Bölüm 287: Ne Duyarsan Duy Dışarı Çıkma

avatar
891 20

My House of Horrors - Bölüm 287: Ne Duyarsan Duy Dışarı Çıkma


Bölüm 287: Ne Duyarsan Duy Dışarı Çıkma

Çeviri: RassNt  


"Bayım, ben keşif yapmayı seven bir gencim ve açık hava canlı yayınları yapıyorum." Yaşlı adamın inanmayacağından korkan Chen Ge telefonunu çıkardı ve videolarının olduğu sayfayı gösterdi. "İnternette bayağı ünlüyüm. İstersen beni Google'da araştırabilirsin."


Chen Ge adamın anlayamayacağı terimlerle kafasını karıştırmıştı, "Google mı?"


Yaşlı adamın elindeki çapayı sıktı ve Chen Ge'ye telaşla baktı.


"Basitçe, ünlü bir kaşifim diyelim," Chen Ge kısaca özetledi. Yaşlı adamın kendisini anlayıp anlamadığını umursamadı. Cebinden bir kağıt para çıkardı. "Bu dağı araştırırken kayboldum ve sana rastladığım için şanslıyım. Jiujiang Şehrine nasıl geri dönebilirim?"


Yaşlı adam onun parasına uzanmadı. Gözleri Chen Ge'nin üstündeydi. Belli ki ona güvenmemişti. İkili bir süre tarlada durdular. Dağın havası değişmeye yatkındı. Havada bir soğukluk vardı ve kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.


"Yağmur yağıyor." Chen Ge avucunu açtı ve yağmur tanelerinin eline düşmesine izin verdi. Yağmur şiddetlendiğinde dağın çevresi karmaşık bir hal alacaktı. Bu onun için iyiye işaret değildi.


"Nereden geldiğini bilmiyorum ama burası Lin Guan Köyü. Jiujiang ve Lin Jiang'ın tam ortasında. Şehirden uzak ve yakınlarda hiç araba yok. Jiujiang'a dönmen zor olacak." Adam çapaya doğru yaslandı. Chen Ge'nin yaşattığı şaşkınlıktan dolayı bacakların enerjisi kalmamıştı. Gecenin bir yarısı bir anda arkasında bir adamın belireceğini nereden bilebilirdi?


"O zaman ne yapmam lazım?" Chen Ge endişeye kapılmış gibi bir ifade takındı.


"Seni dağın eteklerine götürebilirim ama muhtemelen bu tüm gece sürer." Yaşlı adam iç geçirdi. "Doğru, dağın eteğinde bir köy var. Oraya yürüyebiliriz ama köye girme. Doğruca yola çık."


"Köye neden girmeyeyim? Eğer orada köylüler varsa köyde bir gece geçirmekten zarar gelmez."


"Dediğimi dinle! Niye çok soru soruyorsun?" Yaşlı adam sert çıktı. Bu onun için önemli bir nokta gibiydi.


"Ama hiç araba olmadığını kendin söyledin. Dağdan ayrılsam bile Jiujiang'a geri dönemeyeceğim. Yağmur şiddetlenecek gibi, yağmurdan saklanacak bir yere ihtiyacım var değil mi?" Chen Ge doğruyu söylüyordu ve yaşlı adam buna bir cevap bulamadı. Gözlerini ona dikti ve aralarındaki sessizlik devam etti.


Yağmur hızlandı ve yaşlı adam iç geçirdi. "Yağmur yağdığı için sabah sisli olacak. Eğer sorun yoksa gece benimle kalabilirsin."


Ağaç dalından lambasını aldı. Elindeki çapayı üç metre kadar sürükledikten sonra Chen Ge'ye sordu, "Gerçekten ünlü bir kaşif misin?"


"Niye yalan söyleyeyim?" Yaşlı adamın elindeki çapa ile saldırma ihtimali olsa da Chen Ge korku hissetmedi. Bir elinde telefonunu tutarken diğer eliyle sırt çantasındaki çekice uzandı. "Beni internette arayabilirsin. Bak, bu benim."


Chen Ge Üçüncü Hastalık Koğuşu'ndaki videosunu gösterdi. Bulabildiği en normal videosu buydu.


"Daha önce televizyona çıktın mı?"


"Öyle de diyebiliriz. Jiujiang'da oldukça ünlüyüm."


Yaşlı adam telefondaki Chen Ge'yi ve onun yorumlarını görünce başıyla onayladı. "Belli. Gecenin bir yarısında normal biri buraya gelmez zaten."


Bunun ardından bir şeyi kaçırıyor olabileceğini fark etti ve çapayla birlikte ilerledi. "Benimle gel."


Chen Ge ve yaşlı adam birlikte şeftali tarlasından çıktılar ve birkaç dakikalık yürüyüşten sonra dört tane ahşap kulübeyle karşılaştılar.


"Şu ilk kulübede kalabilirsin. Ben ışığı söndürdükten sonra odanda kal. Ne duyarsan duy dışarı çıkma." Yaşlı adam ilk kulübenin kilidini açtı ama anahtarı Chen Ge'ye vermedi.


"Bu kulağa ürkütücü geliyor. Bölgede kurtlar olduğu için mi?" Chen Ge hemen bir yalan uydurdu. "Dağlarda kurt saldırılarının oldukça yaygın olduğunu duydum..."


"Kurt yok. Sadece yat ve uyu. Eğer dışarı çıkmazsan bir şey olmaz." Yaşlı adam onu onu kulübeye soktu. Chen Ge içeri girdikten sonra ekledi, "Unutma, dışarı çıkmak yok. Elini veya kafanı bile çıkarma, tamam mı?"


"Endişelenme. Ben biraz ödlek biriyimdir. Bilerek tehlikeli şeylere burnumu sokmam." Chen Ge içeride dediği gibi yatağa oturdu.


"Güzel. İyi uykular. Sabah sisi dağıldıktan sonra seni dağdan çıkaracağım." Yaşlı adam Chen Ge'yi bıraktıktan sonra ikinci ahşap kulübeye girdi.


Burası garip bir yer. Chen Ge odanın içine baktı. Çok fazla eşya yoktu. Sadece ahşap bir yatak vardı ve örtüsü bile yoktu. İlk ahşap kulübenin uzun süredir kullanılmadığı belliydi. Her yer tozluydu ve odanın köşeleri örümcek ağlarıyla doluydu.


Bir insan böyle bir yerde nasıl yaşayabilir? Yaşlı adam bana bilerek mi bu kulübeyi verdi yoksa diğer kulübelerde de sorun var mı? Chen Ge incelemek için kapıya yürüdü ve garip bir şey fark etti. Normalde kapı içeriden kilitlenirdi ama bu kulübenin kilidi dışarıdaydı.


Bana ayrılmamamı söyledi ama kapı içeriden bile kilitlenemiyor. Chen Ge yaşlı adamın kendisinden bir şeyler sakladığını hissetti. Kapıya yaslandı ve karşı kulübeye bağırdı, "Bayım! Hala ismini bilmiyorum!"


"Lütfen sessiz olur musun? Sağır değilim." Yaşlı adamın sesi titriyordu. Sanki bir şeyden endişelenmiş gibiydi. "Soy ismim Bai. Çabuk yat uyu!"


"Tamam."


Yirmi dakika sonra Chen Ge bir daha seslendi, "Bay Bai, orada mısın?"


"Ne var!?"


"Bir şey yok, sadece teşekkür etmek ve iyi bir hayat sürmenizi dilemek istedim!"


"Git yat!"


Chen Ge duvara yaslandı ve yüzündeki ifade ciddiydi. Yirmi dakikalık arayla komşu kulübeye seslendi. Normalde eğer birisi uykusundan uyanmış olsa sesi uykulu ve öfkeli olurdu ama Bay Bai'nin cevapları böyle değildi. Hiçbir cevabı uykulu değildi ve sesi titriyordu. Yani uyumuyordu. Hatta birisinin gelmesini bekliyor da denebilirdi!


Bay Bai dürüst birine benziyor ve beni aşağıdaki köy hakkında bile uyardı. Kötü birine benzemiyor ama garip davranışları beni işkillendiriyor. Chen Ge sessizce ahşap kapıyı araladı. Yağmur sağanak şeklindeydi ve her yer karanlıktı.


Bu dört kulübe Jiang Ling'in ailesinin eski evi olabilir ama ebeveynlerinin hangi kulübede öldükleri belirsiz.


Teybin oynatma tuşuna bastı ve sırt çantasından çekicini aldı. Kulübede beklemek yerine yavaşça diğer üç kulübeye doğru ilerledi.


Yağmur, ayak seslerini bastırıyordu. Elinde çekiçle yaşlı adamın kulübesinin önünde durdu. Kulağını kapıya dayadı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr