Bölüm 194: Çok Acı Veriyor! Çok Acı Veriyor!

avatar
1046 6

My House of Horrors - Bölüm 194: Çok Acı Veriyor! Çok Acı Veriyor!


Bölüm 194: Çok Acı Veriyor! Çok Acı Veriyor!

Çeviri: RassNt  


Kaset ve gazete makalesinin dışında ofiste Xu Zhenzhen ile ilgili başka ipuçları da buldu. Örneğin kitaplığın köşesinde kalmış kırık bir resim çerçevesi vardı, baba ve kız resminde ikisinin de yüzü silinmişti. Çekmecede adamın vasiyeti vardı ve orada Xu Zhenzhen isminden bahsediyordu. Xu Zhenzhen'in hiç resmi yoktu ama kızın ismi Korku Evinin her yerindeydi.


Tian Teng Tıp Okulu'nun tasarımında gerçek bir olay kullanılmış. Gerçek Xu Zhenzhen'i kışkırtmaktan korkmuyorlar mı? Korku Evleri negatif enerjini toplandığı doğal konumlardı. Güneş ışığı giremediği için ruhlar ve hayaletler için kusursuz bir saklanma yeri haline geliyordu. Rüyaların gerçek hayatın yansımaları olduğu söylenir. Her gün Korku Evindeki insanlar Xu Zhenzhen'in isminden bahsediyor, ya bunu duyarsa?


Tian Teng Tıp Okulu ne yaptığının farkında değildi. Gerçek bir olayı senaryo haline getirmişlerdi ve gerçek dava bilgilerini ipuçları olarak kullanıyorlardı. Diğer insanlara göre akıllıca gelebilirdi ama Chen Ge onların ateşle oynadıklarını düşündü.


Her yerde ‘tanrılar’ vardır. Onlara inanmasan bile gidip bilerek onları kışkırtmaya gerek yok.


Chen Ge cesur olsa bile bilinmeyene karşı asla dikkatsiz davranmıyordu. O yüzden herhangi bir Test Görevi'ne çıkmadan önce çok fazla hazırlık yapıyordu. Tian Teng Tıp Okulu'nun yarısından fazlasını tamamlamıştı ve koridorun ışığı giderek canlanıyordu.


Ayrılma zamanı.


Chen Ge Xu Zhenzhen'in Korku Evinin içinde olup olmadığını bilmiyordu ama hedefinin farkındaydı. Odağı Korku Evini tamamlamaktı ve yapacağı tek şey bu olacaktı. Bir tur daha attıktan sonra kasetçalara geri döndü. Yaklaştığında boğuk bir ağlama sesine benzeyen bir şey duydu. Ses yumuşaktı ve cihazdan geliyordu.


Kasedin içindeki hayalet dışarı mı çıkıyor? Chen Ge bir adım geri çekildi ve bir elini cebindeki tükenmez kaleme götürürken diğer elini masadaki ‘cesede’ hafifçe dokundu. Herhangi bir kaza olabileceğinden korktu ve bu oyuncuyla ilgilenecek zamanı olmayacaktı.


Fakat şaşırtıcı şekilde adamı hafifçe dürtmesine rağmen adam yan tarafa yattı ve yere düştü.


Ne oldu? Bu Xu Zhenzhen mi? Daha önce gerçek hayaletler görmüştü ve bu durum gerçek bir hayaletin ortaya çıktığına işaret olabilirdi. Bu kadar şanslı mıyım? Başka Korku Evlerinde bile bir hayalete rastlıyorum!


Chen Ge sahip olduğu Tayfların Gözdesi ünvanı aklına gelince panikledi. Hemen yere düşen adama yardım etmek için fırladı. Çok geç olmadan adamı kurtarmak istedi. Oyuncu ölüyü oynarken öldü mü? Bu nasıl bir hikayeye dönüştü böyle?!


Chen Ge adamın elini tutmak için çömeldiğinde masanın altından bir insan kafası dışarı çıktı. Oyuncu vücuduyla Chen Ge'nin görüşünü engelliyordu. Kaçınmak için zamanı yoktu çünkü çok yakındı. İnsan kafası doğrudan göğsüne doğru çarptı. Kalbi hızlandı ve sadece birkaç saniye sonra sakinleşebildi.


Chen Ge kollarındaki manken kafasına ve yerdeki cesede baktı ve aklına dank etti. "Kardeş, bebek odasındaki utancının öcünü mü almaya çalışıyorsun?"


Biraz önce ‘ceset’ masadan düştüğünde yüzü diğer tarafa dönük kalmıştı. Şimdi yüzü görünüyordu ve Chen Ge adamın makyajını değiştirmemiş olduğunu fark etti. Yüzü sahte kanla lekelenmişti. Parmağını adamın burun deliklerine götürdü. Nefes aldığından emin olduktan sonra ayağa kalktı. Artık orada daha fazla kalmak gibi bir niyeti yoktu; ayrılma zamanı gelmişti.


Kasetçalara doğru yürüdü ve durdurma butonuna bastı. Birçok kez tuşa basmasına rağmen kaset oynamaya devam etti. Diğer tuşları denedi ama karşılık alamadı. Durmuyor mu?


Chen Ge kasedi Tian Teng Tıp Okulu'nun içinde bırakamazdı ama kasetçaları yanında götürmek de hırsızlık olacaktı. Chen Ge bununla uğraşırken hafif ağlama sesi giderek yükseldi ve bazı başka seslerle karıştı. Sanki bir elektrik akımı gibiydi ama son derece boğuktu.


Chen Ge kasetin tanıtımını hatırlamaya çalıştı. Bir saniye kadar sonra kayıttan bir ses geldi. Kadın ya da erkek sesi olabilirdi ve kısa bir süreliğine duyuldu.


Birisi mi konuşuyor? Ne demeye çalışıyor?


Chen Ge ilk defa kasetle iletişime geçmişti. Bunu hafife alamazdı; ne de olsa bu ona siyah telefon tarafından verilen bir hayaletti. Sabırla dinledi ve ses kısa süre sonra tekrar ortaya çıktı.


"Acı..." beyaz gürültüyle karışık ses gerçek dışı geliyordu. Kaset çalmaya devam ederken ses netleşti.


Bu bir erkek sesi ve genç biri gibi.


Odağını tamamen kasete verdi ve aniden cihazın oynatma butonu aşağı doğru çöktü. Chen Ge yerde yatan ‘cesede’ bakmak için arkasını döndü. Adam da kayıttan gelen sesleri duymuştu. Sessizce cebindeki küçük bir kontrolcüye uzandı. Fakat şu an kasetçaları durdurmak için çok geçti. Kasedin içindeki Meşum Tayf uyanmıştı. Adam bütün butonlara tıklasa bile anlamsız olacaktı.


"Çok acı verici..."


Kasedin içinden gelen ses giderek yükselirken sanki Meşum Tayf yavaş yavaş kontrolünü kaybediyordu. Chen Ge'nin aklına gelen tek çözüm kasetçalarla birlikte oradan ayrılmaktı.


Yerde yatan adam cihazı durdurmayı birçok kez denedikten sonra dudaklarını açtı, "Neler oluyor?"


Yüzünden akan sahte kanla birlikte doğruldu.


"Ekipmanında bir sorun mu var?" Chen Ge adamların cihazına bir Meşum Tayf soktuğunu ve şimdi de onu çıkaramadığını söylemeyemezdi.


"Sanırım." Oyuncu da neler olduğundan emin değildi. Cihazı kavramak için uzandı ama daha parmakları dokunmadan önce cihazdan kan donduran bir çığlık geldi.


"Çok acı verici!"


Oyuncu ürperdi ve şok olmuş bir halde elini geri çekti.


"Ne diye korkuyorsun? Bu sizin Korku Evinizin kurduğu bir eşya değil mi?" Chen Ge olası bir kazanın önüne geçmek için kasetçaların önünde durdu.


"Kasedin kaydında oradaydım; biz böyle bir kayıt almamıştık!" adam ciddi bir tonla konuştu. Telefonunu çıkardı ve bir sohbet odasında sordu, "Müdürün ofisindeki kasetlerle kim oynadı?"


Cevap gelmedi ama kısa bir süre içinde cihazdan gelen ses delirmeye başladı. Sonsuz bir nefret ve kızgınlıkla doluydu.


"Çok acı verici! Çok acı veriyor lan!"


Sanki gerçek bıçaklar vücudunda delikler açıyordu ve yaraları durdurmak için elinden geleni yapmasına rağmen daha fazla yara oluşuyordu. Oyuncu titriyordu. O anda gerçekten korkmuştu.


"Korku Eviniz cidden gerçek bir olayın üzerine senaryo tasarlayacak kadar cesur. Ruhun geri dönüp size musallat olacağından korkmuyor musunuz?"


Chen Ge gözlerini dikerek kasten sesini alçalttı.


"Duyduğuma göre ölü insanların isimlerini hem sesli hem de yazılı olarak sürekli kullanmaman gerekirmiş. Yoksa kötü şeyler başına gelebilir diyorlar."


"Dur!" oyuncu bağırdı. Ofiste olup biten her şeyi sohbet odasında anlattı. Ardından zorlama bir özgüvenle Chen Ge'ye konuştu, "Sadece teknik bir problem. Sorun yok yani."


Tam bunu dediği anda kapının dışından ayak sesleri geldi. Chen Ge'nin daha önce rastladığı ‘hamile hayalet’ yüzünde dehşet dolu bir ifadeyle odaya girdi.


Elinde bir kağıt vardı ve nefes nefese kalmıştı.


"Ah Rui? Neden buradasın?" oyuncu gergin bir tonla sordu. Adam zaten panik içindeydi ve kadın oyuncuyu görünce gerginliği iyice yükseldi.


"Kağıtta bir şey var! Onu şans eseri gördüm." Kadın kağıdı adamın önüne koydu. "O geri döndü!"







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44341 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr