Bölüm 160: O Gerçek Mi?

avatar
1121 4

My House of Horrors - Bölüm 160: O Gerçek Mi?


Bölüm 160: O Gerçek Mi?

Çeviri: RassNt  


Kızın ağzı tekrar kapandıktan sonra yaşlı adam ve orta yaşlı adam normale döndüler. Sanki ‘el’ kelimesine karşı aşırı hassaslardı. Bu kelime zihinlerinde bir çeşit anıyı tetiklemiş ve en karanlık, en korkutucu şeyleri gün yüzüne çıkarmıştı.


"El kelimesinden neden korkuyorlar?" Chen Ge odaya şöyle bir baktı ve el ile ilgili hiçbir şey bulamadı. İnsanlara baktı ve vücutlarında belirgin herhangi bir yara yoktu, korkularının sebebi muhtemelen psikolojikti.


"Onları bu kadar korkutan şey ne?" Chen Ge beyni çark etti ve bir ihtimal aklına geldi. Doktor Gao'nun verdiği bilgilere göre 4 numaralı hasta bir kaza sonucu elini kaybetmişti ve bunun ardından fantom ekstremite sendromuna yakalanarak kolunun hala yerinde olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bu hastanın ismi yoktu. Belki Doktor Gao ismini söylemeyi unutmuştu ya da ismi bilerek kayıttan silinmişti. "Hatırladığıma göre sadece o hastanın el ile alakası var."


Fantom ekstremite sendromu korkutucu bir hastalık değildi ve ciddi bir psikolojik problem bile sayılmazdı; ilaç ve rehberlik ile tedavi edilebilir bir durumdu. Chen Ge bu bilgiyi biliyordu, o yüzden onu korkutan şey neden zararsız görünen fantom ekstremite sendromuna yakalanan bir hasta Üçüncü Hastalık Koğuşu'na alınmıştı?


Hastane neden onun tehlikeli olduğunu düşünmüştü?


Chen Ge kıza doğru yürüdü. Orta yaşlı adam iletişim kurmayı reddetti ve yaşlı adamın aklı gitmiş gibiydi, geriye sadece genç kadın kalmıştı. Demir kafesin yanına çömeldi ve kızın gözlerine baktı. Onunla normal şekilde iletişim kuramayacağı için başka bir şey deneyecekti.


Kadının duyabileceği bir sesle sordu, "Ne kadar el gördün?"


Kız Chen Ge'den uzaklaşmaya çalışmaktan başka tepki vermedi.


"Tek elli bir adam gördün mü?" Bununla birlikte kafesteki kız başını hararetli bir şekilde sallamaya başladı, kafası sürekli demir kafese çarpıyordu.


Kızın garip tepkisi birçok şeyi açıklıyordu. Ona bu kabusu yaşatan şey büyük ihtimalle tek elli adamdı. Kızın yüzüne bakan Chen Ge onun yüzündeki en ufak duygu belirtilerini bile inceledi. "Adamın silahı var mıydı?"


Kızın gözleri kocaman açıldı ve alnında damarlar şişti.


"Ne taşıyordu? Testere? Bıçak? Ya da balta?"


"HMM!" Kadının ağzı kapalıydı. Altüst olmuştu ama ses çıkaramadı.


"Görünüşe göre bunlardan biriydi, peki sana ne yaptı?" Chen Ge'nin sesi düştü. "Doğradı? Kesti? Sana kusurlu bir varlık olduğunu söyleyip seni tamir etmek istediğini mi söyledi? Yoksa kolunu ödünç almak mı istedi?


"Kurban sayısı azalıyordu, o yüzden onlar hastaları iyileştirirken sen de buralardaydın. Sen şahittin ve her şeyi gördün değil mi?"


Kadının yüzü şişen damarlarla burkuldu ve yüzünden gözyaşları aktı. Sanki hiçbir şey görmediğini söyler gibi başını sağa sola sallamaya devam etti.


"Gerçekten bir şey bilmiyor musun? O zaman o elden neden korkuyorsun? El yanına mı düştü yoksa sen kaçmaya çalışırken mi seni yakaladı?"


Chen Ge'nin bakış açısına göre kadın travma geçirmenin ötesine geçmiş olsa da korkutucu anıları da zihnine işlenmişti. Korkularından kaçmak insani bir içgüdüydü, o yüzden kadına korkutucu bir şeyden bahsettiğinde onun vücudu içgüdüsel olarak tepki verecek ve ifadesi, tavrı gerçeği ele verecekti.


Bir insanın doğal içgüdüleri yalan söyleyemezdi. Chen Ge kadının tepkisine bakarak şüphesini teyit etti. "Korkma. Eğer gerçekten masumsan seni kurtaracağım. Bu gece buraya her şeyi ortaya çıkarmak ve deli insanların kanun önüne çıkmasını sağlamak için geldim."


Çamaşır odasındaki küf kokusu çok ağırdı. Chen Ge bir süre kadının yanında kaldı. Onu anlayıp anlamadığı belli değildi ama sakinleşmeye başladı. Chen Ge bir kez daha kafesin içine uzandı ve yastık kılıfını çekti.


Kafesin içine sinmiş olan kadının yüzü dehşetle doluydu. Dudakları açıldı ve kelimeyi tekrar etmeye başladı. "El... el..."


"Ne tür bir çılgınca deney kadını bu hale getirmiş olabilir?" Chen Ge çamaşır odasının kapısının itildiğini hissettiği anda yastık kılıfını elinden bıraktı. Kapıya uygulanan kuvvet küçüktü, sanki birisi içeriye gizlice sızmayı deniyor gibiydi ama kapının diğer tarafında bir çamaşır makinasının olduğunu bilmiyordu.


"Çamaşır odası koridorun en ucunda. Yakındaki bütün odalar kilitli, o yüzden rüzgar olamaz." Chen Ge yastık kılıfını aldı ve kadının ağzını tekrar kapattı. Ardından beyaz kedinin kirli elbise yığınının içine gömüldüğünü gördü. Belki de ağır küf kokusu kedinin koku duyusunu mahvetmiş ve bu sefer Chen Ge'yi uyaramamasına neden olmuştu.


"Görünüşe göre sadece kendime güvenmeliyim. Daha dikkatli olmam lazım." Chen Ge çekici aldı ve kapıya odaklandı. Onun bakışları altında kapı aralığından bir el odanın içine uzandı. Aralık küçüktü ve diğer taraftaki kişi sadece birkaç parmağını içeri sokabildi, muhtemelen kilidin çalışıp çalışmadığına bakıyordu.


"Gerçek suçlu geldi." Chen Ge önceki iki Test Görevi'nden çok şey öğrenmişti. Panik yapmadan sakince sırt çantasını açtı. Korkutucu Doktor Kafakıran çekicini aldı, bilek kamerasını çıkardı ve onu kapının karşısında kalan tezgaha koydu.


Bu kamera canlı yayın odasında sol köşedeki küçük ekrana karşılık geliyordu. Kamerayı oraya yerleştirerek telefonuyla kapıda olup bitenleri görebilecekti.


Hazırlıkların ardından sırt çantasını bacaklarının arasına aldı, çekici kavradı ve kapının yanında köşeye saklandı. Çok geçmeden çamaşır odasının kapısı tekrar itildi. Kapının dışındaki kişinin artık sabrı tükenmiş gibiydi ve birkaç denemenin ardından kapıya sert bir darbe indi!


Kapının arkasındaki çamaşır makinası devrildi ve kapı açıldı. Chen Ge telefondan canlı yayına bakarak kapının dışında iki insan olduğunu gördü!


Onlardan biri çarpık suratlıydı ve kırmızı lekeli bir baltası vardı. Diğeri tek kollu bir adamdı ve elinde demir kürek vardı. İkisi de kendilerini çeken kamerayı fark etmedi. Tek kollu adam diğerine başını salladı ve temkinli bir şekilde kapıya doğru ilerledi.


Daha vücudu eşikten geçmeden, ayakkabısının ucu tam odaya girdiği sırada kulaklarında bir rüzgar uğultusu duydu!


Tek kollu adam odaya girmeye niyetlendiğinde Chen Ge çekicini doğruca kapıya savurmuştu. Zamanlama harikaydı. Adam olup bitenleri fark ettiğinde çekiç çoktan yaklaşarak göğsüne temas etmişti.


Korkunç görünümlü çekiç adeta gözlerinin önünde giderek büyüdü. Tek kolunu göğsünü korumak için kullandı ve odaya giriş hızından kat kat daha hızlı bir şekilde dışarıya doğru savruldu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr