Bölüm 182: Doktor Chen

avatar
1073 4

My House of Horrors - Bölüm 182: Doktor Chen


Bölüm 182: Doktor Chen

Çeviri: RassNt  


Siyah saçlar yaşlı adama bir dalga gibi çarptı. Saçların içinde oluşan soluk ve narin bir kol yaşlı adamı sanki onu saç dalgasının içine çekmek istercesine omuzlarından kavradı. Yaşlı adam omuzlarının tutulması hissiyle sarsıldı. Belli ki bu kol ona daha önce zorlu anlar yaşatmıştı. "Seni göndermiştim, neden geri döndün?"


Cevap olarak yere yapıştırıldı. Yaşlı adam yere sertçe çarptı ve elbisesindeki kırmızılık biraz soldu.


Zhang Ya geldi! Yaşlı adamın sözlerine göre Zhang Ya'yı daha önce dışarı göndermişti ama Zhang Ya kapıdan tekrar geri gelmişti.


Beni bulmak için mi geldin? Chen Ge'nin içini bir sıcaklık kapladı. Tam konuşmak üzereyken saç dalgasının içinden Zhang Ya'nın dışarı çıktığını gördü. Kız kendisine hiç bakmadan doğruca yaşlı adam doğru yürüdü.


Kapının ardındaki sessiz dünyada kan donduran bir çığlık duyuldu. Bu çığlık Chen Ge'nin dişlerinin gıcırdamasına neden oldu. Bütün Meşum Tayf'lar intikam almaya meyilli mi?


İyi durumdayken yaşlı adam muhtemelen karşı koyabilirdi ama oğlanın uyanışı onu şok etmişti ve vücudunun yarısı oğlan tarafından çalınmıştı, o yüzden Zhang Ya karşısında 0 seviye bir canavar gibi güçsüz kalmıştı.


Kızıl Tayflar arasında da seviyeler olmalı ve bu yaşlı adam muhtemelen en zayıf Kızıl Tayflardan biri.


Zhang Ya'nın ortaya çıkışı Chen Ge'nin kalbindeki gerginliği biraz azalttı. Bu garip yerde onu rahatlatacak tek ‘kişi’ bu kızdı. Durum sakinleştikten sonra Chen Ge daha rahat bir pozisyona geçmek istedi. Fakat başını eğdiğinde garip bir çift gözün kendisine baktığını gördü.


Kollarındaki oğlanın elbisesi o farkında olmadan kıpkırmızı olmuştu. Yüzü beyazlamıştı ve gözleri tamamen simsiyahtı.


Alnından soğuk terler akan Chen Ge kan damarlarının oğlanın boynundaki yaraya doğru tırmandığını gördü.


"Seni uyandırmak istemedim, başka seçeneğim yoktu. Sana zarar verme niyetinde değilim."


Oğlan vücuduyla asıldı ve sanki onun üstüne tırmanmayı deniyordu. Vücudun üzerine tırmanması hissi oldukça korkutucuydu. Chen Ge'nin ilk tepkisi oğlanı itmek oldu ama bunun daha büyük bir yanlış anlaşılma yaratacağından korktu.


"Men Nan, senin ismini biliyorum ve seni kurtarmaya geldim. İkinci personan bir canavarın saldırısına uğradı; onu kurtaran bendim." Chen Ge kendini aklamaya çalıştı ama oğlanın kendisine daha fazla konuşma fırsatı vermeyeceğinden korktu.


Daha öncesinde yaşlı adam ondan İblis diye bahsetmişti. Bir Kızıl Tayf tarafından İblis olarak anılmak oğlanın göründüğü kadar masum olmadığını gösterirdi. Oğlan Chen Ge ile yüz yüze gelene kadar durmadı.


Bu kadar yakın mesafede Chen Ge oğlanın göz yuvalarında göz olmadığını sadece iki tane boş göz deliği olduğunu fark etti. Oğlanın neyin peşinde olduğunu bilmiyordu ve tüyleri diken diken oldu. Sessizce cebine uzandı, Men Nan ve annesinin resmini çıkardı ve yüz ile arasına kaldırdı.


"Geçmişini biliyorum ve acını anlıyorum. Eğer konuşmak istersen bana her şeyi anlatabilirsin." Chen Ge Men Nan'a gerçek hayatta söylediği her şeyi tekrar etti. "Aynı tecrübeye sahibiz, o yüzden belki arkadaş olabiliriz."


Korku nedir bilmeyen bir adam, Chen Ge'yi tarif etmek için bu kusursuz bir cümleydi. Böyle bir anda bile oğlanı Korku Evinde yardımcı olarak işe almayı düşünüyordu. Oğlan annesinin resmini görünce tavrı yumuşadı. Chen Ge'yi bıraktı ve yere zıpladı. "Bu resmi nereden buldun?"


Gerçek hayattaki Men Nan da bu soruyu sormuştu. Düşünme tarzları aynıydı.


"Müdürün ofisindeki çekmecede."


"Annemin resmini saklamaya cüret etmiş." Oğlan kafasını kaldırdı. "Bu resmi bana verebilir misin?"


"Tabii ki." Chen Ge resmi ona verdi. Oğlanın kendisine karşı olan düşmanlığının azaldığını hissedebiliyordu. Oğlanın seviyesine inmek için çömeldi. Bir anlık tereddütten sonra yumuşak bir sesle sordu, "Biraz önce yaşlı adam bu dünyanın senin kabusun olduğunu söyledi ve sen uyandıktan sonra buraya bağlanan kapı gerçek dünyaya kapanacakmış. Bu doğru mu?"


"Bu dünya benden önce vardı ve ben sadece onu ilk keşfeden kişiyim." Oğlan resmi cebine koydu ve boş gözleri Chen Ge'ye baktı. "Bu dünya ile ilgili hiçbir şey sorma. Ne kadar çok şey bilirsen ayrılman o kadar zorlaşır."


Oğlanın zekası görünüşüyle ters orantılıydı. Chen Ge daha yeni konuşmaya başlamıştı ama hemen onun nereye varmaya çalıştığını anlamıştı.


"Hiçbir şey söyleyemez misin?"


"Sadece bu dünyanın insanların en karanlık sırlarının yansıması olduğunu söyleyebilirim. Burası dehşet ve günahla dolu. Gerçek dünyaya benziyor ama gece ve gündüz gibi farklılar." Ardından oğlan kapıya yürüdü. Kırmızı elbisesi parlıyordu. Sanki taze kan damlatıyordu.


"İki sorum daha var. Çok hızlı gitme." Chen Ge ileri fırladı. Çevikliğini tekrar kazanmıştı ve daha önce kollarına ve bacaklarına sızan kan damarları ortadan kaybolmuştu.


Oğlan durdu ve arkasına baktı. Boş gözleri Chen Ge'yi dikkatle inceledi. "Benden korkmuyor musun?"


"Korkuyorum ama cevaplanması gereken sorularım var." Men Nan'ın gerçek personasının görünüşü Chen Ge için anlamlıydı. "Birisini sormak istiyorum. İkinci persona ondan Doktor Chen diye bahsetti."


"Onu hiç duymadım."


"İkinci persona bana senin Üçüncü Hastalık Koğuşu'na iki kişinin davetiyle geri döndüğünü söyledi. Onlardan birisi eski müdürdü, diğeri ise bu Doktor Chen." Chen Ge içten konuştu. "Bu adam benim için çok önemli; kayıp aile üyelerimden olabilir."


Belki de aile kelimesi oğlanı etkilemişti. Boş gözlerini başka yöne çevirdi. "Doktor Chen oldukça sıradan görünen biri ama özel gözlere sahip. Sana benziyor, tam da tiksindiğim insan tipi."


"Bu kadar mı?" Chen Ge bu konuda daha fazla konuşmadan ikinci sorusunu sordu. "İki dünyayı birbirine bağlayan bu kapı, onu tamamen nasıl kapatabilirim?"


"Çok basit." Oğlan gülümsedi. "Kapının arkasında canlı birini tut ve ondan senin için kapıyı korumasını iste."


"Bu nasıl bir çözüm?" Chen Ge kapının ortaya çıkış amacını sormak istedi ama oğlan göz açıp kapayıncaya kadar kayboldu. "Benden önemli bir bilgi mi saklıyor?"


Chen Ge oğlanın Zhang Ya ile kavgaya tutuşacağından korkarak hemen peşinden gitti.


Odadan ayrıldıktan sonra oğlanın çok uzaklaşmadığını fark etti. Oğlanın kaşları çatılmıştı ve karanlık gözleri ileri bakıyordu.


Yaşlı adamın üzerindeki kırmızılık tamamen solmuştu ve insan biçimini zar zor andırıyordu. Geriye kalan vücudu Zhang Ya'nın saçları tarafından sarılmıştı ve birkaç saniye içinde ortadan kaybolacaktı.


"Yaşlı adamın vücudunu bana bırak, gitmene izin vereyim." Oğlan küçüktü ama Chen Ge onun sesinden gelen tehdidi hissetti.


Zhang Ya'nın parmakları kan kadar parlak kırmızı dudaklarının üzerinde dans etti. Oğlanın dediğine aldırmadı. Bir bacağı müdürün kırılmış vücudundayken gözlerini sanki yemek için yeni bir şey fark etmiş gibi oğlana çevirdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44304 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr