Bölüm 337: Benim Dışımda Herkes Geldi

avatar
705 15

My House of Horrors - Bölüm 337: Benim Dışımda Herkes Geldi


Bölüm 337: Benim Dışımda Herkes Geldi


Jiang Ling kapıdan girerken Fan Yu'nun elini tuttu. Chen Ge'nin başka seçeneği yoktu. Suratlardan oluşan Kızıl Tayf'a kıyasla kapının arkasındaki dünya daha güvenli görünüyordu. Havadaki nem yoğunlaştı ve bayat bir kan kokusu havayı sardı. Chen Ge sanki bir pus dünyasındaymış gibi görüşü etkilendi.


Bu Üçüncü Hastalık Koğuşu'nun kapısından farklı.


Chen Ge ikinci kez kanlı kapıya giriyordu. Tabut Köyü'ndeki kapının ardındaki dünya kanlı bir sisle kaplıydı ve üç metre ötesini ancak görebiliyordu.


"Kaybolmamaya dikkat et. Burada insan yiyen yaratıklar var." Jiang Ling artık tamamen kendini gizlemeyi bırakmıştı. Çocuksu sesi inkar edilemez bir kudretle doluydu.


"Anlaşıldı." Chen Ge inanmakta güçlük çekiyordu. "Bunu hazmetmesi zor. Zıplasa bile bana vuramayacak küçük bir kız güçlü bir Kızıl Tayf."


"Beni kurtarmış olsan da lütfen ağzından çıkanlara dikkat et yoksa nezaketine ölümle karşılık verebilirim." Jiang Ling ona soğuk gözlerle baktı. Kapıdan girdikten sonra elbisesi değişmeye başladı. Sisin içindeki kan sanki buranı efendisi oymuş gibi etrafını sardı. Chen Ge kelimeler çok tanıdık geldiği için gözleri titredi. Zhang Ya'nın aşk mektubunu hatırlamıştı.


Chen Ge içeriye girdikten sonra Jiang Ling kapıyı kapattı. Tekrar açtığında ise dışarıdaki sahne değişmişti. Kan kırmızı bir köydü ve sis gökyüzünü kaplamıştı.


"Kızıl Tayf yakında gelecek. Bu kapı onu çok uzun süre durduramayacak." Kanlı sis Jiang Ling'e yaklaştığında vücudunun içine akıyordu. Fakat muhtemelen yaralı olduğu için sisi kendi kendine çağıramıyordu. Jiang Ling'in yol göstermesiyle grup köyün içine girdi. Arkalarında bıraktığı kapı hafiften titredi ve arkasından yükselen homurdanma sesleri yankılandı.


"Bizi nereye götürüyorsun?" Kanlı sis Jiang Ling'e etki etmese de Chen Ge ve Fan Yu huzursuzdu. Sanki bir bataklığa saplanmış gibi hissediyorlardı.


"Sessiz ol." Jiang Ling onlara küçük bir kulübeye gizlenmeleri işaret etti. Saniyelerce beklediler ve sisin içinde garip bir canavar yürüyerek geçti. Canavar büyüktü ve kolları deformeydi. Yüz hatları çarpıktı ve üzerinde kötü dikilmiş bir mont vardı. Sanki bir şey arıyormuş gibi etrafına bakındı.


Canavar daha sonra oradan geçip gitti ve ortadan kayboldu.


"Bu neydi?" Chen Ge canavarı işaret etti.


"Köylüler." Jiang Ling'in gözlerindeki nefret gizlenemez türdendi. "Onlar köylülerin benim gözümdeki halleri."


"Senin gözündeki halleri mi? Kan kırmızısı dünya senin zihnindeki boy aynasında mı yapıldı?" Chen Ge kapının ardındaki dünya ile ilgili her bilgiye büyük değer veriyordu.


"Bu dünyanın nasıl oluştuğunu bilmiyorum ama bu dünya bir zamanlar yaşadığım bir kabus ile çok benzer. O kabusta bütün köylüler böyle görünüyordu, deforme ve ürkütücü. Sürekli bana bakıyor, beni geri çekmeye çalışıyorlardı." Jiang Ling devam etmedi. Yönünü değiştirdi ve köyün içlerine doğru ilerledi.


Kapının ardında kan kırmızısı bir dünya vardı ama şimdi bile bu dünyaların bağlantılı mı yoksa izole mi olduğunu hiç bilmiyordu. İntihar eden müfettişin sözlerine göre herkesin kalbinde bir kapı vardı ve sadece en umutsuz anda insan bu kapıyı açabilirdi.


Üçüncü Hastalık Koğuşu'ndaki kapı Men Nan tarafından açılmıştı ve ardındaki dünya Men Nan'ın dünyayı nasıl gördüğünün bir yansımasıydı, mumyalanmış hastalar, çarpık doktorlar ve korkularından oluşan kollar. Tabut Köyü'nün kapısının ardındaki dünya kanlı bir sis ve kızı yakalamaya çalışan köylülerden oluşuyordu. Bu, kızın köye bakış açısıyla uyuyordu.


Kapının ardındaki dünya insan kalbini mi yansıtıyor? Bu gerçek kabus mu? Chen Ge kendi korku evindeki kapıyı düşündü. O zaman benim korku evimdeki kapı ne? O kapı kimden kaldı?


Sisin içinden dövüşme sesleri geldi. Görünüşe göre topluluğun Kızıl Tayf kapının ardındaki köylülerle dövüşüyordu.


"Onlar dövüşsünler, bizim bulmamız gereken bir şey var."


Yoğun sisin altında Jiang Ling yanındakileri köyün merkezine götürdü. Sis orada daha hafifti ve köyün ortasında bir grup köylü diz çökmüştü. Vücutları ağır deforme olmuştu ve yüzleri çirkindi. İnsan elbisesi giymiş olsalar da insan sayılmazlardı.


"Ne yapıyorlardı?"


"Tövbe ediyorlar."


Canavarların başı öne eğikti ve vücutları ata binasına dönüktü. Tam önlerinde kırmızı bir tabut vardı!


Gerçek hayattan farklı olarak kapının arkasındaki tabut ata binasının girişini engelliyordu. Köylülerin diz çöktükleri yer binaydı ama tabut buranın girişini tamamen kapatmıştı.


"O tabutu açtıktan sonra hayatta kalabiliriz." Jiang Ling kalabalığın arasından yavaşça ata binasına doğru yürüdü. "Canavarları uyandırmayın."


Üçü de nefeslerini tutarak ata binasına doğru yavaşça yürüdüler. Sis sanki canlı insanların varlığını hissediyormuş gibi hareketlendi. Bazı canavarlar yavaşça kafasını kaldırdı.


Fan Yu ve Jiang Ling önden yürüyordu ve Chen Ge arkadan geliyordu. Yerdeki canavarlara bakınca kalbi buz gibi oldu. Yerler kırmızı kağıt paralarla kaplıydı ve canavarlar sanki bir cenaze törenindeydi. Üzgün yüz ifadeleri yapmaya zorlanmış gibilerdi ve gözyaşları yoktu.


Cenaze mi?


Chen Ge Tabut Köyü'ne girdikten sonra köyün cenazelerle ilgili sokaklara beyaz fener asmak, kağıt para ve tabut gibi birçok geleneğe sahip olduğunu fark etmişti.


Hem gerçek dünyada hem de bu dünyada bir cenaze vardı, bugüne kadar bitmeyen bir cenaze. Chen Ge göz atmak için siyah telefonu çıkardı. Kapının ardındaki dünyaya girmeme rağmen telefona görevin başarısız olduğuna dair mesaj gelmedi. Görünüşe göre hem kapının içinde hem de dışarıda köyün içinde olduğum sürece görev etkilenmiyor.


Görev mesajına baktı. Siyah telefonda Tabut Köyü ismini gördü. En başta bu ismin tuhaf olduğunu düşünmüştü ve üzerine çok düşünmemişti. Fakat köyde gördüğü şeylerden sonra bazı fikirlere kapılmıştı.


Ekran hareket etti ve görevin verdiği detaylara göz attı. "O gün, benim dışımda hepsi geldi."


Görev ipucu kısaydı. Chen Ge yavaşça gözlerini kıstı. En sonunda ne demek olduğunu anlamıştı. Bu insanlar ‘benim’ cenazeme ‘benim’ yerime ağlamak için geldi. Bu yüzden ‘ben’ varım. İpucu bana işin anahtarının cenazeler olduğunu anlatıyor.


Chen Ge ata binasına doğru baktı ve Jiang Ling'in çoktan kırmızı tabuta ulaştığını gördü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr