Bölüm 224: Sınırlama

avatar
956 7

My House of Horrors - Bölüm 224: Sınırlama


Bölüm 224: Sınırlama

Çeviri: RassNt  


"Acaba Patron Chen'in ailesi..."Song An boğazının buz ile dolduğunu hissetti. Bunu dediğinde dudakları kontrolsüzce titriyordu.


"Daha önceki odada yatağın yan tarafında bulunan kan izlerini gördün. O zaman yanımızda yabancılar olduğu için bir şey demek istememiştim." Guo Miao cebine uzandı ve dudaklarının arasına bir sigara yerleştirdi. "Sahte kan kesinlikle o renkte olmaz. Gördüğümüz çizikler ve kan lekeleri muhtemelen gerçek bir insana ait."


"Bu senaryoda ona benzer çok fazla çizik ve kan lekesi var. Eğer hepsi gerçekse..." Song An etrafa bakınarak ürperdi. Burası bir korku evi değil; katliam evi!


"Patron, polisi arayalım mı?"


"Ben de aynı fikirdeyim ama buraya gireli daha on dakika oldu. Eğer bu bir yanlış anlaşılma ise hayatımızın geri kalanında bu utançla yaşamak zorunda kalırız." Guo Miao sigarasını yaktı. "İlk önce diğerleriyle buluşalım."


"Patron! Kardeş Song!" Song An ile Guo Miao aralarında konuşurken Xiao Du nefes nefese oraya doğru koşturdu. "Mankenler canlı! Onları taşıyan kimse olmamasına rağmen peşimizden geliyorlar!"


"Mankenler canlı mı?" Kötü haberler gelmeye devam ediyordu.


"Evet, Bay Han bunun sebebinin mankenlerin arasında gizlenen çalışanlar olduğunu söyledi. Onları açığa çıkarmak için mankenlerin arasına dalarak onları dağıttı." Xiao Du'nun nefesi yatıştı. Guo Miao ve Song An'ın yanında daha güvende hissetti.


"Herhangi birini buldu mu?" Guo Miao ve Song An'ın yüzleri değişti. Bu korku evi kötü sürprizlerle doluydu!


"Mankenlerin arasında herhangi bir insan bulamadı!"


"Eğer onlar elle hareket ettirilmiyorsa neden peşimizden geliyorlar? Han Qiuming can sıkıcı biri olabilir ama bu işte gerçekten de bir profesyonel."


"Hiçbir fikrim yok ama Bay Han bütün mankenleri altüst ettikten sonra hiçbir şey bulamadı. Onlar normal mankenlerdi."


"Bekle, Bay Han mankenleri altüst mü etti?" Guo Miao'nun içindeki kötü hissi yavaş yavaş kendini göstermeye başladı.


"Onu uyardım ama yine de gidip mankenlerin kafalarını kopardı." Xiao Du surat astı. "Daha sonra olanları bilmiyorsunuz. Bay Han kırık mankenlerin ortasında dururken Patron Chen'in Tian Teng Tıp Okulu'nu mahvettiğini ve kendisinin de onun korku evinde kaos yaratacağını söylüyordu!"


Onu dinlerken Guo Miao ve Song An adeta dondular. Siktir! Onun sınırları yok mu? Niye delirmiş bir katili kışkırtıyor!?


"Sizin neyiniz var?" Xiao Du onların konuşmadıklarını fark etti ve ortamın havası oldukça ağırdı. "Siz de mi korktunuz? Grubun en arkasından yürüyordum ve sanki insanlar bizi takip ediyor gibi hissetmiştim. Her seferinde arkama dönüp baktığımda mankenler daha da yaklaştılar ve yemin ederim ki birisinin bana gülümsediğini gördüm!"


"Xiao Du, mankenler önemli değil." Guo Miao ağzındaki sigarayı yarı yarıya çiğnemişti. Sigarayı ağzından aldı ve yarısını kırarak cebine koydu.


"Nasıl önemli değil? Patron, bu mankenlerden en az yirmi tane var. Eğer hepsi canlanırsa nasıl hayatta kalacağız?" Xiao Du patronunun tepkisi karşısında şaşırmıştı. Bu beklediğinden farklıydı.


"Patron haklı. Baş etmemiz gereken daha büyük bir problem var." Song An'ın yüz ifadesi karardı. "İlk önce gidip şu Han Qiuming'i bulalım."


Song An'ın tavrındaki ani değişiklik Xiao Du'nun kafasını karıştırdı. "Kardeş Song, biraz önce Bay Han ile tartışmadın mı? Yine de onu mu aramak istiyorsun?"


"Başka seçenek yok." Song An ciddi bir tonla konuştu. "Onun öylece ölmesine izin veremem, değil mi?"


"Ölmesine mi?" Xiao Du'nun dudakları açıldı. İşler ne zaman bu kadar ciddileşti? Bu sıradan bir korku evi ziyareti değil mi!?



Xiao Du ve Su Luoluo ayrıldıktan sonra Ye Xiaoxin olduğu yerde kaldı. Cesur biriydi ve bu deneyimden keyif alıyordu. Ara sıra gördüklerini not etmek için defterini çıkarıyordu.


"Beni mi bekliyordun?" Han Qiuming onun tek başına orada durduğunu görünce kalbi hızlandı.


"Ben yavaş ve yalnız olmayı tercih ediyorum. Arkadaşların gittiler." Ye Xiaoxin kalemiyle ileriyi işaret etti. Önlerinde bir köşe olduğundan ilerde neler olup bittiğinden habersizlerdi.


Han Qiuming ona bir bakış attı ve bakışlarını kaçırmadı. Onun yanında yürümek için adımlarını hızlandırdı. "İncelemene yardım edebilirim, ne de olsa ben bir profesyonelim. Birçok korku evini ziyaret ettim ve birçok yabancı ekiple çalıştım."


"Öyle mi?" Ye Xiaoxin rastgele bir kapıyı açtı ve sabırlı bir şekilde her şeye baktı.


"Akıl hastanesi temalı korku evlerinde üç kez bulundum. Bunlardan birisi doğrudan terk edilmiş bir akıl hastanesinin üzerine inşa edilmişti. Gerçekten çok hakiki duruyordu." Han Qiuming onun yatağı hareket ettirmek istediğini görünce hemen yardım etmek için yanına gitti.


O bu şekilde kur yapmaya çalışırken Guo Miao ve Xiao Du'nun çağrısı köşeden duyuldu. "Nerede o? Qiuming! Han Qiuming?"


"Biraz önce arkamdaydı, nereye gitti?"


"Burası çok tehlikeli, onu bulmalıyız!"


"Han Qiuming!"


Koridorda aceleci ayak sesleri duyuldu ve Han Qiuming duymamış gibi yaptı. Ye Xiaoxin'e yatağı çekmesi için yardım etti ve onu yere koydular.


"Sana sesleniyorlar, cevap vermeyecek misin?"


"Niye sadece tehlikeyle karşılaştıkları zaman beni istiyorlar diye cevap vereyim?" Han Qiuming kıkırdadı. "Muhtemelen ileride çok korkutucu bir şey var. Bu herifler büyük olabilir ama hepsi işe yaramaz. Hepsi bana bel bağlıyor."


Yei Xiaoxin yorum yapmadı ve yatağın yerini değiştirdiler. "Aslında onlarla gidebilirsin, burayı tek başıma keşfetmeyi tercih ederim."


"Sorun yok. Bu şekilde birbirimize gözcülük yapabiliriz."


Han Qiuming'i başından atamayan Ye Xiaoxin başka bir şey söylemedi. Odadan çıktı ve koridora girdi. Guo Miao'nun grubu biraz önce geçmişti.


"Kapılardaki sayıları fark ettin mi? Buradaki bütün odalar 2 sayısıyla başlıyor." Han Qiuming hava atmak için elinden geleni denedi ama Ye Xiaoxin ilgilenmiyordu. Kısa bir mesafe yürüdükten sonra Ye Xiaoxin durdu.


"Sorun ne?"


"Bu kapı diğerlerinden farklı." Ye Xiaoxin tabelayı gösterdi. Lekelenmişti ama az çok ‘Müdürün Ofisi’ yazısı görülebiliyordu.


"Belki kasetçalar içeridedir. Hadi, bir bakalım."



Guo Miao ve Song An koşmaya devam ettiler. Boğazları yırtılırcasına bağırmaya devam ettiler ama Han Qiuming'den cevap gelmedi.


"Nasıl olur? Biraz önce arkamdaydı!" Xiao Du zihninde beliren korkutucu sahnelerle birlikte terler içinde kaldı. "Bay Han mankenler tarafından kaçırılmış olabilir mi?"


"Muhtemelen hayır. Eğer başına bir şey gelse çığlığını duyardık ama hiçbir şey duymadık." Guo Miao yerlere dağılmış olan mankenleri ve kopuk kafalarını görünce kaşları çatıldı. Dişlerini sıktı. "Panik yok. Muhtemelen hasta odalarından birindedir. Geri dönüp bakalım."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr