Bölüm 63: Evde Birisi Var

Çeviri: RassNt  

 "Teyze senin için endişeleniyor olmalı."

"Tabii ki." Müfettiş Lee telefonunu bıraktı ve yüzünde bir kafa karışıklığı belirdi. "Bekle, seni kim olduğunu sanıyorsun? Bana amca, karıma da teyze diyorsun?"

Müfettiş bir cevap bekledi ama gelmedi. Döndü ve Chen Ge'nin çoktan uykuya daldığını fark etti. Polis arabası Yeni Yüzyıl Parkı'na vardığında Chen Ge Müfettiş Lee tarafından sarsılarak uyandırıldı. Ardından sırt çantasıyla birlikte uyuşuk bir halde arabadan indi.

"Sürekli tetikte ol! Zhang Peng hala dışarıda. Şu anki durum ve onun çarpık zihniyetini düşününce, her şeyden vazgeçip sana intikam almak için gelebilir," Müfettiş Lee Chen Ge'yi uyardı.

"Biliyorum." Zhang Peng ismi onun biraz uyanmasına neden olmuştu. Müfettişle vedalaştıktan sonra Yeni Yüzyıl Parkı'na girdi. Yaşlı güvenlik çoktan uykuya dalmıştı. Chen Ge ön kapıdan girerken adam uyanmadı bile.

Bu gecenin ödülü oldukça değerli. Kanlı Kalp Görevi'ni tamamladığım için Zhang Ya'dan bir istekte bulunma hakkı kazandım ama bu hakkı ayna canavarını ortadan kaldırmak için kullanmak bir israf olmaz mı?

Chen Ge siyah telefonu çıkardı ve Zhang Ya'nın sayfasına tıkladı. Önceki ilgi seviyesi olan "Sana Deli Oluyor'un" yerini "Ebediyen Senin" almıştı.

Bu konuda dikkatlice düşünmeliyim ve bu şansı olabildiğince faydalı kullanmalıyım.

Chen Ge Korku Evine girdiğinde sayfadan çıkmak yerine Zhang Ya'nın detaylarını okudu.

Param olduğunda dışarıda bir oda kiralamalıyım sanırım. Dinlenme odasında uyumak bir süre sonra tuhaf hissettirmeye başladı, diye düşündü Chen Ge karanlık koridorda yürürken. Bu Korku Evinin her bir köşesine aşinaydı, ışık olmasa bile hiçbir şeye çarpmıyordu.

Birinci katın tuvaletinden geçerken ahşap kapı sanki rüzgar esmiş gibi gıcırdadı. Kapı zaten sağlam değildi ve Chen Ge'nin çekiciyle saldırmasının ardından kapı hepten hurdaya dönmüştü. Kapıyı elinden geldiğince kapatmaya çalıştı ama içeri girince tuvaletin penceresinin yarı açık olduğunu fark etti.

Giderken pencereyi açık mı unuttum? Dışarıdaki gökyüzü pencereden içeriyi aydınlatıyordu. Chen Ge pencerenin önünde durarak inceledi. Yanında ayak izine benzer hiçbir şey göremedi. Sanırım son zamanlarda yaşadığım yüksek stresten oluyor bunlar.

Chen Ge yine de duvarda yaslı duran paspası aldı ve kontrol odasına doğru yöneldi. Korku Evi, her bir köşeyi gözetleyen kameralarla doluydu. Onlara bakarak içeri birinin girip girmediğini kolayca anlayacaktı.

Kontrol odasının kapısını açan Chen Ge bilgisayarın başına oturdu ve onu açtı. Bütün kamera görüntüleri bu bilgisayarın içinde depolanıyordu. Chen Ge tuvaletin girişindeki kamera numarasına baktı ve oraya ait videoyu açtı.

Fazla temkinli olduğunu düşündü ama birkaç dakika sonra ekranda garip bir adam gördü!

Adamın başı öne eğikti ve tuvaletten çıkınca hemen koridora fırlamıştı.

Birisi içeri girmiş, Korku Evinde benden başka biri daha var! Bu olay Chen Ge'yi tamamen uyandırdı. Adam sanki tuvaletin girişinde kamera olduğunu biliyor gibi ve nereye gittiğinin gayet farkında. Yani daha önce bu binaya girmiş biri olmalı.

Koridorda birçok kamera vardı. Gizemli adam kamerada kaybolduktan sonra Chen Ge tuvalete uzanan koridorun köşesine kurulmuş olan sonraki kameranın numarasını aradı. İkinci video oynamaya başladığında garip adamın koridorda hızla ilerledikten sonra kontrol odasına döndüğü görüldü.

Doğrudan yolunu oraya çevirmiş, muhtemelen kanıtları yok etmek amacında. Bu adam benim Korku Evimin iç dizaynını gayet iyi biliyor.

Chen Ge'nin aklında tek bir isim vardı ve tam araştırmaya devam etmeye hazırlanırken ekranda kendini gördü.

Video şimdiki zamana geri döndü. Elimde siyah telefon ve paspasla kontrol odasına girdiğim zaman... Bekle, yani o zaman adam hala buradan ayrılmamış! Chen Ge ekranda kendini gördüğü anda yanındaki paspası kavradı ve arkasını döndü!

İki metre kadar arkasındaki dolap hızla açıldı ve kıpkırmızı gözlü, elinde bir bıçak taşıyan adam dışarı fırladı!

"Zhang Peng!" Chen Ge adamın çarpık ifadesini görünce bağırdı. Muhtemelen Chen Ge'nin sesinden tahrik olmuş olacak ki Zhang Peng ona doğru bıçağıyla hücum etti. Chen Ge ilk şokun ardından hemen kendini sakinleştirdi. Arkasındaki oda kapısını açtı ve Zhang Peng'in saldırısını geri püskürtürken geri çekildi.

Zhang Peng sakat olsa da artık hayatından vazgeçmiş bir adam gibi hırsla dövüşüyordu. Adam artık işinin bittiğinin farkındaydı ve şu an tek istediği onu da yanında ölüme sürüklemekti. Chen Ge sağa sola kaçınarak bakım odasına doğru ilerledi. Köşeye sıkışmış gibi görünse de bu onun planının bir parçasıydı.

Zhang Peng hayatını bıçağın ucuna koymuştu o yüzden kaçmak bir seçenek değildi. Karşı koyması gerekiyordu ama elindeki paspasla ona zarar veremeyecekti, o yüzden aklına Doktor Kafakıran'ın demir çekici gelmişti. Daha önce polis tarafından yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için onu bakım odasına saklamıştı.

Saldırı şiddetlendi. Zhang Peng sanki onun planını anlamış gibiydi. Chen Ge'nin darbelerinden kaçınmaya bile uğraşmayarak ahşap paspasın vücuduna vurmasına izin verdi—onun amacı Chen Ge'ye yaklaşmaktı.

Kısa süre sonra Chen Ge bakım odasının kapısına kadar geri çekilmişti. Odaya dalmak için fırsat kolluyordu ama bu olmadan önce adeta taş taşıyormuş gibi vücudunda fazladan bir ağırlık hissetti.

"Bugün öleceksin!" Şimdiye kadar sessiz kalan Zhang Peng aniden bağırdı. Adamın gözleri tekrar canlanmıştı ve bıçak yeteneği daha çevik bir hal almıştı.

Neler oluyor? Şimdiye kadar onu ayna canavarı mı kontrol ediyordu? Peki o zaman canavar şimdi nerede? Chen Ge hareket hızının yavaşladığını fark ediyordu. Elini kullanarak arkasını yokladı ama hiçbir şey hissetmedi. Omuzlarına bastıran bir şey onun hafifçe eğilmesine neden oluyordu. Kafasını çevirerek baktığında yetişkin bir adam boyutunda siyah bir gölgenin sırtına binmiş olduğunu gördü!

Ayna canavarı!

Gözlerinde panik belirtisi uyandı. Chen Ge boynunu hedef alana bıçak saldırısından geriye doğru eğilerek kaçındı ve dönerek bakım odasına daldı. Hemen türlü türlü hurdayı sakladığı dolaba doğru koştu.

Hala pes etme zamanı değil. Zhang Peng ve siyah gölge tek bir varlığı paylaşıyorlar, eğer çekicimle Zhang Peng'i hareketsiz bırakırsam siyah gölgeyi de durdurabilirim!

Chen Ge sırtında ufak bir dağ taşıyormuş gibi hissetti. Siyah gölgenin büyümesini hafife almıştı. İlk karşılaştıkları zaman göre bu yaratık baş etmesi daha zor hale gelmişti.

Sırtında taşıdığı ağırlık giderek bastırırken bir şeyin boğazını sıktığını hissetti. Kulaklarında çeşitli kahkaha sesleri belirdi ve Chen Ge dolaba ulaştığında yorgunluktan tükenmişti.

Chen Ge'nin bilinci dalgalandı ve kulaklarında bir şarkı mırıltısı yankılandı. Zhang Peng'in kendisine doğru bıçakla geldiğini bilmesi için arkasına bakmasına gerek yoktu.

Sırtındaki canavar baskısını giderek artırıyordu. Chen Ge bütün enerjisini kullanarak dolabın kapısını açtı. Hurdaların arasında çekici ararken cebindeki siyah telefon yere düştü ve ekranında hala Zhang Ya'nın kişisel sayfası açıktı.