Bölüm 124: Muhtemel Kızıl Tayf

Çeviri: RassNt  

Bir saat sonra orta yaşlı adam 302 numaralı odadaki genç adam ile birlikte Hai Ming Apartmanlarına geri döndü. Genç adamın kafasında bir bandaj vardı ve göz bebekleri odaksızdı.

"Nihayet eve döndün." Chen Ge 304 numaradan dışarı elinde çekiciyle çıktı. "Endişelenme, sana zarar vermeyeceğim sadece birkaç soru sormak istiyorum."

Genç adamın gözleri kaçınma içgüdüsüyle sağa sola kaydı ve kendi odasının kapısını açtı. "Gel o zaman."

302 numaralı odada yoğun bir koku vardı. Odası darmadağın haldeki orta yaşlı adam bile elini burnuna götürdü. "Burayı en son ne zaman temizledin? Yemek falan mı ekşidi?"

Chen Ge'nin kafası karıştı. Oda derli toplu görünüyordu ve genç adam bakımlıydı, pespaye bir tipe benzemiyordu.

"İki aydır bir rüya şeklinde başıma gelmeye başladı." Genç adam kafasını tutarak yatağına doğru yürüdü. Onun altından plastik bir çanta çıkardı. Çantanın için küçük hayvan cesetleriyle doluydu. "Bu doğru, uyanamadığım bir kabus gibiydi."

Chen Ge çantaya baktıktan sonra gözleri tekrar genç adamın üstüne geldi. "Artık kabusun sona erdi, sakladığın her şeyi bize anlatabilirsin."

Genç adam çantayı kenara koydu ve özür dilemeye başladı. "Üç ay önce bu odaya taşındığımda ev sahibi eğer rahatsız hissedersem ya da tuhaf bir şeylerle karşılaşırsam taşınabileceğimi söyledi. İlk gece başı başına bir kabustu, sızdıran bir pencere ile ilgili bir rüya gördüm. Rüyada onu kapatmaya gittim ve yan odanın içinde bir adamın durduğunu gördüm.

"En başta çok dikkat etmedim ama bu rüya daha sonra tekrarlanmaya devam etti ve bir seferinde yan odada olması gereken adamın odama girdiğini fark ettim. Direnmeye çalıştım ama hiçbir şey yapamadım. Fakat adam bana zarar vermedi. Bana sadece yardım istediğini söyledi.

"Bu rüyadan sonra tüm sabah boyunca odağım tamamen dağılmıştı. En sonunda geceyi bir arkadaşımın evinde geçirmeye karar verdi ama adam sanki bana bağlanmıştı. Bu sefer rüyamda doğruca yatağımın yanında belirdi.

"Adam bana kaçamayacağımı söyledi. Ona yardım ettiğim sürece bana bulaşmayacağını söyledi. Dediklerine inandım, ardından onun talepleri doğrultusunda küçük hayvanlar yakalamaya ve onları 303 numaralı odaya atmaya başladım. İçeri attığımda hayvanlar canlıydı ama sonraki sabah baktığımda hayvanların hepsi ölmüştü.

"Vücutlarında herhangi bir yara izi yoktu, nasıl öldüklerini anlayamadım." Genç adam konuşmaya devam ettikçe korkusu daha da yükseldi. "Rüyamdaki adamdan kaçmayı denedim ama onun iştahı iyice büyüdü. En başta sadece serçe ya da fare atmamı isterken bir hafta sonra benden sokak köpeği istedi ve en sonunda canlı bir insanı gece yarısından sonra 303 numaralı odaya getirmemi istedi.

"Bunu reddettiğimde beni zorlamaya başladı, rüyamda öldürmekle tehdit etti. Aklım çıkmıştı."

Genç adamın gözleri kızardı ve başını öne eğdi. "Rüyayı arkadaşlarıma anlattım ve birkaç kişilik grup olarak gecenin bir yarısı 303 numaralı odaya girdik ama hiçbir şey olmadı. Ardından bana inanmayı bıraktılar ve aklımı yitirdiğimi düşündüler.

"Artık kimsem kalmamıştı ve adam varlığını daha da hissettirmeye başladı. Sabahları bile onun yanımda durduğunu, beni izlediğini hissetmeye başladım."

Genç adamın elleri başındaki bandajı tutmak için harekete geçti. "Artık bir noktadan sonra canıma tak etti ve birisini 303 numaralı odaya çekmeye çalıştım ama bu çok zordu."

Kendini daha iyi hissettiğinde konuşmaya devam etti. "Birkaç gün sonra kazara okulda kiralık yer arayan birisinin reklamını gördüm ve sanırım bundan sonra olanları biliyorsunuz. Kişisel nedenlerden dolayı Men Nan okul yatakhanesinde kalmak istememişti ve sınırlı bütçesi yüzünden ona Hai Ming Apartmanlarını önerdim."

"Demek Men Nan'ın 304 numaralı odaya gelmesinin nedeni sendin öyle mi?" Chen Ge bunu beklemiyordu.

"Ona tehlikeyi anlattım ama o da benim gibi kulak asmadı." Genç adam aklındaki her şeyi anlatınca rahatlamışa benzedi.

"Tüm bunlar geçmişte kaldı, o yüzden herhangi bir dava falan olmayacak ama ilk önce Men Nan'ın uyanması için beklemeliyiz." Chen Ge cebindeki paslı anahtarı çıkardı. "Şimdi birkaç sorum var. Dürüstçe cevaplamanı istiyorum. Eğer bilmiyorsam sadece bilmediğini söyle, herhangi bir şey uydurma."

"Tamam."

"Rüyandaki adamın yüzünü gördün mü?"

"Bir kez," genç adam uzun bir tereddütten sonra konuştu. "İki yüzü vardı, tıpkı birbirine dikilmiş iki farklı kişilik gibiydi ve birbirleriyle konuşup tartışıyorlardı."

"Sana isteklerini söylemekten başka herhangi bir şeyden bahsettiler mi?" Diğer dünya hakkında bir şeyler öğrenmek için bu mükemmel fırsattı.

"Çoğunlukla aralarında tartışırlardı. Bir seferinde yüzlerden birisi öfkeyle, eğer Kızıl Tayf korkusu olmasa onun gibi bir çöple aynı var oluşu paylaşacağına ölmeyi tercih edeceğini söyledi."

"Kızıl Tayf mı?" Chen Ge bu tanıdık terimi duyunca kaşlarını çattı. Siyah telefonu çıkardı ve ilgi sayfasını açtı. Xiaoxiao'nun isminin altında Meşum Tayf yazıyordu ama Zhang Ya'nın altında özellikle Kızıl Tayf yazısı vardı.

Önemli görünmese de bu iki kelime yüzünden Zhang Ya'nın siyah telefondaki kişisel sayfası vardı. Chen Ge derin düşüncelere daldı. Wang Haiming'e Üçüncü Hastalık Koğuşu'nda musallat olan yaratık Kızıl Tayf'ı biliyordu, o yüzden Üçüncü Hastalık Koğuşu'nda başka bir Kızıl Tayf'ın olma ihtimali çok yüksekti!

Zhang Ya ile aynı seviyede bir tayf. Bu düşünce Chen Ge'nin başına bir ağrının girmesine neden oldu. İlk karşılaştığı ayna canavarı Zhang Ya için adeta oyuncak olmuştu. Bu yüzden normal bir hayalet Kızıl Tayf karşısında güçsüz kalıyordu. İç geçirdikten sonra genç adama devam etmesini işaret etti.

"Kızıl Tayf dışında birkaç zayıflıklarının olduğunu fark ettim. Eğer işler çok ciddileşirse bu zayıflıkları onlara karşı kullanmayı planladım." Genç adam, çantanın içinden gelen kötü kokuya aldırmadan yatağa oturdu. "Canavar gece yarısı dışında günün başka saatlerinde nadiren ortaya çıkıyordu, ışıktan, gürültülü ortamdan ve en önemlisi garip şekilde kedilerden korkuyordu."

"Kedilerden mi korkuyordu?" Chen Ge meraklandı.

"Evet, rüyamdaki adam benden birçok canlı hayvan hazırlamamı istedi ama tek istisna kediydi, o yüzden kedilerden korktuğunu düşündüm." Genç adam haklı olabilirdi ama bu en nihayetinde bir tahmindi. Eğer mümkünse Chen Ge bunu ilk deneyen kişi olmak istemezdi. Belki de Korku Evine gittiğimde birkaç test yapabilirim.

Chen Ge yorum yapmayınca genç adam konuşmaya cesaret edemedi. Fakat bu konuşmayı dinleyen orta yaşlı adamın gözleri ay gibi yuvarlaktı.