Bölüm 57: O Geldi

avatar
1305 5

My House of Horrors - Bölüm 57: O Geldi


Bölüm 57: O Geldi

Çeviri: RassNt  


Bocalayan vücutları, kirli okul üniformaları, soluk yüzleri ve hareket eden ağızlarıyla sanki bir şey demeye çalışıyorlardı. Kızların yüzleri korku ve dehşetle donmuştu ve vücutları adeta ahşap sandalyelerden büyümüştü.


Bakışları aynalardan soyunma odasının girişine çevrilen Chen Ge'nin kalbi ürperdi. Biraz öncesinde sandalyeleri ters çevirip onları dikkatlice incelemişti.


Bunu bir kadınla ilk samimi temasım olarak sayabilir miyiz?


İstemsizce ürperdi ve kapıya doğru ilerleyen ayak sesleri hızlandı. O çıkışa doğru giderken üç sandalye aşamalı olarak ileri doğru süründü ve soyunma odasındaki dolaplar hafifçe tıngırdadı.


Zhang Ye isminden bahsettikten sonra dans stüdyosunda işler değişmişti. Bu isim sanki burada bir tabu gibiydi.



Aynalar sadece dans stüdyosunu yansıtabilir. Belki de soyunma odasında çok daha kötü bir şey vardır, hemen çıkmalıyım!


Bu düşüncenin ardından dolapların çelik kapıları sanki içinden bir şey kaçmaya çalışıyormuş gibi gıcırdamaya başladı. Chen Ge elinde çekiciyle kapıya doğru koşturdu. Chen Ge bu sırada bacaklarını kullanarak yolu tıkayan sandalyeleri tekmeledi. Kaçmaya çalıştığı bu anlarda omuzlarından bir şeyin kendisini çektiğini hissetti.


Dönerek aynaya baktı ve yansımada, omuzlarında iki adet ince ve soluk kolun olduğunu gördü. Chen Ge hiç düşünmeden döndü ve saldırmaya başladı!


Güm!


Çekiç sandalyenin yaslanma kısmına geldi ve üzerinde bir çatlağın oluşmasına neden oldu. Kulaklarında bir kadının çığlıkları yankılandı. Aynada, sandalyedeki kız öğrencinin yüzünde habis bir bakışla birlikte kollarının onun omuzlarının etrafında sıkıca doladığını gördü ve sanki sandalyeye oturtmak istiyor gibiydi.


Amacı ne bunun? Acaba bu bir çeşit habis müzikli sandalye oyunu ve ben de eğer üzerine oturursam ruhum sonsuza kadar içeride hapis mi kalacak?


Omuzlarındaki kuvvet giderek artarken soluk kollar ona iyice yapışmış, soyunma odasına doğru çekmeye çalışıyordu. Daha da kötüsü, dışarıdaki koridordan gelen sürüklenme sesi duydu ve saniyeler sonra dans stüdyosunun girişinde başka bir sandalye daha belirdi.


Şansım her zaman en kötü zamanda yaver gider. Kızların gözünde popüler biri olacak zaman mı şimdi!


Chen Ge sınırındaydı. Kaçmak yerine saldırı moduna girdi. Tek elini sandalyenin arkasına koydu ve diğeriyle çekici sallayarak etrafını saran sandalyeleri yıktı!


Çekiciyle sandalyede ilk çatlağı yarattığı zaman aynadaki kız öğrencinin ifadesinin yalvarıştan nefret dolu kızgınlığa dönüştüğünü fark etmişti. Bu yüz ifadesi değişimine bakarak Chen Ge sandalyelerin tıpkı Xiaoxiao ailesinin kendilerini oyuncak bebeklere bağladığı gibi sahiplenilmiş eşyalar olduğunu sonucuna vardı.



Bağlanılmış eşyaları yok etmek onların işini bitirmeyecek ama en azından onlara zarar verebilir.


Üzerindeki kuvvet daha da şiddetlendi. Eğer daha önce bunu hiç tecrübe etmemiş bir çaylak olsa muhtemelen şu an bu kızlar karşısında gönüllü bir koyuna dönüşürdü. Ama ne yazık ki karşılarında Chen Ge vardı. Bu Korku Evi işletmecisi, bir gecesini seri katilin olduğu lanetli bir evde geçirmiş adamdı. Chen Ge hala korkunun ne olduğunu biliyordu ama birçok olayın ardından korku direnci gelişmişti. Korku ve şaşkınlık anlarında bile yine doğru kararı verebilirdi ve elindeki çekiç hiç gevşemedi.


Güm!


Chen Ge sandalyeye vurdu ve ucundan tutarak başka bir sandalyeye doğru savurdu. Aynadaki yansımayı anlatmak bir karmaşık olacaktı ama Chen Ge'nin artık bununla uğraşacak zamanı yoktu.


Yaklaşık on saniye kadar sonra sandalyelerden birini yok etmeyi başardı. Tam öfkesini ikinci sandalyeye yöneltmeye hazırlanırken bir şeyin boğazını sıktığını hissetti. Kafasını aynaya çevirdiğinde soluk bir elin boğazını sıktığını gördü. Görünüşe göre rakibi artık onu sandalyeye oturtmaktan vazgeçmiş, öldürmeye karar vermişti.


Bu gelişme Chen Ge'yi yavaşlatmadı; aksine onun daha da vahşice sandalyeleri tutup duvara savurmasına neden oldu. Sandalyeler çatırdarken boynundaki kuvvet azaldı. Artık üç sandalyede tamamen parçalarına ayrıldığında boynundaki boğulma hissi nihayet ortadan kayboldu.


"Bunları arkada bırakmanın kimseye faydası yok. Daha sonra kapanış olarak hepinizi yakacağım." Chen Ge aynaya doğru yaslandı ve nefesini düzeltmeye çalıştı. Boynunun etrafında belirgin boğuşma izleri vardı.


Kavga çok gürültü yaratmış olmalı. Kesinlikle peşimdeki kişinin dikkatini çekecek. Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde gitmeliyim. Zaten kırmızı dans ayakkabıları burada değil gibi.


Burası kesinlikle lanetliydi, o yüzden Chen Ge dans stüdyosunda daha fazla kalmak istemedi. Soyunma odasındaki dolapların tıngırtıları şiddetlendi ve bu sadece bir hava akımının sebep olacağı bir şey değildi. Bunun dışında, duvarların ve zeminin renklerinin aniden koyulaşması, koridordan gelen ve giderek sıklaşan garip ‘ping, ping’ sesi gibi diğer tuhaf şeylerde vardı.


Chen Ge tam ayrılmaya hazırlanırken ayak bileklerinden birisinin çekmesiyle neredeyse düşecekti.



Aynaya dönüp baktığında üç tane kız öğrencinin bacağını çektiklerini, tırnaklarının neredeyse derisinin içine girdiğini gördü.


Bunu görünce Chen Ge daha da çaresiz hissetti. Çekicini ahşap parçalara doğru vurdu ama ne kadar sert vurursa vursun kızların bileğindeki kuvvetleri gevşemedi.


Koridordaki garip ses giderek yaklaşıyordu ve Chen Ge'yi çeken intikamcı yüzler deli gibi gülmeye başlamışlardı. Adeta dans stüdyosunun üstüne ağır bir örtü düşmüş gibi telefonun ışığı çarpılmaya başlarken Chen Ge'nin daha önce fark ettiği o ağır koku havayı doldurmaya başladı.


Bu okulda saklanan daha korkutucu bir varlık mı var?


Chen Ge zihnindeki düşünceyle irkildi. Bu okula gecenin bir vaktinde gelmeye cesaret etmesinin en büyük sebebi Zhang Ya'nın bu okuldaki en korkutucu varlık olduğunu tahmin etmesiydi. Buraya ona iyilik yapmaya gelmişti, o yüzden onun kendisine zarar vermesi için bir sebep olmayacaktı.


Bu çok kötü.


Dans stüdyosunun kapısına bir şey ulaşmış gibi göründü ve havadaki koku daha da yoğunlaştı.


Zemindeki üç kız Chen Ge'ye vahşi ve habis ifadelerle bakıyordu. Chen Ge'nin sırtı aynaya yaslanıyordu. Cebine uzandı ve parmak ucu oyuncak bebeğe dokunduğu sırada kapıdaki garip ses geldiği hızdan çok daha yüksek bir hızla geri çekildi. Ardından havadaki koku yavaş yavaş kayboldu.


Ne oldu? Sanki kapının dışındaki şey korktu.


Tüm garip sesleri anında kayboldu ve Chen Ge artık kalp atışını duyabilir hale geldi. Işık daha da çarpık bir hal aldı ve odanın ısısının daha da düştüğünü hissetti.



Ne oluyor?


Bileğindeki çekilmeler de kaybolmuştu. Chen Ge kafasını eğdi ve üç kız öğrencinin olabildiğince uzakta saklandıklarını ve umutsuz gözlerle onun arkasındaki boşluğa baktıklarını gördü.


Arkamda mı?


Chen Ge hantal bir şekilde kafasını çevirerek yüzünü uzun aynaya döndü. Ona yansıyan görüntü kendisi değildi, kan renkli okul üniforması giymiş bir kadının kendisine tepeden baktığı bir görüntüydü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr