Bölüm 32: Oyuncaklar, Oyuncaklar, Oyuncaklar

avatar
1461 7

My House of Horrors - Bölüm 32: Oyuncaklar, Oyuncaklar, Oyuncaklar


Bölüm 32: Oyuncaklar, Oyuncaklar, Oyuncaklar

Çeviri: RassNt  


İkinci katta tek başına kalmış olan Maymun'un gözleri ve kulakları çevreden gelebilecek uyarılara karşı tetikteydi. Kendini merdiven boşluğunu iyi görebileceği bir yere atmıştı, o yüzden katil ne taraftan gelirse gelsin hızlıca kaçabilecekti.


Senaryodaki ışık daha da azalmış gibiydi ve tuhaf müzik kalbinin ayarlarıyla oynuyordu. Maymun odaklanmak için kendini çimdikledi ve derin bir nefes aldı. Bir tıp öğrencisi olarak acının ve oksijenin kişiyi hızla sakinleştirecek en iyi etkenler olduğunu biliyordu.


Daha önce yaşananları akıl süzgecinden geçirdi. Canavarın ortaya çıkış zamanlaması çok garipti. Lao Zhao aramızda sekizinci bir kişinin olduğunu söylediği anda harekete geçti; bu bir rastlantı için çok fazla.


Lao Zhao'nun o aptalca keşfiyle birlikte herkes sakinliğini kaybetmişti. Eğer Kardeş Feng telefonunu çıkarıp gruba dikkatlice bakabilseydi sekizinci kişi hemen ortaya çıkacaktı. Bu bizim ilk hatamızdı. Canavar üstümüze doğru gelmeye başladığında eğer olduğumuz yerde kalıp çil yavrusu gibi dağılmasaydık durumumuz iyi olacaktı. Bu ikinci hatamızdı.


Maymun hafifçe iç geçirdi. Evet, canavarın üstümüze doğru saldırması korkutucuydu ama herkesin aceleyle dağılmasını gerektirecek kadar değildi. Her şey o ilk kişinin kaçmaya başlamasıyla başladı. Onun bu hareketi herkesin düşüncelerini alt üst etti, o yüzden eğer yanılmıyorsam o ilk kaçan kişi Lao Zhao'nun bahsettiği sekizinci kişiydi. Biraz önce Xiao Hui'nin çığlığını duydum; o ikinci kaçan kişiydi ve gizemli adama en yakın olandı, yani bu durum benim teorimi destekliyor.



Maymun kendi kendini aşağılarcasına güldü. Ne olursa olsun doğru tahmin yapmak ve korkmamak ayrı şeylerdi. Ne de olsa bu ürkütücü Korku Evinde tek başına kalmak yine de tüylerini diken diken ediyordu. Canavar ve o sekizinci kişi birlikte çalışıyordu, psikolojik baskıyla içimize korku saçtılar. Eğer yanılmıyorsam planları en başından beri bizi ayırmak ve ardından hepimizi teker teker avlamaktı. Patronun gerçekten de birilerini korkutmak için böylesine habis bir psikolojik tekniğe başvurmasına gerek var mı?


Maymun her ne kadar parlak bir öğrenci olsa da He San gibi büyük bir korkaktı. Okulda yanında biri olmadan morga giremiyordu. Hemen bu bilgiyi Kardeş Feng ve diğerlerine aktarmalıyım.


Kardeş Feng'i aramak için telefonunu çıkardı parlak telefon ekranındaki yansımayı görünce bir titreme yaşadı. O oyuncak bebek neden merdivenlerde oturuyor?  Onun üçüncü katta bırakmamış mıydım?


Maymun telefonun flaşını kullanmaya cesaret edemedi çünkü canavarın dikkatini çekmekten korkuyordu. Telefon ekranının duvara doğru çevirdi ve orada yatan eski püskü bir oyuncak bebek gördü.


Birisi daha önceki karmaşada yanlışlıkla tekmeleyerek aşağı mı düşürdü? Maymunun aklına gelen en mantıklı açıklama buydu. Oyuncak bebeğin için kağıt parçalarıyla doluydu ve herhangi bir mekanik parçası yoktu, yani uzaktan kontrol edilemezdi. Orada öyle durması korkutucu.


Hafiften eskimiş halinin dışında oyuncakla ilgili herhangi bir korkutucu etken yoktu ama Maymun ona baktığında sanki canlıymış hissine kapılmıştı. Maymun nedenini anlayamasa da bir sebepten ötürü oyuncağa baktığında sanki genç bir kızın kendisine yalvardığını görür gibi oldu.


Halüsinasyon görüyor olmalıyım. Her halükarda eğer akıl sağlımı korumak istiyorsam bu lanet olası yerden bir an önce çıkmalıyım. Maymun, Kardeş Feng'i aradı ve üçüncü kattan telefon çalma sesi geldi.


Hala üçüncü katta mı? Ya da Lao Zhao gibi o da telefonunu mu düşürdü? Telefonun zil sesi garip şekilde Korku Evini daha da ürpertici hale getiriyordu. Maymun çağrıyı kapatmadan telefonu cebine attı ve yavaşça merdivenlerden üçüncü kata doğru tırmandı. Merdiven boşluğunda gizlenerek koridora baktı ve tahmin ettiği gibi kardeş Feng'in telefonu yerde çalıyordu.


Hem Lao Zhao hem de Kardeş Feng telefonlarını düşürdüler; başka birini denemeliyim. Üçüncü katın merdiven boşluğunda dururken koridorun iki tarafındaki kapıların hava akımıyla açılıp kapanmasını izleyen Maymun dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti.


Rehberi hızla aşağı doğru kaydırdı ve diğerlerinin numaralarını ararken aniden telefonu titreyip çalmaya başladı.



Siktir! Ne bu! Grup üyelerinden biri arıyordu. Shi Ling? Neden beni arıyor? Ya da o da benim gibi tek başına mı kaldı?


Maymun çoğu genç erkek karşı cinsle iletişim kurarken kendini cesaretlendirdi.  "Shi Ling, diğerlerinden ayrı mı kaldın? Neredesin şu an? Seni almaya geleyim."


"Üçüncü katta bir odada kilitli kaldım; oda numarasını bilmiyorum ama lütfen gel beni al. Bu Korku Evinde yanlış bir şeyler var!" Shi Ling normalde sessiz ve ağırbaşlı bir kızdı. Sesinin bu kadar tesirli ve aceleci hale gelmesi başına travmatik bir şeylerin geldiğinin habercisi olabilirdi. Adeta ağlamanın eşiğine gelmiş gibiydi.


"Sakin ol, orada nasıl kilitli kaldın? Hiçbir odanın kilidi yok," Maymun konuşurken bir yandan da koridorda ilerledi ve sesinden yerini bulmaya çalıştı.


"Ben de bilmiyorum. İçeri girdikten sonra kapıyı tekrar açamadım! Ve bu oda diğerlerinden farklı; odanın ortasında iki tane oyuncak bebek oturuyor, yan yanalar!"


"Oturuyor mu!?" Oyuncak bebekten bahsetmesi Maymun'un tüylerini diken diken etti. Bundan sonra hayatı boyunca başka oyuncak bebek görmek istemiyordu.


"Lütfen gel beni al!" Shi Ling'in sesi tizdi. Sesine bakınca yavaş yavaş psikolojisinin yıpranmaya başladığı belliydi.


"Hemen geliyorum! O oyuncaklardan olabildiğince uzak dur ve He San'ın dediği şeyi hatırla, odadaki hiçbir şeye dokunma, o oyuncak bebeklerden şüpheleniyorum..." Maymun konuşmasına devam edemedi çünkü ayaklarından yaklaşık yarım metre uzakta bir oyuncak bebek karşısında duruyordu.


Çığlık atma ve telefonu oyuncağa fırlatma dürtüsüne engel olan Maymun temkinli adımlarla ona doğru yürüdü.


Suçluluk ifadesiyle uzun saçlar, merdivendeki oyuncak bebekten farklı. Bu yaş olarak çok daha büyük gibi. Bunu düşündükten sonra Maymun'un gözleri kocaman açıldı. Lan... basit bir oyuncağa bakarak nasıl bu kadar duyguyu okuyabildim? Korkudan mı oluyor bunlar? Yoksa bu oyuncak bebekler çok mu gerçekçi duruyor? Bir sebepten, onlar sanki gerçek duygulara sahip insansı varlıklarmış gibi hissediyorum.



Her neyse, şimdi bunu düşünecek zaman değil. Önümdeki oyuncak bebek merdivendeki bebek olmadığı sürece sorun yok. En azından bu durum oyuncakların kendi başına hareket edemediklerini kanıtlar. Durum hayal ettiğim kadar kötü değil. Odaklan, şu anki en önemli iş Shi Ling'i kurtarmak.


Maymun başını şiddetle sağa sola sallayarak zihnini yatıştırmaya çalıştı. Kendini neşelendirdi. Sadece kendi kendimi korkutuyorum. Eğer merdivendeki oyuncak gerçekten beni takip ediyor olsaydı karşımda olmazdı değil mi? Arkamda olması gerekirdi. Bu sadece patron bir hilesi; korkacak bir şey yok.


Maymun kendini ikna etmek için arkasına baktı. Bak, hiçbir şey yok...


Maymun'un gözleri bir metre kadar uzaktaki bir noktaya odaklandı ve cümlesinin geri kalanı ağzından çıkamadı. Orada, zeminde bir oyuncak bebek yatıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44331 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr