Bölüm 262: Asılı Adam (Çift Bölüm)

avatar
1007 8

My House of Horrors - Bölüm 262: Asılı Adam (Çift Bölüm)


Bölüm 262: Asılı Adam (Çift Bölüm)

Çeviri: RassNt  


 "Başkanın neden onu hedef aldığını anlayabiliyorum. Adam muhtemelen daha önce kapıdan içeri girdi ve hatta kendi ‘kapısına’ bile sahip olabilir."  Kong Xiangming kimsenin duyamayacağından emin olmak için çok düşük tonda konuştu.


"Bir önemi yok. Kapının arkasına geçtiyse ne olmuş? En nihayetinde tek başına." Wei Wu'nun sesinde özgüven yoktu; sanki daha çok kendini ikna etmeye çalışıyor gibiydi. "Bu görev çok önemli olsaydı başkan sadece ikimizi göndermezdi. Muhtemelen topluluğun diğer üyeleri de burada olurdu."


"Umudunu başka insanlara bağlama. Ya başkanın planı diğerlerine çıkış yolu sağlamak için bizi kurban etmekse?" Kong Xiangming kapıyı kapattı. "Topluluğun üyeleri her an değişebilir ama sayı asla değişmez. Her sayı kapının ardından gelen bir canavarı temsil eder. Bir sayıya sahip olmak, o sayıya denk gelen canavarla bağlı bir ilişki anlamı taşır. Bu yüzden başkanın gözünde asıl önemli olan şey biz içimizde yaşayan canavarlar, biz değiliz."


Gözlerini kıstı ve aniden konuyla alakası olmayan bir düşünce ortaya attı. "Hayalet hikayeleri toplumunun kuralları kimliklerimizi açığa çıkarmamızı ve diğerlerini araştırmamızı yasaklıyor. Topluluğun üyeleri delirmiş manyaklar ya da kanlı ellere sahip kasaplar olduğu için bu iki kural bizim güvenliğimizi sağlıyor. Fakat hiç bunun tam tersini düşündün mü?"


"Neyi? Tersi ne?"


"Diğer üyelerle iletişim kurmamak demek başkanın kim olduğunu asla bulamayacağımız anlamı taşıyor." Kong Xiangming derin düşüncelere daldı. "Herkes, başkanın yemek masasındaki on kişiden birisi olduğunu biliyor ama kimse tam olarak hangisi olduğunu bilmiyor. Başkanın kapının arkasından gelen bir canavar olduğundan ve bizim canavarları muhafaza eden konaklardan başka bir şey olmadığımızdan şüpheleniyorum."


"Niye bunları bana anlatıyorsun?" Wei Wu Kong Xiangming ile arasında mesafe koymaya çalıştı. "Hiç kimse hayalet hikayeleri toplumuna ihanet etmiyor ve en korkutucu nokta bu. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?"


Kong Xiangming omuz silkti. "Topluluğa benimle birlikte girdin, o yüzden başkan olmadığından eminim. Bu yüzden son görevimizden bu yana sana yakınlaştım ve gerçek kimliğimi gösterdim. Toplulukta güvenebileceğim tek kişi sensin."


Wei Wu onun kendisine söylemediği başka şeylerin olduğunu hissetti. Bunun bir parçası olmak istemese de çoktan buna bulaşmıştı.


"Bütün canavarlar kapının arkasından kaçtı. Bu yüzden başkanın kendi kapısının olduğuna eminim!" Kong Xiangming'in sesi aniden duraksadığında yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "Kapıya sahip olmak demek kural koyma hakkı demek. Başkan olmak istemez misin?"


"Sen cidden aklını kaçırmışsın."


"Kaçırmadım. Sadece artık paylaşacağım başka hayalet hikayesi kalmadı. Eğer kurallar değişmezse bir sonraki buluşmada tabağına sunulan yemek olabilirim." Kong Xiangming'in sözleri Wei Wu'nun suratına vuran soğuk bir su gibi etki yarattı. Hayalet hikayeleri toplumu bir hayır yeri değildi. Üyeler bile topluluğun gücünden korkuyordu.


"Bana planını anlat."


"Eğer daha önceden olsa böyle riskli bir şey yapmazdım ama son zamanlarda bir şans buldum. Başkan bizimle sürekli iletişim ve temas kuruyor. Onun başı dertte ve zayıflığının ortaya çıktığı yer burası."


"Ne zayıflığı?"


"Başkan bizimle vücutlarımızı ele geçiren canavarlar yoluyla iletişim kuruyor ama canavarlar birbirine elli metre yakınken iletişim kurabilir. Bunu daha önce kendimiz test etmiştik." Kong Xiangming konuşmasının en kritik noktasına geldi. "Diğer bir deyişle, başkan iletişim kurarken bizim elli metre yakınımızdaydı."


"Haklısın."


"Toplantılarda daima 10 numaraya yakın oturdum. Ne zaman onun yanında olsam vücudumdaki canavar garip bir duygu gösteriyor. Bir arzu gibi. Onun arzusunu hissedebiliyorum; 10 numarayı yemek istiyor."


"Ama bu 10 numaranın başkan olduğu anlamına gelmez. İçimizdeki on canavar da birbirinden farklı."


"Biliyorum, fakat asıl olay canavarımın başkandan mesaj aldıktan saniyeler önce de aynı garip arzuyla dolması." Kong Xiangming'in sesi yavaş yavaş değişti. "Mesaj gönderildiğinde hem 10 numara hem de başkan evimin civarındaydı. Bu onların ilişkisine kusursuz bir kanıt değil mi?"


"Tesadüf olabilir mi?"


"Topluluğun başkanı bize el ilanlarını gönderen kişi olmalı. O aynı zamanda bütün üyelerin gerçek kimliklerini bile tek kişi. her iletişim kurulduğunda 10 numara ve başkan evimin etrafında belirdi; dünyada böyle bir tesadüf olduğuna inanmıyorum."


Kong Xiangming şüphelerini anlattığında Wei Wu sessizliğe büründü. Gizemli başkan, bütün üyelerinin boyunlarının üzerinde asılı duran keskin bir kılıç gibiydi.


"Başkan 10 numara mı? Peki benimle nasıl bir iş birliği istiyorsun?" Wei Wu onun yanına doğru yürüdü. Aynı amaca sahip oldukları için geçici bir ittifak oluşturmuşlardı. Eğer ortak bir menfaatleri olmasa birbirlerinin gerçek kimliklerini bildikleri için hemen boğaz boğaza girerlerdi.


"Başkan bizden bu korku evinin patronunu hedef almamızı istedi. Yani buranın patronu kolay bir karakter değil. İkisinin aralarında dövüşmelerine izin verelim ve bu sırada fırsat kollayalım." Kong Xiangming tuvalete girdi ve tavandaki kadın bedenini çıkardı. Onun cebinden bir isim etiketi aldı. "Burada ziyaretçiyiz, o yüzden patronun aksini düşünmesine izin vermeyelim."


İki adam odadan isim etiketiyle çıktılar. Bir ya da iki dakika sonra odada bir ses oldu. Sanki zeminde bir şey yuvarlanıyordu.


Bir manken kafası yatağın altından dışarı çıktı.



Üç tıp öğrencisi bir aradaydı. Harita olmadan nihayet korku evinin ‘keyfini’ çıkarmaya başlamışlardı.


"Lee Xue, bizi bekle!" Bebek yüzlü kız önden tek başına yürüyordu. Arkasında iki erkek öğrenci birbirlerine o kadar yakın duruyorlardı ki sanki el ele tutuşuyor gibilerdi.


"Dışarıdayken ikiniz de böbürlenip duruyordunuz ama kıdemlilerin rehberi olmadan ne kadar da zayıfmışsınız!" Lee Xue arkasına dönüp arkadaşlarına baktı ve iç geçirdi. "Siz nasıl erkeksiniz?"


"Bunun cinsiyetle ne alakası var?" Wang Dan en arkada saklanıyor olsa da tavrı değişmemişti. "Buna dikkatli olmak denir. Burada senin arkanı kolluyoruz, değil mi?"


"Ha ha."


Yang Chen utancından kızarmaya başladı. "Korktuğum falan yok ama burası benim liseme çok benziyor. Daha önceki setin ilk bakışta sahte olduğu anlaşılıyordu ama burası bana sanki liseye geri dönmüşüm hissi veriyor."


"Liseye geri dönmenin neresi korkutucu?" Lee Xue ne demek istediğini anlamamıştı.


"Eğer ortam gerçeklikten bariz şekilde farklıysa kendimi her şeyin sahte olduğuna ikna edebiliyorum ama burası hafızamdaki liseye benzediği için atmosfere dalmaktan kendimi alamıyorum." Yang Chen hala elinde kağıt ve kalem tutuyordu. Titreyen elleriyle harita çıkarmaya çalışıyordu.


Batı Jiujiang Özel Akademisi'nin büyük bölümü bazı nedenlerden ötürü kesilmişti, o yüzden kapladığı alan çok büyük değildi. Üç öğrenci en sonunda koridorun sonuna vardılar ve karşılarına çok yaygın görülen bir cam kapı çıktı.


"Bekle biraz!" Yang Chen kapıyı açmaya çalışan Lee Xue'yi durdurdu. Kapıya doğru yaslandı ve tozlu camdan içeri baktı. "Burası bir yatakhanenin katlarından birine benziyor. Kapıda bir sayı bile var."


"Acaba haritada olması gereken kızlar yatakhanesi olabilir mi?" Lee Xue Yang Chen'den kıyaslama yapmak için haritayı açmasını istedi ve konumun çok farklı olduğunu fark etti.


"Gizli bir senaryo olmalı," Yang Chen cevabı bulmuş gibi konuştu, "Haritayı ilk aldığımda neden sadece kızlar yatakhanesinin olduğunu, erkeklerin yatakhanesinin olmadığını merak etmiştim. Şimdi anlaşılıyor ki erkek yatakhanesi bir gizli senaryoymuş. Ama bu gizli senaryoyu nasıl tetiklediğimizi merak ediyorum. Sıradışı hiçbir şey yapmadık, değil mi?"


"Patron muhtemelen haritayı çok hızlı bitireceğimizden korktu." Wang Dan kapının yanına gelerek Yang Chen'e katılırken kibirli bir kahkaha attı. "Burası bizim okulun yatakhanesine benziyor. Girip bir bakalım."


Bunu söylese de vücudu hareket etmedi. En sonunda kapıyı açan Lee Xue oldu. Paslanmış kilit yere düştü ve cam kapı açılırken garip bir koku dışarı süzüldü.


"Niye ceset gibi kokuyor?"


"İçeri girelim mi?"


"Dürüst olmak gerekirse, buraya kadar geldik ve gizli senaryoyu keşfettik. Çoktan kıdemlilerin rekorunu kırmış olduk." Wang Dan elini kaldırdı. "Bence yol yakınken buradan gitmeliyiz."


"Bir dahaki sefere gizli senaryoyu tetikleyeceğimizin garantisi yok. Buraya kadar gelmişken neden girmiyoruz? Cidden öylece gidecek misin?"


Yang Chen ve Lee Xue Wang Dan'ı tutarak koridora girdiler.


Karanlık koridorun iki tarafında yarı açık kapılar vardı. Korkunç kokunun hangi odadan geldiği belli değildi.


"Burası anlamsız bir şekilde ürkütücü." Wang Dan'ın sesi sanki orada uyuyan canavarı uyandırmaktan korkarcasına alçaktı.


"Hala zamanımız var. Hiçbir odayı atlamamalıyız. Burada birçok isim etiketi saklı olmalı." Yang Chen Lee Xue'ye eşlik ederek önden yürüdü. Wang Dan ise isteksizce arkadan geldi. Çok huzursuzdu ama kendi başına gitmeye cesareti yoktu, o yüzden diğerlerine bel bağlamak zorundaydı.


"Bu kadar korkak olma. Büyük ihtimalle korkutucu manzaralar arkalardadır, o yüzden ilk odalar güvenli olacak." Yang Chen kendi tecrübelerini kullanarak Wang Dan'ı ikna etmeye çalıştı. "Hangi korku evi en korkutucu senaryoyu senaryonun başına koyar?"


Bunu söylerken koridorun solundaki ilk yatak odasının kapısını açtı. Ahşap kapı çerçevesinden perde gibi toz düştü. Görünüşe göre buraya aylardır ziyaretçi gelmemişti. Kapı gıcırtıyla açıldığında Yang Chen içeri yürüdü. Fakat ufak bir adım atmıştı ki duraksadı. Vücudunun üst kısmı ileri doğru yaslanıyordu ama vücudunun alt kısmı adeta donmuştu.


"Büyük Yang? Sorun ne?" Kapı tamamen açıldı ve arkadaki Lee Xue ile Wang Dan derin bir nefes aldı. Odanın ortasında asılı duran birisi vardı.


"Manken mi?" İlke kendine gelen Yang Chen oldu. Avucunda biriken terleri elbisesine sildi.


"Gitme." Wang Dan mankenin ayaklarını işaret etti. "Gerçekte asılı durmuyor gibi. Ayaklarına bak, hala yerde duruyor. Korku evi aktörü olabilir."


"Sanmıyorum." Grubun en cesuru Lee Xue idi. Doğruca odaya girdi. "İp gergin. Bu pozisyonda uzun süre dursa, ayakları yere bassa bile boynunda büyük bir baskıya neden olur."


Dikkatli bir şekilde odanın diğer ucuna yürüdü. Asılı mankenin üzerinde siyah bir mont vardı ve başı öne eğik olduğu için yüzü net görünmüyordu. Lee Xue yavaşça uzanarak parmağını ‘cesedin’ cildine dokundurdu.


"Bu insan derisi değil. İçeri gelin, her şey yolunda." Herkes rahat bir nefes aldı. Üçü de şaşkınlık geçirmişti.


"Odanın ortasına bir manken asmanın anlamı ne? Ve bilerek yere basacak şekilde bırakılmış?" Wang Dan cesedin eline dokundu. O bir adli tıp öğrencisiydi, o yüzden sahte deri ile gerçek insan derisi arasındaki farklı anlayabilirdi. Sahte deri daha soğuk ve daha sert olacaktı.


"Oraya buraya rastgele dokunmayın. Bu ceset henüz keşfetmediğimiz bir bulmacanın cevabı olabilir." Lee Xue elini cesedin çenesine götürdü ve kafasını yavaşça kaldırdı. Cesedin yüzünü gördüklerinde öğrenciler çok rahatsız oldu.


Çok gerçekçi!


Daha önce gerçek ceset gördükleri için, o an kalplerini kıstıran korku normal bir insan görseler bu kadar olmazdı.


"İp boynunun ön kısmına baskı yaratmış ve dilinin yukarı doğru sıkışmasına neden olmuş, böylece boğazı ve nefes borusu kapanmış. Ölüm nedeni muhtemelen oksijensiz kalma."


Lee Xue bunları söyledikten sonra birden afalladı. Derslerde elde ettiği profesyonel bilgiyi bir korku evinde kullanacağını hiç düşünmemişti.


"Mankenin yüzüne dikkatli bakın. Düzensiz kan noktaları var. Bu normal bir boğulmadan farklı." Yang Chen mankenin etrafında dolandı. "Boynu kırıldığı için beynine kan gitmemiş. Gerçek ölüm nedeni beyin anemisi olabilir."


"Mankenin nasıl öldüğü cidden önemli mi!? Buradan ayrılmaya odaklanmalıyız!" Wang Dan aceleciydi. "Siz ikiniz korkmuyor musunuz? Korku evindeki ölü bir manken sadece gerçek bir ceset gibi görünmekle kalmıyor aynı zamanda kusursuz ölüm belirtileri gösteriyor!"


"Korku evinin patronu da mı bir adli tıbbı biliyor?" Lee Xue dönerek yanındaki Yang Chen' baktı.


Yang Chen iyi görünmüyordu. "Amatör biri böyle kusursuz bir ceset kopyalayamaz... tabii ki model olarak gerçek bir ceset kullanmadıysa."


Öğrencilerin zihninde bir görüntü canlandı. Hiç biri konuşmadı ve hep birlikte yatak odasından çıktılar.


"Korku evinin derinliklerine yeterince indik, buradan ayrılmaya ne dersiniz?"


"Önce birkaç odaya daha bakalım. Bu arada, odada hiç isim etiketi gördünüz mü?" Yang Chen sordu ve diğer ikisi de başını sağa sola salladı.


"Pek dikkat etmedim."


"Neyse, gidip diğer odalara bakalım, sonra en son bu odaya tekrar döneriz."


Öğrenciler kapının önünde taktikleriyle ilgili konuşup tartıştılar. Hiçbirisi arkalarında kalan cesedin yavaş yavaş gözlerini açtığını fark etmedi.


Koridorun ilerisinde bir yol ayrımı daha vardı. Derinlere gittikçe havadaki koku daha da ağırlaşıyordu.


Zeminde ve duvarlarda lekeler görülmeye başladı. Öğrenciler tek seferde koridorun sonuna ulaştılar. Koridorun sonundaki birkaç oda kilitliydi.


"Koku buradan geliyor gibi." Lee Xue önden yürüdüğü için en sondaki odanın kapısını açan o oldu.


Odada dört tane yatak vardı ama sadece birisinde döşek şilte vardı. Diğer üç yatağın üzerinde çer çöp yığılmıştı.


"Bu mu? Odada çok korkutucu bir şeyin olacağını düşünmüştüm. Cidden ilk oda bundan daha korkutucuydu."


"Zamanımız tükeniyor, isim etiketlerini bulmaya odaklanmamız lazım. Wang Dan, sallanmayı bırak da yardım et!"


Yang Chen ve Lee Xue odaya girdiler ve uzun, karanlık koridorda sadece Wang Dan kaldı. Koridorun ucunda bir şeyin sıçradığını hissetti!


"Büyük Yang, hemen buraya gel! Dördüncü bir ayak sesi duyar gibi oldum."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr