Bölüm 82: Tek Şahit

Çeviri: RassNt  

Fan Yu'nun Korku Evlerini sevmesinin nedeni hayaletlere eşlik etmekten hoşlanması mı? Gao Hocanın düşüncelerini dinledikten sonra beklenmedik cevapla karşı karşıya kaldı.

"Bu hastaya kolayca teşhis koyamam. Eğer zamanın varsa onu bana getirebilirsin." Gao Hoca da daha önce böyle bir hastayla karşılaşmamıştı ve onu bizzat incelemek istiyordu. "Psikolojik hastalıklar çok karmaşıktır ve sebeplerinde birçok belirsizlikler vardır. Bunun sebebi oğlanın yaşadığı ortam, kişisel travma ve hatta genetik aktarım bile olabilir."

Chen Ge cevap vermedi. Fan Yu'nun hayaletlerin eşlik etmesini sevdiği sonucuna vardığında zihninde son derece korkutucu bir düşünce patlak vermişti!

Yağmurluğunu açarak Fan Yu'nun çizdiği resmi çıkardı. Siyah ve ve küçük kırmızı insanlar.

Chen Ge Mu Yang Lisesine gelmeden önce bunun okuldaki binalardan birini tasvir ettiğini düşünmüştü ama hiçbirisi Fan Yu'nun çizimine uymuyordu. Nereden bakarsan bak Fan Yu ve halasının paylaştığı basık harap oda çizime daha çok uyuyordu.

Eğer Fan Yu gerçekten yaşadığı evi çizdiyse ve bu kırmızı insanlar da... O anda Chen Ge'nin tüyleri diken diken oldu. Fan Yu'nun evi hayaletlerle mi dolu!?

O sabah Fan Yu'yu ziyarete gittiği sahneyi anımsadı. Halası son derece endişeliyken Fan Yu yatak odasının penceresini ve kapısını kapatmış, başını eğmiş ve tamamen çizime odaklanmıştı.

Her seferinde sadece siyah ve kırmızı olmak üzere iki renk kullanmıştı. Bütün resimleri siyah bir ev ve kırmızı insanlardan oluşuyordu ve her resim hafiften farklıydı. Chen Ge'nin dudakları tutuldu. Her çizimde kırmızı insanların pozisyonlarının farklı olduğunu net bir şekilde hatırlıyordu.

En başta Fan Yu'nun rastgele karalama yaptığını düşünmüştü ama şimdi geriye dönüp baktığında onlar evin içinde hareket eden çirkin şeyleri temsil ediyordu.

Fan Yu onları görebiliyor mu?

Chen Ge soğuk bir nefes aldı ve Fan Yu'nun Korku Evindeki hallerinden anılar zihninde canlandı. Chen Ge küçük oğlanla konuştuğunda oğlan gözlerini sürekli Chen Ge'nin arkasına, özellikle gölgesine dikmişti.

Fan Yu Korku Evindeyken sadece iki cümle konuşmuştu ve ikisi de Chen Ge'ye yöneltilmişti. O zaman Chen Ge çocuğun kendisini sevdiğini sanmıştı ama şimdi oğlanın muhtemelen kendisine bir kafa dengi gibi davrandığını fark etti.

Güneş ışığından korkmasına ve Korku Evini ziyaret etmekten hoşlanmasına şaşırmamak gerek. Oğlanın algısı ciddi biçimde çarpıklaşmış. Chen Ge telefonu sıkıca kavradı. Fan Yu'nun neden bu hale geldiğini bilmiyordu ama oğlanın garip hareketleri ve kadının ifadeleri Chen Ge'yi korkutucu bir tahmine itmişti.

Yıllar önce bu geceki gibi yağmurlu bir gecede oğlan ortadan kaybolmuştu. Anne ve babası onu aramaya çıktıklarında başlarına o trajedi gelmişti. İki tane yetişkini öldürebilmek ve fırtınalı bir günde, cinayet mahallinde cesetlerden kurtulmak dikkatli bir planlama ve hazırlık gerektiriyordu.

Ayrıca başka bir açıdan bakınca eğer birisi Fan Yu'nun ebeveynlerine zarar verme niyetindeyse, cesetleri kusursuz bir şekilde saklayabilen ve cinayetle ilgili bütün izleri silebilecek kadar yetenekli birisi cinayet mahallinden Fan Yu'nun gitmesine nasıl izin verebildi? 

Halası çocuğa anne ve babasının cennete gittiklerini söylediğinde Fan Yu kuyuyu dikkatlice incelemişti çünkü o cennetin kuyunun içinde olduğunu söylemişti. Yani ebeveynlerinin cesetlerinin kuyunun içinde olduğunu biliyordu. Çocuk her şeyi görmüştü, şahitlerden birisiydi, o yüzden katilin çocuğu hayatta bırakmasının bir nedeni yoktu.

Chen Ge tüm vücuduna bir soğukluğun yayıldığını hissederken gözleri hafifçe kısıldı. Tabii ki katil çocuğu tanıyan birisi ya da çocuğun kendisi değilse!

Her iki ihtimalde Chen Ge'nin kalbinin korkuyla soğumasına neden oldu.

Hala da baş şüphelilerden biriydi. Onun hikayesinde birçok açık vardı ve Chen Ge'ye su koymak için mutfağa gittiğinde orada çok fazla zaman harcamıştı. Ardından muhabbet esnasında ve hatta ayrılmaya hazırlanırken sürekli suyu içmesi için ısrar etmişti.

O zaman Chen Ge görevine o kadar odaklanmıştı ki kadının bu ‘nezaketini’ fark etmemişti ama şimdi düşününce o su bardağında bir şeyler olabileceğinden şüphelendi.

Eğer Fan Yu'nun ailesini hala öldürdüyse, amacı neydi? Kadın Fan Yu'yu şımartma derecesinde seviyordu. Kadın güzel biriydi ama görünüşüyle ilgilenecek zamanı yok gibiydi. Belli ki Fan Yu'yu tek başına yetiştirmek kolay değildi. Hatta onu doktorlara götürmek için hiçbir masraftan kaçınmamıştı. Bütün hayatını Fan Yu'nun üzerine titremeye adamıştı, gerçekten bu kadar iyi bir kadın katil olabilir miydi?

Dürüst olmak gerekirse ince kadın Chen Ge'nin üzerinde iyi bir etki bırakmıştı, onun bağımsız ve güçlü olduğunu düşündü.

O zaman kadın katil değilse baş şüpheli oğlanın kendisi olacaktı!

O, suçun tek şahidi ve hayatta kalanıydı. Chen Ge ilk başta çocuk olduğu için ondan şüphelenmemişti ama çizimlerin ardındaki sırrı öğrendikten sonra bu çocuğu çok hafife aldığını fark etti.

Fan Yu eşsiz gözlere sahipti ve sürekli yoldaşları sadece hayaletlerdi. Onların varlığından korkmuyordu. Chen Ge onları kontrol etme becerisinin olduğundan bile şüphe etmeye başladı.

Bu fikir başkaları için abes olacaktı ama Chen Ge için değildi çünkü o kendisi de Tayfların Gözdesi'ydi.

Ama eğer oğlan katilse amacı ne olabilir? Chen Ge'yi en çok yoran soru buydu. Ne oğlanın ne de halanın yakın akrabalarını öldürmeleri için gerçek bir sebepleri yoktu.

O gün gerçekte ne oldu? Fan Yu'nun anne ve babası en nihayetinde Mu Yang Lisesindeki kuyuya düştüler ama neden Mu Yang Lisesi?

Chen Ge resmi tekrar cebine attığında telefonun hala açık olduğunu fark etti, o yüzden hemen Doktor Gao'dan özür diledi. "Üzgünüm, dikkatim bir an dağılmış."

"Sorun yok, ben de hasta ile ilgili daha fazla şey bulmak için dergileri karıştırıyordum. İşin doğrusu bu vaka oldukça ilgimi çekti. Fırsatın olduğunda görmem için onu bana getirebilir misin?" Gao Ru Xue'nin babası telefonu kapatmak yerine sabırla Chen Ge'yi beklemişti.

"Tabii ki, eğer fırsat olursa kesinlikle sizi ziyaret edeceğiz."

"Teşekkürler, bu benim şahsi numaram, o yüzden gelirken ararsın. Son olarak, sana bir şey hatırlatmak istiyorum." Gao Hoca sanki telefonda tereddüt yaşıyormuş gibiydi, bir şeyi söyleyip söylememek arasında gidip geliyordu.

"Nedir?" Chen Ge böyle bir doktordan gelebilecek her türlü tavsiyeyi dikkate alacaktı.

"Hastayı tedavi etmek büyük sabır gerektirir ama aynı zamanda ciddi hastalar beraberinde belli bir seviye tehlike taşırlar. Onların yanındayken onları kışkırtmamaya çalışmayı unutma."