Bölüm 310: Daha Hızlı

avatar
878 17

My House of Horrors - Bölüm 310: Daha Hızlı


Bölüm 310: Daha Hızlı

Çeviri: RassNt  


"Chen Ge, Yüzbaşı Yan'ın destek ekibinin gelmesini bekleyip beraber mi dağa gitsek?" Yaşlı Wei telefonuna baktığında sinyal olmadığını gördü, saat 00:50'yi gösteriyordu.


"Jiujiang'dan Lin Guan Köyü'ne gelmeleri en az bir saat sürer. Dağa girmek için onların gelmesini beklersek güneş doğar." Chen Ge'nin grubu ormanda neredeyse iki saattir yürüyordu ama herhangi bir köye dair işaret görememişlerdi. Tek yapabildikleri sürekli karşılarına çıkan dağları geçmekti.


"Peki bunu sadece üç kişiyle becerebilir miyiz?" Yaşlı Wei olası bir kavga durumunda Bay Bai için endişeleniyordu.


"Problem olmaz." Chen Ge de ilk başta Bay Bai'nin fiziksel durumundan endişeliydi ama bir saatlik dağ yürüyüşünün ardından bu endişenin yersiz olduğunu görmüştü. Bay Bai köyde büyüyen biri olarak gayet sağlıklıydı ve bölgenin coğrafik yapısını da iyi biliyordu.


"Siz ikiniz ne konuşuyorsunuz?" Bay Bai en önde elinde bir dal parçasıyla yürüyordu. "Biraz sonra yol ayrımına geleceğiz. Eğer dağın tepesine giden yolu seçersek iki saat daha yürümemiz gerekecek ama dağ vadisinden geçen kestirmeyi seçersek Tabut Köyü'ne varmamız sadece otuz dakika sürecek. Hangi yoldan gidelim?"


"Kestirme yol daha iyi değil mi?" Chen Ge Bay Bai'nin bu konuyu oylamaya sunmasından ötürü o yolda ters bir şeylerin olduğunu anlamıştı.


"Evet." Bay Bai'nin yüzü ciddiydi. "Dağ vadisi lanetli bir yer."


"Lanetse önemli değil. Ben de kurt ini falan var diyeceksin sandım." Chen Ge sırt çantasına hafifçe vurdu ve beyaz kedi memnuniyetsiz bir şekilde kafasını dışarı çıkardı.


"Şimdi meraklandım. Senin dünyanda neden kurtlar hayaletlerden daha korkutucu?" Bay Bai ağaç dalına doğru yaslandı. Chen Ge'nin kafa yapısını anlayamamıştı.


"Hayaletler ruhani şeylerken kurtlar gerçek varlıklardır." Yaşlı Wei hayaletlere inanan biri değildi.


Chen Ge gözlerini devirerek tartışmaya girmedi. "Vadiden yürüyeceğiz."


"Emin misin? Bu dünyada açıklanamayan şeyler vardır." Bay Bai bir kez daha fikirlerini sordu.


"Bay Bai, başına daha önce bir şey mi geldi?" Chen Ge yaşlı adamın yüzündeki doğal olmayan ifadeyi gördü. Cidden vadiden gitmek istemiyordu. "Bu yolu iyi biliyorsun, şimdiye kadar en az birkaç kez yoldan geçmiş olmalısın. Bunu çocukları kurtarmak için yapıyoruz, o yüzden umarım bizden bir şeyler saklamıyorsundur."


"Öyle bir amacım yok ama anlatsam bile inanmayacağınızdan korkuyorum." Bay Bai gençliğinde yaşadığı olayları paylaştı. "Babam ilaçlarla ilgili biraz bilgiliydi. Kırklı yaşlarında bir kızamık salgını varken yakındaki köylere yardım etmek için dağlara çıktı ve o zaman Tabut Köyü'nü keşfetti.


"Bu köy dış dünyadan soyutlanmıştı ve hatta okuma yazma bilenlerin sayısı bile çok azdı. Hastalıklara karşı kocakarı ilaçlarına bağlılardı ve babam geldiğinde köyün durumu çok kötüydü. Tabut Köyü'nün sakinlerini kurtarmak için babam oraya birçok kez ziyaret gerçekleştirdi.


"O zaman ben gençtim ve babam pratik için beni de götürmek istedi. Ne de olsa bir doktor bir çiftçiden çok daha saygı duyulan bir meslekti, o yüzden beni de yanında götürmek istedi. İlk birkaç ziyarette her şey yolundaydı ama bir seferinde babam köylülerden biriyle tartışmaya girdi. Sebebini hatırlamıyorum.


"Normalde saat ikide köyden ayrılırdık ama o gün Tabut Köyü'nden çıktığımızda geç vakitti. Fakat güneş henüz batmadığı için vadiden yürümeye karar verdik. Yolun yarısında babam aniden bana hızlanmamı söyledi. O sırada benim aklımdaki tek düşünce eve gidip sıcak yemeğimi yemekti, o yüzden daha hızlı yürüdüm.


"Fakat bir süre sonra arkadan babam beni tekrar uyarararak daha hızlı koşmamı söyledi. O anda bir terslik olduğunu fark ettim. Tam arkamı dönüp neler olduğunu soracakken elleriyle gözlerimi kapattı.


"Bana tek söylediği daha hızlı olmamdı. Parmaklarının arasından dışarıya baktığımda birisinin babamın arkasına yaslandığını gördüm!


"Babamın yüzü bembeyazdı ve arkamda yürürken beni ileri doğru itiyordu. Belki de onun gündelik yaptığı hayır işleri sayesinde sırtındaki şey ona zarar vermedi. Fakat hatırladığıma göre vadiye girdiğimizde gökyüzü ışıklıyken çıktığımızda gökyüzü simsiyah olmuştu.


"Ondan sonra babam ciddi bir hastalığa düştü ve Tabut Köyü'ne gitmeyi bıraktık. Şimdi bile köydeki yaşanan tartışmanın kaynağını ya da babamın sırtına yaslanan şeyin ne olduğunu bilmiyorum."


Bay Bai hikayesini anlatırken sesi hüzünlüydü. Chen Ge, Bay Bai'nin neden Jiang Ling'in ablasına yardım etmediği için pişmanlık duyduğunu anlıyordu. Gençken bir hayalet görmüştü, o yüzden bu tarz şeylere herkesten çok inanıyordu.


"Hala vadiden gitmek istiyor musunuz?" Bay Bai sordu.


"Diğer yol çok vakit alacak; vadiden gidiyoruz." Chen Ge Kalem Ruhu'nu kavradı. "Siz ikiniz önden gidebilirsiniz, ben arkadan geleceğim."


"Bunu yapabileceğinden emin misin?" Normalde bu görev Yaşlı Wei'nindi. Ormanda ilerlerken ağaçlara işaret bırakıyordu. Bay Bai Chen Ge'ye nasihat vermek istedi ama hemen aklına o gece olanlar geldi. Chen Ge Jiang Ling'in ablasını odadan kovmuştu ve hatta onunla iletişim kurmayı bile denemişti. Yaşlı adamın dudakları titredi. O anda Chen Ge'nin lanetli olduğunu duyduğu için vadiden gitmek istediğinden şüphelenmişti.


"Neden öyle bakıyorsunuz? Endişelenmeyin, hadi gidelim." Chen Ge'de panik yoktu. Sırt çantasında beyaz kedi vardı, o yüzden eğer bir hayalet arkadan yaklaşmak isterse ilk önce beyaz kediye saldıracaktı. Kedinin başını nazikçe okşadıktan sonra Bay Bai ve Yaşlı Wei'nin arkasından vadiye ilerledi.


Ağaçlar sıklaşmaya ve çarpıklaşmaya başlarken sanki etraflarındaki her şey değişiyor gibiydi.


"Daha hızlı, yirmi dakika içinde varmamız gerekiyor." Bay Bai'nin duyguları dengesiz durumdaydı. Gergindi, muhtemelen gençlik anıları tekrar gün yüzüne çıkmıştı.


"Chen Ge, arkada dikkatli ol." Yaşlı Wei ortadaydı. Chen Ge'yi uyarsa da bu genç adama karşı bir güveni de vardı. Beş dakikalık yürüyüşün ardından dar yol tamamen çalı ve dallarla kaplandı. Yolun kenarında yarı gömülmüş tabutlar görebiliyorlardı. Tabutlar oraya sanki bilerek konmuş gibiydi. Hatta bazılarının kapağı bile kapatılmamıştı.


"Korkmayın." Bay Bai'nin sesi titriyordu. Kendini sakinleştirmeye çalıştı. "Bu, Tabut Köyü'nün geleneği. Bunların hepsi boş tabutlar. Yolun kenarına bu şekilde dizilip yolu yükseltmeleri hayatta yükselmeyi temsil ediyor."


"Pek korktuğum yok ama bence de hızlanmalıyız."


Chen Ge arkasına dönüp baktığında bir gölgenin onları takip ettiğini hissetti. Bunu diğer ikisine söylemedi. Sırt çantasında bir şeyler aradı.


Bir tane mi? Sayı avantajıyla sana zorbalık ettiğimi söyleme.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr