Bölüm 139: Dördüncü Kabinin İçinde

avatar
1165 3

My House of Horrors - Bölüm 139: Dördüncü Kabinin İçinde


Bölüm 139: Dördüncü Kabinin İçinde

Çeviri: RassNt


Saçları dağılmıştı ve narin yüzü korkuyla burkulmuştu. Yüzü bembeyazdı ve topuklu ayakkabılarından biri kayıptı. Önceki yumuşaklığı ve seksiliği tamamen kaybolmuştu.


"Dou Menglu?" Chen Ge onu gördüğünde kadın da onu gördü. Fakat Chen Ge'nin sakin tavrına rağmen kız sanki hayalet görmüş gibi tiz bir çığlık attı ve geri dönerek kaçmaya başladı.


Olduğu yerde kalan Chen Ge yüzüne dokundu. Maske yüzünden mi?


Arka arkaya gelen iki korku Dou Menglu'nun içindeki korkuyu açığa çıkarmıştı. Narin bacakları rüzgar gibi koştu ve göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kayboldu.


Ona ne oldu? Chen Ge maskeyi çıkardı ve senaryonun derinliklerine doğru yürüdü. Neden tek başınaydı? Diğerlerinden ayrı mı düştü?


Chen Ge ilk yol ayrımına vardığında Dou Menglu'yu bulamadı. Pekala, ilk önce Kalem Ruhu odasına gideceğim yoksa yine bir kusma vakasıyla karşılaşabilirim.


Tam harekete geçeceği sırada cebindeki telefon çaldı ve zil sesi koridor boyunca çınladı.



Tuvaletin dördüncü kabinindeki Dou Menglu artık dış görünüşünden tamamen vazgeçmişti. Yerde yatıyordu, gözleri kapının altındaki boşluktan dışarıyı izliyordu.


Peşimden gelmedi. İyi, iyi.


Göğsü düzensiz bir şekilde inip kalkıyordu. Duvara yaslandı ve gözlerinde hala yaşlar duruyordu. Zihninde Kalem Ruhu oyunundan görüntüler belirdi. Oyun normal başlamıştı ama Wang Hailong'un gelecekteki eşi olup olmayacağını sorduğunda olay adeta bir kabusa dönüşmüştü.


O asılı kız neyin nesiydi? O gerçek biri olamaz ama 3 boyutlu bir görüntüye de benzemiyordu. Üzerine düşündükçe korkusu daha da arttı. Dar tuvalet kabininde saklanmaya devam etti ve korku kalbini görünmez bir el gibi sıkıştırdı.


Diğerlerini aramalıyım, Kardeş Long'u kurtarmak için bir araya gelmemiz lazım. Gözyaşlarını silen Dou Menglu, Wang Wenlong'un numarasını aradı. Uzun süre çaldıktan sonra cevap gelmedi. Ne oldu? Pei Hu ve ona bir şey mi oldu?


Telefonu kapattıktan sonra Xia Meili'yi aradı. Yine cevap gelmedi ve Dou Menglu daha da çaresiz hissetti. Köşeye doğru iyice çekildi. Korku Evinin içinde hepsinin başına bir şeyler mi geldi? Ama biz beş kişiyiz!


Titreyen elleriyle pes etmedi ve son umut olarak Pei Hu'yu aradı.


Aç telefonu şişko! Beni sevdiğini söylemiyor muydun? Niye beni yüz üstü bırakıyorsun? İnanılmaz bir endişe içinde kar beyazı cildinde yeşil damarlar şişti ve o anda son derece kötü görünüyordu.


Üç saniye sonra Dou Menglu'nun kalbi sıkıştı. Onlara ne oldu?


Beş saniye sonra sanki avucunda son umudunu tutuyormuş gibi yumruğunu sıktı.


On saniye sonra ise ağlamaklı oldu.


Fakat on üçüncü saniyede telefon aniden açıldı!


"Siktir! Şişko, niye bu kadar geç açıyorsun telefonu!?" Dou Menglu ağlamak üzereydi. Boğulmak üzere olan birinin bir tahta parçasına tutunması gibi umutsuzluk içinde bir umut parçası görmüştü.


"Niye konuşmuyorsun? Kardeş Long korkudan bayıldı ve ben de şu an tuvaletin dördüncü kabininde saklanıyorum, çabuk gel ve beni kurtar!" Bir an düşündükten sonra uyardı, "Biraz önce koridorda dolaşan kanlı bir canavar gördüm, buraya gelirken dikkatli ol!"


Aceleyle her şeyi anlatmıştı. Fakat uzun bir süre bekledikten sonra hala cevap gelmedi.


"Pei Hu? Orada mısın?" Dou Menglu telefonu iki eliyle sıkıca tutarak kulağında tuttu. "Beni korkutuyorsun. Eğer beni duyuyorsan bir şey söyle."


Birkaç saniye sonra nihayet telefonun diğer tarafından cevap geldi ama sesi Pei Hu'ya ait değildi. Tamamen yabancı bir sesti ve ciddi bir tonla konuştu, "Tamam, seni hemen bulacağım..."


Telefon parmaklarının arasından kaydı. Sesi duyduğunda afalladı ve kalbi tekledi.


Ben kimi aradım?


Telefona cevap veren kimdi?


Kim geliyor?


Yerdeki telefona baktı ama ona dokunmaya cesaret edemedi, sanki lanetli bir obje gibi geldi gözüne.


O gelmeden gitsem iyi olacak! Dou Menglu kapıya hücum etti ve telefonu orada bırakarak kabinden kaçtı. Tuvalet odasının içinde sendelerken o sırada Chen Ge kanlı elbisesiyle içeri girdi.


Dou Menglu çığlık attı ve yere düştü. Yerde sürünerek geri çekilmeye çalıştı. "Git başımdan! Git başımdan!"


"Korkma, ben sadece..." Chen Ge daha sözünü bitiremeden kız yerden kalktı, en yakın kabine girdi ve vücudunu kapının arkasına yasladı.


Chen Ge onu durdurmaya fırsat bulamamıştı ama kızın beşinci kabine girdiğini görünce hemen ona doğru koştu. "Hey, o kabin yasaklı bölge!"


Mental çöküş yaşamanın eşiğindeki Dou Menglu daha kendine gelme fırsatı bulamadan gözlerini açtığında kendisine göz çiftlerinin kendisine baktığını gördü. Bu vurucu sahne tüylerini diken diken etti ve konuşma becerisini yitirdi.


Burası önceki kabin gibi değil...


Dou Menglu geriye doğru düştü. Chen Ge hemen fırlayarak onu omuzlarından tuttu ve beşinci kabinin kapısını kapattı. "İyi misin? Korku Evinin içinde telefon kullanmak yok demedim mi?"


Chen Ge yerdeki telefonu Dou Menglu'nun cebine koydu ama Dou Menglu son enerjisiyle telefonu attı. "Onu benden uzaklaştır. O telefonu bir daha asla kullanmayacağım."


"Sakin ol. Git kapının orada uzan. Ben arkadaşlarını bulacağım." Chen Ge onu tuvaletten dışarı çıkardı. "Bu arada, birbirinizden ayrılıp kendi başınıza dolanacak kadar cesur insanlarsınız."


Dou Menglu'yu teselli ettikten sonra kızlar yatak hanesine koştu. Wang Hailong gözyaşları içinde sandalyeye yığılmıştı. Her an bayılacakmış gibi bir hali vardı.


Kalem Ruhunun ana gücü fal. O diğer konularda zayıf, görünüşe göre bu koca oğlan da kağıttan kaplan çıktı.


Chen Ge tükenmez kalemi aldı ve kalemin hasar görmediğini teyit ettikten sonra onu yerine koydu ve Wang Hailong'u dışarı taşıdı.


Bu tam da yeni senaryomun ilk açılış gününde görmek istediğim şok.


Chen Ge  Wang Hailong ve Dou Menglu'yu bir araya getirdi. Ardından diğer koridora girdi ve her odaya baktı.


Baygın Xia Meili'yi 304 numaranın tuvaletinden dışarı çıkardıktan sonra kadın mankeni tekrar tavandaki bölmeye geri itti. Ardından Pei Hu'yu 303 numaralı odadaki yatağın altından dışarı çekti.


Şaşırtıcı şekilde grupta mental olarak en sağlam kalabilen kişi o olmuştu. Chen Ge geldiğinde kapıdaki manken kafasıyla birbirlerine bakma yarışına girmiş durumdalardı. Adamın dediğine göre Chen Ge gelmeden önce manken kafasıyla on dakikadır bakışıyorlardı.


Pei Hu'nun rehberliğinde Chen Ge son durağa geldi. Pei Hu ile birlikte kuyunun yanında durdular ve içeriye baktılar.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr