Bölüm 272: O Yaşlı Wong Değil!

avatar
985 11

My House of Horrors - Bölüm 272: O Yaşlı Wong Değil!


Bölüm 272: O Yaşlı Wong Değil!

Çeviri: RassNt  


"Wong Amca?" Gu Feiyu telefona baktı ve hiç düşünmeden cevap verdi. "Buradayım, bir sorun mu var?"


"Bir kiracı şüpheli birisinin gizlice üçüncü binaya sızdığını söyledi. Bildiğin üzere eleman eksiğimiz var, yani eğer hala uyanıksan yardıma gelebilir misin?"


"Şüpheli biri mi? Tamam, bir dakikaya geliyorum!" Yaşlı Wong kendisi yüzünden para cezası aldığı için Xiao Gu suçluluk duygusu içindeydi. Bunu telafi etmek için bir fırsat istiyordu, o yüzden hemen kabul etti.


Telefonunu alarak Fang Hwa Apartmanlarına koştu. Üçüncü bina tam arka kapının bitişiğindeydi. Gu Feiyu bekçi kulübesine baktı. Yaşlı Wong aceleyle çıktığı için kapıyı bile kapatmamıştı.


"Bir şey mi oldu acaba?" Yaşlı Wong'u aradı ama cevap alamadı. Üçüncü binaya girdikten sonra WeChat'ten bir mesaj daha geldi. "İçeri sızan kişi hırsıza benziyor. Onu 23. katta köşeye sıkıştırdık. Geldiğinde dikkatli ol."


"Tamam." Xiao Gu Yaşlı Wong'un güvenliğinden endişe ettiği için hemen asansöre koştu ve 23. katın butonuna bastı. Asansörün kapısı yavaşça kapandı ve Xiao Gu kaşlarını çatarak telefonuna baktı.


Wong Amca genelde çok yavaş yazdığı için sesli mesaj gönderir. Ayrıca önceki çağrıma neden cevap vermedi? Kafası karışmıştı ama bunun bir tuzak olduğunu düşünmedi. Şehre iş bulmak için daha yeni geldim. Ne görünüşüm iyi ne de param var; birilerinin bana tuzak kurması için bir gerekçe yok. Belki de Wong Amca'nın ekibi meşgul oldukları için çağrıya cevap veremedi.


Numara değişti ve asansör kısa süre sonra 23. kata vardı. "Amca, ben geldim. Neredesin?"


Xiao Gu asansörden sessizce çıktı. Köşeye saklandı ve Yaşlı Wong'a yerini sormak için mesaj attı.


"Hırsız 3239 numaralı odaya girdi galiba. Onun karşısındaki odada saklanıyoruz. Buraya geldiğinde fazla ses çıkarmamaya çalış."


Xiao Gu kafasını kaldırıp karanlık koridora baktı ve oda numarasını ezberledikten sonra ilerlemeye başladı. Koridordaki tek ışık kaynağı telefonuydu. Koridorun iki tarafında sıralanmış kapalı kapılara baktı ve yavaşladı.


Asansörden uzaklaştı. Yolun yarısına geldiğinde arkasına dönüp baktı. Asansörün numarası değişmişti. Birisi asansörü çağırmış ya da belki birisi asansöre binmişti. He halükarda asansör birinci kata geri dönmüştü. Eğer tehlikeli bir durum olursa asansörle kaçmak artık imkansızdı. Asansörün geri gelmesi en az bir dakika sürecekti.


Birinci kattan birisi mi geliyor? Başka güvenlik mi? Xiao Gu bir süre bekledi ve asansörün hala birinci katta durduğunu fark etti. Şüphelenmişti ama daha ne olduğunu anlayamadan Yaşlı Wong onu WeChat'ten attığı mesajlarla acele etmeye teşvik etti.


Bu durum Xiao Gu'nun kafasında bir şeyler uyandırdı.


Wong Amca bu kadar hızlı yazamaz; mesajları gönderen kişi o değil!


Xiao Gu daha önce de bundan şüphelenmişti ama kendisinden alınacak bir şeyin olmadığına inanmıştı. Yaşlı Wong'un WeChat rehberinde birçok kişi vardı, neden o seçilmişti?


Xiao Gu yavaşladı. Yaşlı Wong'u tekrar aradı ve yine cevap alamadı. "Telefonu açmıyor ama mesaj atmaya devam ediyor... bunun sebebi mesaj atan kişinin sesini ifşa etmek istememesi mi?"


Xiao Gu'nun üçüncü binada o deli kadınla karşılaşmasının üstünden çok vakit geçmemişti. O zaman neredeyse vahşice katledilecekti. Bu tecrübe onun kalbinde derin bri yara bırakmıştı ama aynı şekilde değerli bir şey de öğrenmişti, insan daima pür dikkat olamazdı. Daha fazla ilerlemeye cesaret edemedi ve asansöre doğru yavaş yavaş ilerledi.


Binadan ayrılıp diğer güvenliklerden yardım almalıyım. Xiao Gu asansöre hızlıca daldığı için pişman olmuştu. Daha birkaç saat önce Yaşlı Wong ona çok aceleci davranmaması gerektiğini öğütlemişti. Duvara yapıştı ve ürpertici koridorda ilerlerken giderek huzursuzlandı.


Asansör hala birinci katta. Bu tuhaf. Eğer birinci kattan birisi asansörü çağırmadıysa neden aşağı indi? Ben fark etmeden bu kattan birisi asansöre mi bindi?


Sessiz koridorda Xiao Gu'nun telefonu aniden titredi. Bu onu bayağı korkuttu. Başını eğerek ekrana baktı. Yaşlı Wong'dan bir mesaj daha gelmişti. "Geldin mi?"


Bir nedenden ötürü bu mesajı gördüğünde panikledi. Geri geri giden adımları hızlandı. Birkaç metre geri çekildiğinde bir mesaj daha geldi. "Orada mısın?"


Xiao Gu cevap vermeyi bırakmıştı. Asansöre doğru geri çekildi ve butona bastı. Birinci katta duran asansör harekete geçti. Xiao Gu gözleri numara ekranına dikti ve kalbi güm güm atmaya başladı. Ona mesaj atan kişi bir şeyler sezmiş olacak ki mesaj atma sıklığı çarpıcı biçimde arttı. Xiao Gu'nun telefonu sürekli titriyordu ve hep aynı mesaj geliyordu.


"Orada mısın?"


"Orada mısın?"


"Orada mısın?"


Artık telefonun diğer tarafındaki kişinin kesinlikle Yaşlı Wong olmadığından emindi.


Bu konunun üzerine düşündükçe daha da korkuya kapıldı. Gelen kutusunu dolduran mesajları görünce vücudu buz gibi oldu. Neler oluyor!?


Asansör 11. kata ulaştığı anda Yaşlı Wong'dan gelen mesajlar kesildi. Xiao Gu rahat bir nefes aldı. Alnındaki teri sildi ve terden sırılsıklam olduğunu fark etti. Birisi Yaşlı Wong'un telefonunu ele geçirmiş. Fark edilmeden önce buradan ayrılmalıyım.


Xiao Gu butona durmaksızın bastı. Asansör 14. kata geldiğinde omuzlarının üstünden arkaya baktı. Koridorun sonundaki odalardan birisinin kapısı gıcırtıyla açıldı ve Yaşlı Wong'un telefonunu tutan soluk bir figür kafasını dışarı çıkarttı.



"Ebeveynlerim bana genç yaştan beri yasalara bağlı bir vatandaş olmayı öğretti. Bu beni adalet duygusuyla doldurdu ve ne olursa olsun diğer insanlara yardım etme alışkanlığı geliştirdim. Bu yüzden kanunları çiğneyen ve masumlara zarar veren insanları gördüğümde onları yakalamam gerekiyor. Biraz duygusal davrandığımı kabul ediyorum ama durum bana başka seçenek bırakmadı. Eğer karışmasaydım daha fazla insan yaralanacaktı."


Chen Ge kelepçeyi kımıldattı ve sorgu odasında karşısında oturan üç memurun ve Yüzbaşı Yan'ın önünde açık açık konuştu.


"Onları şiddet kullanarak etkisiz hale getirmenin sebebi bu mu?" Yüzbaşı Yan'ın yanında oturan memur kaşlarını çattı.


"Ama burada kurban benim. Ne de olsa onlar benden daha kalabalıklardı."


"sen hiç iki tane baygın suçluyla birlikte polise gelip rapor veren bir kurban gördün mü?"


"İlk önce onlar bana saldırdılar; ben sadece kendimi savunuyordum."


Chen Ge dört polis memuruyla göz göze geldi. En sonunda Yüzbaşı Yan öksürdü ve lafa girdi, "Tartışmayı bırakın. Haberleri teyit etmek için gönderilen memurlar birazdan dönerler."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44241 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr