge ile bakıştı. O anda ikisi de adamın kız arkadaşı yerine suçu üstlenmeye çalıştığını anlamıştı.


"Ayağa kalk ve hareket etme!" Lee Zheng tam telsizle Yüzbaşı Yan'a durumu rapor etmeye hazırlanırken telefonu tekrar çaldı. Telefonuna baktı ve arayan kişinin Yüzbaşı Yan olduğunu görünce şaşırdı.


"Alo? Yüzbaşı Yan! Şüpheliyi buldum! Destek istiyorum!"


Lee Zheng bunları söyledikten sonra telefondaki Yüzbaşı Yan iki kelime söyledi.


"Arkana bak."


Lee Zheng alışkanlık gereği söyleneni yaptı. Biraz önce yatak odasında yatan kadın arkasında duruyordu ve cılız, az beslenmiş görünen çocuklar Lee Zheng'in vücuduna tırmandı. Garip tarafı ise Lee Zheng çocukların farkında değil gibiydi. Gözleri adeta hipnotize olmuş gibi kadının kara göz bebeklerine dalmıştı.


"Seni öldürme niyetim yoktu ama buna beni sen zorladın." Kadının sesi boğuk ve hamdı. İlerlemiş yaşıyla çelişiyordu ama birisi ona baksa kesinlikle nefesi kesilirdi.


Güzellik kelimelerle tarif edilecek türden değildi. Tıpkı ıssız bir mezarlıkta parıldayan bir gül gibi hastalık ve delilik karışmıştı. Ölümle beslenmiş ve insanın ruhunu esir alan bir güzellikle açmıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr